2005-04-23 - 10:00
1. MECLİS'TE, TBMM'NİN 23 NİSAN 1920'DEKİ AÇILIŞI CANLANDIRILDI
Bülent Arınç: "Onlar gibi ortak bilincimizi oluşturup, ortak hedefimize kilitlenmemizi gerektiren günlerden geçiyoruz"
Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla, 23 Nisan 1920'de 1. Meclis binasındaki ilk toplantı yeniden canlandırıldı. TBMM Başkanı Bülent Arınç, burada yaptığı konuşmada, "Onlar gibi ortak bilincimizi oluşturup, ortak hedefimize kilitlenmemizi gerektiren günlerden geçiyoruz" dedi.

1. Büyük Millet Meclisi Müzesinde yapılan törende, 23 Nisan 1920'de en yaşlı üye sıfatıyla Sinop Mebusu Şerif Bey'in yaptığı konuşma seslendirildi. İstiklâl Marşı'nın okunması ve saygı duruşunun ardından TBMM Başkanı Bülent Arınç bir konuşma yaptı

Konuşmasında, 23 Nisan 1920'deki ilk toplantıda yer alan insanların ortak bir bilinç ve ortak bir hedefi olduğunu söyleyen Arınç, "Bu Meclis'in toplanmasının en büyük özelliği belki de o ortak bilinçti. Ortak bilinç, millet iradesine duyulan ihtiyaçtır" diye konuştu.

Siyasetçilerin, aydınların, askerlerin, ulemanın, esnafın, eşrafın o günlerde ortak bir bilinçle hareket ettiğini ifade eden Bülent Arınç, şöyle devam etti:

"Bu ortak bilincin bir de hedefi vardı: Kurtuluş. Bu küçük salonun dualarla doldurulan salonunda, o ortak bilinç, o gün hedef olarak kendilerine kurtuluş mücadelesini belirlemişti.

Yüzlerce yıl sahip oldukları şehirlerini işgal eden, gurur duydukları başkentlerini kuşatan, onurla temsil ettikleri medeniyetlerini tehdit eden ve bir milleti sanki yok etmek için ant içmiş işgalcilerden kurtulmaktı ortak hedefleri.

Bu muhteşem öykünün bundan sonraki kısmını herkes biliyor. Kurtuluş savaşını başlatan, yöneten ardından gür bir sesle özgürlükleri ilan eden bir ülke kurdu o kahramanlar.

Ortak bilinçlerinin ürettikleri ortak hedeflerine de kavuşmuşlar ve ülkelerini kurtarmışlardı".

Cumhuriyeti ilan eden, demokrasiyi inşa eden, güçlü bir devlet kuran o irade sahiplerinin kimseye etnik kökenlerini, inançlarını, memleketlerini sormadığını söyleyen Arınç, o insanların sadece "Vatanperver" olarak isimlendirildiğini kaydetti. Arınç şöyle devam etti:

"Bu isme dikkat etmenizi istiyorum. Zira toprağını, bayrağını, taşını, dağını seven, ülkesinin özgürlüğüne ve bağımsızlığına kendini adayan herkesin ortak ismi buydu. Hiçbir sıfat ya da başka isim kullanmıyorlardı. Statüsü, etnik kökeni, eğitimi ne olursa olsun, hepsine çok yakışan isim vatanperverdi."

85 YILIN EN CİDDİ DÖNEMECİ
Bugünlerde Türkiye'nin, 85 yıllık tarihinin en ciddi dönemecinden geçtiğini, bir yanda çok yaklaşılan Avrupa Birliği üyeliği, bir yanda Kıbrıs, bir yanda bölgede devam eden savaşlar ve hızla süren iktidar değişimleri gibi gelişmeler yaşandığına dikkat çeken Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dünya bizim bölgemizde süren bu değişimi yakından takip ediyor. Herkesin gözü bu bölgede ve özellikle de bizim üzerimizde. Sanırım yapacağımız, vereceğimiz karar, sadece bizim ve bölgenin değil, bu bölgeyle ilgilenen onlarca ülkenin de geleceğini etkileyecektir.

Tüm bu önemli gelişmeler nedeniyledir ki; bizim gücümüzü ve bölgeye etkimizi azaltmak isteyen taraflar olacaktır. Bu yüzden ülkemizde bir huzursuzluk, gerginlik, etnik kimliği öne çıkartan bir dalga ve bu dalganın neden olduğu küçük ama endişe verici toplumsal olaylar yaşanıyor.

ORTAK BİLİNÇ VE HEDEFE OLAN İHTİYAÇ
Bugünler, 85 yıl önce var olma mücadelesi veren İlk Meclis üyelerinin yaşadığı sıkıntılı günleri anımsatıyor bana. Onlar kadar büyük dertlerimiz yok. Onlar kadar ölümcül sorunlarımız da yok çok şükür. Buna rağmen o zor şartlarda onlarda olan ve bizde olmayan bir eksiğimiz var: Ortak bilinç ve ortak hedef.

Onlar gibi ortak bilincimizi oluşturup, ortak hedefimize kilitlenmemizi gerektiren günlerden geçiyoruz. Bugün hepimizin kendimize tıpkı bu Meclisi kuran farklı kökenli insanlar gibi "vatanperver" adını takıp tüm ayrılıklarımızdan kurtulmamız gerekir. Hepimiz sadece bayrak için değil, ekonomiden çevre kirliliğine, tarihi kültürümüzü yaşatmaktan, fikir özgürlüğüne kadar bu ülkenin her sorunu için uğraşmalıyız. Bir vatanperver gibi dışarıdan ya da içerden yapılan tüm baskılara göğüs germemiz, kenetlenmemiz ve ülkemize sahip çıkmamız gerekir.

Bu ülkenin kurucuları da, bu ülkenin mayası da, bu ülkenin sahipleri de farklı kökenlerden, farklı düşüncelerden, farklı inançlardan gelebilir. Ancak tüm bu insanların birleştiği ortak kimlik vatanperverlikti ve yine aynı kimlikte buluşmamız gerekir.

O zaman farklı yerlere çekilebilecek bir kavram kargaşasından, zihinlere kazınmış yanlış imajlardan, bizi birbirimizden soğutacak algılamalardan kurtulabiliriz".

Millî Egemenlik yılında büyük heyecan ve coşku yaşandığını ifade eden Arınç, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bugün yurdumuzun her ilinde, ilçesinde, hatta köylerinde bile egemenliğimizin 85. yılı kutlanıyor. Çocuklarımız şen, gençlerimiz şen, büyüklerimiz şen, bugün halkımız şen. Onların iradesi 85 yıldır bu kutsal Meclis'te temsil ediliyor.

Bu heyecanımızı yıl boyunca yaşatacağız ve yeniden kenetlenmek için kullanacağız.

Bugünün armağan edildiği çocuklarımız geleceklerinden umutlu olmalıdır. Onlar için güzel ve aydınlık yarınlar var. Çünkü Türkiye her geçen gün büyüyen, daha da güçlenen bir ülke konumundadır. Bizden sonra gelecek nesiller inşallah bizden daha huzurlu, daha mutlu ve daha müreffeh bir ortamda yaşayacaklardır."

TBMM Başkanı Arınç, daha sonra Özel Defter'e şunları yazdı:

"Esarete mahkum edilmek istenen bir milletin iradesinin hayat bulduğu ve bağımsızlığının simgesi olan bu tarihi çatının altında bulunmaktan büyük heyecan duyuyorum.

Savaş ortamında imkansızlıklar içerisinde kurulan bu mütevazı mekanda, tarih sahnesinden silinmek istenen Türk Milletinin bağımsızlık ateşi yakılmıştır. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, milletin bağrından çıkmış kahramanlar, ülkemizin bağımsızlık mücadelesini buradan yönettiler.

Gazi Meclis'in ortaya koyduğu bu destansı bağımsızlık ruhu, Türk Milletinin en önemli ilham kaynağı olarak geleceğimize her zaman ışık tutacaktır.

Böylesi anlamlı bir günde, kurucu iradenin taşıdığı heyecan ve ruhu aynı tazelik ve kararlılıkla tüm benliğimde hissediyor, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bağımsızlık mücadelesinin neferlerini rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum. "