2005-04-30 - 10:00
TBMM BAŞKANI ARINÇ: "İSLAM ÜLKELERİNİN TÜM SİVİL ÖRGÜTLERİ BİR ÇATI ALTINDA TOPLANMALI"
TBMM Başkanı Bülent Arınç, "Uluslararası İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Konferansı"nın açılışında yaptığı konuşmada, "İslamî geleneğin insanî, hoşgörülü, ılımlı ve çeşitliliğe saygı gösteren özünden hareketle oluşturacağımız ortak akıl, herkesi daha iyi bir yaşama kavuşturacak şartların oluşmasına yardımcı olacaktır" dedi.
TBMM Başkanı Bülent Arınç, İslam ülkelerinin tüm sivil örgütlerinin bir çatı altında toplanmasını istedi.

Bülent Arınç, "Uluslararası İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Konferansı"nın açılışında yaptığı konuşmada, "Burada bulunun değerli insanların, sorunlarını ve düşünce farklılıklarını bir kenara bırakarak tüm İslam ülkelerindeki sivil örgütleri bir çatı altında toplamasını diliyorum. Böylece İslam dünyasının en önemli sorunu olan ayrılıklara karşı birleşerek güzel bir örnek vermiş olursunuz" dedi.

Arınç, İslamî geleneğin insanî, hoşgörülü, ılımlı ve çeşitliliğe saygı gösteren özünden hareketle oluşturacak ortak aklın, gerek Müslüman toplumları, gerek tüm dünya insanlarını daha iyi bir yaşama kavuşturacak şartların oluşmasına yardımcı olacağını söyledi.

"Değişen Dünyada Yeni Bir Vizyon Arayışı" konusunun ele alındığı toplantının İstanbul'da yapılmasından önemli olduğunu söyleyen Arınç, şöyle devam etti:

"İslamiyet, insan düşüncesine büyük katkı sağlamış bir dindir. İslam filozoflarının katkılarıyla şekillenen İslamî düşünce, çoğulculuk ve diyalog yöntemini benimseyen, insanın düşünme yeteneğine saygı duyan bir gelenek oluşturmuştur. İslamiyet, katılımcı siyaset ve demokratik kurumlarla çelişmeyen bir öze sahiptir. Dolayısıyla, İslam dünyasının bu konuda daha özgüvenli bir yaklaşım benimsemesi için gerekli tarihi zemin esasen mevcuttur.

İslamî geleneğin insanî, hoşgörülü, ılımlı ve çeşitliliğe saygı gösteren özünden hareketle oluşturacağımız ortak akıl, gerek Müslüman toplumları, gerek tüm dünya insanlarını daha iyi bir yaşama kavuşturacak şartların oluşmasına yardımcı olacaktır. Bu ortak aklın geliştirilmesinde bugünkü konferans gibi etkinliklerin daha sık yapılması ve böylece devletler düzeyinde yürütülen çalışmalara entelektüel katkı sağlanması önemli bir rol oynayacaktır.

Sorunlarımızı samimi şekilde ve açık görüşlülükle ele alırken, bir yandan idarecilerin, diğer yandan toplumun çabaları arasında nasıl bir sinerji oluşturulabileceği sorusunu da akılda tutmakta fayda görüyorum.

Bu bağlamda, daha istikrarlı, müreffeh, daha üretken ve daha hür bir toplumsal düzene kavuşmak için gereklilik arz eden reform konusunun da bu konferansta ağırlıklı bir yer tutacağına inanmaktayım.

Burada önemli olan, reform dinamiğini kendi ihtiyaçlarımız doğrultusunda tasarlamak, yönlendirmek ve ortaya çıkabilecek imkanlardan sağlıklı şekilde yararlanmaktır. Bunun başarılı olabilmesi için ise gerçekçi bir tutum takınılmasının, radikalizm ve şiddeti reddeden, sorunlarımıza akılcı çözümler arayan bir yaklaşım benimsenmesinin önemini vurgulamak istiyorum. İnsanımızın içinde bulunan bu hasletlerin ortaya çıkarılmasını kolaylaştıran kurumların başında ise sivil toplum kuruluşları gelmektedir."