2006-01-19 - 13:00
ERBAKAN'IN MAHKUMİYETİ...
TBMM Başkanı Bülent Arınç, kapatılan RP'nin son genel başkanı ve eski başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın ''kayıp trilyon'' davasında aldığı cezanın 4. erteleme süresinin dolmasıyla ilgili yaptığı değerlendirmede, olayın hem hukuki hem de insani boyutu olduğunu söyledi. Arınç, ''Bir eşitsizliğin, adaletsizliğin olduğunu söyleyebiliriz.Siyasi partilerimizin ve milletvekillerimizin bu adaletsizliği giderecek kanun teklifini meclisimize sunması gerekmektedir'' dedi.
TBMM Başkanı Bülent Arınç, kapatılan RP'nin son genel başkanı ve eski başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın ''kayıp trilyon'' davasında aldığı cezanın 4. erteleme süresinin dolmasıyla ilgili yaptığı değerlendirmede, olayın hem hukuki hem de insani boyutu olduğunu söyledi.

Arınç, ''Bir eşitsizliğin, adaletsizliğin olduğunu söyleyebiliriz.Siyasi partilerimizin ve milletvekillerimizin bu adaletsizliği giderecek kanun teklifini meclisimize sunması gerekmektedir'' dedi.

TBMM Başkanı Arınç, gazetecilerin Erbakan'ın, ''kayıp trilyon'' davasında ''özel belgede sahtecilik'' suçundan aldığı 2 yıl 4 aylık hapis cezasının infazının 4. erteleme süresinin dolması konusundaki sorularını cevaplandırdı.

''İnfaz kanununa göre Erbakan hakkındaki mahkumiyetin evinde çektirilmesi için 2 şartın birlikte olması gerekiyor'' diyen Arınç, bunlardan birisinin sağlık şartlarının elverişsiz olması, diğerinin deyargılandığı davada bir kamu zararı meydana gelmişse bu zararın aynen tazmin edilmesi olduğunu söyledi. Arınç, şöyle devam etti:

''Geçtiğimiz yıl hem TCK'da hem de Ceza İnfaz Kanunu'nda düzenleme yapılırken 75 yaşını bitiren hükümlülerin, hükümlülüklerini evlerinde geçirmeleri bu iki şarta bağlanmıştır. Ceza İnfaz Kanunu'nun 110. maddesini incelediğimizde 65 yaşını bitiren hükümlüler için rapor ve
zararın karşılanması istenmemektedir. Tam tersine yaşı biraz daha ilerlemiş olmasına rağmen 75 yaşını bitirmiş hükümlüden hem sağlık raporu hem de zararı tazmin edilmesi istenmektedir. Çıplak gözle baktığımız zaman burada bir eşitsizliğin, bir adaletsizliğin söz konusu olduğunu söyleyebiliriz.''

''...HEPİMİZİN VİCDANINI YARALAMAKTADIR''

Erbakan'ın sağlığını büyük ölçüde kaybettiği, çok yakın zamanda eşini de kaybetmiş olmasından dolayı maddi ve manevi yönden büyük bir yıkım içerisinde olduğunun söylendiğini kaydeden TBMM Başkanı Arınç, ''Olayın hem hukuki hem de insani boyutu vardır. Yıllarca Türkiye'ye siyasette, bilim sahasında hizmet etmiş, bir partinin genel
başkanlığını yapmış, Başbakanlık yapmış hükümetlerde bulunmuş, yararlı hizmetleri görülmüş bir siyasetçinin 80 yaşına geldiğinde böyle bir muameleyle karşılaşması ve hayatta en büyük dayanağı eşini kaybettikten, sağlığını büyük ölçüde yitirdikten sonra demir
parmaklıklar arkasına girecek olması eminim ki hepimizin vicdanını yaralamaktadır'' diye konuştu.

Ceza İnfaz Kanunu'na hüküm konulurken 65 yaş için aranmayan şartların 75 ve 80 yaşındaki hükümlülerde aranmasını adaletli bulmadığını ifade eden Arınç, şunları söyledi:

''Kaldı ki gerçekten bir kamu zararı doğmuşsa, ki doğduğu anlaşılıyor, hazine ve maliyece hukuk davası açılmak suretiyle, ki açmışlar ve davada sona ulaşılmak üzeredir. Erbakan'ın tüm gayrimenkulleri üzerinde bu alacağın karşılanması amacıyla ihtiyati
tedbir kararı bulunmaktadır.

Dolayısıyla ceza davasında 'şunu ödersen evinde cezanı çekeceksin' şeklinde ikinci bir şart konulması adalet tekniğine uymamaktadır. Ceza ayrıdır, hukuk ayrıdır. Ceza, suçun karşılığıdır. Hukuksa tazminatı, alacağı, zarar ziyanı talep etmektir. Sayın Erbakan ve arkadaşları hakkında alacak davası mevcut olduğuna göre, bilirkişi incelemesi safhasında ve karar noktasına çok yaklaştığımız bir zamanda malları üzerinde de tedbir bulunduğuna göre artık ikinci defa 'sen bu parayı peşin ödemezsen cezayı evinde çekemezsin' demenin bir mantığını bulmuyorum.''

''ÇOK FAZLA VAKİT YOK''
Arınç, bu konuda fazla yapabileceği bir şey olmadığını belirterek,siyasi partilerin ve milletvekillerinin işin bu yönüne dikkat etmek suretiyle, adaletsizliği giderecek bir kanun teklifini Meclis'e sunması gerektiğini bildirdi. Arınç, sözlerini şöyle tamamladı:

''Bunu Meclis'te bazı arkadaşlarımıza da ifade ettim. 'Konu üzerinde çalışın, inceleme yapın. Eğer siz de burada kanuna, adalete, hukuka, vicdana aykırılık görüyorsanız, 80 yaşına gelmiş bir değerli siyasetçiyi kanunun tanıdığı bu haktan mahrum etmeyelim. Süratle bir kanun teklifini Meclise getirin. Eğer Genel Kurul kabul ederse bu sıkıntıyı bir an evvel aşmış olalım' diye söyledim.

Bunu açıklıkla itiraf ediyorum. Bunu Meclis Başkanı olarak da bir insan olarak da vicdanen, hukuken mecbur olduğumu ifade etmek istiyorum. Ama karar siyasi partilerimizin ve milletvekillerimizindir.Bu kişiye yönelik bir uygulama ve kanun hazırlama çabası da değildir.
Türkiye'de bu durumda pek çok insan bulunmaktadır. Yapılacak düzenleme Sayın Erbakan ile birlikte onları da yakından ilgilendirecektir. Bir genel düzenleme için vaktin çok fazla olmadığını söylemek istiyorum.''