2004-10-07 - 17:00
BAŞBAKAN ERDOĞAN, AB İLERLEME RAPORU İLE İLGİLİ TBMM'YE BİLGİ VERDİ
"AB Müktesebatını süratle yerine getirmeye muktedir bir Parlamentomuz var, bununla iftihar edebiliriz" diyen Başbakan Erdoğan "Bu bir sonuç değildir, bu bir başlangıçtır. Bundan sonra önümüzde şüphesiz ki zor günler var'' şeklinde konuştu
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği ile Türkiye arasında müzakerelerin başlatılması tavsiyesinde bulunulmasını değerlendirirken, ''Bu bir sonuç değildir, bu bir başlangıçtır. Bundan sonra önümüzde şüphesiz ki zor günler var'' dedi. Erdoğan "AB Müktesebatını süratle yerine getirmeye muktedir bir Parlamentomuz var, bununla iftihar edebiliriz" şeklinde konuştu.

Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin sonbahar toplantısına katılmak üzere gittiği Strasbourg'dan dönüşünde TBMM Genel Kurulu'na bilgi verdi. Bu toplantıların verimli geçtiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, Türkiye'yi temsilen Strasbourg'da bulunan tüm milletvekillerinin saygınlığına ilişkin ifadeleri diğer grupların temsilcilerinden dinlemekten memnuniyet duyduğunu dile getirdi.

AKPM'de son dönemde insan hakları ve demokratikleşme alanında atılan adımlar, AB perspektifi ve dış politika öncelikleri konusunda bir konuşma yaptığını belirten Erdoğan, yöneltilen soruları da tek tek yanıtladığını söyledi. Avrupa Konseyi üst yönetimi ve AİHM Başkanı ile görüştüğünü bildiren Erdoğan, görüşmelerde Türkiye'nin Avrupa mimarisi içinde mümkün olan her türlü katkıyı yapmaya hazır olduğunu belirttiğini kaydetti. Erdoğan, muhataplarının da Türkiye ile Avrupa Konseyi arasındaki işbirliğinden ve AK Parti Hükümeti döneminde insan hakları ve demokratikleşme konusunda atılan adımlardan duydukları memnuniyeti ifade ettiklerini anlattı.

Türkiye ile müzakerelerin başlatılması yönünde net bir tavsiyede bulunulması ile Türkiye nin AB yolunda önemli bir eşiği daha aştığını belirten Erdoğan, şunları söyledi:

''Bu bir sonuç değildir, bu bir başlangıçtır. Bundan sonra önümüzde şüphesiz ki zor günler var. Bundan sonra da hep birlikte şu ana kadar iktidarı ve muhalefeti ile parlamentoda elele verdiysekparlamento dışında sivil toplum örgütleri ile elele vererek bu süreci aştıysak bundan sonraki süreci de aynı dayanışma içinde başararak aşacağız. Bu Parlamento içinde sadece bizlerin başarısı değil, milletimizin zaferidir.''

Erdoğan, AB Komisyonu'nun müzakere tavsiyesinden sonra yapılan ''Askıya alındı, tarih verilmedi'' gibi değerlendirmelere iltifat edilmemesi gerektiğini bildirerek, '' Müzakereye başlayan bir ülke tam üye olma sürecine girmiştir'' dedi.

Erdoğan, gelinen aşamayı ''Olumlu, dengeli ve net'' bulmakla birlikte komisyonun müzakerelerin yöntemine ilişkin bazı değerlendirme ve önerilerini, 17 Aralık'a kadarsiyasi kararı verecek olan ülkelerle birlikte gözden geçirme fırsatının bulunacağını sandığını söyledi. Bu sürecin başlatıldığını bildiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Zira bu değerlendirme ve önerilerin daha önceki uygulamalardan farklı olarak Türkiye için ayrımcılık anlamına gelecek özel koşullar oluşmaması için böyle bir mesainin çok yararlı olacağına inanıyorum. Böyle bir süreci başlattık. Yaptığımız temaslarda siyasi kararı alacakolan devlet ve hükümet başkanları, komisyon raporunu beklediklerini, buna göre hareket edeceklerini bildirmişlerdi.

2002 Kopenhag Zirvesi'nde son bildirgede yer alan şu ifade önemliydi. O da özellikle altını çizmek istiyorum, (Kopenhag siyasi kriterlerini Türkiye'nin yerine getirmesi halinde gecikmeksizin müzakerelere başlanması) ifadesinin çok önemli, inanıyorum ki ahde vefa göstermek suretiyle hiçbir terüddüte mahal bırakmayacak, bu kelimeye uyulacaktır.''

Erdoğan, Türk basını ve bu sürece destek verenlerin desteğini sürdürmelerinin işlerini kolaylaştıracağı gibi süreci de hızlandıracağını belirtti. Türkiye'nin artık ülkesi ve milletinin yanı sıra Avrupa'daki dostları ile birlikte bir dönemeci aştığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti;

''Bir gerçeği vurgulamak istiyorum, uzun ince bir yoldayız. Bu yolculuğumuz esnasında dayanışmamız hiçbir zaman eksik olmamalı ve üzerimize düşeni en iyi şekilde yerine getirmek suretiyle AB müktesebatı içinde ne varsa bunların gereğini ve uyumdaki eksikliklerimizi de müzakere esnasında ortaya çıkabilecek şeyler olacaktır. Bunları süratle yerine getirmeye muktedir bir Parlamentomuz var, bununla iftihar edebiliriz.

Uygulamaya yönelik adımlar var. Biliyorsunuz sıkıntı buradadır. Neden?.. Bu bir zihniyet değişimidir, bu bir süreçtir. Bunu hep birlikte en Batı'dan en Doğu'ya en Kuzey'den en Güney'e 70 milyon vatan evladına kabul ettirecek şekilde yapmak durumundayız. Bunu ne kadar büyük ölçüde gerçekleştirirsek inanıyorum ki bu süreç hızlanacaktır.''

Erdoğan, zaman konusunda ''Askıya alındı, tarih verilmedi'' gibi kullanılan ifadelere iltifat edilmemesi gerektiğini söyledi. Müzakereye başlayan bir ülkenin tam üye olma sürecine girdiğini bildiren Erdoğan, zaman zaman alkışlarla kesilen sözlerini şöyle tamamladı:

''Müzakere bunun için başlatılır. Yani tam üyeliğe kabul edilmeyecek bir ülke için müzakere kavramının ne anlamı var? Kaldı ki bunlar çoktan aşıldı, bu Helsinki'de aşıldı, Gümrük Birliği'nde aşıldı. Ben bu vesileyle katkısı olan geçmiş siyasilere de ayrıca teşekkür ediyorum.

Tabii ki bugünlere durup dururken gelmedik ve bu süreç bir finalin adımlarıydı, bu adımları hep birlikte attık. Bunu hep birlikte yaşamak ve sonuçlandırmak bizim görevimizdir. Temennimiz o ki bu atılacak adımlar daha sonra Parlamento'da görev yapacak her vatan evladı bu süreci yaşamış olsun...''

CHP'NİN GÖRÜŞLERİ
CHP İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ, AB İlerleme Raporu'nu değerlendirirken, ''Rapordaki tavsiye kararı, bazı köşe yazarlarının dediği gibi (sarı) değil (yeşil) ışıktır'' dedi.

Raporun sonuç ve tavsiye bölümünde AB'nin tamamen ayırımcı ve çifte standartlı bir yaklaşım sergilediğini ileri süren Elekdağ, ''Türkiye açısından ciddi sıkıntılar yaratıcı, rencide edici, dışlayıcı ve haksız durumlara yol açan bu koşullar kabul edilemez'' görüşünü dile getirdi. Raporun sonuç bölümünün 8. maddesinde de müzakerelerin (açık uçlu ve sonucu garanti edilemeyen) bir süreç olduğunun ifade edildiğini belirten Elekdağ, şöyle konuştu:

''Bu maddede (Görüşmeler başlansın ama müzakereler sonucunda Türkiye'nin tam üyelik alıp alamayacağı belli olmasın) denilmek isteniyor. Bu yaklaşım Türkiye'yi son derece rencide edici, kırıcı ve önünü kesici bir yaklaşımdır. Şimdiye kadar tüm aday ülkelerle müzakerelere başlanırken bunun tam üyelikle sonuçlanacağı öngörülmüştür. 8. maddenin yazılışından Türkiye ne yaparsa yapsın önünün kesilmesine çalışılacağı ve 31 madde üzerindeki müzakereler bittikten sonra da Türkiye'nin önüne tam üyelik yerine başka bir alternatif çıkarılabileceği gibi bir hava vardır. Türkiye ucu açık müzakere ve serbest dolaşım konusunda kalıcı önlemleri kabul edemez. Bu yaklaşımlar kabul edildiği takdirde Türkiye müzakere sürecinden beklediği faydaları sağlayamayacak ve şimdiden üye olmama alternatifini de gündeme getirmiş olacaktır.''

AK PARTİ'Lİ ÇELİK
AK Parti Adana Milletvekili Ömer Çelik ise Grubunun görüşlerini açıklarken, AB Komisyonu'nun İlerleme Raporu'nun Türkiye'ye ''net, güçlü ve yeşil bir ışık yaktığını'' söyledi. Çelik, raporun açıklanmasıyla oluşan durumun, Türkiye açısından tarihi bir dönemeç olduğunu kaydeden Çelik, bu aşamaya gelinmesinde TBMM'nin iktidarıyla muhalefetiyle ortaya koyduğu iradenin önemine işaret etti.

Çelik, Türkiye'nin 11 Eylül olaylarından sonra çıkan belirsizlikte hem kıtalar arasında hem de medeniyetler arasında bir köprü konumuyla büyük bir sentez ve model ortaya koyduğunu anlatırken, AB'ye üyelik sürecinde gerçekleştirilen reformların da sadece Türkiye'ye değil bölgesine ve dünyaya katkıda bulunduğunu bildirdi. Çelik, söz konusu reformların, halkın büyük desteği ve Meclis'in iradesi sayesinde başka ülkelerdeki gibi sancılı ve kırılgan değil, daha az sürede ve daha az maliyetle daha fazla fayda elde edilerek hayata geçirildiğini söyledi.

AB sürecinin, AK Parti ve hükümetin malı olmadığını, Meclis'in ortak iradesi olduğunu belirten Çelik, getirilen eleştirilerin hepsinin kaydedileceğini ve bu konuda siyasi çalışmaların iktidar ve muhalefetle birlikte yapılacağını sözlerine ekledi.

AĞAR'IN KONUŞMASI
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar da bugünün, Türkiye'de herkesin bardağın dolu tarafına bakıp sevineceği bir gün olduğunu belirterek, ''Elde edilen sonuç bir kazanımdır'' dedi.

Gelinen noktadan dolayı 59 hükümete ve üyelerine şükranlarını sunduğunu belirten Ağar, bu süreçte büyük emekleri bulunan Adnan Menderes, İsmet İnönü, Turgut Özal, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, ve Türkiye'nin Gümrük Birliği'ne girmesine katkısı bulunan tüm
siyasetçilere de şükranlarını ilettiğini söyledi.

Türkiye'nin Helsinki'de imzaladığı metnin Avrupa'nın haysiyeti ve namusu olduğunu belirten Ağar, bu kararların uygulanmasının Türkiye'yi AB üyeliğine götüreceğini kaydetti. İlerleme raporunda Türkiye aleyhine yer alan sıkıntıların hükümetin öncülüğünde tüm toplumun desteğiyle aşılması gerektiğini belirten Mehmet Ağar, ''Türkiye zorları başaran bir ülkedir. Hükümet, muhalefet kim olunursa olsun Türkiye sağlam adımlarla yoluna devam edecektir'' dedi.