2005-03-07 - 13:05
85. Yıl etkinlikleri kapsamında Meclis'te ''Kadın Haklarının Gelişimi'' paneli yapıldı
TBMM Başkanı Bülent Arınç, kadınların siyasette daha fazla yer almasını, ''Kadın heyecanının, samimiyetinin, zarafetinin ve nezaketinin siyasete katılımını arzu ettiklerini'' bildirdi. Arınç, kadınların TBMM'de en yüksek oranla 1935'te TBMM'de temsil edildiğini ve yüzde 4.6'lık bu rekorun hala kırılamadığını söyledi.
TBMM'nin açılışının 85. yıl etkinlikleri kapsamında, "8 Mart Dünya Kadınları Günü" dolayısıyla Meclis'te düzenlenen "Kadın Haklarının Gelişimi'' konulu panelin açılışında konuşan Arınç, 85 yıl önce düzenli ordunun, silahın, hükümetin olmadığı koşullarda biraraya gelen halk temsilcilerinin İstiklal Mücadelesi'ni yürüterek Cumhuriyet'i ilan ettiklerini ve Türkiye'yi bağımsız bir devlet olarak saygın bir konuma ulaştırdıklarını söyledi. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün başardığı bu işi başka bir ülkede yapan bulunmadığını belirten Arınç, şöyle konuştu:
"Dolayısıyla Meclisimiz Gazi Meclis'tir. Bizzat mücadelenin içerisinde bulunmuş ve ülkemizi, insanımızı bağımsız bir Cumhuriyet'e kavuşturmuştur. Bu yıl milli egemenliğin sokaktaki vatandaştan en entelektüel insanımıza kadar, siyasetçisinden siyasetten uzak kalanına kadar, ev kadınından çalışan kadınımıza kadar her kesimde daha çok yerleşmesini amaçlıyoruz."
Arınç, 5 Aralık 1934'de Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı tanındığını anımsatarak, bundan sonra 8 Şubat 1935'de yapılan seçime kadınların yüzde 50 oranında katıldığını bildirdi. Arınç, ilk kez bu seçim sonunda 17 kadın parlamenterin TBMM'ye girdiğini, 1936'da boşalma nedeniyle yapılan ara seçimde de bir kadının milletvekili seçildiğini anlattı. Bu seçimler sonunda kadınların Meclis'teki temsil oranının yüzde 4.6 olduğuna dikkati çeken Arınç, 3 Kasım 2002'de oluşan Parlamento'da da kadınların yüzde 4.4 oranında temsil edilebildiğini ifade etti. 70 yıl sonra aynı oranın ''başarı'' ile korunduğunun görüldüğünü bildiren Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Başarı sözünün yanına kocaman bir ünlem işareti koyabilirsiniz. Ancak, tüm milletvekili seçimlerini gözden geçirdim, en yüksek oran 1935 yılındaki seçimdedir, yüzde 4.6 rekoru bugüne kadar kırılamamıştır. Bazı seçimlerde 0.8, bazılarında yüzde 1.5, 1.9 gibi oranlar da bulunmaktadır.
Egemenliğin oluşumunda kadınlarımızın olumlu ve önemli katkısını göz ardı edemeyiz. Kadınlarımızın daha fazla siyasette her almasını ve siyasete kadın heyecanının, samimiyetinin, zarafetinin ve nezaketinin katılımını arzu ediyoruz.''
Arınç, TBMM'nin kapılarının her zaman kadınlara açık olduğunu belirterek konuşmasını tamamladı.
KADIN-ERKEK FIRSAT EŞİTLİĞİ KOMİSYONU
Devlet Bakanı Güldal Akşit ise TBMM'de ''Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu'' kurulması için yasa önerisi hazırladıklarını ifade ederek, TBMM Başkanı Arınç'ın katkılarıyla bu öneriyi yasalaştırmayı umduklarını bildirdi.
Kadın-erkek eşitliğini sağlama konusunun dünyanın uzun süredir üzerinde durduğu bir konu olduğunu ifade eden Akşit, uluslararası örgütlerin bu konudaki engelleri değerlendirdiğini ve yeni hedefler ortaya koyduğunu belirtti.
Türkiye'nin kadın-erkek eşitliğini sağlama konusunda attığı adımların tüm dünyada övgüyle karşılandığını kaydeden Akşit, 8 yıllık kesintisiz eğitim ve yasal düzenlemeleri buna örnek gösterdi. Bunların yanı sıra ihtiyaç duyan kadınlara sosyal hizmet verildiğini, kadın konukevlerinin sayısının 14'e yükseldiğini bildiren Akşit, 2005 sonuna kadar 5 konukevinin daha hizmete sokulacağını söyledi.
Akşit, özellikle kırsal kesimdeki kız çocuklarının eğitimi konusuna büyük önem verdiklerini ifade ettiği konuşmasında, ''Amacımız, 2005 sonuna kadar kız çocukları ile erkek çocuklarının okullaşma oranını aynı düzeye çıkarmak'' diye konuştu. Yaptıklarını yeterli görmediklerini söyleyen Akşit, kadın-erkek eşitliğini sağlama yönünde büyük gayret sarfettiklerini belirtti.
AK PARTİ'Lİ USLU: ''TÜRKİYE'DE 21. YÜZYIL KADINLARIN YÜZYILI OLSUN''
Panelde Konuşan AK Parti İstanbul Milletvekili Zeynep Karahan Uslu, iktidarları döneminde eğitim, sağlık, ve çalışma hayatı konularında kadınların lehine önemli düzenlemeler yapıldığını belirterek, ''Ancak ülkemizde kadınların çalışma hayatına aktif katılımı yüzde 26 düzeyinde. Bu yeterli değil. Bu oranın düşük olmasının nedenleri ise evlilik ve doğum'' diye konuştu.
Doğum izni ve süt izni ile ilgili düzenlemeleri de anlatan Uslu, kadınların kamusal alana entegrasyonu için eğitim düzeylerinin artırılmasının önemine işaret etti. Bunun için ''Haydi Kızlar Okula'' kampanyasının düzenlendiğini hatırlatan Uslu, 640 bin kız çocuğunun okuldan uzak kaldığını, bu durumun Türkiye'ye yakışmadığını söyledi.
Kadınların siyasetteki temsil oranın da yetersiz kaldığına işaret eden Uslu, Türkiye'nin kadınların parlamentoda temsili bakımından dünyada 113. sırada yer aldığını belirtti.
Uslu, kadınların siyasette daha fazla yer alması için çaba gösterilmesini isteyerek, ''Türkiye'de 21. yüzyıl kadınların yüzyılı olsun'' dedi. Konuşmasında Türk Ceza Yasası ve Medeni Yasa değişikliklerinde kadınlar lehine yapılan değişikliklere de değinen Uslu, kadına yönelik her türlü şiddetin cezalandırılmasının öngörüldüğünü kaydetti.
ARITMAN'IN KONUŞMASI
CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman da konuşmasına, bütün cephelerde savaşmış bir kadın hakları savunucu olduğunu söyleyerek başladı.
Türkiye'de kadınların parlamentoda yeterince temsil edilemediğini anlatan Arıtman, '' Genel Kurul'da kadınlar yok'' dedi.
Devrim yasalarını gerçekleştiren Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün dünyanın en büyük kadın hakları savunucu olduğunu ifade eden Arıtman, iktidarı da eleştirdi.
Zinanın tekrar suç olmasının Brüksel'de engellendiğini ileri süren Arıtman, ''Bu durum iktidar partisinin kadın haklarına bakışını gösteren en önemli örnektir. Başbakan'ın zina konusundaki savunmasına bazı kadın milletvekillerinin de katılması içimi çok acıttı'' diye konuştu.
Türkiye'de kadınların hala oy deposu olarak görüldüklerini anlatan Arıtman, ''Mensubu olduğunuz partide veya Meclis'te sesinizi yükseltirseniz sözel aşağılanmaya veya daha ağır hakaretlere maruz kalıyorsunuz. Genel başkanınız zinanın suç olmasını savunurken siz de savunursanız tekrar seçilme şansınız var. Ama özgür kız olursanız kapının önüne koyarlar'' dedi.
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serpil Sancar da siyasi partilerin kadınlar konusundaki tutumunu eleştirdi. Prof. Dr. Sancar, siyasi partilerin kadınları ''akraba-tanıdık'', ''yardımcı hizmetlerde kullanma'', ''estetik kaygılar'' gibi nedenlerden dolayı aday gösterdiklerini söyledi.
Prof. Dr. Sancar, kadınların siyasete daha fazla katılımı için partilerin kadın milletvekili adaylarını kadınlar kollarının seçmesini önerdi.
ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yıldız Ecevit de ABD başta olmak üzere bazı ülkelerin kadın hakları ihlallerinden örnekler vererek, ''bugün özgür Irak'ta kadın öldürmenin cezası yok. Bunu biliyor muydunuz? Binden fazla kadın öldürüldü'' diye konuştu.
TBMM'nin açılışının 85. yıl etkinlikleri kapsamında, "8 Mart Dünya Kadınları Günü" dolayısıyla Meclis'te düzenlenen "Kadın Haklarının Gelişimi'' konulu panelin açılışında konuşan Arınç, 85 yıl önce düzenli ordunun, silahın, hükümetin olmadığı koşullarda biraraya gelen halk temsilcilerinin İstiklal Mücadelesi'ni yürüterek Cumhuriyet'i ilan ettiklerini ve Türkiye'yi bağımsız bir devlet olarak saygın bir konuma ulaştırdıklarını söyledi. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün başardığı bu işi başka bir ülkede yapan bulunmadığını belirten Arınç, şöyle konuştu:
"Dolayısıyla Meclisimiz Gazi Meclis'tir. Bizzat mücadelenin içerisinde bulunmuş ve ülkemizi, insanımızı bağımsız bir Cumhuriyet'e kavuşturmuştur. Bu yıl milli egemenliğin sokaktaki vatandaştan en entelektüel insanımıza kadar, siyasetçisinden siyasetten uzak kalanına kadar, ev kadınından çalışan kadınımıza kadar her kesimde daha çok yerleşmesini amaçlıyoruz."
Arınç, 5 Aralık 1934'de Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı tanındığını anımsatarak, bundan sonra 8 Şubat 1935'de yapılan seçime kadınların yüzde 50 oranında katıldığını bildirdi. Arınç, ilk kez bu seçim sonunda 17 kadın parlamenterin TBMM'ye girdiğini, 1936'da boşalma nedeniyle yapılan ara seçimde de bir kadının milletvekili seçildiğini anlattı. Bu seçimler sonunda kadınların Meclis'teki temsil oranının yüzde 4.6 olduğuna dikkati çeken Arınç, 3 Kasım 2002'de oluşan Parlamento'da da kadınların yüzde 4.4 oranında temsil edilebildiğini ifade etti. 70 yıl sonra aynı oranın ''başarı'' ile korunduğunun görüldüğünü bildiren Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Başarı sözünün yanına kocaman bir ünlem işareti koyabilirsiniz. Ancak, tüm milletvekili seçimlerini gözden geçirdim, en yüksek oran 1935 yılındaki seçimdedir, yüzde 4.6 rekoru bugüne kadar kırılamamıştır. Bazı seçimlerde 0.8, bazılarında yüzde 1.5, 1.9 gibi oranlar da bulunmaktadır.
Egemenliğin oluşumunda kadınlarımızın olumlu ve önemli katkısını göz ardı edemeyiz. Kadınlarımızın daha fazla siyasette her almasını ve siyasete kadın heyecanının, samimiyetinin, zarafetinin ve nezaketinin katılımını arzu ediyoruz.''
Arınç, TBMM'nin kapılarının her zaman kadınlara açık olduğunu belirterek konuşmasını tamamladı.
KADIN-ERKEK FIRSAT EŞİTLİĞİ KOMİSYONU
Devlet Bakanı Güldal Akşit ise TBMM'de ''Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu'' kurulması için yasa önerisi hazırladıklarını ifade ederek, TBMM Başkanı Arınç'ın katkılarıyla bu öneriyi yasalaştırmayı umduklarını bildirdi.
Kadın-erkek eşitliğini sağlama konusunun dünyanın uzun süredir üzerinde durduğu bir konu olduğunu ifade eden Akşit, uluslararası örgütlerin bu konudaki engelleri değerlendirdiğini ve yeni hedefler ortaya koyduğunu belirtti.
Türkiye'nin kadın-erkek eşitliğini sağlama konusunda attığı adımların tüm dünyada övgüyle karşılandığını kaydeden Akşit, 8 yıllık kesintisiz eğitim ve yasal düzenlemeleri buna örnek gösterdi. Bunların yanı sıra ihtiyaç duyan kadınlara sosyal hizmet verildiğini, kadın konukevlerinin sayısının 14'e yükseldiğini bildiren Akşit, 2005 sonuna kadar 5 konukevinin daha hizmete sokulacağını söyledi.
Akşit, özellikle kırsal kesimdeki kız çocuklarının eğitimi konusuna büyük önem verdiklerini ifade ettiği konuşmasında, ''Amacımız, 2005 sonuna kadar kız çocukları ile erkek çocuklarının okullaşma oranını aynı düzeye çıkarmak'' diye konuştu. Yaptıklarını yeterli görmediklerini söyleyen Akşit, kadın-erkek eşitliğini sağlama yönünde büyük gayret sarfettiklerini belirtti.
AK PARTİ'Lİ USLU: ''TÜRKİYE'DE 21. YÜZYIL KADINLARIN YÜZYILI OLSUN''
Panelde Konuşan AK Parti İstanbul Milletvekili Zeynep Karahan Uslu, iktidarları döneminde eğitim, sağlık, ve çalışma hayatı konularında kadınların lehine önemli düzenlemeler yapıldığını belirterek, ''Ancak ülkemizde kadınların çalışma hayatına aktif katılımı yüzde 26 düzeyinde. Bu yeterli değil. Bu oranın düşük olmasının nedenleri ise evlilik ve doğum'' diye konuştu.
Doğum izni ve süt izni ile ilgili düzenlemeleri de anlatan Uslu, kadınların kamusal alana entegrasyonu için eğitim düzeylerinin artırılmasının önemine işaret etti. Bunun için ''Haydi Kızlar Okula'' kampanyasının düzenlendiğini hatırlatan Uslu, 640 bin kız çocuğunun okuldan uzak kaldığını, bu durumun Türkiye'ye yakışmadığını söyledi.
Kadınların siyasetteki temsil oranın da yetersiz kaldığına işaret eden Uslu, Türkiye'nin kadınların parlamentoda temsili bakımından dünyada 113. sırada yer aldığını belirtti.
Uslu, kadınların siyasette daha fazla yer alması için çaba gösterilmesini isteyerek, ''Türkiye'de 21. yüzyıl kadınların yüzyılı olsun'' dedi. Konuşmasında Türk Ceza Yasası ve Medeni Yasa değişikliklerinde kadınlar lehine yapılan değişikliklere de değinen Uslu, kadına yönelik her türlü şiddetin cezalandırılmasının öngörüldüğünü kaydetti.
ARITMAN'IN KONUŞMASI
CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman da konuşmasına, bütün cephelerde savaşmış bir kadın hakları savunucu olduğunu söyleyerek başladı.
Türkiye'de kadınların parlamentoda yeterince temsil edilemediğini anlatan Arıtman, '' Genel Kurul'da kadınlar yok'' dedi.
Devrim yasalarını gerçekleştiren Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün dünyanın en büyük kadın hakları savunucu olduğunu ifade eden Arıtman, iktidarı da eleştirdi.
Zinanın tekrar suç olmasının Brüksel'de engellendiğini ileri süren Arıtman, ''Bu durum iktidar partisinin kadın haklarına bakışını gösteren en önemli örnektir. Başbakan'ın zina konusundaki savunmasına bazı kadın milletvekillerinin de katılması içimi çok acıttı'' diye konuştu.
Türkiye'de kadınların hala oy deposu olarak görüldüklerini anlatan Arıtman, ''Mensubu olduğunuz partide veya Meclis'te sesinizi yükseltirseniz sözel aşağılanmaya veya daha ağır hakaretlere maruz kalıyorsunuz. Genel başkanınız zinanın suç olmasını savunurken siz de savunursanız tekrar seçilme şansınız var. Ama özgür kız olursanız kapının önüne koyarlar'' dedi.
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serpil Sancar da siyasi partilerin kadınlar konusundaki tutumunu eleştirdi. Prof. Dr. Sancar, siyasi partilerin kadınları ''akraba-tanıdık'', ''yardımcı hizmetlerde kullanma'', ''estetik kaygılar'' gibi nedenlerden dolayı aday gösterdiklerini söyledi.
Prof. Dr. Sancar, kadınların siyasete daha fazla katılımı için partilerin kadın milletvekili adaylarını kadınlar kollarının seçmesini önerdi.
ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yıldız Ecevit de ABD başta olmak üzere bazı ülkelerin kadın hakları ihlallerinden örnekler vererek, ''bugün özgür Irak'ta kadın öldürmenin cezası yok. Bunu biliyor muydunuz? Binden fazla kadın öldürüldü'' diye konuştu.
