2005-11-13 - 14:35
Basınla sohbet toplantısında, gazetecilerin gündemdeki konulara ilişkin sorularını cevaplayan Arınç, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile ''kurumsal ilişkilerinin fevkalade güzel biçimde devam ettiğini'' ifade ederek, ''Sayın Cumhurbaşkanımıza hepimizin çok büyük bir saygısı, sevgisi var'' dedi.
TBMM Sabit Osman Avcı Tesisi'nde basınla sohbet toplantısı düzenleyen Arınç,gazetecilerin gündemdeki konulara ilişkin sorularını yanıtladı.
TMSF'ye devredilen bankalar ile ilgili araştırma raporunun, Haziran 2004'ten bu yana görüşülmemesinin nedeni soran gazeteciye Arınç, ''sandıklarda saklanan, kasalara kilitlenen raporların olmadığı'' karşılığını verdi.
Söz konusu raporun, henüz görüşülme sırasının gelmediğini ifade Arınç, bu konuya ilişkin etkin davranışları, siyasi partilerin yapacağını kaydetti. Arınç, ''Sanıyorum ki önümüzdeki haftaların bir salı gününde görüşülecektir'' dedi.
Arınç, AİHM kararına ilişkin ne yapılacağının sorulmasına karşılık, bu konuda yasama yetkisinin TBMM'de olduğunu anımsattı. TBMM'nin yasama yetkisini tasarı ve teklifleri görüşerek yerine getirdiğine işaret eden Arınç, ''bugün, yarın gelecek... Ben veya o getirecek'' diyemeyeceğini söyledi. Arınç, ''Bugün değilse yarın, yarın değilse bir gün; bu olur, ya da olmaz'' diye konuştu.
Bülent Arınç, bu meselenin subjektif olmaktan çıktığını, bütün toplumu ilgilendiren bir konu haline geldiğini, bu nedenle adil ve objektif olmalarının daha uygun olacağını vurguladı.
DOKUNULMAZLIKLAR
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın, Susurluk nedeniyle dokunulmazlığının kaldırılmasını istediğinin anımsatılması üzerine Arınç, Meclis İçtüzüğü'ne göre, milletvekilinin, dokunulmazlığının kaldırılmasını istemesinin yeterli olmadığını söyledi.
Pek çok milletvekilinin, ''benim dokunulmazlığımı'' kaldırın demesine rağmen, karma komisyonun, bunu dönem sonuna bırakabildiğini anlatan Arınç, ''Bunu çok yanlış buluyorum. İnsanlar, bireysel hakkı kullanabilmeli. Milletvekili dokunulmazlığımı kaldırın diyorsa, çok doğru, haklı bir taleptir'' dedi. Arınç, yapacakları içtüzük değişikliğinde buna imkan tanıdıklarını dile getirdi.
''HAVALARLA İLGİLİDİR''
Bir gazetecinin, ''Devletin zirvesinde soğuk rüzgarlar esiyor sanki'' demesi üzerine Arınç, ''devletin zirvesindeki soğukluğun havalarla ilgili'' olduğunu söyledi. Arınç, ''Fotoğrafçı arkadaşlarımız, her saniye 10 tane fotoğraf çekiyor. Benim yüzüme bakarak gülümseyecek bir insanın 5 dakika öyle durması herhalde mümkün değil'' diye konuştu.
Arınç, düşmemek için önüne bakan biri için, 'yüzüne bakmadı', öbür tarafta kim var diye bakan biri için 'başını çevirdi' demenin, gülünç şeyler olduğunu dile getirerek, Türkiye'de gülünçlüklerle iç içe olduklarını kaydetti.
''SEVGİ DERUNİ BİR OLAYDIR''
Kendisinin de Cumhurbaşkanı'nın da çok ciddi kişiler olduğunu ifade eden Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Özel yaşamımızda da böyleyiz bizler. Her gün gülecek, her gün birbirimizin sırtına şaplak vuracak değiliz.
Sayın Cumhurbaşkanımıza hepimizin çok büyük bir saygısı, sevgisi var. El sıkışırken, 'o yüzünü astı, bu sağa döndü' böyle şeylerle uğraşmayalım. El sıkışıyorum, bir araya geliyorum, konuşuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan, ben, Sayın Genelkurmay Başkanı ciddiyiz. Yaptığımız iş bunu gerektiriyor. Sağa sola gülsem, bu da garip olacak, 'adam her şeye gülüyor' diyecekler.
Ne kadar çok seviyoruz birbirimizi bilemezsiniz. Saygı başka şeydir. Saygı her kurum, makam, kişiye yaptığı iş nedeniyle duyulan şeydir. Bizim birbirimize olağanüstü saygımız var. Sevgi ise deruni bir olaydır. Yemek seçerken bile farklı farklı sevgiler olabilir. Bir insanın, diğerini sevmesi, en az onun da diğerini sevmesiyle ilgilidir. Kurumlar arasındaki ilişki, kurumsal ilişkidir. Bu ilişkimiz de fevkalade güzel biçimde devam ediyor.''
TMSF'ye devredilen bankalar ile ilgili araştırma raporunun, Haziran 2004'ten bu yana görüşülmemesinin nedeni soran gazeteciye Arınç, ''sandıklarda saklanan, kasalara kilitlenen raporların olmadığı'' karşılığını verdi.
Söz konusu raporun, henüz görüşülme sırasının gelmediğini ifade Arınç, bu konuya ilişkin etkin davranışları, siyasi partilerin yapacağını kaydetti. Arınç, ''Sanıyorum ki önümüzdeki haftaların bir salı gününde görüşülecektir'' dedi.
Arınç, AİHM kararına ilişkin ne yapılacağının sorulmasına karşılık, bu konuda yasama yetkisinin TBMM'de olduğunu anımsattı. TBMM'nin yasama yetkisini tasarı ve teklifleri görüşerek yerine getirdiğine işaret eden Arınç, ''bugün, yarın gelecek... Ben veya o getirecek'' diyemeyeceğini söyledi. Arınç, ''Bugün değilse yarın, yarın değilse bir gün; bu olur, ya da olmaz'' diye konuştu.
Bülent Arınç, bu meselenin subjektif olmaktan çıktığını, bütün toplumu ilgilendiren bir konu haline geldiğini, bu nedenle adil ve objektif olmalarının daha uygun olacağını vurguladı.
DOKUNULMAZLIKLAR
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın, Susurluk nedeniyle dokunulmazlığının kaldırılmasını istediğinin anımsatılması üzerine Arınç, Meclis İçtüzüğü'ne göre, milletvekilinin, dokunulmazlığının kaldırılmasını istemesinin yeterli olmadığını söyledi.
Pek çok milletvekilinin, ''benim dokunulmazlığımı'' kaldırın demesine rağmen, karma komisyonun, bunu dönem sonuna bırakabildiğini anlatan Arınç, ''Bunu çok yanlış buluyorum. İnsanlar, bireysel hakkı kullanabilmeli. Milletvekili dokunulmazlığımı kaldırın diyorsa, çok doğru, haklı bir taleptir'' dedi. Arınç, yapacakları içtüzük değişikliğinde buna imkan tanıdıklarını dile getirdi.
''HAVALARLA İLGİLİDİR''
Bir gazetecinin, ''Devletin zirvesinde soğuk rüzgarlar esiyor sanki'' demesi üzerine Arınç, ''devletin zirvesindeki soğukluğun havalarla ilgili'' olduğunu söyledi. Arınç, ''Fotoğrafçı arkadaşlarımız, her saniye 10 tane fotoğraf çekiyor. Benim yüzüme bakarak gülümseyecek bir insanın 5 dakika öyle durması herhalde mümkün değil'' diye konuştu.
Arınç, düşmemek için önüne bakan biri için, 'yüzüne bakmadı', öbür tarafta kim var diye bakan biri için 'başını çevirdi' demenin, gülünç şeyler olduğunu dile getirerek, Türkiye'de gülünçlüklerle iç içe olduklarını kaydetti.
''SEVGİ DERUNİ BİR OLAYDIR''
Kendisinin de Cumhurbaşkanı'nın da çok ciddi kişiler olduğunu ifade eden Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Özel yaşamımızda da böyleyiz bizler. Her gün gülecek, her gün birbirimizin sırtına şaplak vuracak değiliz.
Sayın Cumhurbaşkanımıza hepimizin çok büyük bir saygısı, sevgisi var. El sıkışırken, 'o yüzünü astı, bu sağa döndü' böyle şeylerle uğraşmayalım. El sıkışıyorum, bir araya geliyorum, konuşuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan, ben, Sayın Genelkurmay Başkanı ciddiyiz. Yaptığımız iş bunu gerektiriyor. Sağa sola gülsem, bu da garip olacak, 'adam her şeye gülüyor' diyecekler.
Ne kadar çok seviyoruz birbirimizi bilemezsiniz. Saygı başka şeydir. Saygı her kurum, makam, kişiye yaptığı iş nedeniyle duyulan şeydir. Bizim birbirimize olağanüstü saygımız var. Sevgi ise deruni bir olaydır. Yemek seçerken bile farklı farklı sevgiler olabilir. Bir insanın, diğerini sevmesi, en az onun da diğerini sevmesiyle ilgilidir. Kurumlar arasındaki ilişki, kurumsal ilişkidir. Bu ilişkimiz de fevkalade güzel biçimde devam ediyor.''
