2006-03-01 - 19:07
Türkiye Kamu-Sen Başkanı Bircan Akyıldız ve yönetim kurulu üyeleri, TBMM Başkanı Arınç'ı ziyaret ederek, grevli, toplu sözleşmeli sendikal hakların kamu çalışanlarına tanınması konusunda destek istedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent Arınç, "Dilerim ki AB normlarında bir çağdaş kamu sendikacılığı konusu inşallah gündeme gelsin" dedi.
Türkiye Kamu-Sen Başkanı Bircan Akyıldız ve yönetim kurulu üyeleri, TBMM Başkanı Bülent Arınç'ı ziyaret ederek, grevli, toplu sözleşmeli sendikal hakların kamu çalışanlarına tanınması, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülmekte olan Sosyal Güvenlik Reformu ile ilgili tasarıların çalışanlar lehine düzenlenmesi, Kamu Personel Rejimi Tasarısı'nın Meclis Genel Kurulu'ndan bir an önce geçirilmesi konusunda destek istediler.
Kabulde bir konuşma yapan Arınç, memur sendikalarının kurulmasının 2001 yılında gerçekleştiğini, ancak o zamanki hükümet tarafından çıkarılan yasanın biraz aceleye getirildiğini söyledi.
Uygulamada karşılaşılacak aksaklıkların zamanla giderilmesinin planlandığını belirten Arınç, şöyle devam etti:
"Belki grevli, toplu sözleşmeli memur sendikalarına doğru gidiş olur diye düşünüldü. Tabi aradan 4-5 yıla yakın bir zaman geçti, fakat bu konuda bir gelişme olmadı. Yani grevli, toplu sözleşmeli bir kamu sendikacılığına şu anda Türkiye'de gidiş yok. Malum onun için yapılması gereken şey; Anayasanın değiştirilmesidir. Avrupa Birliği (AB) normlarında gerçekten ilk 2-3 yıl içerisinde Meclis pek çok anayasa maddesini değiştirdi. Pek çok kanunda uyum yasaları şeklinde değişiklik yaptı. Gönül arzu ederdi ki bu konu da bir anayasa değişikliğine bağlansın. Ama sanıyorum ki öncelikli olarak görülmedi ve özellikle müzakerelere başlama noktasında Kopenhag Kriterleri'ne uyma gibi bir mecburiyeti Anayasa değişikliklerinde birinci planda kabul ettiler. Bugüne kadar yaptıkları bu. Tabi dilerim ki bu andan itibaren yine AB normlarında (bu da onun dışında değil) bir çağdaş kamu sendikacılığı konusu inşallah gündeme gelsin. Ama bilebildiğim kadar bir anayasa değişikliği için bir hareketlilik söz konusu değil."
TBMM Başkanı Arınç, Anayasa değişikliği için en az 184 milletvekilinin talepte bulunması gerektiğini, gündeme geldiğinde de 330-367 arasında bir oy çıkması zorunluluğunun bulunduğunu hatırlatarak sözlerine şöyle devam etti:
"Partiler yapamıyor, milletvekilleri yapıyor, ama partilerin de 'evet' demesi gerekir ki, hiç olmazsa milletvekilleri bir anayasa değişikliğini imzalamış olsunlar. Bu taleplerinizi en üst noktada dile getirin. Biz de prensip olarak buna hayır demeyiz. Ama bu konuda bir anayasa değişikliği mecburiyeti var."
Sosyal Güvenlik Reformuyla ilgili tasarıların Meclis Plan Bütçe Komisyonu'nun Alt Komisyonu'ndan geçtiğini, henüz asıl komisyonda ise sonuçlanmadığını vurgulayan Arınç, hükümetin bu konuya çok önem verdiğini belirterek, şöyle dedi:
"Tabi bunun en mükemmel şekilde çıkması, Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılaması, çalışanların haklarının hem bugün, hem gelecekte korunması bizce de önemli. Katkılarınızı yapın. Bu yeni bir mesele değil, benim bildiğim kadar en az 7 aydan beri bu konu tartışılıyor. Zaman zaman sivil toplum örgütlerinin, sendikaların görüşlerine de müracaat ediliyor. Ama onların davetini bile beklemeden 'biz bu konuda işin içinde kişiler olarak böyle düşünüyoruz' derseniz, umarım bundan yararlanırlar."
TBMM Başkanı Arınç, Kamu Personel Rejimi konusunun da yeni olmadığını, hükümetin iş başına geldiğinden beri ve özellikle Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in konu ile ilgilendiğini kaydetti.
Kamu Personel Rejimi konusunun her hükümetin öncelikli konuları arasında bulunduğunu, ancak bu güne kadar kapsamlı bir çalışma yapılmadığını belirten Arınç, sözlerini şöyle noktaladı:
"Bu dönemde de tartışmaya açıldı. Taslaklar bazı kurumlara gönderildi, onların düşünceleri alındı. Bazı kurumlar için yine bugünkü personel rejiminin devam etmesi, ama bazı kurumlara sözleşme esası getirilmesi gibi yenilikleri kapsıyor. Burada da kazanılmış hakları rencide etmemek veya gözardı etmemek, yeni personel rejimi içersinde elbette çalışanlar için de ileri haklar temin etmek gerekebilir."
Türkiye Kamu-Sen Başkanı Bircan Akyıldız ve yönetim kurulu üyeleri, TBMM Başkanı Bülent Arınç'ı ziyaret ederek, grevli, toplu sözleşmeli sendikal hakların kamu çalışanlarına tanınması, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülmekte olan Sosyal Güvenlik Reformu ile ilgili tasarıların çalışanlar lehine düzenlenmesi, Kamu Personel Rejimi Tasarısı'nın Meclis Genel Kurulu'ndan bir an önce geçirilmesi konusunda destek istediler.
Kabulde bir konuşma yapan Arınç, memur sendikalarının kurulmasının 2001 yılında gerçekleştiğini, ancak o zamanki hükümet tarafından çıkarılan yasanın biraz aceleye getirildiğini söyledi.
Uygulamada karşılaşılacak aksaklıkların zamanla giderilmesinin planlandığını belirten Arınç, şöyle devam etti:
"Belki grevli, toplu sözleşmeli memur sendikalarına doğru gidiş olur diye düşünüldü. Tabi aradan 4-5 yıla yakın bir zaman geçti, fakat bu konuda bir gelişme olmadı. Yani grevli, toplu sözleşmeli bir kamu sendikacılığına şu anda Türkiye'de gidiş yok. Malum onun için yapılması gereken şey; Anayasanın değiştirilmesidir. Avrupa Birliği (AB) normlarında gerçekten ilk 2-3 yıl içerisinde Meclis pek çok anayasa maddesini değiştirdi. Pek çok kanunda uyum yasaları şeklinde değişiklik yaptı. Gönül arzu ederdi ki bu konu da bir anayasa değişikliğine bağlansın. Ama sanıyorum ki öncelikli olarak görülmedi ve özellikle müzakerelere başlama noktasında Kopenhag Kriterleri'ne uyma gibi bir mecburiyeti Anayasa değişikliklerinde birinci planda kabul ettiler. Bugüne kadar yaptıkları bu. Tabi dilerim ki bu andan itibaren yine AB normlarında (bu da onun dışında değil) bir çağdaş kamu sendikacılığı konusu inşallah gündeme gelsin. Ama bilebildiğim kadar bir anayasa değişikliği için bir hareketlilik söz konusu değil."
TBMM Başkanı Arınç, Anayasa değişikliği için en az 184 milletvekilinin talepte bulunması gerektiğini, gündeme geldiğinde de 330-367 arasında bir oy çıkması zorunluluğunun bulunduğunu hatırlatarak sözlerine şöyle devam etti:
"Partiler yapamıyor, milletvekilleri yapıyor, ama partilerin de 'evet' demesi gerekir ki, hiç olmazsa milletvekilleri bir anayasa değişikliğini imzalamış olsunlar. Bu taleplerinizi en üst noktada dile getirin. Biz de prensip olarak buna hayır demeyiz. Ama bu konuda bir anayasa değişikliği mecburiyeti var."
Sosyal Güvenlik Reformuyla ilgili tasarıların Meclis Plan Bütçe Komisyonu'nun Alt Komisyonu'ndan geçtiğini, henüz asıl komisyonda ise sonuçlanmadığını vurgulayan Arınç, hükümetin bu konuya çok önem verdiğini belirterek, şöyle dedi:
"Tabi bunun en mükemmel şekilde çıkması, Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılaması, çalışanların haklarının hem bugün, hem gelecekte korunması bizce de önemli. Katkılarınızı yapın. Bu yeni bir mesele değil, benim bildiğim kadar en az 7 aydan beri bu konu tartışılıyor. Zaman zaman sivil toplum örgütlerinin, sendikaların görüşlerine de müracaat ediliyor. Ama onların davetini bile beklemeden 'biz bu konuda işin içinde kişiler olarak böyle düşünüyoruz' derseniz, umarım bundan yararlanırlar."
TBMM Başkanı Arınç, Kamu Personel Rejimi konusunun da yeni olmadığını, hükümetin iş başına geldiğinden beri ve özellikle Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in konu ile ilgilendiğini kaydetti.
Kamu Personel Rejimi konusunun her hükümetin öncelikli konuları arasında bulunduğunu, ancak bu güne kadar kapsamlı bir çalışma yapılmadığını belirten Arınç, sözlerini şöyle noktaladı:
"Bu dönemde de tartışmaya açıldı. Taslaklar bazı kurumlara gönderildi, onların düşünceleri alındı. Bazı kurumlar için yine bugünkü personel rejiminin devam etmesi, ama bazı kurumlara sözleşme esası getirilmesi gibi yenilikleri kapsıyor. Burada da kazanılmış hakları rencide etmemek veya gözardı etmemek, yeni personel rejimi içersinde elbette çalışanlar için de ileri haklar temin etmek gerekebilir."
