2005-09-20 - 18:31
TBMM Başkanı Arınç, Litvanya Parlamentosu Genel Kurulu'na hitabının ardından, Parlamento Başkanı Arturas Paulauskas ile ortak basın açıklaması yaptı.
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Kıbrıs konusunun AB ile 3 Ekim'deki müzakerelerin başlamasına engel olmadığını söyledi.
Arınç, Litvanya Parlamentosu Genel Kurulu'na hitabının ardından, Parlamento Başkanı Arturas Paulauskas ile ortak basın açıklaması yaptı.
Bir gazetecinin, ''Müzakerelerin başlaması için Kıbrıs yerine getirilmesi gereken bir kriter midir?'' sorusuna Arınç, Türkiye'nin, AB konusunda referanslarının, Katılım Ortaklığı Belgesi, İlerleme Raporu ve zirve kararları olduğunu söyledi.
Arınç, 17 Aralık'taki zirvede, böyle bir karar alınmadığını hatırlatarak şöyle konuştu:
''Kıbrıs'ta iki toplum, iki halk ve iki devlet var, konunun tek tarafı yok. Kıbrıs Rum Kesimi'nin, adayı temsilen AB üyeliğine alınması, bu sorunun çözümünü zorlaştırmıştır. Türkiye, Kıbrıs konusunda üzerine düşeni yapmıştır, Ek Protokolü imzalamıştır. AB platformlarında bu kabul edilmiştir. Karşılıklı imzalar söz konusu...Bu protokolü imzalamanın tanıma anlamına gelmeyeceği AB ve Türk yetkililer tarafından belirtilmiştir. 3 Ekim'de müzakerelerin başlaması için başka bir kabul veya ret söz konusu değildir.''
Bülent Arınç, Türkiye'nin, Kıbrıs konusunun çözümünden yana olduğunu ve bu konuda üzerine düşeni yaptığını ifade ederek, sorunun çözümü için tek tarafın çabalarının yetmediğini vurguladı.
Türkiye'nin Kıbrıs'ta, adil, eşit ve barışçı bir çözümden yana olduğuna işaret eden Arınç, Türk tarafını tatmin etmese de Annan Planı'nın, KKTC'deki referandumda yüzde 65 oyla kabul edildiğini, Rum tarafının yüzde 75 oyla planı reddettiğini hatırlattı.
Sorunun çözümü için KKTC, Rum kesimi ve diğer tüm tarafların işbirliğine ihtiyaç olduğuna dikkati çeken Arınç, BM Genel Sekreteri'nin iyi niyet misyonu çerçevesinde atacağı adımları, Türkiye'nin destekleyeceğini bildirdi.
Aynı yöndeki soruya yanıt veren Litvanya Parlamento Başkanı Paulauskas, Arınç ile görüşmelerinde her türlü konuyu ele aldıklarını,''komplike ve karışık'' olarak tanımladığı Kıbrıs konusunu da değerlendirdiklerini belirtti.
Litvanya'nın, Türkiye'nin, müzakerelere başlanması için gerekli kriterleri yerine getirdiği görüşünde olduğunu ifade eden Paulauskas, müzakerelerin 3 Ekim'de başlayacağını ifade etti.
AB sürecinin uzun ve zorlu olduğunu, Kıbrıs konusunun da tartışma konularından biri olacağını kaydeden Paulauskas, ''Litvanya, Türkiye'nin AB hedefi, isteği ve çabalarını sonuna kadar destekleyecektir'' diye konuştu.
Ortak basın açıklamasının ardından Arınç ve Paulauskas, Türk sanatçılarının, ''Türk Süsleme Sanatları'' sergisinin, Litvanya Parlamentosu'ndaki açılışını yaptılar.
TBMM BAŞKANI ARINÇ, LİTVANYA'DAKİ TEMASLARI KAPSAMINDA BU SABAH PARLAMENTO'DA DÜZENLENEN ''AB-TÜRKİYE: VİLNİUS VE ANKARA'DAN BAKIŞ'' KONULU YUVARLAK MASA TOPLANTISINA KATILDI.
Bülent Arınç, toplantıda yaptığı konuşmada, modern Türkiye'nin kurucusu Atatürk'ün, ülkenin batı kurumları ile bütünleşmesi yönünde önemli reformlar gerçekleştirdiğini ve bu konuda eşi benzeri olmayan bir başarı elde ettiğini ifade ederek, bu hedef doğrultusunda çağdaş uygarlık yolunda Avrupa'nın tüm kurumları ile demokrasi ve güvenliğin kalesi NATO'nun üyesi olarak batı ailesi içinde haklı yerini pekiştirdiğini kaydetti.
'GEREKLİ KOŞULLAR YERİNE GETİRİLDİ''
AB ile üyelik mükazekerelerine başlanması ile yeni bir evreye geçileceğini vurgulayan Arınç, AB'nin ortak değerler topluluğu olduğunu belirtti. Arınç, insan hakları temel hak ve özgürlükler, hukukun üstünlüğü ve serbest piyasa ekonomisinin AB'yi tanımlayan temel unsurlar olduğuna işaret etti.
Bülent Arınç, topluluğun bu değerleri benimsemekte kararlı olan ülkelere kapılarını açık tutarak, yarım yüzyıldan beri bazen gerilemelerle, bazen de büyük adımlarla ilerlediğini, gelinen noktada 25 üyesi ile güçlü bir birlik haline geldiğini anlattı.
Türkiye-AB ilişkilerinin 41 yıllık bir geçmişe dayandığını, 17 Aralık'ta alınan karar doğrultusunda 3 Ekim'de katılım müzakerelerine başlanacağını hatırlatan TBMM Başkanı Arınç, bunun için gerekli tüm koşulların Türkiye tarafından yerine getirildiğini kaydetti.
Arınç, Türkiye'nin AB'ye üye olması ile AB'nin bazı kesimlerce iddia edilen bir Hıristiyan kulübü olmadığının ortaya çıkacağını ve ortak değerleri benimseyen her din, dil ve ırktan olan insanların birlikte barış içinde yaşabileceğinin kanıtlanmış olacağını söyledi.
Bülent Arınç, ''Bu sayede AB, içinde barındırdığı milyonlarca müslümanlarla ve farklı inanç mensupları ile uyum içerisinde yaşabilecek ve güvenliğini pekiştirecektir'' dedi.
''BÖLGESEL DEĞİL, KÜRESEL GÜÇ HALİNE GELECEK''
Türkiye'nin AB'ye katkılarının bununla sınırlı kalmayacağını vurgulayan Arınç, doğu ve batı arasında bir köprü konumunda olmasıyla,Orta Asya ve Kafkasya'dan Avrupa'ya doğalgaz ve petrol sağlayan ana enerji arterlerinin geçiş güzargahında olduğu için enerji kaynaklarının Türkiye üzerinden en güvenli şekilde Avrupa pazarlarına ulaştığını kaydetti.
Konuşmasında, ekonomide son yıllarda sağlanan gelişmeler hakkında bilgi veren TBMM Başkanı Bülent Arınç, ''Tüm unsurlar göz önünde bulundurulduğunda görülecektir ki, Türkiye'nin AB'ye üye olması ile birlikte, birliğin Ortadoğu, Orta Asya ve Balkanlar üzerindeki etkisi artacak ve birlik bölgesel bir güç olmaktan çıkarak, küresel bir güç haline gelecektir'' görüşünü ifade etti.
Türkiye'nin üyelik sürecinde, son 4 yılda ''sessiz devrim'' olarak nitelendirilebilecek reformlar gerçekleştirerek, tam üyelik konusunda kararlılığını gösterdiğine işaret eden Arınç, kısa süre içerisinde 8 reform paketi, 2 anasaya değişikliği yaptığını, TCK ve bağlı kanunlarla, Medeni Kanun'un AB standartlarına uyumlu hale getirildiğini anlattı.
Arınç, AB'nin son bir kaç ay içinde bulunduğu durumun, birliğin gelecekte nasıl bir yapıya sahip olacağı tartışmalarına yol açtığına dikkati çekerek, bu süreçte ''AB'nin bölgesel mi yoksa küresel bir aktör mü?'' olmak istediği sorularını beraberinde getirdiğini söyledi.
Bülent Arınç, şöyle konuştu:''Bu aşamada AB'nin tarihi bir karar vermesi gerekecektir. Ya genişlemeye devam edilecek ve ekonomisi dinamizm kazanmış küresel bir birlik olacak, ya da içine kapanarak yapısal sorunları ile başa çıkmakta zorlanan, bölgesel bir örgüt olarak kalacaktır. Bizim temennimiz, AB'nin birinci şıkkı seçerek, 17 Aralık zirvesinde alınan karar doğrultusunda verdiği sözü tutmasıdır. Bu söz, Türkiye ile birliğe sonradan katılan ülkelerle olduğu gibi somut kriterlere dayanacak yapıda ve ayrımcılık gözetmeyecek şekilde 3 Ekim tarihinde müzakerelere başlamasıdır.''
TBMM Başkanı Arınç, Türkiye'nin AB üyeliği sürecinde, Litvanya'nınverdiği destek ve yapıcı tutumun her zaman takdirle karşılandığını belirterek, Meclis adına Litvan halkına teşekkürlerini sundu.
''AB'NİN GENİŞLEME SÜRECİ DEVAM ETMELİ''
Toplantıda konuşan Fransa'nın Litvanya Büyükelçisi Guy Yelda, Türkiye'nin Kıbrıs'ı tanıması gerektiğini, bunun kriterlerden biri olduğunu savundu.
Buna karşılık Dışişleri Bakanlığı Avrupa Genel Müdürü Naci Akıncı da büyükelçinin sözlerine itiraz ederek, 17 Aralık'taki zirve kararlarında böyle bir kriter olmadığını söyledi.
Türkiye'nin müzakerelere başlaması için tüm kriterleri yerine getirdiğini belirten Akıncı, Fransa'nın da o zaman böyle bir söylemi olmadığını, konunun siyasi bir tartışma haline geldiğini ifade etti.
İngiltere'nin Litvanya Büyükelçisi Colin Robert ise AB'nin genişleme sürecinin devam etmesi gerektiğini ifade ederek, Türkiye'nin 3 Ekim'de müzakerelere başlayacağını belirtti. Robert, dönem başkanı ülke olarak müzakerelerin 3 Ekim'de sorunsuz olarak başlaması için ellerinden geleni yapacaklarını bildirdi.
ARINÇ, KAUNAS'TA MEÇHUL ASKER ANITI'NA ÇELENK KOYDU, TATAR TOPLUMU TEMSİLCİLERİ İLE GÖRÜŞTÜ
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Litvanya'nın ikinci büyük kenti ve eski başkenti Kaunas'ta temaslarda bulundu.
Beraberindeki heyetle, temaslarının ikinci gününde Kaunas'a geçen Arınç, burada Belediye Başkanı Arvydas Garbaravicius tarafından karşılandı.
Litvanya bağımsızlık savaşında hayatlarını kaybedenler için yaptırılan Meçhul Asker Anıtı'na çelenk koyan Arınç, saygı duruşunda bulundu.
Belediye Başkanı Garbaravicius tarafından verilen öğle yemeğine katılan Arınç, daha sonra, müzeye dönüştürülen tarihi Başkanlık Sarayı'nı ziyaret etti. Arınç, müzeye TBMM Madalyonu hediye etti.
Kaunas Camii'ni de ziyaret eden Arınç, daha sonra Kültür Merkezi'ne geçerek, Tatar toplumu temsilcileriyle görüştü.
Tatarlar'a özgü milli yemeklerden de tadan TBMM Başkanı Arınç, daha sonra Vilnius'a döndü.
Bülent Arınç, Cumhurbaşkanı Valdas Adamkus tarafından kabulünün ardından yarın Türkiye'ye dönecek.
Arınç, Litvanya Parlamentosu Genel Kurulu'na hitabının ardından, Parlamento Başkanı Arturas Paulauskas ile ortak basın açıklaması yaptı.
Bir gazetecinin, ''Müzakerelerin başlaması için Kıbrıs yerine getirilmesi gereken bir kriter midir?'' sorusuna Arınç, Türkiye'nin, AB konusunda referanslarının, Katılım Ortaklığı Belgesi, İlerleme Raporu ve zirve kararları olduğunu söyledi.
Arınç, 17 Aralık'taki zirvede, böyle bir karar alınmadığını hatırlatarak şöyle konuştu:
''Kıbrıs'ta iki toplum, iki halk ve iki devlet var, konunun tek tarafı yok. Kıbrıs Rum Kesimi'nin, adayı temsilen AB üyeliğine alınması, bu sorunun çözümünü zorlaştırmıştır. Türkiye, Kıbrıs konusunda üzerine düşeni yapmıştır, Ek Protokolü imzalamıştır. AB platformlarında bu kabul edilmiştir. Karşılıklı imzalar söz konusu...Bu protokolü imzalamanın tanıma anlamına gelmeyeceği AB ve Türk yetkililer tarafından belirtilmiştir. 3 Ekim'de müzakerelerin başlaması için başka bir kabul veya ret söz konusu değildir.''
Bülent Arınç, Türkiye'nin, Kıbrıs konusunun çözümünden yana olduğunu ve bu konuda üzerine düşeni yaptığını ifade ederek, sorunun çözümü için tek tarafın çabalarının yetmediğini vurguladı.
Türkiye'nin Kıbrıs'ta, adil, eşit ve barışçı bir çözümden yana olduğuna işaret eden Arınç, Türk tarafını tatmin etmese de Annan Planı'nın, KKTC'deki referandumda yüzde 65 oyla kabul edildiğini, Rum tarafının yüzde 75 oyla planı reddettiğini hatırlattı.
Sorunun çözümü için KKTC, Rum kesimi ve diğer tüm tarafların işbirliğine ihtiyaç olduğuna dikkati çeken Arınç, BM Genel Sekreteri'nin iyi niyet misyonu çerçevesinde atacağı adımları, Türkiye'nin destekleyeceğini bildirdi.
Aynı yöndeki soruya yanıt veren Litvanya Parlamento Başkanı Paulauskas, Arınç ile görüşmelerinde her türlü konuyu ele aldıklarını,''komplike ve karışık'' olarak tanımladığı Kıbrıs konusunu da değerlendirdiklerini belirtti.
Litvanya'nın, Türkiye'nin, müzakerelere başlanması için gerekli kriterleri yerine getirdiği görüşünde olduğunu ifade eden Paulauskas, müzakerelerin 3 Ekim'de başlayacağını ifade etti.
AB sürecinin uzun ve zorlu olduğunu, Kıbrıs konusunun da tartışma konularından biri olacağını kaydeden Paulauskas, ''Litvanya, Türkiye'nin AB hedefi, isteği ve çabalarını sonuna kadar destekleyecektir'' diye konuştu.
Ortak basın açıklamasının ardından Arınç ve Paulauskas, Türk sanatçılarının, ''Türk Süsleme Sanatları'' sergisinin, Litvanya Parlamentosu'ndaki açılışını yaptılar.
TBMM BAŞKANI ARINÇ, LİTVANYA'DAKİ TEMASLARI KAPSAMINDA BU SABAH PARLAMENTO'DA DÜZENLENEN ''AB-TÜRKİYE: VİLNİUS VE ANKARA'DAN BAKIŞ'' KONULU YUVARLAK MASA TOPLANTISINA KATILDI.
Bülent Arınç, toplantıda yaptığı konuşmada, modern Türkiye'nin kurucusu Atatürk'ün, ülkenin batı kurumları ile bütünleşmesi yönünde önemli reformlar gerçekleştirdiğini ve bu konuda eşi benzeri olmayan bir başarı elde ettiğini ifade ederek, bu hedef doğrultusunda çağdaş uygarlık yolunda Avrupa'nın tüm kurumları ile demokrasi ve güvenliğin kalesi NATO'nun üyesi olarak batı ailesi içinde haklı yerini pekiştirdiğini kaydetti.
'GEREKLİ KOŞULLAR YERİNE GETİRİLDİ''
AB ile üyelik mükazekerelerine başlanması ile yeni bir evreye geçileceğini vurgulayan Arınç, AB'nin ortak değerler topluluğu olduğunu belirtti. Arınç, insan hakları temel hak ve özgürlükler, hukukun üstünlüğü ve serbest piyasa ekonomisinin AB'yi tanımlayan temel unsurlar olduğuna işaret etti.
Bülent Arınç, topluluğun bu değerleri benimsemekte kararlı olan ülkelere kapılarını açık tutarak, yarım yüzyıldan beri bazen gerilemelerle, bazen de büyük adımlarla ilerlediğini, gelinen noktada 25 üyesi ile güçlü bir birlik haline geldiğini anlattı.
Türkiye-AB ilişkilerinin 41 yıllık bir geçmişe dayandığını, 17 Aralık'ta alınan karar doğrultusunda 3 Ekim'de katılım müzakerelerine başlanacağını hatırlatan TBMM Başkanı Arınç, bunun için gerekli tüm koşulların Türkiye tarafından yerine getirildiğini kaydetti.
Arınç, Türkiye'nin AB'ye üye olması ile AB'nin bazı kesimlerce iddia edilen bir Hıristiyan kulübü olmadığının ortaya çıkacağını ve ortak değerleri benimseyen her din, dil ve ırktan olan insanların birlikte barış içinde yaşabileceğinin kanıtlanmış olacağını söyledi.
Bülent Arınç, ''Bu sayede AB, içinde barındırdığı milyonlarca müslümanlarla ve farklı inanç mensupları ile uyum içerisinde yaşabilecek ve güvenliğini pekiştirecektir'' dedi.
''BÖLGESEL DEĞİL, KÜRESEL GÜÇ HALİNE GELECEK''
Türkiye'nin AB'ye katkılarının bununla sınırlı kalmayacağını vurgulayan Arınç, doğu ve batı arasında bir köprü konumunda olmasıyla,Orta Asya ve Kafkasya'dan Avrupa'ya doğalgaz ve petrol sağlayan ana enerji arterlerinin geçiş güzargahında olduğu için enerji kaynaklarının Türkiye üzerinden en güvenli şekilde Avrupa pazarlarına ulaştığını kaydetti.
Konuşmasında, ekonomide son yıllarda sağlanan gelişmeler hakkında bilgi veren TBMM Başkanı Bülent Arınç, ''Tüm unsurlar göz önünde bulundurulduğunda görülecektir ki, Türkiye'nin AB'ye üye olması ile birlikte, birliğin Ortadoğu, Orta Asya ve Balkanlar üzerindeki etkisi artacak ve birlik bölgesel bir güç olmaktan çıkarak, küresel bir güç haline gelecektir'' görüşünü ifade etti.
Türkiye'nin üyelik sürecinde, son 4 yılda ''sessiz devrim'' olarak nitelendirilebilecek reformlar gerçekleştirerek, tam üyelik konusunda kararlılığını gösterdiğine işaret eden Arınç, kısa süre içerisinde 8 reform paketi, 2 anasaya değişikliği yaptığını, TCK ve bağlı kanunlarla, Medeni Kanun'un AB standartlarına uyumlu hale getirildiğini anlattı.
Arınç, AB'nin son bir kaç ay içinde bulunduğu durumun, birliğin gelecekte nasıl bir yapıya sahip olacağı tartışmalarına yol açtığına dikkati çekerek, bu süreçte ''AB'nin bölgesel mi yoksa küresel bir aktör mü?'' olmak istediği sorularını beraberinde getirdiğini söyledi.
Bülent Arınç, şöyle konuştu:''Bu aşamada AB'nin tarihi bir karar vermesi gerekecektir. Ya genişlemeye devam edilecek ve ekonomisi dinamizm kazanmış küresel bir birlik olacak, ya da içine kapanarak yapısal sorunları ile başa çıkmakta zorlanan, bölgesel bir örgüt olarak kalacaktır. Bizim temennimiz, AB'nin birinci şıkkı seçerek, 17 Aralık zirvesinde alınan karar doğrultusunda verdiği sözü tutmasıdır. Bu söz, Türkiye ile birliğe sonradan katılan ülkelerle olduğu gibi somut kriterlere dayanacak yapıda ve ayrımcılık gözetmeyecek şekilde 3 Ekim tarihinde müzakerelere başlamasıdır.''
TBMM Başkanı Arınç, Türkiye'nin AB üyeliği sürecinde, Litvanya'nınverdiği destek ve yapıcı tutumun her zaman takdirle karşılandığını belirterek, Meclis adına Litvan halkına teşekkürlerini sundu.
''AB'NİN GENİŞLEME SÜRECİ DEVAM ETMELİ''
Toplantıda konuşan Fransa'nın Litvanya Büyükelçisi Guy Yelda, Türkiye'nin Kıbrıs'ı tanıması gerektiğini, bunun kriterlerden biri olduğunu savundu.
Buna karşılık Dışişleri Bakanlığı Avrupa Genel Müdürü Naci Akıncı da büyükelçinin sözlerine itiraz ederek, 17 Aralık'taki zirve kararlarında böyle bir kriter olmadığını söyledi.
Türkiye'nin müzakerelere başlaması için tüm kriterleri yerine getirdiğini belirten Akıncı, Fransa'nın da o zaman böyle bir söylemi olmadığını, konunun siyasi bir tartışma haline geldiğini ifade etti.
İngiltere'nin Litvanya Büyükelçisi Colin Robert ise AB'nin genişleme sürecinin devam etmesi gerektiğini ifade ederek, Türkiye'nin 3 Ekim'de müzakerelere başlayacağını belirtti. Robert, dönem başkanı ülke olarak müzakerelerin 3 Ekim'de sorunsuz olarak başlaması için ellerinden geleni yapacaklarını bildirdi.
ARINÇ, KAUNAS'TA MEÇHUL ASKER ANITI'NA ÇELENK KOYDU, TATAR TOPLUMU TEMSİLCİLERİ İLE GÖRÜŞTÜ
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Litvanya'nın ikinci büyük kenti ve eski başkenti Kaunas'ta temaslarda bulundu.
Beraberindeki heyetle, temaslarının ikinci gününde Kaunas'a geçen Arınç, burada Belediye Başkanı Arvydas Garbaravicius tarafından karşılandı.
Litvanya bağımsızlık savaşında hayatlarını kaybedenler için yaptırılan Meçhul Asker Anıtı'na çelenk koyan Arınç, saygı duruşunda bulundu.
Belediye Başkanı Garbaravicius tarafından verilen öğle yemeğine katılan Arınç, daha sonra, müzeye dönüştürülen tarihi Başkanlık Sarayı'nı ziyaret etti. Arınç, müzeye TBMM Madalyonu hediye etti.
Kaunas Camii'ni de ziyaret eden Arınç, daha sonra Kültür Merkezi'ne geçerek, Tatar toplumu temsilcileriyle görüştü.
Tatarlar'a özgü milli yemeklerden de tadan TBMM Başkanı Arınç, daha sonra Vilnius'a döndü.
Bülent Arınç, Cumhurbaşkanı Valdas Adamkus tarafından kabulünün ardından yarın Türkiye'ye dönecek.
