2025-12-17 - 11:10
CUMHURBAŞKANLIĞI İLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞININ 2026 YILI BÜTÇESİ TBMM GENEL KURULUNDA
TBMM Genel Kurulunda, Cumhurbaşkanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2026 yılı bütçelerinin görüşmelerine başlandı.

TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ başkanlığında toplandı.

Genel Kurulda, Cumhurbaşkanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının yanı sıra Mesleki Yeterlilik Kurumu, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, İletişim Başkanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Devlet Arşivleri Başkanlığı, Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı, Savunma Sanayii Başkanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığının bütçeleri de ele alınacak.

Bütçeler üzerinde ilk sözü DEM Parti Muş Milletvekili Sümeyye Boz Çakı aldı.

DEM Parti Muş Milletvekili Sümeyye Boz Çakı, bütçe harcamalarının yüzde 99'unun "cari transferlerden" kaynaklandığını, bu durumun bütçenin "gerçek işlevini" gösterdiğini savundu.

Çakı, ekonominin daraldığı, yoksulluğun arttığı bir dönemde tasarrufun "hep tabandan" başlamasının bütçenin sınıfsal yapısını ortaya koyduğunu ileri sürdü.

Asgari ücretin "açlık sınırının" altında olduğunu savunan Çakı, "Bu ücret yaşam standardı değil, açlıkla terbiye politikasıdır. Çünkü asgari ücreti düşük tutup vergi kalem ve oranlarını artırırsanız, toplumun refah düzeyini aşağı çekersiniz." dedi.

DEM Parti Bitlis Milletvekili Hüseyin Olan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının, emekliyi ve emekçiyi "canından bezdirir hale getirdiğini" iddia etti.

Olan, partisinin asgari ücretin en az 46 bin lira olmasını istediğini aktardı.

DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Mithat Sancar, "Terörsüz Türkiye" sürecine ilişkin yaptığı değerlendirmede, barışın ve barışseverliğin önemine değindi.

Barışı toplumun kendini yeniden kurmasının en etkili yöntemi ve en önemli sonucu olarak nitelendiren Sancar, "Barışı inşa etmenin yolu, toplumsal müzakere ve demokratik siyasetten geçer." diye konuştu.

Sancar, itirazların, eleştirilerin, kaygıların, hatta kırgınlık ve kızgınlıkların "medeni bir şekilde" konuşulması gerektiğini belirterek, "Toplumda da bu sürecin bir tehdit olarak algılandığını söyleyip, nefret ve kin dilini bunun üzerine inşa etmeye çalışanlar var." ifadesini kullandı.

Dünya geneli ve Orta Doğu'daki değişimlere seyirci kalınmaması gerektiğini ifade eden Sancar, şunları söyledi:

"Bugüne kadar hep Orta Doğu'da yaşanan gelişmelerin Türkiye'ye etkisini konuştuk, şimdi Türkiye'den Orta Doğu'ya yayılacak etkileri konuşma zamanı. Gelin, hep birlikte Orta Doğu'yu barış ve demokrasi yoluyla dönüştürmenin öncüsü olalım ve hep birlikte modelini oluşturalım. Büyük barışı ancak böyle kurabiliriz. Başta Suriye olmak üzere bölgenin tümünü kapsayacak, demokratik, eşitlikçi, özgür bir düzenin yolunu, bizler, hep birlikte kuralım. Şimdi barış hukukunu kurmanın zamanıdır. Aslında geciktik bile. 13-14 ayı bulan bu süreçte barış hukukunun sütunlarını çoktan dikmiş olmamız gerekiyordu. Bu Meclis tarihi bir görevle karşı karşıyadır. Barışın hukukunu kurarak yeni yüzyılı demokrasi, özgürlük, eşitlik üzerine inşa etme imkanına sahiptir."

DEM Parti Şırnak Milletvekili Ayşegül Doğan, 2026 yılı bütçesinin işçinin, emekçinin, yoksulun, engellinin, asgari ücretlinin bütçesi olmadığını öne sürdü.

Doğan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının "Terörsüz Türkiye" sürecinde "herkese söz hakkı vermesi gerektiğini" söyledi.

DEM Parti Antalya Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç, Türkiye'nin "aşırı merkezileşmiş" bir sistemle demokratik olarak yönetilmesinin mümkün olmadığını iddia etti.

Bu sistemin sorunlarının en çok yargıda ve ekonomide yaşandığını öne süren Oluç, Türkiye'nin katılımcı ve müzakereci bir demokrasi anlayışına, evrensel demokratik hak ve özgürlüklere dayanan bir sisteme ihtiyacı olduğunu savundu.

Belediyelere yönelik görevlendirmeleri eleştiren Oluç, "Merkezi idarenin gerek gördüğü yerde kayyum atayarak yerel seçim sonuçlarını geçersiz hale getirmesi hukuken de uygun değildir toplumsal, siyasal ve anayasal meşruiyet açısından da geçersizdir. Bu konuda iktidarıyla, muhalefetiyle, bütün partilerin ortak bir yasa teklifiyle bu meseleyi Türkiye'nin gündeminden kaldırması zaruridir ve acildir." ifadelerini kullandı.

TBMM Genel Kurulunda, Cumhurbaşkanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2026 yılı bütçesi üzerinde CHP milletvekilleri söz aldı.

CHP Antalya Milletvekili Mustafa Erdem, 2026 yılı bütçesinden emekliye ayrılan tutarın yetersiz olduğunu söyledi.

Emeklilerin geçinemediğini belirten Erdem, en düşük emekli maaşının asgari ücret seviyesine çıkarılmasını, emeklilere bayramlarda bir maaş ikramiye verilmesini istedi.

Türkiye'de neredeyse 2 işçiden birinin asgari ücretle çalıştığını belirtip, asgari ücret tartışmalarına da değinen Erdem, "Şimdi işçisiz asgari ücret masası kuruyorsunuz bu ayıp size yeter. İktidarın 2026 yılı için asgari ücret planı 27-28 bin bandında. Bunu kabul etmek mümkün değil. Asgari ücret en az 39 bin lira olmalı." diye konuştu.

CHP Ankara Milletvekili Okan Konuralp, 2025'te meydana gelen iş kazalarına ve iş kazalarında yaşamını yitiren çocukların durumuna değindi.

CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, Türkiye'de 25 milyon yoksul olduğunu ancak yoksullukla mücadeleye bütçeden sadece 554 milyar liranın ayrıldığını anımsattı.

Taşcıer, "Diğer taraftan SGK şemsiyesi altında 43 milyon kişi bulunuyor, bunun 17 milyonu emekli. Sosyal güvenliğe ayırdığınız pay, sadece dakikada 8 kuruş. Kuruş fiilen tedavülden kalktı ama belli ki yoksulları ve emeklileri de yaşamlarını ellerinden alarak tedavülden kaldırmaya çalışıyorsunuz. Bu bütçe, 'ölen ölür kalan sağlar bizimdir' bütçesidir." dedi.

CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç de iş kazalarına değinerek, Türkiye'de iş kazalarındaki ölüm oranının Avrupa Birliği ortalamasının 7 katı olduğunu öne sürdü. Genç, "Bu tabloyu görüp de 'sorun yok' demek mümkün değildir." ifadesini kullandı.

Genç, daha sonra kürsüden Genel Kurula elindeki telefon aracılığıyla Kayserili vatandaşların mesajlarını dinletmek istedi.

Bunun üzerine Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, böyle bir uygulamanın olmadığını, bunun Meclis İçtüzüğü'ne aykırı olduğunu belirtti. Bozdağ, "İçtüzük buradan sesli ve görüntülü yayın yapılmasına izin vermiyor." bilgisini paylaştı. Bozdağ, Genç'ten mesajı sözlü olarak iletmesini istedi. Genç, daha sonra konuşmasını tamamladı.

- "Asgari ücret artış oranı üzerinden bile yasa dışı bahis oynatılmıştır"

CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç, uyuşturucu sorununun çığ gibi büyüyerek milyonlarca genci pençesi altına aldığını kaydetti. Kılınç, uyuşturucuya karşı topyekun mücadele yerine sorunun polisiye tedbirlerle geçiştirilmeye çalışıldığını öne sürdü.

Yasadışı bahse dikkati çeken Kılınç, "Yasadışı bahis, sanal kumar, toplumu çürütmektedir. Aileler dağılmakta, intiharlar yaygınlaşmakta, ocaklar sönmektedir. Ülkemizde sadece son 2 yılda sanal bahis ve kumar oynatan 300 bin yeni internet sitesi açılmıştır. Asgari ücret artış oranı üzerinden bile yasa dışı bahis oynatılmıştır." sözlerini sarf etti.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, İletişim Başkanlığının stratejik planındaki tanımının, yerli ve yabancı basın yayın organlarının ve mensuplarının çalışmalarını kolaylaştırmaya yönelik düzenlemeleri yapmak ve gerekli tedbirleri almak olduğunu hatırlattı.

Başkanlığın söz konusu görevlerini yerine getirmediğini iddia eden Bulut, eskiden basın kartı olanların her etkinliğe gidebildiğini şimdi ise bu durumun böyle olmadığını ileri sürdü.

Bulut, dezenformasyonla mücadele kapsamında kabul edilen Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'u anımsatarak, Manisa'da kanser nedeniyle yaşamını yitiren Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay'ın kemoterapi aldığı sırada hakkında ortaya atılan "iğrenç" iddialara değindi.

Bu iddialara ilişkin işlem yapılmasını beklediklerini belirten Bulut, "Bugün burada adaşım Burhanettin Duran var. İletişim Başkanı ilk defa Meclis'e geldi. Ona buradan ifade ediyorum." diye konuştu.

CHP Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, Diyanet'in bütçesini eleştirdi. Diyanet'in 2026 yılı için talep ettiği bütçenin geçen yıla göre yüzde 35 arttığını söyleyen Avşar, talep edilen bütçenin 175 milyar lira olduğunu ifade etti.

Bu tutarın 150 milyar lirasının personel gideri olduğunu anımsatan Avşar, "Bakanlıklardan büyük bir personel giderinin din hizmetlerine ne kadar faydası olacak?" dedi.

CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, ülkede tüm örtülü ödeneklerin şeffaflaştırılmasını istedi. Kamudaki israfın önlenmesi gerektiğini dile getiren Kılıç, elde edilecek tasarrufun, işçinin ve yoksulun sofrasına aktarılmasını talep etti.

TBMM Genel Kurulu'nda, Cumhurbaşkanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2026 yılı bütçeleri üzerinde AK Parti milletvekilleri söz aldı.

AK Parti Bingöl Milletvekili Zeki Korkutata, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının bütçesi üzerindeki konuşmasında, iktidarları döneminde çalışma hayatında insanı merkeze aldıklarını vurguladı.

İstihdam politikalarında Türkiye'nin aktif yönlendirici olduğunu ifade eden Korkutata, sosyal devletin zor zamanlarda kendini göstereceğini dile getirdi. Korkutata, işsizlik sigortası ve desteklerle vatandaşın yanında olduklarını kaydetti.

Engelliler, kadınlar ve gençler için ayrı politikalar geliştirdiklerini anlatan Korkutata, "AK Parti için istihdam sadece ekonomi başlığı değil, adalet ve insan onuru başlığıdır. Sosyal güvenlik alanında sessiz devrim gerçekleştirilmiştir. Çalışan sayısı artmış, sosyal güvenlik şemsiyesi genişlemiştir. Primini ödeyemedi diye sağlık hizmetinden yararlanamayan Türkiye geride kalmıştır." diye konuştu.

Zeki Korkutata, teşviklerle, prim düzenlemeleriyle üretim ekosisteminin güçlendirildiğinin, çalışan ile işveren arasında denge kurulduğunun altını çizdi.

AK Parti Adıyaman Milletvekili Resul Kurt, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının, ekonominin ve toplumsal yapının temel direği olduğunu belirtti.

Dünyanın en kapsayıcı genel sağlık sigortası sistemini kurduklarına işaret eden Kurt, Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK), çalışma hayatını ve istihdam politikalarını desteklediğini ifade etti.

Kurt, İŞKUR tarafından 2002'den bugüne kadar 16 milyon 390 bin 275 işe yerleştirmeye aracılık yapıldığını, engelli istihdam sayısının 110 binin üzerine çıktığını bildirdi.

- "MİT, terör sorununu kalıcı çözüme kavuşturmak için kritik adımlar atmıştır"

AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Abdulkadir Emin Önen, Cumhurbaşkanlığı bütçesi üzerindeki konuşmasında, Cumhurbaşkanlığının, Gazze krizinde dik ve iradeli duruş sergilediğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Gazze'deki vahşeti cesurca "soykırım" olarak tespit ettiğini aktaran Önen, "Türkiye'nin Gazze krizindeki diplomatik etkinliği münferit olay değildir. Bu başarı, devletimizin son yıllarda stratejik kararlılıkla inşa ettiği denge politikası ve arabuluculuk geleneğinin zirvesidir. Liderimizin hamlesi gerçeği söyleme cesaretini gösteren tek vicdan olarak ortaya çıkmıştır." dedi.

Önen, Türkiye'nin Gazze krizinde etkili rol oynadığını dile getirdi.

Gazze'de yüksek tecrübeli diplomatik zekayla hareket edildiğine dikkati çeken Önen, "Bu makamın bu vizyonla yürütülmesi Türk milletinin onurunun en güçlü teminatıdır." ifadesini kullandı.

AK Parti Kayseri Milletvekili Ayşe Böhürler, Milli Güvenlik Kurulunun (MGK) ve Milli İstihbarat Teşkilatının (MİT) Türkiye'nin bekası için hayati önem taşıdığının altını çizdi.

Türkiye'nin terör örgütleriyle eş zamanlı mücadele ettiğini anlatan Böhürler, örgütlerin yurt dışı uzantılarının da engellenmeye çalışıldığını belirtti. Böhürler, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

"Terörsüz Türkiye süreci, yalnızca bir slogan değildir. Milletimizin huzurunu ve güvenliğini kalıcı kılmak için yürütülen bir taahhüttür. Devletimizin yüksek menfaatleri ve milletimizin güvenliği doğrultusunda terörle mücadeleyi ödün vermeden sürdüren MİT, bu süreçte 40 yıldan uzun süredir ülkemize büyük maliyete yol açan terör sorununu kalıcı çözüme kavuşturmak için kritik adımlar atmıştır."

- "Biz milletimize güven verirken, birileri daha güvenilmez hale geldi"

AK Parti İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının hakikatin sesi olduğunu belirtti.

Türkiye'nin, dünyayı dinleyen değil, söz söyleyen, sözüyle dünyaya yön veren, gerektiğinde masaya yumruğunu vuran ülke haline geldiğini kaydeden Bursalı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasi zekasıyla Türkiye'nin, aktif kurucu aktöre dönüştüğünü ifade etti.

Bursalı, partilerinin sadece hizmet üretmediğinin, Türk milletinin ruhuna, devletin hafızasına mühür vurduğunun altını çizdi.

CHP'yi eleştiren Bursalı, şöyle konuştu:

"Biz ülkemizi oyun kuran aktöre dönüştürürken birileri kendi iç kavgalarının içinde kayboldu. Biz milletimize güven verirken, birileri daha güvenilmez hale geldi. Biz 'Türkiye Yüzyılı' dedik, birileri çizgi film siyaseti anlayışını terk etmedi. Kendi belediyelerinde bile şeffaf olamayanların Türkiye'nin büyük yürüyüşünü ve iletişim stratejisini anlamasını beklemiyorum. Bir yerlerle şifreli iletişim kurmak sizin işiniz. SİHA'lar için 'maket uçak' derken kime sinyal verdiniz? Bugün Türkiye'nin sesi Brüksel'de duyuluyor, New York'ta yankılanıyorsa bunun adı liderliktir, o liderin adı da Recep Tayyip Erdoğan'dır. Sayın Cumhurbaşkanı'mız, küresel krizlerin karşısında susanların değil, yön verenlerin safında duran, mazlumların ve mağdurların umudu olan liderdir."

AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mehmet Sait Yaz, Diyanet İşleri Başkanlığının aileye yönelik gerçekleştirdiği çalışmaları anlattı.

Diyanet İşleri Başkanlığının, Cumhuriyet ile yaşıt olduğunu ifade eden Yaz, Başkanlığı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün inşa ettiğini söyledi.

Yaz, Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesi üzerinden gerçeği yansıtmayan iddialarda bulunulduğunu belirtti.

- "Türkiye, NATO'nun tüketici ülkesiyken, üretici ülkesi konumuna gelmiştir"

AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Şahin, savunma sanayisi alanında dışa bağımlılığı iyi bildiklerini söyledi.

Savunma sanayisi alanında örtülü ve açık ambargoların kendilerini hiçbir zaman yıldırmadığının altını çizen Şahin, yerli ve milli adımların atıldığını aktardı.

Şahin, Savunma Sanayii Başkanlığının koordinasyonundaki çalışmalarla tüm ihtiyaçların yerli ve milli imkanlarla karşılandığını ifade ederek, "Yerli savunma sanayi ürünleri terörle mücadele operasyonlarında, yurt içinde ve yurt dışında kullanılmaktadır. Bu ürünler ihraç edilmekte ve ülkelerin envanterlerine girişi artmaktadır. Dünyada konuşulan İHA ve SİHA'larımız modern savaş alanında oyunun kurallarını değiştiren konsept kurmuş, uluslararası alanda ilgi çekmiştir. Türkiye, NATO'nun tüketici ülkesiyken, üretici ülkesi konumuna gelmiştir." şeklinde konuştu.

AK Parti Antalya Milletvekili İbrahim Ethem Taş, Türkiye'nin kendi savaş gemisini ürettiğini anımsattı.

Gemileri denizden yürüten Fatih Sultan Mehmet'in torunlarının teknoloji ve savunma destanı yazdığını vurgulayan Taş, Bayraktar KIZILELMA'nın havadan havaya görüş ötesi hedefi vuran dünyanın ilk insansız savaş uçağı olduğunu ifade etti.

Taş, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, füze testlerinin Sinop'ta balıkları rahatsız ettiğini söylediğini aktararak, "Hiç merak etmeyin, biz kimlerin rahatsız olduğunu çok iyi biliyoruz. Kimler rahatsız biliyor musunuz? Mezar başında rakı içenler, adayını açıklarken bile Cumhurbaşkanımızı aklından çıkaramayanlar, kameralarını bantlayan, baklavalı kutularında avroları götürenler, kazandıkları belediyeleri rant yuvasına çevirenler rahatsız." ifadelerini kullandı.

TBMM Katip Üyesi ve AK Parti Mersin Milletvekili Havva Sibel Söylemez, milletin vergisinin millete harcandığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğiyle birçok alanda gurur tablolarının konuşulduğunu vurgulayan Söylemez, Türkiye'nin krizlere rağmen ayakta durduğunu belirtti.

Her alandaki başarıların görmezden gelindiğini ifade eden Söylemez, şöyle konuştu:

"Milletin bütçesini mandacı azınlığa peşkeş çekenler, bir avuç doymaza kurban edenler, yoksulluğun kaynağı olanlar, hırsızları utanmadan, sıkılmadan savunanlar milli bütçeyi idrak etmekten yoksundular. Yüz yıllık sorunları yaratanlar Avrupa kapılarında el pençe yardım isterken, Türkiye'nin attığı olumlu her adımı inkar etmekte, çözüm üretmek yerine kriz beklentisi yapmayı tercih etmektedir."

- Usta: "O iddianameyi dolduran sizsiniz"

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, AK Parti milletvekillerinin "mezar başında rakı içenler" ifadelerini hatırlatarak, "Bu ülkede içen içer, içmeyen içmez." dedi.

Bunun üzerine söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, "Mezar başında alkol almak, ne geleneklerimizde ne göreneklerimizde vardır. Bunu meşrulaştırmaya çalışmanız kadar yanlış bir şey olamaz. İstanbul'la ilgili 'Her şey yalan, boş' diyorsunuz. O iddianameyi dolduran sizsiniz. Bu ülkenin parasını çalıp, kameralar önünde para kuleleri dizip sonra 'Temiziz' demek size yakışır." ifadelerini kullandı.

Genel Kurulda tartışma yaşanması üzerine TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ, milletvekillerini uyardı. Bozdağ, daha sonra bütçeler üzerinde Yeni Yol Partisi milletvekillerine söz verdi.

TBMM Genel Kurulunda, Cumhurbaşkanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2026 yılı bütçeleri üzerine Yeni Yol Partisi milletvekilleri söz aldı.

Cumhurbaşkanlığı bütçesi üzerine söz alan Yeni Yol Partisi Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile denge ve denetleme sisteminin ortadan kaldırıldığını savundu.

Türkiye'nin terörden, dış tehditlerden daha büyük bir sorunu olduğunu, bunun da "kötü yönetim" olduğunu ileri süren Özdağ, "Türkiye giderek demokrasiden uzaklaşıyor. Vatandaş, konuşamaz hale getirildi. En küçük eleştiri hakaret olarak kabul ediliyor." dedi.

Ekonomi üzerine de eleştirilerde bulunan Özdağ, "Emekliler aç biilaç ve en düşük emekli maaşı 16 bin 881 lira. Buna da ne kadar yapacağınız kısmen belli, hadi yüzde 18 diyelim. Asgari ücret, ortalama ücret haline gelmiş, memurlar ikinci iş yapıyor. Esnaf siftah yapamıyor. İşsizler ordusunun sayısı artıyor." diye konuştu.

Özdağ, Türkiye'de yargının bağımsız, objektif ve tarafsız olmadığını savundu.

Yeni Yol Partisi İstanbul Milletvekili Hasan Karal, birçok camide alt katların ticari alanlara dönüştürüldüğünü, ibadethanelere erişimin merdivenlerle zorlaştırıldığını, bu durumun özellikle yaşlılar ve engelliler için ciddi bir erişim sorununa yol açtığını anlattı.

Cami ihtiyacının, mimarisinin ve şehirle kurduğu ilişkinin Diyanet'in bilgisi ve izniyle belirlenmesi gerektiğini belirten Karal, "Amaç hayrı sınırlamak ya da inisiyatifi kısıtlamak değil, ibadethanelerin vakarını, şehir estetiğini ve kurumsal sorumluluğunu korumaktır." değerlendirmesinde bulundu.

- "SGK adeta maliyenin tahsildarı gibi davranıyor"

Yeni Yol Partisi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan, son dönemde sosyal güvenlikle ilgili kısmi iyileştirmeler yapılsa da bu dönemin tarihte en yüksek kaçak eleman çalıştırılan dönem olduğunu savundu.

Türkiye'de istihdam sağlayan herkesin bir kahraman olduğunu belirten Çalışkan, "Ama Sosyal Güvenlik Kurumu bunlara yardımcı olmak yerine adeta maliyenin tahsildarı gibi davranarak düşman görmektedir. Bugün yapılması gereken iş, her şeyden önce Kurumun, cellatlığını sivile değil, kamuya göstermesi." sözlerini sarf etti.

Çalışkan, kamunun genel olarak engelli istihdamında yükümlüklerini getirmediğini ileri sürerek, "Özel sektör devletin bu yükünü hafifletmiş, bu konuda katkı sağlamış oluyor ama siz de katkı vererek diyeceksiniz ki 'engelli istihdamında vergi, prim hepsini sıfırladık'. Böylece de adeta zekat müessesi gibi engelli vatandaşlarımızı istihdam eden işletme de bundan zarar görmeyecek." ifadelerini kullandı.

Yeni Yol Partisi Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, İş Kanununun çağın ihtiyaçlarına göre revize edilmesi gerektiğini dile getirerek, şunları kaydetti:

"İşten çıkarma, ekonomik neden, verimlilik gibi kavramlarla ele alınıyor. Oysa işin anlamsızlaşması gibi bir meselemiz var ortada. Bu sorun tanımlanmak zorunda. Dünya, yeni işverenlerin algoritmaları olmasını, yapay zeka kaynaklı iş kayıplarına özel fonların oluşturulmasını, kısa çalışma yerine 'teknolojik geçiş ödeneği'nin planlamasını, devlet destekli beceri geliştirme, yeniden beceri edinmenin zorunlu olmasını programlıyor. Bizim İş Kanunumuz bunları içermiyor."

Yeni Yol Partisi İstanbul Milletvekili Birol Aydın, AK Parti hükümetlerinin 23 yılını eleştiren Aydın, "23 yılın doğrularını ve yanlışlarını bir terazide, yapılanları ve yapılmayanları bir terazide, yapılması gerekirken yapılmayanları, yapılmaması gerekirken yapılanları da bir diğer terazide tartalım. Maalesef her üç terazi de bize ölçünün kaçtığını, dengenin şaştığını göstermektedir." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanlığı bütçesi üzerine söz alan Yeni Yol Partisi Samsun Milletvekili Mehmet Karaman, Türkiye'de gelir dağılımının hızla bozulduğunu, zenginin daha zengin, yoksulun ise daha yoksul hale geldiğini ileri sürdü.

Karaman, "Gıda bolluğu olan ülkede insanlar çöpten yiyecek topluyor. Tarım ve hayvancılık bitiyor, tekstil Mısır'a taşınıyor, işyerleri kapanıyor, işsiz sayısı hızla da artıyor." dedi.

Savunma sanayisinde yapılanları takdir ve tebrik ettiklerini söyleyen Karaman, bu alandaki başarıların devamını diledi.

TBMM Genel Kurulunda, Cumhurbaşkanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2026 yılı bütçesi üzerinde İYİ Parti milletvekilleri söz aldı.

İYİ Parti Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Şeref Olgun, ihalelerin hangi şartlarla verildiğinin şeffaf şekilde kamuoyuna açıklanmadığını ileri sürdü.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin kriz ürettiğini savunan Olgun, bu sistemden vazgeçilmesi gerektiğini söyledi.

Olgun, "Bütçe, devletin vatandaşa dokunduğu yerdir. Bütçe teklif metni değil, ahlaklı tercihtir. Vatandaşa eşit mesafede duran devlet düzeninin tarafındayız." diye konuştu.

İYİ Parti Ankara Milletvekili Yüksel Arslan, emeklinin, işçinin ve memurun hakkının savunulmadığını iddia etti.

Maaşların eridiğini dile getiren Arslan, enflasyonun tek haneye indirilemediğini, gerçek enflasyonun yüzde 60 olduğunu ileri sürdü.

Arslan, kiraların yükseldiğini, asgari ücretlinin satın alma gücünün azaldığını öne sürerek, "Yıllarca prim ödemiş emekliler hakkını istiyor. Bir insan sosyal yardımlarla övünebilir mi? Bu ülkenin her bir ferdi değerlidir." ifadelerini kullandı.

- "Savaş uçaklarının düşmanı erken görmesi için acilen tedbirler alınması gerekmektedir"

İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş, Cumhurbaşkanlığı bütçesi üzerindeki konuşmasında, Türk Hava Kuvvetlerinin orta çağı yaşadığını savundu.

Türkiye'nin F-35 projesinden çıkarıldığını dile getiren Türkeş, "Türk Hava Kuvvetlerinin, savaş uçaklarının düşmanı erken görmesi için acilen tedbirler alınması gerekmektedir. Uçak, pilot sayısını yükseltecek tedbirler alınmalıdır. Erken ihbar radarlarının en az yüzde 50'si yerlisiyle yenilenmelidir." şeklinde konuştu.

İYİ Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Cihan Paçacı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni eleştirdi.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin problemleri çözmediğini öne süren Paçacı, sistem değişmeden ekonomik sorunların da ortadan kaldırılamayacağını savundu. Paçacı, TBMM'nin fonksiyonlarının yok edildiğini öne sürdü.

İYİ Parti Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu, Van Büyükşehir Belediyesinde işten çıkarılanların mahkeme kararına rağmen görevlerine iade edilmediğini söyledi.

Bunun üzerine DEM Parti ile İYİ Parti milletvekilleri arasında tartışma yaşandı.

TBMM Genel Kurulunda, Cumhurbaşkanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2026 yılı bütçesi üzerinde MHP milletvekilleri söz aldı.

Mesleki Yeterlilik Kurumu bütçesi üzerine söz alan MHP Gümüşhane Milletvekili Musa Küçük, Kurumun, Türkiye'nin istihdam politikaları içerisinde son derece stratejik bir konuma sahip olduğunu söyledi.

Kurumun bu rolünü Türkiye'nin geleceği açısından hayati öneme sahip gördüklerini belirten Küçük, "Zira bilgi, beceri ve yeterlilikle desteklenmeyen hiçbir iş gücü yapısı sürdürülebilir değildir. Yalnızca meslek edinmek değil, o mesleğin gerekliliklerini doğru, güvenli ve verimli bir biçimde yerine getirmek, çağın şartlarına uyumlu hale gelmek de ancak güçlü bir mesleki yeterlilik sistemiyle mümkündür." dedi.

MHP Yozgat Milletvekili İbrahim Ethem Sedef, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Mesleki Yeterlilik Kurumu bütçeleri üzerinde söz aldı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının yürüttüğü çalışmalarını desteklemekle birlikte sahadan aldığı geri dönüşleri aktaran Sedef, "Kayıt dışı istihdamla mücadelenin daha etkin devam etmesi, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin artırılması, çalışanların ücretlerini ve enflasyona ezdirmeyecek güçlü sosyal politikaların sürdürülmesi, emeklilerimizin yaşam standartlarının iyileştirmesi, Mesleki Yeterlilik Kurumunun daha geniş alanda, daha fazla sektöre yayılması şeklindeki başlıklar Türkiye'nin hem sosyal hem de ekonomik geleceğinin temel taşlarındandır." diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı bütçesi üzerinde söz alan MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Milli İstihbarat Teşkilatının (MİT) tarihi ve milli sorumlulukları yerine getiren çalışmalarıyla göz doldurduğunu, güven verdiğini kaydetti.

Birçok stratejik konuda ciddi sorumlulukların yüklendiği kurumlardan birinin de Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olduğuna değinen Osmanağaoğlu, "Özellikle algı yönetimi çalışmalarının ve rivayetlerin kol gezdiği, adeta dezenformasyon çöplüğüne dönen internet ve sosyal medyanın kucaklayıcı, mücadeleci bir anlayışla amaca matuf bir mecra hale gelmesi için yapılan çalışmalara da İletişim Başkanlığına da muvaffakiyetler diliyorum." diye konuştu.

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, Cumhurbaşkanlığına bağlı kuruluşların bütçeleri üzerinde söz aldı.

Yaşanan teknolojik gelişmelere değinen Özdemir, MİT'in, başta kuantum teknolojisi olmak üzere ileri nesil yapay zeka ekosistemine sahip olmasının elzem hale geldiğini söyledi.

Özdemir, sergilenen üstün gayretlerle verilen emeklerin hedefe tam anlamıyla ulaşması için teknolojiden azami ölçüde istifade edilmesi gerektiğini kaydetti.

"Türk ve Türkiye yüzyılı" hedefinin gerçekleştirilmesi için tüm kurumların eşgüdüm halinde üstün bir gayret içerisinde olduğunu belirten Özdemir, "Terörsüz Türkiye'nin hayata geçmesiyle beraber ülkemizin küresel bir güç olması istikametinde kararlılıkla ilerleyişinde İletişim Başkanlığımızın da sorumluluğu oldukça fazladır." ifadesini kullandı.

Özdemir, Türkiye'ye karşı uluslararası düzeyde yapılan lobi faaliyetlerine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu şartlarda gerek bölgesel ve uluslararası politikalarımız, gerekse küresel barış ve istikrarın tesisi için sürdürdüğümüz gayretlerimizin sağlıklı mekanizmalarla doğru biçimde anlatılması önemlidir. Sosyal medyanın psikolojik harekatlar ve beşinci kol faaliyetleri için ana mecralar haline geldiği gerçeği bu şartlarda göz ardı edilemeyecektir. Dünya ile beraber ülkemiz de belirsizliklerle dolu ve öngörülemez bir iklimde artık her an tetikte ve teyakkuzda olmalıdır. İletişim Başkanlığımız bu anlamda 7 gün 24 saat uyanık ve şuurlu olmak durumundadır."

- "Terörsüz Türkiye çabaları ihanet değil, ferasettir"

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Semih Yalçın, dünyanın, uluslararası kuruluşların değerini, önemini ve etkisini yitirdiği bir dönemden geçtiğine dikkati çekti.

NATO ve Birleşmiş Milletler (BM) gibi uluslararası kurumların varlığı ve etkililiğinin tartışıldığını aktaran Yalçın, "NATO'nun klasik güvenlik konsepti eskimiştir. Bu kuruluş temel fonksiyonunu yitirmiş, flulaşmıştır. Varşova Paktı defnedileli uzun yıllar olmuştur. BM ise uluslararası sorunları çözme kabiliyet ve gücünü yitirmiştir. BM, soykırımcı İsrail'e bile söz geçirememektedir." değerlendirmelerinde bulundu.

Yalçın, Türkiye'nin küresel bir yumuşak güç olarak sivrildiğini söyleyerek, bölgesinde ve dünyada oyun kurucu bir aktör haline gelen Türkiye'nin bu misyon ve vizyonunun dünyada taktirle karşılandığını dile getirdi.

"Türkiye Yüzyılı"nın adım adım gerçekleştiğini bildiren Yalçın, "Terörsüz Türkiye"nin de bu hedefe giden yolda önemli bir kilometre taşı olduğunu belirtti.

Yalçın, bu süreçte partisinin ihanetle dahi suçlandığına değinerek, şu ifadeleri kullandı:

"Partimize dönük yakışıksız saldırı ve suçlamalar halen bütün hızıyla devam etmektedir. Esasında meyveli ağaç taşlanmaktadır. Halbuki Terörsüz Türkiye çabaları ihanet değil, ferasettir. Ülkemizi feraha çıkarmak, refaha giden yolun önünü açmaktır. Türkiye'yi huzura, sükuna kavuşturmaktır. Türkiye'ye dönük kirli oyunları bozmak, tezgahları boşa çıkarmaktır. Bir terör örgütünün tasfiyesini sağlamak suç olabilir mi? Sosyal barışı temin etmek kabahat olabilir mi? Siyasetin meşru zeminde ve meşru yollardan yapılmasına zemin hazırlamak ihanet olabilir mi? Terörsüz bir Türkiye kurmak suç sayılabilir mi? Terör meselesini şehitler vermeden, gaziler gelmeden çözmek ihanetle eşdeğer tutulabilir mi? Asıl ihanet, Terörsüz Türkiye çabalarını sabote etmektir, baltalamaktır."

İsrail'in, Türkiye'nin güney sınırlarından gelen terör tehdidinin devam etmesi için entrikalarını sürdürdüğünü anlatan Yalçın, ABD'nin ise bölgedeki hesaplarından vazgeçmediğini dile getirdi.

Yalçın, Irak ve Suriye'nin kuzeyinden Akdeniz'e uzanan bölücülük kuşağını hayata geçirme planlarının Türkiye tarafından engellendikten sonra, emperyalist aktörlerin "taşeron ve vekillerine" yeni görevler verdiğini anlattı.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın, "Diğer taraftan, SDG'nin ve arkasındaki Amerikan emperyalizmiyle siyonist İsrail'in hesaplayamadıkları şey, Türkiye'nin güvenliğini sağlama ve egemenliğini korumadaki kararlılığıdır. Türkiye Devleti, sahnelenen oyunu görmektedir. Gereken refleksi göstermekte asla tereddüt etmeyecek ve üzerine düşeni yapacaktır. Türkiye, nevzuhur tezgahlar peşindeki yeni işbirlikçilerin mevcut aktörleri baypas ederek, bölgede bir 'oldu bitti' yaratılmasına müsaade etmeyecektir." değerlendirmelerinde bulundu.

- "Diyanet'in yaptığı iş, kendi insanımıza hizmettir"

Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesi üzerine söz alan MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yaşar Yıldırım, Türkiye'de, Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinden İslam'a saldırı olduğunu söyledi.

Başkanlığa yönelik saldırıların başında ise hac ibadetinin geldiğini kaydeden Yıldırım, bu eleştirilere tepki gösterdi.

Yıldırım, hac organizasyonunun dünyanın en büyük organizasyonu olduğuna işaret ederek, Diyanet İşleri Başkanlığının bu konuda ödül aldığını anımsattı. Yıldırım, "Diyanet'in yaptığı iş, kendi insanımıza hizmettir. Bizim 3 şehrimizden daha fazla kalabalık hacının en iyi şekilde haccını yaptırıp, kazasız belasız evine teslim etmek. Diyanet İşleri Başkanlığı kaç kere gidilecekse, kaç kişiyle de gidilecekse Suudi Arabistan'a gidilecek, hac organizasyonu yapılacaktır. Bunu dünya yapıyor, Türkiye de yapacaktır." diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı bütçesi üzerine söz alan MHP Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül, Türkiye'nin bu alanda adeta tarih yazdığını belirtti.

Bülbül, Türkiye'nin savunma sanayisinde yüzde 82'lik bir yerlilik oranına eriştiğine dikkati çekerek, "Bu durum, caydırıcılığımız başta olmak üzere, savunma sanayisi alanında uluslararası rekabet gücümüzü ve ihracat potansiyelimizi oldukça yüksek bir seviyeye çıkarmıştır. " dedi.

Savunma sanayisi alanında son dönemde öne çıkan gelişmelere işaret eden Bülbül "Ülkemizde meydana gelen bu gelişmeler, bazı kasıtlı çevrelerin ifade ettiği gibi savaş hazırlığı veya yatırımı olarak görülemez. Bilakis bunlar caydırıcılık kazanmak suretiyle barış içinde yaşama azmimizi ve kararlılığımızı ifade etmektedir." ifadesini kullandı.

TBMM Genel Kurulunda, siyasi partilerin grup başkanvekilleri Cumhurbaşkanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2026 yılı bütçesi üzerinde değerlendirmelerde bulundu.

Yeni Yol Partisi Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ, kamu personel reformuna ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

Kamudaki kariyer meslek mensupları ve yöneticilere zam önergesinin haksızlığa neden olacağını savunan Özdağ, engelli istihdamının artırılması gerektiğini ifade etti. Özdağ, asgari ücretin artırılmasını istedi.

İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ın soru önergelerine cevap verdiğini belirtti.

Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) projelerini eleştiren Kavuncu, proje kapsamındaki iş yerlerinin denetlenmesini istedi.

Kavuncu, Zonguldak'taki bazı kömür madenlerinde iş güvenliği konusunda sorunlar yaşandığını ifade etti.

Vatandaşların enflasyona ezdirildiğini söyleyen Kavuncu, "İşsizlikle ilgili rakamların makyaj olduğuna inanıyoruz. Üniversite öğrencilerinin yüzde 75'i iş bulamıyor. Üniversitelerin kaliteleri yerlere düştü. Gizli vergi zammıyla vatandaşın gelirine el konuluyor." diye konuştu.

- "Sisteme demediğini bırakmayanlar, dönüp aynaya bakmak durumundadır"

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, muhalefet milletvekillerinin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne yönelik eleştirilerine tepki gösterdi.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin temsilde adaleti sağladığını, yönetimde çift başlılığı ortadan kaldırdığını vurgulayan Akçay, ayrıca istikrarın perçinlendiğini dile getirdi.

"Yasama gibi yürütmeyi de doğrudan milletin seçmesinin neresi yanlıştır?" sorusunu yönelten Akçay, şöyle devam etti:

"Sisteme demediğini bırakmayanlar, 'Tek adam rejimi' diyerek millet iradesini yaftalayanlar dönüp aynaya bakmak durumundadır. Eleştirdiğiniz, yerden yere vurduğunuz sistemin getirdiği ittifak imkanı olmasaydı o oylarla Gazi Meclis'in kapısından girebilir miydiniz? Aldıkları oylar barajı aşmayı yetmeyenlerin ittifak sisteminin can simidi sayesinde Meclis'e girip sonra bu can simidine karşı çıkması bindiği dalı kesmekten başka bir şey değildir."

Akçay, "Meclis işlevsizleşti" diyerek eleştirenlerin, TBMM'ye bakmasını, Meclis'te en yüksek temsil oranının bulunduğunu ifade etti.

İstihdamın artmaya devam ettiğinin altını çizen Akçay, tek haneli işsizlik rakamlarını takdir ettiklerini söyledi.

Mesleki eğitime ağırlık verilmesini öneren Akçay, vatandaşın alım gücünün rakamların büyümesiyle aynı oranda artmadığına dikkati çekti.

Erkan Akçay, temel ihtiyaç maddelerindeki fahiş fiyat artışına karşı mücadele edilmesi gerektiğini belirtti.

Kamuda çalışma barışı için "3600 ek gösterge" taleplerinin karşılanmasını isteyen Akçay, esnafın ve kadınların müjde beklediğini ve ev hanımlarına emeklilik hakkının gündeme alınması gerektiğini kaydetti.

DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, işçilerle, iş güvenliğiyle ilgili adımlar atılması gerektiğini belirtti.

Emekliler arasında fark bulunduğunu ifade eden Temelli, "Eşit emekliye de eşit maaşın verilmesi gerekirken, emeklilerin dünyasında da eşitsizlik var." şeklinde konuştu. Temelli, bu konuda adaletin sağlanmasının önemli olduğunu kaydetti.

Asgari ücretin açlık sınırının altında yer aldığını söyleyen Temelli, bu konuda adaletli ücretin tespitini beklediklerini dile getirdi.

- "Bu ülkenin ihracat yapması bizi mutlu eder"

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, Kocaeli'de kozmetik fabrikasında çıkan yangını hatırlatarak, denetim sorununun yaşandığını söyledi.

Asgari ücretin belirlendiği toplantılarda işçilerin yer almamasını eleştiren Başarır, çok sayıda vatandaşın açlık sınırının altında maaş aldığını dile getirdi.

CHP'li belediyelerin sosyal hizmetlerinin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz tarafından "fantastik" bulunduğunu aktaran Başarır, iktidarın yapmadığı hizmetleri yerine getirdiklerini savundu.

Başarır, Cumhurbaşkanlığı harcamalarının rahatsız edici olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

"Bu ülkenin ihracat yapması bizi mutlu eder. Gabar'da petrol bulundu, Batı Karadeniz'de doğal gaz bulduk, güzel. 8,5 milyar dolarlık yeni anlaşma yaptık, güzel de neden bu ülkenin nüfusunun beşte dördü, yüzde 80'i açlık ve yoksulluk sınırını altında yaşıyor? İthalat yapmayalım, savunma sanayi güçlensin, buna neden karşı çıkayım? Gerçekleri, sefaleti, yoksulluğu konuşalım. İnsanlara dokunmak fantastik yatırımlar değildir."

- "Aleviler de cemevleri de her türlü icraatımızdan memnunlar"

AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, muhalefet partilerinin milletvekillerinin konuşmalarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef aldığını ifade etti.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin en büyük artısının Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesi olduğuna işaret eden Usta, muhalefetin parlamenter sistemi savunduğunu, 2023'teki genel seçimlerde 6'lı masa kurulduğunu, cumhurbaşkanı yardımcılarının ilan edildiğini hatırlattı.

Vatandaşın sandıkta muhalefete cevap verdiğinin altını çizen Usta, milletin her şeyi gördüğünü, ölçtüğünü ve tarttığını, 23 yıldır AK Parti'yi iktidarda tuttuğunu belirtti.

Usta, bütçe görüşmelerinde, icraatları anlatmaya çalıştıklarını ancak muhalefetin sürekli sataştığını ifade ederek, şunları kaydetti:

"Muhalefetin konuşmasında kişiselleştirilmiş hakaretleri gördük. CHP'nin yönettiği üç büyükşehir belediyesi var. Oradaki icraatlarınızı anlatsaydınız da dinleseydik. İcraat anlatmak yok, çünkü ortada icraat yok. 'Kreş yaptık' diyorlar. Adı kreş yapmak, orada da 100 milyon liralık yolsuzluk ortaya çıkmış. 'Kreş yapılacak' diye belediye bütçesinden paralar bir şirkete aktarılmış, bu şirkete aktarılan paralarla kreş yapılmamış, ekosisteme aktarılmış. Bunların hepsi çok açık ve net. İddianamede de var, şahitleri de var. İcraat olmayınca, konuşacak bir şey bulamayınca boş vaatlerle kavga çıkarmaya çalışıyorlar."

Bazı kesimlerin demokrasinin özüne zarar verdiğine dikkati çeken Usta, Kürtlerle Türkleri kategorileştirmekten vazgeçilmesi gerektiğini belirtti.

Terörsüz Türkiye sürecine de değinen Usta, şöyle konuştu:

"Terörsüz Türkiye süreciyle ilgili sürekli bir kurcalama hali var. Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu önemli görev icra ediyor. Hala aynı zihniyet, Kürtleri birileri temsil eder, Türkleri birileri temsil eder diyerek demokrasinin özüne de zarar veriyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde kim kimi istiyorsa gidiyor oyunu veriyor."

Alevilerle ilgili yapılanları hatırlatan Usta, bu konuda da bazı eleştirilerde bulunulduğunu anımsattı. Usta, "Aleviler de cemevleri de her türlü icraatımızdan memnunlar. 'CHP gölge etmesin başka şey istemeyiz' diyorlar." dedi.

Usta'nın açıklamalarındaki kreşlerle ilgili bilginin gerçek olmadığını savunan CHP Grup Başkanvekili Başarır, tepki gösterdi. Genel Kurulda kısa süreli tartışma yaşandı.