2004-04-06 - 00:00
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu'nun 52 nci toplantısı İzmir'de yapıldı.
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu'nun 52 nci toplantısı 6-7 Nisan tarihlerinde İzmir'de yapıldı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent Arınç, toplantıyı açarken yaptığı konuşmada, ifade özgürlüğü, sivil-asker ilişkileri, dini özgürlükler gibi çok önemli alanlarda ilerleme sağlayan yasal düzenlemelerin yürürlüğe konulduğunu belirterek "Kopenhag siyasi kriterlerine uyum sürecimizde önemli atılımlar gerçekleştirilmiştir. Türkiye, mevzuat açısından artık kritik eşiği aşmış durumdadır. Buna uyumlu, mevzuat reformu çalışmaları ise sürmektedir." dedi.
Türkiye tam üyelik hedefi doğrultusunda ilerledikçe, bazı çevrelerin Türkiye-AB ilişkilerini ahdi ve doğal mecrasından çıkarmaya yönelik söylemlerinin de kuvvet kazandığını belirten Arınç, bu tür girişimlerin temelinde bilgi eksiklikleri ile önyargıların yattığını belirterek "Ahde vefa, akılcılık ve etkin işbirliğinin, bu yöndeki gayretleri akamete uğratmamızı kolaylaştıracağına inanıyoruz." diye konuştu
Arınç, önümüzdeki Avrupa Parlamentosu seçimlerinin, bazı çevrelerce Türkiye'nin AB üyeliğine karşıt söylemlerin dile getirilmesi için bir vesile addedildiğinin anlaşıldığını ifade ettiği konuşmasında, "Bu çevrelere, İslam'ı çağdaşlıkla bağdaştıran, medeniyetleri buluşturan yerleşik laik ve demokratik sistemi ve eşsiz kimliğiyle, dinamik nüfusuyla, ekonomisiyle, AB'yi Kafkasya ve Orta Asya ile Ortadoğu'ya bağlayan ticaret ve enerji hatlarının kavşak noktasındaki özel siyasi ve stratejik konumuyla Türkiye'nin birliğe getireceği katkıları el birliğiyle izah etmemiz gerekmektedir." dedi.
TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu 52 nci Toplantısı açılışında yaptıkları konuşma şöyle:
Sayın Eş Başkanlar, Değerli üyeler, Sayın konuklar,
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu'nun 52. ve AP'nin beşinci döneminin bu son toplantısının açılışını yapmaktan büyük mutluluk duyuyorum.
Kuruluşundan itibaren çağdaş demokrasi değerlerini benimseyen Türkiye Cumhuriyeti, AB'ye katılım süreci çerçevesinde gerçekleştirmekte olduğu reformlarla Avrupa standartlarına ulaşmak azmindedir. Kasım 2002 seçimlerinin ardından yenilenen parlamentomuz da, Kopenhag siyasi kriterlerinin karşılanması yolunda tarihi bir sorumluluk üstlenmiştir.
Göreve geldiğinden beri çok yoğun yasama faaliyetinde bulunan parlamentomuz, iktidarı ve muhalefetiyle, ülkemizin AB'ye katılım sürecine tam destek vermiş ve yeni yasaların kabulü yolunda örnek bir irade ve işbirliği sergilemiştir. Kasım 2002 tarihinden bu yana TBMM'de dört yeni reform paketi ile yüzlerce yasa kabul edilmiştir.
İfade özgürlüğü, sivil-asker ilişkileri, dini özgürlükler gibi çok önemli alanlarda ilerleme sağlayan bu yasal düzenlemelerle, Kopenhag siyasi kriterlerine uyum sürecimizde önemli atılımlar gerçekleştirilmiştir. Türkiye, mevzuat açısından artık kritik eşiği aşmış durumdadır. Buna uyumlu, mevzuat reformu çalışmaları ise sürmektedir.
Değerli üyeler,
Reformların uygulanması yönündeki çalışmalar da hükümetimizce kararlılıkla sürdürülmektedir. Tabiatıyla, bunu zamana yayılan bir süreç olarak görmek gerekir. Müzakerelerin açılması, uygulamanın mükemmelleştirilmesine yönelik çalışmalara ivme kazandıracaktır.
Gündem maddeleri arasında da yer alan, 2004 Aralık randevumuza hazırlık sürecinde komisyonun 2003 yılı ilerleme raporunda kayıtlı tavsiyeler ile hükümetimizin komisyonla sürdürdüğü yakın diyalog ışığında yapılan çalışmalar hakkında toplantımızda sizlere ilk elden bilgi sunulacaktır.
Yargının bağımsızlığı ve işleyişinin güçlendirilmesi alanında ilave çalışmalar gerçekleştirilmektedir. Böylelikle, Avrupa standartlarıyla uyumlu, etkin ve hızlı bir yargı sistemi tesis edilmesi yolundaki temel eksiklikleri gidermeyi öngörüyoruz. Bu konuda Sayın Adalet Bakanımız ayrıntılı bilgi sunacaktır.
Sivil-asker ilişkilerinin AB üyesi ülkelerdeki uygulamalarla uyumlu hale getirilmesi için gerekli yasa ve yönetmelikler bildiğiniz gibi yürürlüğe girmiştir. MGK Genel Sekreterliği'nin görev ve yetkileri MGK'nın danışma rolüyle sınırlı hale getirilmiş, Milli Savunma Bakanlığı bütçesi ve askeri fonlar TBMM denetimi altına alınmıştır. Bu alandaki uygulamalar daha da geliştirecektir.
Değerli konuklar,
Kültürel haklar bağlamında, Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında kullandıkları dil ve lehçelerde öğrenim ile radyo-televizyon yayını yapılmasına ilişkin yönetmelikler yürürlüğe girmiştir.
Şanlıurfa, Van ve Batman'da Kürtçe kursları açılması için yapılan başvurulara kurum açma ve öğrenime başlama izinleri verilmiştir. Diğer taraftan, farklı dil ve lehçelerde yayın yapılması konusunun hayata geçirilmesi için de çalışmalar sürdürülmektedir.
Dini özgürlükler alanında da önemli çalışmalar devam etmektedir.
Siyasi kriterler alanındaki çalışmalarımızın yanı sıra, müzakerelerin açılması için bir ön şart olmamakla birlikte, ekonomik kriterlere uyumda da önemli mesafe kat etmiş bulunuyoruz.
Değerli üyeler,
Halkımızın AB üyeliğine verdiği güçlü destek ve bu yöndeki iradenin Meclisimiz ve hükümetimizce siyasi kararlılıkla somut icraata dönüştürülmesi sayesinde ulaştığımız bu noktada 2004 Aralık ayında ülkemizle müzakerelere başlanması kararının alınması haklı beklentimizdir.
Katılım müzakereleri açıldığında, AB müktesebatı doğrultusundaki dönüşümümüz daha da hızlanacaktır.
Türkiye'nin kaydettiği ilerleme, AB çevrelerinde teslim edilmektedir. Ancak, Türkiye tam üyelik hedefi doğrultusunda ilerledikçe, bazı çevrelerin Türkiye-AB ilişkilerini ahdi ve doğal mecrasından çıkarmaya yönelik söylemlerinin de kuvvet kazandığını müşahede ediyoruz. Türkiye-AB ilişkileri karşılıklı çıkarlara dayanmaktadır.
Aslında bu tür girişimlerin temelinde bilgi eksiklikleri ile önyargıların yattığını düşünüyoruz. Ahde vefa, akılcılık ve etkin işbirliğinin, bu yöndeki gayretleri akamete uğratmamızı kolaylaştıracağına inanıyoruz.
Önümüzdeki Avrupa Parlamentosu seçimlerinin, bazı çevrelerce Türkiye'nin AB üyeliğine karşıt söylemlerin dile getirilmesi için bir vesile addedildiği anlaşılmaktadır.
Bu çevrelere, İslam'ı çağdaşlıkla bağdaştıran, medeniyetleri buluşturan yerleşik laik ve demokratik sistemi ve eşsiz kimliğiyle, dinamik nüfusuyla, ekonomisiyle, AB'yi Kafkasya ve Orta Asya ile Ortadoğu'ya bağlayan ticaret ve enerji hatlarının kavşak noktasındaki özel siyasi ve stratejik konumuyla Türkiye'nin birliğe getireceği katkıları el birliğiyle izah etmemiz gerekmektedir.
Türkiye'nin birliğe üyeliğine karşı çıkan çevrelerce kullanılan "kültürel farklılık" argümanının yanlışlığına özellikle dikkat çekmek isterim. Kültür farklılıklarını dışlayıcı bir politika anlatımı olarak kullanmak tehlikeli bir yaklaşımdır.
Uluslararası alanda bugün karşılaşılan gerginliklerin kaynağında, farklı halkları, dinleri ve kültürleri "öteki" olarak gören anlayış yatmaktadır. Kaldı ki, kültürel farklılıklara saygı, ortak değerlerle birlikte AB'nin temelini oluşturan bir zenginlik teşkil etmektedir.
Değerli konuklar,
Meclisimiz, sizlerle ve önümüzdeki haziran seçimleriyle Avrupa Parlamentosu'na gelecek olan yeni üyelerle yakın temas ve işbirliği içinde olmayı arzu etmektedir. Ülkemizin AB'ye katılım sürecinde önümüzdeki yeni Karma Parlamento Komisyonu'nun da aktif ve etkin olması en büyük dileğimizdir. Önümüzdeki seçimlerle oluşacak yeni Avrupa Parlamentosu'nda yer almanızı dilerim. Ancak bu olmasa bile Avrupa'nın önde gelen kanaat önderleri olarak bizlerle temasınızı ve Türkiye-AB ilişkilerine olan ilginizi bundan sonra da sürdüreceğinizden eminim.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent Arınç, toplantıyı açarken yaptığı konuşmada, ifade özgürlüğü, sivil-asker ilişkileri, dini özgürlükler gibi çok önemli alanlarda ilerleme sağlayan yasal düzenlemelerin yürürlüğe konulduğunu belirterek "Kopenhag siyasi kriterlerine uyum sürecimizde önemli atılımlar gerçekleştirilmiştir. Türkiye, mevzuat açısından artık kritik eşiği aşmış durumdadır. Buna uyumlu, mevzuat reformu çalışmaları ise sürmektedir." dedi.
Türkiye tam üyelik hedefi doğrultusunda ilerledikçe, bazı çevrelerin Türkiye-AB ilişkilerini ahdi ve doğal mecrasından çıkarmaya yönelik söylemlerinin de kuvvet kazandığını belirten Arınç, bu tür girişimlerin temelinde bilgi eksiklikleri ile önyargıların yattığını belirterek "Ahde vefa, akılcılık ve etkin işbirliğinin, bu yöndeki gayretleri akamete uğratmamızı kolaylaştıracağına inanıyoruz." diye konuştu
Arınç, önümüzdeki Avrupa Parlamentosu seçimlerinin, bazı çevrelerce Türkiye'nin AB üyeliğine karşıt söylemlerin dile getirilmesi için bir vesile addedildiğinin anlaşıldığını ifade ettiği konuşmasında, "Bu çevrelere, İslam'ı çağdaşlıkla bağdaştıran, medeniyetleri buluşturan yerleşik laik ve demokratik sistemi ve eşsiz kimliğiyle, dinamik nüfusuyla, ekonomisiyle, AB'yi Kafkasya ve Orta Asya ile Ortadoğu'ya bağlayan ticaret ve enerji hatlarının kavşak noktasındaki özel siyasi ve stratejik konumuyla Türkiye'nin birliğe getireceği katkıları el birliğiyle izah etmemiz gerekmektedir." dedi.
TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu 52 nci Toplantısı açılışında yaptıkları konuşma şöyle:
Sayın Eş Başkanlar, Değerli üyeler, Sayın konuklar,
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu'nun 52. ve AP'nin beşinci döneminin bu son toplantısının açılışını yapmaktan büyük mutluluk duyuyorum.
Kuruluşundan itibaren çağdaş demokrasi değerlerini benimseyen Türkiye Cumhuriyeti, AB'ye katılım süreci çerçevesinde gerçekleştirmekte olduğu reformlarla Avrupa standartlarına ulaşmak azmindedir. Kasım 2002 seçimlerinin ardından yenilenen parlamentomuz da, Kopenhag siyasi kriterlerinin karşılanması yolunda tarihi bir sorumluluk üstlenmiştir.
Göreve geldiğinden beri çok yoğun yasama faaliyetinde bulunan parlamentomuz, iktidarı ve muhalefetiyle, ülkemizin AB'ye katılım sürecine tam destek vermiş ve yeni yasaların kabulü yolunda örnek bir irade ve işbirliği sergilemiştir. Kasım 2002 tarihinden bu yana TBMM'de dört yeni reform paketi ile yüzlerce yasa kabul edilmiştir.
İfade özgürlüğü, sivil-asker ilişkileri, dini özgürlükler gibi çok önemli alanlarda ilerleme sağlayan bu yasal düzenlemelerle, Kopenhag siyasi kriterlerine uyum sürecimizde önemli atılımlar gerçekleştirilmiştir. Türkiye, mevzuat açısından artık kritik eşiği aşmış durumdadır. Buna uyumlu, mevzuat reformu çalışmaları ise sürmektedir.
Değerli üyeler,
Reformların uygulanması yönündeki çalışmalar da hükümetimizce kararlılıkla sürdürülmektedir. Tabiatıyla, bunu zamana yayılan bir süreç olarak görmek gerekir. Müzakerelerin açılması, uygulamanın mükemmelleştirilmesine yönelik çalışmalara ivme kazandıracaktır.
Gündem maddeleri arasında da yer alan, 2004 Aralık randevumuza hazırlık sürecinde komisyonun 2003 yılı ilerleme raporunda kayıtlı tavsiyeler ile hükümetimizin komisyonla sürdürdüğü yakın diyalog ışığında yapılan çalışmalar hakkında toplantımızda sizlere ilk elden bilgi sunulacaktır.
Yargının bağımsızlığı ve işleyişinin güçlendirilmesi alanında ilave çalışmalar gerçekleştirilmektedir. Böylelikle, Avrupa standartlarıyla uyumlu, etkin ve hızlı bir yargı sistemi tesis edilmesi yolundaki temel eksiklikleri gidermeyi öngörüyoruz. Bu konuda Sayın Adalet Bakanımız ayrıntılı bilgi sunacaktır.
Sivil-asker ilişkilerinin AB üyesi ülkelerdeki uygulamalarla uyumlu hale getirilmesi için gerekli yasa ve yönetmelikler bildiğiniz gibi yürürlüğe girmiştir. MGK Genel Sekreterliği'nin görev ve yetkileri MGK'nın danışma rolüyle sınırlı hale getirilmiş, Milli Savunma Bakanlığı bütçesi ve askeri fonlar TBMM denetimi altına alınmıştır. Bu alandaki uygulamalar daha da geliştirecektir.
Değerli konuklar,
Kültürel haklar bağlamında, Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında kullandıkları dil ve lehçelerde öğrenim ile radyo-televizyon yayını yapılmasına ilişkin yönetmelikler yürürlüğe girmiştir.
Şanlıurfa, Van ve Batman'da Kürtçe kursları açılması için yapılan başvurulara kurum açma ve öğrenime başlama izinleri verilmiştir. Diğer taraftan, farklı dil ve lehçelerde yayın yapılması konusunun hayata geçirilmesi için de çalışmalar sürdürülmektedir.
Dini özgürlükler alanında da önemli çalışmalar devam etmektedir.
Siyasi kriterler alanındaki çalışmalarımızın yanı sıra, müzakerelerin açılması için bir ön şart olmamakla birlikte, ekonomik kriterlere uyumda da önemli mesafe kat etmiş bulunuyoruz.
Değerli üyeler,
Halkımızın AB üyeliğine verdiği güçlü destek ve bu yöndeki iradenin Meclisimiz ve hükümetimizce siyasi kararlılıkla somut icraata dönüştürülmesi sayesinde ulaştığımız bu noktada 2004 Aralık ayında ülkemizle müzakerelere başlanması kararının alınması haklı beklentimizdir.
Katılım müzakereleri açıldığında, AB müktesebatı doğrultusundaki dönüşümümüz daha da hızlanacaktır.
Türkiye'nin kaydettiği ilerleme, AB çevrelerinde teslim edilmektedir. Ancak, Türkiye tam üyelik hedefi doğrultusunda ilerledikçe, bazı çevrelerin Türkiye-AB ilişkilerini ahdi ve doğal mecrasından çıkarmaya yönelik söylemlerinin de kuvvet kazandığını müşahede ediyoruz. Türkiye-AB ilişkileri karşılıklı çıkarlara dayanmaktadır.
Aslında bu tür girişimlerin temelinde bilgi eksiklikleri ile önyargıların yattığını düşünüyoruz. Ahde vefa, akılcılık ve etkin işbirliğinin, bu yöndeki gayretleri akamete uğratmamızı kolaylaştıracağına inanıyoruz.
Önümüzdeki Avrupa Parlamentosu seçimlerinin, bazı çevrelerce Türkiye'nin AB üyeliğine karşıt söylemlerin dile getirilmesi için bir vesile addedildiği anlaşılmaktadır.
Bu çevrelere, İslam'ı çağdaşlıkla bağdaştıran, medeniyetleri buluşturan yerleşik laik ve demokratik sistemi ve eşsiz kimliğiyle, dinamik nüfusuyla, ekonomisiyle, AB'yi Kafkasya ve Orta Asya ile Ortadoğu'ya bağlayan ticaret ve enerji hatlarının kavşak noktasındaki özel siyasi ve stratejik konumuyla Türkiye'nin birliğe getireceği katkıları el birliğiyle izah etmemiz gerekmektedir.
Türkiye'nin birliğe üyeliğine karşı çıkan çevrelerce kullanılan "kültürel farklılık" argümanının yanlışlığına özellikle dikkat çekmek isterim. Kültür farklılıklarını dışlayıcı bir politika anlatımı olarak kullanmak tehlikeli bir yaklaşımdır.
Uluslararası alanda bugün karşılaşılan gerginliklerin kaynağında, farklı halkları, dinleri ve kültürleri "öteki" olarak gören anlayış yatmaktadır. Kaldı ki, kültürel farklılıklara saygı, ortak değerlerle birlikte AB'nin temelini oluşturan bir zenginlik teşkil etmektedir.
Değerli konuklar,
Meclisimiz, sizlerle ve önümüzdeki haziran seçimleriyle Avrupa Parlamentosu'na gelecek olan yeni üyelerle yakın temas ve işbirliği içinde olmayı arzu etmektedir. Ülkemizin AB'ye katılım sürecinde önümüzdeki yeni Karma Parlamento Komisyonu'nun da aktif ve etkin olması en büyük dileğimizdir. Önümüzdeki seçimlerle oluşacak yeni Avrupa Parlamentosu'nda yer almanızı dilerim. Ancak bu olmasa bile Avrupa'nın önde gelen kanaat önderleri olarak bizlerle temasınızı ve Türkiye-AB ilişkilerine olan ilginizi bundan sonra da sürdüreceğinizden eminim.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim.
