2005-06-07 - 14:16
BAŞBAKAN VEKİLİ ŞENER: ''BU ÜLKEDE LAİKLİĞİN TEMİNATI AK PARTİ'DİR''
Şener, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, AK Parti iktidarının, dünya gerçeklerini gözeten, küresel değişimi kavrayan ve başarı ile yöneten politikalarının Türkiye'nin son yıllarda elde ettiği en büyük kazanım olduğunu söyledi.
Başbakan Vekili Abdüllatif Şener, Türkiye'de laikliğin teminatının AK Parti olduğunu belirterek, ''Laiklik kavramı, ülkemizin birliğinin, bütünlüğünün ve ortak anlayışının ifadesi olarak değerlendirilebilir ve ele alınabilir'' dedi.

Şener, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, AK Parti iktidarının, dünya gerçeklerini gözeten, küresel değişimi kavrayan ve başarı ile yöneten politikalarının Türkiye'nin son yıllarda elde ettiği en büyük kazanım olduğunu söyledi.

Bu önemli kazanıma en çok katkı sağlayanların AK Parti milletvekilleri olduğunu anlatan Şener, şunları kaydetti:

''Dünyanın, dünle kıyaslanamayacak derecede duyduğu Türkiye ilgisi, tüm hastalıklardan arınarak her geçen gün daha da sağlıklı bir yapıya kavuşan Türkiye ekonomisi, elbette ülkemiz adına büyük bir kazanımdır.

AK Parti, geçmişte örnekleri çokça olan, kendi yönetim dönemini kurtarmaya çalışan bir iktidar değildir. Türkiye'nin bugününü ve yarınlarını güçlü bir şekilde inşa etmeyi vatanseverliğinin bir gereği olarak gören siyaset anlayışının adıdır.

Ekonomik politikalarda sahip olduğumuz duyarlılık, bu sorumluluk bilincimizin bir sonucudur.

Polemiklere değil, gerçeklere ve gerekliliklere dayalı bir siyaset tarzını benimsiyoruz. Kolay ve faydasız olanı değil, zor ama faydası olanı yapıyoruz. Geçici makyajlar için değil, kalıcı iyileştirmeler için enerji harcıyoruz.

Siyasetin en doğrudan etkisi, oluşturduğu toplumsal kültürdür. Siyaset konuştukça toplumda belli bir kültür oluşturur. Geçmişin siyaset tarzı- konuşma üslubu, kurumların ve bireylerin sürekli çekiştiği ve didiştiği bir yapı artık AK Parti ile gerilerde bırakılmıştır. Bizim konuşarak oluşturmaya çalıştığımız toplumsal kültür, didişmeye ve çekişmeye dayalı bir kültür değil, sevgiye, birliğe, beraberliğe, dayanışmaya dayalı bir kültürdür.''

LAİKLİK
Geçmişin siyaset tarzını, bugünün Türkiye'sine taşımaya çalışan, bununla da yetinmeyip geleceğin Türkiye'sine dayatmaya çalışan anlayışları yadırgadığını anlatan Şener, ''Özellikle bu anlayıştan bu ülke çok çekmiştir. Bizim milli kültürümüzün derinliklerinde çekişme değil, sevgi, kardeşlik ve dayanışma vardır'' dedi. Mevlana, Hacı Bektaş Veli ve Yunus Emre'de sevgi, kardeşlik ve dostluğun görüleceğini anlatan Şener, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Onların oluşturduğu kültür bize bu ülkeyi vatan yapmıştır. Ancak günümüz Türkiyesinde tarihin geçmiş bir dönemine ait farklılaşmaya vurgu yapan, ayrışmaya vurgu yapan, çekişmeye vurgu yapan üslubu koruyan siyasiler olabilir, kurumlar olabilir. Bu kurumların temsilcileri bulunabilir. Ama bunların bu ülkeye hiçbir faydası yoktur. İyi şeyler yapmada, başarılı olmada, Türkiye'yi çağdaş medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmada yarışmak her vatandaşımızın ve her kurumumuzun temel anlayışı ve görevi olmalıdır. Onun için AK Parti'yi laiklik ekseni etrafında eleştirmeye kalkanları da geçmişin siyasi üsluplarını bugüne taşıma çabası içinde olanlar olarak değerlendiriyoruz. Ve bu anlayışın terk edilmesi gerektiğini, Türkiye'nin bugününe, yarınlarına hiçbir faydası olmadığını ısrarla vurguluyoruz.

Laiklik kavramı, bir ayrışma ve farklılık oluşturma anlamında değerlendirilemeyecek, kullanılamayacak ve istismar edilemeyecek bir kavramdır. Laiklik kavramı, ülkemizin birliğinin, bütünlüğünün ve ortak anlayışının ifadesi olarak değerlendirilebilir ve ele alınabilir. Bu ülkede laikliğin teminatı AK Parti'dir. Tüm anayasal kurumlarda olduğu gibi... Türk milleti ve kurumları adına konuşma, değerlendirme yapanların faydalı olmadan önce zararlı olmayı terk etmesi lazım. Zararlı olmayı terk etmenin yolu ise çekişmeye ve didişmeye dayalı, geçmişte kalmış bir siyasi üslubu bugünün Türkiyesine, geleceğin Türkiyesine taşımak değildir. Sevgi, kardeşlik, dostluk ve başarılı olmada yarışmak bu ülkede yaşan herkesin tarzı ve üslubu olmalıdır.''

Şener, Türkiye'nin bugününü ve geleciğini inşa etmeye, kalıcı politikalar oluşturmaya çalıştıklarını belirterek, ''bu ülkede yaşayan her vatandaşımızın geleceğinin güçlü olmasını temin edebilecek politikaları ortaya koymaya çalışıyoruz'' dedi.

BAŞBAKANIN ABD ZİYARETİ
Şener, dış dünyada her düzeyde yoğun temaslar gerçekleştirdiklerini ifade etti ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD gezisi hakkında da bilgi verdi. Erdoğan'ın gezisinin, iki ülke ilişkilerinin pekiştirilmesi ile bölgesel ve uluslararası konularda yapılacak görüş alış-verişi ve işbirliği bakımından büyük bir önem taşıdığını kaydeden Şener, şunları söyledi:

''Ziyaret vesilesiyle Türkiye-ABD ilişkilerinin özel niteliği teyit edilecek ve geleceğe dönük olarak iki ülke arasındaki somut işbirliği konuları ele alınacaktır. Ortak amaçları paylaştığımız, olumlu yönde büyük katkılar sağlayabileceğimiz konular, gerek nicelik gerek nitelik açısından yoğun bir gündem oluşturacaktır.

Ziyaretten beklentimiz, bu olumlu gündemin iki ülkenin de yararı doğrultusunda daha işlevsel bir hale getirilmesi ve böylece işbirliğine somut ivme kazandırılmasıdır. Keza Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin çeşitlendirilmesi ve özellikle ekonomik işbirliği bakımından mevcut potansiyelin harekete geçirilmesi de önceliklerimiz arasındadır. Bugüne kadarki temaslarımızda ABD yönetiminin de aynı iradeyi paylaştığını görüyor ve bu itibarla ziyaretin ilişkilerimize yeni bir ivme kazandıracağına inanıyoruz.''

KIBRIS
Başbakan Erdoğan'ın ABD'de BM Genel Sekreteri Kofi Annan ile de bir görüşme yapacağını hatırlatan Şener, bölgesel ve uluslararası alandaki çeşitli gelişmelerin ele alınacağı bu görüşmede Kıbrıs konusunun da gündeme geleceğini söyledi.

Şener, Kıbrıs sorununa BM çerçevesinde adil, kapsamlı ve kalıcı bir çözüm bulunması yönündeki kararlılıklarının teyit edileceğini ve bu yöndeki çabalara Türkiye'nin desteğinin devamının vurgulanacağını bildirerek, ''Gelinen noktada beklentimiz, ilgili diğer tüm tarafların da bu konudaki sorumluluklarını yerine getirmesi ve çözüm sürecini teşvik eden bir yaklaşım içine girmeleridir'' diye konuştu.

Şener, bunun en etkili yolunun da çözüm yönünde ilkeli ve cesur bir tutum ortaya koyan Kıbrıs Türk halkı üzerindeki tecridin (izolasyon) kaldırılması ve bu konuda verilen sözlerin tutulması olduğunu söyledi.

Konuşmasında Hükümetleri dönemindeki ekonomik verilere de geniş yer ayıran Şener, enflasyon, büyüme, yatırım, istihdam ve tarımsal faaliyetleri anlattı.

AB
Fransa ve Hollanda'da AB Anayasası'na ''hayır'' denilmesinin, Türkiye ile AB arasında 3 Ekim 2005 tarihinde başlaması öngörülen katılım müzakerelerine bir etkisi olmayacağını bildiren Şener, bu konunun AB'nin iç meselesi olduğunu söyledi.

Şener, attıkları cesur adımlarla devasa bir başarıyı yakalamış bulunduklarını anlatarak, ''bizimle aynı siyasi tercihi paylaşsın, paylaşmasın bu ülke ve millet için emek harcayan tek tek bütün bireylere, kurum ve kuruluşlara da Hükümetimiz adına şükranlarımı sunmak isterim'' dedi.

Şener, Avrupa'nın yükselen yeni yıldızının Türkiye olacağını ifade etti.