2025-11-05 - 14:49
YENİ YOL PARTİSİ TBMM GRUP TOPLANTISI
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, DEVA, Gelecek ve Saadet partilerinin kurduğu Yeni Yol Partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda, hafta sonu Avrupa'da vatandaşlarla bir araya geldiklerini, Avrupa'da yaşayan vatandaşların haklı taleplerinin bulunduğunu belirtti.

Yurt dışındaki vatandaşların TBMM'de atılacak adımları beklediğini ifade eden Arıkan, "Meclis'te layıkıyla temsil edilmek istiyorlar. Kamu hizmetlerine erişimin önündeki bürokratik engellerin kaldırılmasını istiyorlar. Gümrük çilelerinin, yol çilelerinin sona ermesini istiyorlar." diye konuştu.

Arıkan, İsrail'in ateşkese rağmen Gazze'de saldırılara devam ettiğini belirterek, "Bu nasıl bir ateşkes, bu garantörler nasıl garantörse 10 Ekim'den bugüne terörist İsrail, 200'den fazla ateşkes ihlali yaptı, yüzlerce Gazelliyi katletti. Yardım konvoylarının, ilaç ve tıbbi malzeme girişleri engellenmeye devam etti. Hastaların çıkışı için Refah Sınır Kapısı hala düzenli şekilde açılamadı. Neticede değişen hiçbir şey olmadı." ifadelerini kullandı.

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın Bahreyn'deki açıklamalarına tepki gösteren Arıkan, "Sömürge valisi edasıyla yapılan konuşmalara, iktidarın en büyük tepkiyi koyması gerekir." dedi.

Arıkan, Sudan'da yaşanan iç savaşa değinerek, ülkede yaşananların sebebinin emperyal odakların göz diktiği altın, petrol ve nadir toprak elementleri olduğunu söyledi.

Kardeş kanından hiç kimseye fayda gelmediğini vurgulayan Arıkan, kazananların hep emperyalizm ve Siyonizmin olduğunu ifade etti. Arıkan, "Sudan'da oynanan oyun bu alçak stratejinin tekrarıdır. Gerçek düşman emperyalizm, Siyonizmdir. Hiçbir plan, ateşkes, garantör, Gazze'yi unutturmamalı, Sudan'ı unutturmamalı, İsrail'i umutlandırmamalı, ABD'yi cesaretlendirmemelidir." diye konuştu.

"Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda Meclis'te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'na destek verdiklerini belirten Arıkan, "Biz, 'Milli Dayanışma, Kardeşlik, Demokrasi' derken, sorunların dile gelmesini, çözümlerin konuşulmasını bekliyorduk. Fakat geçen bir yıl içinde ne bu meseleler samimiyetle ele alındı ne de sürece dair samimi adımları atacak hukuki bir zemin oluşturuldu. Bir taraftan hukuki boyutu tartışmalı bir süreç yaşanırken diğer taraftan Anayasamızın ve uluslararası hukukun gereklerine rağmen tehir edilen adaletin hep beraber tanıkları olduk." dedi.