2005-04-10 - 18:25
TBMM Başkanı Arınç, Lüksemburg Meclis Başkanı Lucien Weiler'in resmi davetlisi olarak dün Lüksembur'a gitti. Lüksembur'a hareketinden önce Esenboğa Hava Limanı'nda bir basın toplantısı yapan Arınç, gazetecilerin dış politika konularındaki sorularını yanıtladı.
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Türkiye'nin birikmiş dış politika sorunlarıyla karşı karşıya olduğunu, bu sorunların ''sloganlarla statik davranarak'' çözülemeyeceğini belirterek, ''Dış politika statik, durağan değildir. Şartlar değişirse, pek çok olayda yeni bazı jestler olaylar gündeme gelebilir'' dedi.
Lüksemburg Meclis Başkanı Lucien Weiler'in resmi davetlisi olarak Lüksembur'a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda bir basın toplantısı düzenleyen Arınç, ziyareti sırasında Lüksemburg Büyükdükü Henry, Lüksemburg Başbakanı Jean Claude Junker ve Meclis Başkanı Lucien Weiler ile görüşeceğini belirtti.
AB Adalet Divanı'nı da ziyaret edeceğini kaydeden Arınç, Divan Başkanı ile görüşerek, Divan'ın çalışma yöntemleri hakkında bilgi alacağını ifade etti.
Görüşmelerde, Türkiye'nin AB üyelik sürecini ve Türkiye-Lüksemburg ilişkilerinin boyutlarını da ele alacağını söyleyen Arınç, karşılıklı işbirliği alanlarının artırılması ve geliştirilmesine yönelik adımlar atılacağını ve ortak ilgi duydukları uluslararası sorunların değerlendirileceğini belirtti.
DIŞ POLİTİKA SORUNLARI
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Türkiye'nin birikmiş dış politika sorunlarıyla karşı karşıya olduğunu, bu sorunların ''sloganlarla statik davranarak'' çözülemeyeceğini belirterek, ''Dış politika statik, durağan değildir. Şartlar değişirse, pek çok olayda yeni bazı jestler olaylar gündeme gelebilir'' dedi.
Bülent Arınç, Lüksenburg'a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin ''casus belli'' açıklamalarına ilişkin sorularını yanıtladı.
Gazetecilerin, Yunanistan'ın Ege'de karasularını 12 mile çıkarmasını, Türkiye'nin ''casus belli'' (savaş nedeni) sayması kararını kaldırması gerektiğine ilişkin sözlerinin ardından, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün açıklamalarını anımsatması üzerine Arınç, geçen Perşembe günü gazetecilerin Ankara temsilcileriyle yemekli bir toplantıda biraraya geldiğini ve farklı konuların görüşüldüğünü
söyledi.
Bu görüşmelerin daha sonra gazetelerde yayınlandığını ve ardından çok yararlı bir tartışma yapıldığını kaydeden Arınç, bu konuyla ilgili görüşlerini ifade eden herkese teşekkür etti.
Seviyeli olmak kaydıyla herkesin kendi düşüncesini ifade etmesinin yararlı olduğuna inandığını bildiren TBMM Başkanı Arınç, şöyle dedi:
''Ancak bazı siyasetçilerin ve bazı gazetelerin bu konuda bilir bilmez, beni suçlayacak bazı ifadelerle tartışmaya katıldıklarını gördüm. Gaflet ve ihanete varacak cümlelerle de eleştiri dozunu aşan bazı söz ve yazılar da hepinizin malumudur.''
Özel düşüncelerini bir yemek sırasında soruyu soran gazeteciye dile getirdiğini vurgulayan Arınç, bunu televizyon ekranlarında herkesin önünde ifade etmediğini anlattı. Bunun, ''özel'' bir konu olduğunu, ancak açıklanmasında da yarar olduğunu gördüğünü belirten Arınç, Türkiye'nin dış politikasının, TBMM'de temsil ve tespit edildiğini, dış politikayı hükümetlerin yürüttüğünü belirtti.
Hükümetlerin yürüttüğü dış politikaya herkesin olumlu katkılarda bulunduğuna işaret eden Arınç, bugüne kadar ki dış politikada bir eksikliği tespit ettiklerini ve gidermeye çalıştıklarını söyledi. Arınç, ''Bu da parlamenter diplomasi dediğimiz, parlamento ayağının da bu konuda her zaman güçlü ve diri olmasıdır. Parlamentolar halkları temsil ederler'' dedi.
Arınç, Türkiye'de bazı kişilerin parlamenter diplomasiden haberdar olmadıklarını, diplomasiyi sadece kendilerine has bir meziyet olarak gördüklerini savundu.
''HERKESTEN ÖNCE BEN KONUŞURUM''
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Anayasa'nın 87. ve 92. maddelerinin savaş ilanı ve savaş haline karar verme yetkisini TBMM'ye verdiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
''Böylesine ciddi bir olayı kendisine görev olarak sayan TBMM'nin Başkanı olarak (casus belli) konusunda konuşmam gerekiyorsa, bu önce benim görevimdir, herkesten daha çok, herkesten daha fazla, daha önce bu konuyu konuşabilirim ve görüşebilirim.
Tek bir şartı var; Türkiye'de dış politikamızın temel hedefi milli çıkarlarımızın korunmasıdır. Milli çıkarlarımıza aykırı hiçbir söylemde bulunamayız, hiçbir şey yapamaz ve davranışta bulunamayız. TBMM'nin tespit ettiği ve aldığı bütün kararlara saygılıyız. Milli çıkarlarımız gereği ise en ağır ve en zor kararları da oybirliği ile alacak güçteyiz. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.''
TBMM'nin halkın ulusal menfaatlerini koruyan bir kurum olduğunu belirten Arınç, bunu yaparken de sadece Meclis Başkanı ile değil, bütün milletvekilleri ile dış politikadaki hedeflerine varmak istediklerini söyledi.
Arınç, 190 milletvekilinin uluslararası komisyonlarda görev yaptığını, bu milletvekillerinin, komisyon ve komitelerde Türkiye'nin menfaatlerini korumak için çaba sarf ettiklerini bildirdi.
Arınç, ''TBMM Parlamenter diplomasi ile bu kadar işin içindeyken Meclis Başkanının bu konuda konuşma yapmasını yadırgayanlara hatırlatmak için bunları söylüyorum'' diye konuştu.
''DIŞ POLİTİKA STATİK DEĞİLDİR''
''Casus belli'' konusunda TBMM'nin nasıl tavır gösterdiğinin tutanaklarda açıkça görüldüğünü belirten TBMM Başkanı Arınç, isteyenlerin 8 Haziran 1995 tarihli tutanakları okuyabileceklerini söyledi. Arınç, bütün bunlardan sonra sözlerini eleştirmek isteyenlerin bir mesnede dayalı olarak bunu yapabileceğini belirtti.
Bülent Arınç, bunun sadece 1995'te alınmış bir bildiri metni değil, 1976'dan bu yana hükümetlerin takip ettiği dış politika konusu olduğunu bildirdi. TBMM Başkanı Arınç, şöyle devam etti:
''Tabi, 'casus belli'yi, Türkçe okunuşuyla 'casus belli' diye yazarsanız, gazeteler için güzel başlıklar çıkabilir. Ama bu konu Türkiye'nin kendi çıkarlarını korumak için aldığı ve uyguladığı bir karardır. Sonradan hangi değişikliklere uğradığı, bunu da merak edenlerin öğrenmesinde fayda var. Kaldı ki siz temel çıkarlarımızı hedef alıp ve bu konuya uygun hareket ederseniz başarılı olursunuz. Dış politika statik, durağan değildir. Şartlar değişirse pek çok olayda yeni bazı jestler, olaylar gündeme gelebilir. Türkiye ile Suriye ilişkileri çok iyi bir noktaya gelmişse, bundan 5 yıl önce neredeyse birbiriyle harp edecek iki ülke vardı. Karşılıklı jestler yapıldı. Bugün örnek gösterilen bir dostluk ve kardeşlik noktasına geldi. Bulgaristan, Kafkas ülkeleri ile olan durumlarımıza bakınız. Irak'ta bile değişen şartlara karşı dış politika kendisini yenilemek ihtiyacı gösteriyor.
Türkiye birikmiş dış politika sorunlarıyla bugün karşı karşıya. Bu sorunları bugünkü Meclis ve hükümet geçmişten devraldı. İyi bir hükümete ve çalışan parlamentoya düşen görev, bu sorunları çözmektir. Bu sorunları çözmek, sloganlarla statik davranarak olmaz. Çıkarlarınızı hedefleyerek zaman içerisinde farklı olayları, davranışları gündeme getirebilirsiniz. Yunanistan, Balkan ülkeleri, Bulgaristan, Kafkas ve Ortadoğu ülkeleri ile nereden nereye geldik.''
''ÜLKEYE ZARARI YOKTUR''
Bülent Arınç, Türkiye'nin ve bütün ülkelerin temel hedeflerinin dostluk ilişkileri kurmak olduğunu belirterek, Türkiye'nin bunu başardığını kaydetti.
TBMM Başkanı Arınç, ''casus belli, böyle kalmasında yarar vardır. Türkiye'nin ulusal çıkarlarına uygundur'' diyenlere saygı duyduklarını vurgulayarak, ''Ancak bu konuda özellikle hükümetin yeni bir açılıma, yeni bir davranışa, yeni bir hadiseye eğer ihtiyaç duyabilirse böyle bir açılımın da faydalı olacağını söylemenin ülkeye zararı yoktur'' diye konuştu.
''Casus belli'' konusundaki sözlerini ''oraya, buraya çekmeye, çarpıtmaya hiç kimsenin haddi olamayacağını'' ifade eden Arınç, sözlerini, ''Türk ülkesinin, Türk Milleti'nin, Türk Cumhuriyeti'nin gücünü, yolunu, davranışını menfi olarak etkilemek hiçbir zaman aklımızdan geçmez. Milliyetçilik, Türk halkının çıkarlarını düşünmek konusunda bizi eleştirenler, bizim kadar ciddi olamazlar'' diye tamamladı.
LÜKSEMBURG'DAKİ KARŞILAMA
Lüksemburg'daki Findel Havaalanı'nda Lüksemburg Meclis Başkanvekili Jos Sheuer'a tarafından karşılan Arınç, burada yaptığı kısa açıklamada, Papa 2. Jean Paul'un ölümünden duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Arınç, ''Kendisi sadece bir din adamı değil, barış ve hoşgörüyü de simgeleyen bir insandı'' dedi.
Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Papa'nın cenaze törenine katıldığını, kendisinin de Ankara'da Vatikan Büyükelçiliği'ni ziyaret ederek, taziyelerini bildirdiğini anımsattı.
TBMM Başkanı Arınç, Lüksemburg'a yaptığı ziyaret sırasında iki ülke açısından önemli görüşmeler yapacağını, AB'ye üyelik sürecinde Türkiye'ye büyük destek olan Lüksemburg ile ilişkilerin daha da gelişeceğini sözlerine ekledi.
Arınç'ın gezisine, AK Parti Elazığ Milletvekili Şemsettin Murat, AK Parti Zonguldak Milletvekili Polat Türkmen ve CHP Ordu Milletvekili Kazım Türkmen eşlik ediyor.
Bülent Arınç, Lüksemburg resmi ziyaretini 13 Nisan Çarşamba günü tamamlayarak, aynı gün Türkiye'ye dönecek ve Ankara Esenboğa Havalimanı Büyük Şeref Salonu'nda basın açıklaması yapacak.
Lüksemburg Meclis Başkanı Lucien Weiler'in resmi davetlisi olarak Lüksembur'a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda bir basın toplantısı düzenleyen Arınç, ziyareti sırasında Lüksemburg Büyükdükü Henry, Lüksemburg Başbakanı Jean Claude Junker ve Meclis Başkanı Lucien Weiler ile görüşeceğini belirtti.
AB Adalet Divanı'nı da ziyaret edeceğini kaydeden Arınç, Divan Başkanı ile görüşerek, Divan'ın çalışma yöntemleri hakkında bilgi alacağını ifade etti.
Görüşmelerde, Türkiye'nin AB üyelik sürecini ve Türkiye-Lüksemburg ilişkilerinin boyutlarını da ele alacağını söyleyen Arınç, karşılıklı işbirliği alanlarının artırılması ve geliştirilmesine yönelik adımlar atılacağını ve ortak ilgi duydukları uluslararası sorunların değerlendirileceğini belirtti.
DIŞ POLİTİKA SORUNLARI
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Türkiye'nin birikmiş dış politika sorunlarıyla karşı karşıya olduğunu, bu sorunların ''sloganlarla statik davranarak'' çözülemeyeceğini belirterek, ''Dış politika statik, durağan değildir. Şartlar değişirse, pek çok olayda yeni bazı jestler olaylar gündeme gelebilir'' dedi.
Bülent Arınç, Lüksenburg'a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin ''casus belli'' açıklamalarına ilişkin sorularını yanıtladı.
Gazetecilerin, Yunanistan'ın Ege'de karasularını 12 mile çıkarmasını, Türkiye'nin ''casus belli'' (savaş nedeni) sayması kararını kaldırması gerektiğine ilişkin sözlerinin ardından, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün açıklamalarını anımsatması üzerine Arınç, geçen Perşembe günü gazetecilerin Ankara temsilcileriyle yemekli bir toplantıda biraraya geldiğini ve farklı konuların görüşüldüğünü
söyledi.
Bu görüşmelerin daha sonra gazetelerde yayınlandığını ve ardından çok yararlı bir tartışma yapıldığını kaydeden Arınç, bu konuyla ilgili görüşlerini ifade eden herkese teşekkür etti.
Seviyeli olmak kaydıyla herkesin kendi düşüncesini ifade etmesinin yararlı olduğuna inandığını bildiren TBMM Başkanı Arınç, şöyle dedi:
''Ancak bazı siyasetçilerin ve bazı gazetelerin bu konuda bilir bilmez, beni suçlayacak bazı ifadelerle tartışmaya katıldıklarını gördüm. Gaflet ve ihanete varacak cümlelerle de eleştiri dozunu aşan bazı söz ve yazılar da hepinizin malumudur.''
Özel düşüncelerini bir yemek sırasında soruyu soran gazeteciye dile getirdiğini vurgulayan Arınç, bunu televizyon ekranlarında herkesin önünde ifade etmediğini anlattı. Bunun, ''özel'' bir konu olduğunu, ancak açıklanmasında da yarar olduğunu gördüğünü belirten Arınç, Türkiye'nin dış politikasının, TBMM'de temsil ve tespit edildiğini, dış politikayı hükümetlerin yürüttüğünü belirtti.
Hükümetlerin yürüttüğü dış politikaya herkesin olumlu katkılarda bulunduğuna işaret eden Arınç, bugüne kadar ki dış politikada bir eksikliği tespit ettiklerini ve gidermeye çalıştıklarını söyledi. Arınç, ''Bu da parlamenter diplomasi dediğimiz, parlamento ayağının da bu konuda her zaman güçlü ve diri olmasıdır. Parlamentolar halkları temsil ederler'' dedi.
Arınç, Türkiye'de bazı kişilerin parlamenter diplomasiden haberdar olmadıklarını, diplomasiyi sadece kendilerine has bir meziyet olarak gördüklerini savundu.
''HERKESTEN ÖNCE BEN KONUŞURUM''
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Anayasa'nın 87. ve 92. maddelerinin savaş ilanı ve savaş haline karar verme yetkisini TBMM'ye verdiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
''Böylesine ciddi bir olayı kendisine görev olarak sayan TBMM'nin Başkanı olarak (casus belli) konusunda konuşmam gerekiyorsa, bu önce benim görevimdir, herkesten daha çok, herkesten daha fazla, daha önce bu konuyu konuşabilirim ve görüşebilirim.
Tek bir şartı var; Türkiye'de dış politikamızın temel hedefi milli çıkarlarımızın korunmasıdır. Milli çıkarlarımıza aykırı hiçbir söylemde bulunamayız, hiçbir şey yapamaz ve davranışta bulunamayız. TBMM'nin tespit ettiği ve aldığı bütün kararlara saygılıyız. Milli çıkarlarımız gereği ise en ağır ve en zor kararları da oybirliği ile alacak güçteyiz. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.''
TBMM'nin halkın ulusal menfaatlerini koruyan bir kurum olduğunu belirten Arınç, bunu yaparken de sadece Meclis Başkanı ile değil, bütün milletvekilleri ile dış politikadaki hedeflerine varmak istediklerini söyledi.
Arınç, 190 milletvekilinin uluslararası komisyonlarda görev yaptığını, bu milletvekillerinin, komisyon ve komitelerde Türkiye'nin menfaatlerini korumak için çaba sarf ettiklerini bildirdi.
Arınç, ''TBMM Parlamenter diplomasi ile bu kadar işin içindeyken Meclis Başkanının bu konuda konuşma yapmasını yadırgayanlara hatırlatmak için bunları söylüyorum'' diye konuştu.
''DIŞ POLİTİKA STATİK DEĞİLDİR''
''Casus belli'' konusunda TBMM'nin nasıl tavır gösterdiğinin tutanaklarda açıkça görüldüğünü belirten TBMM Başkanı Arınç, isteyenlerin 8 Haziran 1995 tarihli tutanakları okuyabileceklerini söyledi. Arınç, bütün bunlardan sonra sözlerini eleştirmek isteyenlerin bir mesnede dayalı olarak bunu yapabileceğini belirtti.
Bülent Arınç, bunun sadece 1995'te alınmış bir bildiri metni değil, 1976'dan bu yana hükümetlerin takip ettiği dış politika konusu olduğunu bildirdi. TBMM Başkanı Arınç, şöyle devam etti:
''Tabi, 'casus belli'yi, Türkçe okunuşuyla 'casus belli' diye yazarsanız, gazeteler için güzel başlıklar çıkabilir. Ama bu konu Türkiye'nin kendi çıkarlarını korumak için aldığı ve uyguladığı bir karardır. Sonradan hangi değişikliklere uğradığı, bunu da merak edenlerin öğrenmesinde fayda var. Kaldı ki siz temel çıkarlarımızı hedef alıp ve bu konuya uygun hareket ederseniz başarılı olursunuz. Dış politika statik, durağan değildir. Şartlar değişirse pek çok olayda yeni bazı jestler, olaylar gündeme gelebilir. Türkiye ile Suriye ilişkileri çok iyi bir noktaya gelmişse, bundan 5 yıl önce neredeyse birbiriyle harp edecek iki ülke vardı. Karşılıklı jestler yapıldı. Bugün örnek gösterilen bir dostluk ve kardeşlik noktasına geldi. Bulgaristan, Kafkas ülkeleri ile olan durumlarımıza bakınız. Irak'ta bile değişen şartlara karşı dış politika kendisini yenilemek ihtiyacı gösteriyor.
Türkiye birikmiş dış politika sorunlarıyla bugün karşı karşıya. Bu sorunları bugünkü Meclis ve hükümet geçmişten devraldı. İyi bir hükümete ve çalışan parlamentoya düşen görev, bu sorunları çözmektir. Bu sorunları çözmek, sloganlarla statik davranarak olmaz. Çıkarlarınızı hedefleyerek zaman içerisinde farklı olayları, davranışları gündeme getirebilirsiniz. Yunanistan, Balkan ülkeleri, Bulgaristan, Kafkas ve Ortadoğu ülkeleri ile nereden nereye geldik.''
''ÜLKEYE ZARARI YOKTUR''
Bülent Arınç, Türkiye'nin ve bütün ülkelerin temel hedeflerinin dostluk ilişkileri kurmak olduğunu belirterek, Türkiye'nin bunu başardığını kaydetti.
TBMM Başkanı Arınç, ''casus belli, böyle kalmasında yarar vardır. Türkiye'nin ulusal çıkarlarına uygundur'' diyenlere saygı duyduklarını vurgulayarak, ''Ancak bu konuda özellikle hükümetin yeni bir açılıma, yeni bir davranışa, yeni bir hadiseye eğer ihtiyaç duyabilirse böyle bir açılımın da faydalı olacağını söylemenin ülkeye zararı yoktur'' diye konuştu.
''Casus belli'' konusundaki sözlerini ''oraya, buraya çekmeye, çarpıtmaya hiç kimsenin haddi olamayacağını'' ifade eden Arınç, sözlerini, ''Türk ülkesinin, Türk Milleti'nin, Türk Cumhuriyeti'nin gücünü, yolunu, davranışını menfi olarak etkilemek hiçbir zaman aklımızdan geçmez. Milliyetçilik, Türk halkının çıkarlarını düşünmek konusunda bizi eleştirenler, bizim kadar ciddi olamazlar'' diye tamamladı.
LÜKSEMBURG'DAKİ KARŞILAMA
Lüksemburg'daki Findel Havaalanı'nda Lüksemburg Meclis Başkanvekili Jos Sheuer'a tarafından karşılan Arınç, burada yaptığı kısa açıklamada, Papa 2. Jean Paul'un ölümünden duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Arınç, ''Kendisi sadece bir din adamı değil, barış ve hoşgörüyü de simgeleyen bir insandı'' dedi.
Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Papa'nın cenaze törenine katıldığını, kendisinin de Ankara'da Vatikan Büyükelçiliği'ni ziyaret ederek, taziyelerini bildirdiğini anımsattı.
TBMM Başkanı Arınç, Lüksemburg'a yaptığı ziyaret sırasında iki ülke açısından önemli görüşmeler yapacağını, AB'ye üyelik sürecinde Türkiye'ye büyük destek olan Lüksemburg ile ilişkilerin daha da gelişeceğini sözlerine ekledi.
Arınç'ın gezisine, AK Parti Elazığ Milletvekili Şemsettin Murat, AK Parti Zonguldak Milletvekili Polat Türkmen ve CHP Ordu Milletvekili Kazım Türkmen eşlik ediyor.
Bülent Arınç, Lüksemburg resmi ziyaretini 13 Nisan Çarşamba günü tamamlayarak, aynı gün Türkiye'ye dönecek ve Ankara Esenboğa Havalimanı Büyük Şeref Salonu'nda basın açıklaması yapacak.
