Bu kapsamda söz alan HÜDA PAR Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Zekeriya Yapıcıoğlu, her ne şekilde olursa olsun akan kanın durmasının değerli olduğunu, çatışmalı süreçlerde toplumun her kesiminin zarar gördüğünü söyledi.
Bugün çözümün nasıl olacağı veya ne olduğu konusunda farklı fikirler olsa da en azından bir "mesele olduğu" ve bu konuda Meclis'in devreye girmesi gerektiği hususundaki ortaklığın değerli olduğunu vurgulayan Yapıcıoğlu, "Şiddeti ve çatışmayı sona erdirme amacıyla atılan her samimi adımı değerli bulur ve destekleriz. Bu komisyonun kurulmuş olması da önemlidir ve şiddetin tamamen devre dışı kalması da ciddi bir işlev görme şansı vardır. 28'inci dönem Parlamentosunun temsil kabiliyeti ve bu konuda bir iki istisna dışında Parlamento'da temsil edilen bütün partilerin görev almış olması bu şansı büyütmektedir." ifadelerini kullandı.
"Elbette sorunlarımız çoktur ve çeşitlidir." diyen Yapıcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu komisyon, bütün sorunlarımızı çözmek için olmalıdır fakat mevcut sorunlarla ilgili bazı talep ve temennilerin öneri ve şikayetlerin dile getirileceği de beklenmektedir. Elbette her sorunumuzu konuşabiliriz ancak bu konuların iç içe geçmesi zaten karmaşık ve çok büyük olan meseleyi çözmeyi daha da zorlaştıracaktır. 'Ya bütün sorunlarımızı toptan çözeceğiz ya da hiçbirini' demek sorunlu bir yaklaşım olur. Sorunları iyi analiz edip parçalar halinde çözmek için çabalamak aklın gereğidir. Sorunlarımızı konuşabiliriz ancak birinin çözümünü diğerinin ön şartı olarak görmeyelim. Her bir sorunun çözümü diğerlerinin çözümünü de kolaylaştıracaktır."
Yapıcıoğlu, Kürt meselesine bir çözüm bulma gerekliliği konusunda tereddüt olmadığını ifade ederek, "meselenin" sulh yoluyla adalet temelinde halledilmesi gerektiğini vurguladı.
Emperyalist müdahalelere açık hale gelmiş huzursuz bir coğrafya, heba olan nesiller ve ekonomik çöküntünün "meselenin" çözümsüz kalmasının sonucu olduğunu değerlendiren Yapıcıoğlu, "Silahın devrinin bittiği, çatışmalı süreçlerden herkesin zarar gördüğü ve sorunlarımızın siyaset kurumu tarafından tartışılarak diyalogla çözülmesi gerektiği konusunda fikir birliği, sorunun çözümü konusunda büyük bir fırsatı önümüze koymuştur. Bu fırsat heba edilmemelidir." diye konuştu.
Yapıcıoğlu, daha önce de "meseleye" çözüm bulmak adına bazı girişimler olduğunu, o dönemlerde yapılan yanlışlardan dersler çıkarıldığını temenni ettiklerini söyledi.
Süreç boyunca çok dikkatli olunmasını isteyen Yapıcıoğlu, "Silahların şartsız bırakıldığının açıklanmış olmasını önemsiyor ve fiilen gerçekleşmesini diliyoruz. Bunun yanında temel haklar ve hürriyetlerle ilgili atılması gereken adımların da herhangi bir şarta bağlanmaması gerekir. Bir şey hak ise şartsız verilir, adaletin gereği budur. Sulh ve kardeşliğin zemini de böyle sağlanır ve bu şekilde sağlamlaşır." dedi.
Yeniden Refah Partisi İstanbul Milletvekili Doğan Bekin, komisyonun başarılı bir şekilde görevini ifa etmesini temenni ederek, TBMM'de gerekli düzenlemelerin yapılmasını ve bir an önce Türkiye'de barış ve kardeşliğin yeniden tesis edilmesini istediklerini söyledi.
Komisyon ile tarihi bir sürecin başında yer aldıklarını ifade eden Bekin, komisyonun aziz Türk milletinin arzu ve beklentileri doğrultusunda önemli katkılar sağlayacağını kaydetti. Bekin, şöyle konuştu:
"Türkiye başta olmak üzere bölge ülkelerini zayıflatabilmek adına başta terör ve benzeri unsurların ön plana çıkartılması ve tüm hesapların buna göre düzenlenmeye çalışılması, üzerinde durulması gereken önemli konuların başında gelmektedir. ABD ve siyonist İsrail'in Orta Doğu'da çıkarlarına ters düşen yönetimleri zayıflatabilmek adına yönetim karşıtı hareketleri desteklemesi bir bakıma ABD'nin desteği ile terör unsurlarının gerek ekonomik gerekse askeri açıdan sürekli tahkim edilmeleri Türkiye'nin güvenliğini örselemeye yönelik sinsi hamlelerdir."
Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, komisyonun esasına dair görüş ve değerlendirmelerini ilerleyen toplantılarda ortaya koyacaklarını belirtti.
Şık, Kürt sorununu Osmanlı dönemindeki Kürt ayaklanmalarından bugüne ulusal mücadelelerin tarihselliği içinde ele aldıklarını ifade ederek, "Sermaye egemenliğinin bir sonucu ve sınıf mücadelesinin bir başlığı olarak görüyoruz. Yoksul Kürt emekçileri, Türkiye işçi sınıfının önemli bir unsurudur." dedi.
Barışın tesis edilmesinde, en başta şiddetin durmasına ve silahların susmasına ihtiyaç duyulduğunun açık olduğunu ifade eden Şık, "Bu bağlamda silahları bırakma çağrısı, PKK'nın fesih kararı, geçtiğimiz günlerde gerçekleşen silah yakma töreni çok hayati adımlardır. Bu adımların atılmasından umutlanmaktayız." ifadesini kullandı.
Şık, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının istisnasız uygulanması, komisyonun bu yönde ortak, yazılı bir irade beyanı sergilemesi gerektiğini belirtti.
EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, komisyonun işleyişine ilişkin önerilerini yazılı olarak Meclis Başkanlığına ileteceklerini bildirdi.
Bayhan, "Biz de komisyonun isminin olabildiğince 'terör', 'terörü bitirmek', 'terör süreci', 'terörün sonlanması' gibi kavramlarla değil doğrudan, amaca hizmet eden, bin yıllık büyük sözlerle ifade edilen, tarihsel birikime uygun şekillendirilmesini istiyoruz. Aksi taktirde o sözler havada kalan sözler olacaktır. Barış, demokrasi ve eşit haklar komisyonu olması, adının böyle belirlenmesi bizim açımızdan da kıymetlidir, değerlidir." diye konuştu.
Komisyonun nitelikli çoğunlukla karar vermesinin, komisyonda, tartışmalarda itirazda bulunabilme konusunda tüm milletvekillerinin eşit haklara sahip olmasının önemli olduğunu dile getiren Bayhan, komisyon çalışmalarının ve tartışmalarının aleni olmasının da önemli olduğunu söyledi.
Bayhan, komisyon toplantı, tutanak ve raporlarının herkesin erişebileceği şekilde TBMM sitesinde yayınlanmasının yanında, basına açık şekilde kayda alınması gerektiğini de ifade etti.
DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, Türkiye'nin başına musallat edilen terör belasını bertaraf etme konusunda bir kararlılığın ortaya konulması gerektiğini belirtti.
Aksakal, DSP olarak komisyonun adının "Tam Bağımsız Türkiye Yolunda Ulusal Birlik Komisyonu" olmasını önerdiklerini söyledi.
Komisyon çalışmalarının başlamasıyla, gerçekçi ve samimi yaklaşımlarla el birliği yapılması gerektiğini dile getiren Aksakal, şunları kaydetti:
"Sayın Cumhurbaşkanımız, PKK/PYD/YPG/KCK ve tüm türevleri zaman geçirmeden silahlarını teslim etmeli, suça karışanlar yasal müeyyidelerini yerine getirmeli, terör örgütü üyesi olmak dışında herhangi bir suça karışmamış olan diğerleri de belirlenecek bir programla toplumsal yaşama geri dönmelidirler. Türkiye Cumhuriyeti devletinin çözüme yönelik yaklaşımını sinsi planlar için fırsata çevirme gayreti içinde olanlara devlet kararlılığının derecesi zaman geçirmeden gösterilmelidir."
DSP Genel Başkanı Aksakal, komisyonda alınacak kararların demokrasiyi güçlendirecek nitelikte olması gerektiğinin altını çizdi.
Siyasi partiler ve seçim kanunlarının çağa uygun şekilde yeniden ele alınması, siyasetin finansmanın adil ve şeffaf olması gerektiğini vurgulayan Aksakal, seçim barajlarının kaldırılmasını istedi.
Demokrat Parti İzmir Milletvekili Haydar Altıntaş, büyük acılar ve bedeller ödenerek kurulan Cumhuriyetin kıymetini bilmeleri gerektiğini dile getirdi.
Vatan savunmasına vakti geldiğinde canlarını vermekten imtina etmediklerini ifade eden Altıntaş, "Bugün, artık bu milleti ölmeden, öldürmeden yaşatmak zorundayız. Bunun icabı ve gereği ne ise yapılmalıdır. Ancak, bu icap ve gereği yapılırken toplumun bir takım sinir uçlarıyla oynamadan, toplumda daha yeni yarıklar açmadan bu meselenin halledilmesi gerekmektedir." dedi.
Altıntaş, Anayasanın ilk 4 maddesi ve 66. maddesinin birlik ve beraberliğin teminatı olduğunun altını çizdi.
Konuşmaların ardından, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş görüşmelere ara verdi.
Aranın ardından komisyon çalışmaları basına kapalı devam etti.
