Buldan, gündeme geçmeden önce 3 milletvekiline gündem dışı söz verdi.
DEM Parti Iğdır Milletvekili Yılmaz Hun, Iğdır halkının sağlık hizmetlerine erişimde ciddi sıkıntılar yaşadığını belirterek, vatandaşların şehirdeki devlet hastanesinin tıbbi cihaz ve donanım yetersizliğinden dolayı basit sağlık sorunlarında bile çevre illere gittiğini söyledi. Hun, bu durumun erken teşhis ihtimalini ortadan kaldırdığını ifade ederek, Sağlık Bakanlığını Iğdır'ın sağlık sorunlarının çözülmesi için adım atmaya çağırdı.
AK Parti Ankara Milletvekili Lütfiye Selva Çam, Ankara'nın başkent oluşuna ilişkin yaptığı konuşmada, Ankara'nın yalnızca siyasetin değil, ticaret, kültür ve edebiyatın da başkenti olduğunu söyledi.
Ankara'nın tarım ve sanayi şehri olduğunu belirten Çam, şöyle konuştu:
"Aynı zamanda üniversiteler şehri ve diplomasinin merkezidir. Türk Devletleri Teşkilatı, Ankara'yı 2026 yılı için Türk Dünyası Turizm Başkenti ilan etti. Seneye NATO Zirvesi, şehrimizde yapılacak. Devlet başkanları, liderler ve uluslararası kuruluşlar ve dünya medyası Ankara'da olacak. Ankara, artık sadece klasik bir başkent olmaktan çıkmış, dünya diplomasisine yön veren, mazlumlara sahip çıkan, zalimlere heybetli duruş sergileyen dünyanın en önemli siyaset merkezi olmuşken, suları akmayan, trafik sorunu öylece kalakalmış bir şekilde çözüm bekleyen bir şehir haline geldi maalesef."
CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, Amasra maden ocağındaki patlamaya ilişkin yaptığı konuşmanın başında maden ocağında çalan acil durum siren sesini dinletti.
Amasra'da 2022 yılında meydana gelen maden kazasında 43 madencinin hayatını kaybettiğini hatırlatan Bankoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Sayıştay raporları, uzmanlar, odalar hepsi uyarmıştı. Metan gazı değerleri tehlikeli seviyede, havalandırma yetersiz, sistem alarm veriyor. Madenciler 'ölüm geliyor' demişti. Ama bu uyarılar, Ankara'da koltuklarda oturanlara hiç ulaşmadı. Hiçbirisi umursamadı. 3 yıl önce Amasra'da yaşanan bir iş kazası değildir, göz göre göre gelen bir cinayettir. Defalarca uyarılmış, raporlanmış, dile getirilmiş bir faciadan 'kader' diyerek sıyrılan sorumsuz bir zihniyetin sonucudur."
CHP milletvekilleri, 14 Ekim 2022'de Amasra maden ocağında yaşanan patlamada hayatını kaybeden madencilerin fotoğraflarını masalara koydu. Milletvekilleri yakalarına "Amasra'yı unutma" yazılı kokart taktı.
TBMM Genel Kurulunda, grup başkanvekilleri gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yeni Yol Partisi Grup Başkanı Bülent Kaya, Gazze'de varılan ateşkesin, bütünlüklü sınırlara sahip, bağımsız bir Filistin Devleti'nin tanınması anlamına gelmediğini belirterek, İsrail'in işgalini sürekli gündemde tutmaları gerektiğini söyledi.
Kaya, ateşkesin sağlanmasında emeği geçenlere teşekkür ettiklerini ancak hiç kimsenin bu durumdan sahte bir zafer havası ve sahte kahramanlar çıkarmaması gerektiğini dile getirdi.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, konuşmasının başında TBMM Başkanvekili Pervin Buldan'a yönelik "Sizin 50 bin kişinin katili, polisimizi, askerimizi, öğretmenimizi, korucumuzu şehit etmiş, insanlarımızı katletmiş bir alçak teröristin mesajlarını Türkiye'ye taşımak gibi bir sorumluluğunuz yok. Yapamazsınız, son derece yanlış." dedi.
Buldan, Çömez'in sözlerine tepki göstererek "Sizin bu sözlerinizi reddediyorum. Bu kürsüye saygısızlığı kabul etmem." ifadelerini kullandı ve birleşime ara verdi.
Aranın ardından sözlerine devam eden Çömez, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın mesajlarının gündeme taşınmasını eleştirdi.
Buldan da "barış ve kardeşlik" demeye devam edeceklerini belirterek, İYİ Parti sıralarına yönelik, "Sizin bir milletvekiliniz, Mehmet Mustafa Gürban, 2 gün önce bana Twitter'dan cinsiyetçi bir mesaj attı, bunu da buradan teşhir ediyorum." ifadesini kullandı.
DEM Parti ve İYİ Parti milletvekilleri arasında kısa süreli tartışma yaşandı.
- "Sorumluluğumuz büyüktür ve ortaktır"
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, "Terörsüz Türkiye" başlığıyla ifade ettikleri sürecin milli ve tarihi bir hedef olarak menzile doğru ilerlediğini belirterek, milletin uzun yıllar bu konuda ağır bedeller ödediğini söyledi.
Akçay, "Yetti artık diyoruz, bu acıları bir 40 yıl daha yaşamayalım." ifadelerini kullanarak, "Terörsüz Türkiye"nin güçlü, güvenli ve huzurlu Türkiye olduğunu, muasır ve müreffeh Türkiye'nin müjdesi olduğunu belirtti.
"Terörsüz Türkiye"nin yalnız iç barış değil, "mavi vatan"dan Kıbrıs'a, Balkanlar'dan Kafkasya'ya, Orta Asya'dan Afrika'ya uzanan stratejik derinliğin teminatı olduğunu belirten Akçay, "Bu vesileyle bir gerçeğin altını çizerek ifade etmek istiyorum, şehitlerimizin aziz ruhlarını, şehit ailelerimizi, gazilerimizi incitecek tek bir adım atılmamıştır, atılmayacaktır. Bu duruş şiddetten arınmış, meşru siyaset, hukuka sadakat, ortak fayda ve şeffaf süreç ilkeleriyle kalıcı olacaktır. Sorumluluğumuz büyüktür ve ortaktır." diye konuştu.
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, Türkiye'nin birçok sorunu olduğunu ileri sürerek, Meclis'in bunları konuşması gerekirken sürekli saldırgan bir dille karşı karşıya kaldıklarını iddia etti.
Temelli, "Biz bu hakaretleri de bu saldırganlığı da kabul etmiyoruz. Burası artık barış meclisi olmak zorundadır, barışın meclisi olmak zorundadır. Bizim yegane amacımız, ülkenin en temel sorunu olan Kürt meselesinin demokratik çözüme kavuşmasıdır." dedi.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesine ait maden ocağında 14 Ekim 2022'de 43 işçinin hayatını kaybettiğini anımsatarak, madencilerin kazada değil iş cinayetinde hayatını kaybettiğini savundu.
Amasra'da yaşananlardan ders alınmadığını ileri süren Günaydın, "Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu marifetiyle kayyum düzenlemesini ortadan kaldıramaz mıyız?" sorusunu yöneltti.
AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, hiçbir milletvekilinin Meclis Başkanvekiline "had bildirir" bir üslupla hitap edemeyeceğini belirtti.
Usta, "Terörsüz Türkiye hem Türkiye için hem bölgemiz için çok önemli bir adımdır. Bu konuda irade gösteren Sayın Cumhurbaşkanı'mıza ve Devlet Bahçeli'ye böyle bir irade gösterdikleri için bir kere daha teşekkür ediyoruz ve inanıyoruz ki Meclis'te kurulan Komisyonla birlikte, burada alınacak yasal düzenlemelerle birlikte doğru adımlar atılacak. Ülkemizin, bölgemizin barışı için büyük bir güven ve huzur ortamı sağlanmış olacak." değerlendirmesinde bulundu.
Genel Kurulda Yeni Yol Partisinin "Son 5 yılda tarihi 100 yılı aşan eserler üzerinde yapılan restorasyonların incelenmesi", İYİ Parti'nin "kahverengi kokarca zararlısının ülke genelindeki etkilerinin tespiti", DEM Parti'nin "cezaevlerindeki idare ve gözlem kurulları"na ilişkin grup önerileri ayrı ayrı görüşüldü.
Partisinin grup önerisi üzerinde söz alan Yeni Yol Partisi Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ, son yıllarda camilerin restorasyonunun özensiz yapıldığını iddia ederek, Edirne Selimiye Cami ve Külliyesi'nde planlanan restorasyon çalışmalarını eleştirdi.
AK Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu da Yeni Yol Partisi'nin grup önerisi üzerinde söz alarak, restorasyon işinin hem yapımının hem de değerlendirilmesinin teknik ve siyasetin değil bilimin konusu olduğunu söyledi. Uslu, "Elbette herkesin fikri olacak, özgürce ifade edecek ancak uzman kurulların aylar süren çalışmalar sonunda verdiği kararları şöyle, günübirlik, anlık cümlelerle değerlendirmek doğru değil." dedi.
Restorasyonların Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapıldığını anımsatan Uslu, "Farklı görüşler ortaya çıkabiliyor uzmanlar arasında ama nihayetinde yaptığımız her iş uzmanların verdiği karar sonunda oluyor." ifadesini kullandı.
Tarihi yapıları korumanın "coğrafyanın hafızasına, medeniyetin kodlarına sahip çıkmak" anlamına geldiğini belirten Uslu, tarihi yapıların geçmiş ile gelecek arasında bir köprü olduğunu vurguladı.
AK Parti döneminde yapılan çalışmalara değinen Uslu, "AK Parti olarak da muhteşem çalışmalar yaptık. Hepiniz biliyorsunuz, yaklaşık olarak Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü 3 bin, Vakıflar Genel Müdürlüğümüz 6 binden fazla olmak üzere 10 bin eserin restorasyonunu bugüne kadar tamamladı." diye konuştu.
Partisinin grup önerisi üzerinde söz alan İYİ Parti Trabzon Milletvekili Yavuz Aydın, kahverengi kokarca zararlısının sadece tarım ürünlerini değil, sosyal hayatı da tehdit etme noktasına geldiğini belirterek, Tarım ve Orman Bakanlığının kahverengi kokarca zararlısına karşı verdiği mücadeleyi eleştirdi.
CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel de kahverengi kokarcayla mücadelenin ciddiye alınmadığını iddia etti.
AK Parti Burdur Milletvekili Adem Korkmaz, kahverengi kokarca zararlısıyla mücadele ederken bir yandan da toplum refleksinin oluşturulması gerektiğini belirterek, bu mücadele kapsamında 83 bin "feromon tuzağı"nın dağıtıldığını, yeni bitki koruma ürünlerinin ruhsatlandırıldığını, 1 milyondan fazla "düşman samuray arısı" salımı yapıldığını anlattı.
Partisinin grup önerisi üzerinde söz alan DEM Parti Mersin Milletvekili Ali Bozan, cezaevlerindeki idare ve gözlem kurullarını eleştirerek, "Bu kurullar şu anda infaz yakma avcısı olmuş." dedi.
AK Parti Rize Milletvekili Harun Mertoğlu, şartlı tahliyenin bir hak değil, hak edilmesi gereken bir durum olduğunun altını çizerek, "Yani şartlı tahliye, ceza süresini otomatik olarak kısaltan bir işlem değildir. Hükümlünün ceza infaz kurumunda geçirdiği süre, topluma uyum sağlaması, suçtan uzaklaşması ve kendini iyileştirmesi için bir süreçtir. Ceza infaz kurumunda geçirilen süre, aynı zamanda sosyal hayata hazırlanma ve iyileşme sürecidir." diye konuştu.
7242 Sayılı Kanun'la yapılan değişikliklerin bu anlayış doğrultusunda gerçekleştirildiğini dile getiren Mertoğlu şunları kaydetti:
"Bu düzenleme ile amaçlanan erken tahliyenin otomatik olmaktan çıkarılması ve objektif koşullara bağlı iyileşme kriterlerinin net olarak ortaya konulmasıdır. Hükümlünün cezaevi kurallarına uyumu, disiplin durumu, eğitimi ve rehabilitasyon programlarına katılımı, sosyal ve kültürel faaliyetlerindeki performansı gibi unsurlar sistemli bir şekilde değerlendirilmekte ve takip edilmektedir. Bu kriterleri taşımayan bir hükümlünün hak ettiğinden daha önce tahliye edilmemesi, infazın uzatılması anlamına gelmez, sadece erken tahliye edilmemesi anlamına gelir. Dolayısıyla araştırma önergesinde dile getirilen 'infazların uzatıldığı' ifadesi teknik olarak doğru ifade değildir. 7242 Sayılı Kanun'la yapılan değişiklikler gereği yapılan tüm değerlendirme ve uygulamalar yargı denetimine tabidir."
İnfaz sisteminin hukuk devletinin tüm kuralları çerçevesinde işletildiğini ve erken tahliye süreçlerinin objektif kriterlere dayandırıldığını vurgulayan Mertoğlu, "İdare ve gözlem kurullarını paralel mahkeme gibi davranmakla veya ideolojik kararlar almakla suçlamak, kurul üyelerine ve onların sorumluluk bilinciyle yürüttükleri görevlere haksızlıktır." dedi.
Yapılan oylamalarda Yeni Yol Partisi ve İYİ Partinin grup önerileri kabul edilmedi. DEM Parti'nin grup önerisinin oylanmasından önce ise talep üzerine yapılan yoklamada iki kez toplantı yeter sayısı bulunamadı.
TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, bunun üzerine birleşimi yarın saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.
