2004-05-12 - 00:00
Tasarının maddelerine geçilmesi kabul edildi.
Yüksek Öğretim Kanunu'nda değişiklik yapan tasarının görüşülmesine TBMM Genel Kurulu'nda başlandı. Yapılan uzun tartışmalardan sonra tasarının maddelerine geçilmesi kabul edildi.
TBMM Genel Kurulu'nda Danışma Kurulu'nun tasarının öncelikle görüşülmesi için Ak Parti tarafından verilen önerge görüşülürken söz alan CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, tasarının Anayasa'nın bazı maddelerine aykırı olduğunu ve bazı teknik hatalar içerdiğini öne süren Koç, bu düzenlemeyi, ''dar görüşlü, popülist yaklaşımlar içeren ve siyasi rüşvet'' olarak niteledi.
CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz da öneri aleyhinde yaptığı konuşmada, YÖK konusunda Hükümet'in 17 ayda üzerinde uzlaşılan bir metin hazırlayamadığını belirterek, ''17 ayda bu işi başaramadınız. Suçu başkalarının üzerine atarak işin içinden çıkamazsınız'' dedi. İktidarı ''inatçılıkla'' suçlayan Topuz, tasarının Plan ve Bütçe Komisyonu'nda ele alınmamasını da eleştirdi.
Ak Parti Grup Başkanvekili Faruk Çelik ise öneri lehinde yaptığı konuşmada, öğretim üyelerinin Meclis'e cübbe ile gelmelerini eleştirerek, ''Saygıdeğer öğretim üyelerimiz Meclis'e nasıl gelineceğini bilmiyor mu? Meclis'e herhangi bir kurumu ve görevi temsil eden kıyafetlerle gelinemez. CHP bunu bilmiyor mu? Bu konuda Başkanlık Divanı'nın kararı var'' diye konuştu.
Konuşmaların ardından Ak Parti'nin önergesi kabul edildi ve tasarının görüşülmesine geçildi. Tasarının tümü üzerinde ilk sözü alan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ''Meclis bugün tarihi bir oturum gerçekleştiriyor'' diyerek başladığı konuşmasında, tasarının ''Büyük bir telaşla, Türkiye'de değişik çevreleri ciddi şekilde tahrik ederek, etkileyerek, büyük tartışmaları göze alarak, ısrarla, kararlılıkla geçirilmek istendiğini'' öne sürdü. Baykal iktidarın YÖK Tasarısı ile ilgili tutumunun birçok çevreyi ''kırıp döktüğünü'' iddia ederek, ''Bunu artık yapmayın. Bu aşamadan sonra aklın, sağduyunun, mantığın egemen olmasını diliyorum'' dedi
Baykal, tasarının YÖK'ün yapısı ile ilgisi olmadığını ifade ederek, ''Ne demokratik üniversite arayışı, ne üniversite özerkliği, ne özgürlüklerin yaygınlaştırılması ile hiçbir ilgisi yoktur'' diye konuştu.
Milli Eğitim Komisyonu Başkanı Tayyar Altıkulaç ise YÖK Tasarısı ile millete meydanlarda verilen sözün milli irade tarafından yerine getirildiğini söyledi. Tasarı ile İmam Hatip Liselerinin (İHL) önünün açıldığı ya da 65 bin kişiye yeni haklar tanındığı yolundaki değerlendirmelerin doğru olmadığını savunan Altukulaç, bu liselerin önünün zaten açık olduğunu söyledi. Altıkulaç, sözlerini şöyle tamamladı:
"Yüzde 99'u Müslüman olan bir ülkede özlü bir din bilgisi için konan bu zorunlu dersleri vatandaş yeterli görmüyorsa bu bir hak değil midir? Masaya oturup bu soruların yanıtını bulmak gerekiyor. Millet bizden bunu bekliyor. 2,5 milyon çocuk din eğitimi alıyor, peki bu eğitim yeterli mi? Doğru dürüst okuma yazma bilmeyen insanlar evlerde din eğitimi veriyorbu doğru mu? Din eğitimini önemseyen vatandaş çocuğunu doktor da avukat da yapmak istiyorsa bunun tek adresi var, imam hatip liseleri. Ben buradan CHP'lilere el uzatıyorum, gelin Anayasa'nın 24. maddesini tartışmaya açalım.''
AK Parti Samsun Milletvekili Suat Kılıç da tasarının tümü üzerinde şahsi görüşlerini açıklarken, TBMM'nin, milli iradenin tecelli ettiği kutsal bir yer olduğunu ve 550 milletvekilinin hepsinin demokratik parlamenter rejimin temsilcisi olduğunu belirterek, ''Bize burada demokrasi dersi vermeye kalkanlar, milli iradenin temsilcilerine (tesadüf olarak burada) diyerek demokrasi dersi ihtiyacı içinde olmuşlardır ve demokrasi dersi almışlardır'' dedi.
Tasarı üzerinde kişisel görüşlerini açıklayan CHP Gaziantep Milletvekili Abdülkadir Ateş, okur-yazarlık, okullaşma, yükseköğretim, kadınların okula gitme oranları açısından Avrupa'daki tüm ülkelerin gerisinde olduğunu belirterek, bu sorunlar varken imam hatip liselerini öne çıkaran bir tasarıyı getirmenin ve yaratılan gerilimle ülkede 2.5 milyar dolar zarar açılmasının yazık ve günah olduğunu söyledi. Ateş, tasarının getirdiği hükümlerle üniversite yönetimi ve kadrolarının siyasallaştırılmasının amaçlandığını da savundu.
Milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, tasarının Anayasa'ya aykırı olmadığını söyledi. Anayasa'da Yükseköğretim Kurumu'na (YÖK) verilen ''yükseköğretimi planlama'' yetkisinin üniversiteye giriş sistemini düzenleme anlamına gelmediğini savunan Çelik, yasa Cumhurbaşkanı tarafından veto edilse bile bu yılki sınava yetişeceğine ilişkin görüşünü koruduğunu da bildirdi. Çelik, '' Biz milleti kandırma hakkına sahip değiliz. Ben ve bütün arkadaşlarım vicdanen bir problemin halledilmesi gerektiğine inandıkları için bu tasarı getirilmiştir'' dedi.
Konuşmaların ardından tasarının maddelerine geçilmesi kabul edildi.
TBMM Genel Kurulu'nda Danışma Kurulu'nun tasarının öncelikle görüşülmesi için Ak Parti tarafından verilen önerge görüşülürken söz alan CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, tasarının Anayasa'nın bazı maddelerine aykırı olduğunu ve bazı teknik hatalar içerdiğini öne süren Koç, bu düzenlemeyi, ''dar görüşlü, popülist yaklaşımlar içeren ve siyasi rüşvet'' olarak niteledi.
CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz da öneri aleyhinde yaptığı konuşmada, YÖK konusunda Hükümet'in 17 ayda üzerinde uzlaşılan bir metin hazırlayamadığını belirterek, ''17 ayda bu işi başaramadınız. Suçu başkalarının üzerine atarak işin içinden çıkamazsınız'' dedi. İktidarı ''inatçılıkla'' suçlayan Topuz, tasarının Plan ve Bütçe Komisyonu'nda ele alınmamasını da eleştirdi.
Ak Parti Grup Başkanvekili Faruk Çelik ise öneri lehinde yaptığı konuşmada, öğretim üyelerinin Meclis'e cübbe ile gelmelerini eleştirerek, ''Saygıdeğer öğretim üyelerimiz Meclis'e nasıl gelineceğini bilmiyor mu? Meclis'e herhangi bir kurumu ve görevi temsil eden kıyafetlerle gelinemez. CHP bunu bilmiyor mu? Bu konuda Başkanlık Divanı'nın kararı var'' diye konuştu.
Konuşmaların ardından Ak Parti'nin önergesi kabul edildi ve tasarının görüşülmesine geçildi. Tasarının tümü üzerinde ilk sözü alan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ''Meclis bugün tarihi bir oturum gerçekleştiriyor'' diyerek başladığı konuşmasında, tasarının ''Büyük bir telaşla, Türkiye'de değişik çevreleri ciddi şekilde tahrik ederek, etkileyerek, büyük tartışmaları göze alarak, ısrarla, kararlılıkla geçirilmek istendiğini'' öne sürdü. Baykal iktidarın YÖK Tasarısı ile ilgili tutumunun birçok çevreyi ''kırıp döktüğünü'' iddia ederek, ''Bunu artık yapmayın. Bu aşamadan sonra aklın, sağduyunun, mantığın egemen olmasını diliyorum'' dedi
Baykal, tasarının YÖK'ün yapısı ile ilgisi olmadığını ifade ederek, ''Ne demokratik üniversite arayışı, ne üniversite özerkliği, ne özgürlüklerin yaygınlaştırılması ile hiçbir ilgisi yoktur'' diye konuştu.
Milli Eğitim Komisyonu Başkanı Tayyar Altıkulaç ise YÖK Tasarısı ile millete meydanlarda verilen sözün milli irade tarafından yerine getirildiğini söyledi. Tasarı ile İmam Hatip Liselerinin (İHL) önünün açıldığı ya da 65 bin kişiye yeni haklar tanındığı yolundaki değerlendirmelerin doğru olmadığını savunan Altukulaç, bu liselerin önünün zaten açık olduğunu söyledi. Altıkulaç, sözlerini şöyle tamamladı:
"Yüzde 99'u Müslüman olan bir ülkede özlü bir din bilgisi için konan bu zorunlu dersleri vatandaş yeterli görmüyorsa bu bir hak değil midir? Masaya oturup bu soruların yanıtını bulmak gerekiyor. Millet bizden bunu bekliyor. 2,5 milyon çocuk din eğitimi alıyor, peki bu eğitim yeterli mi? Doğru dürüst okuma yazma bilmeyen insanlar evlerde din eğitimi veriyorbu doğru mu? Din eğitimini önemseyen vatandaş çocuğunu doktor da avukat da yapmak istiyorsa bunun tek adresi var, imam hatip liseleri. Ben buradan CHP'lilere el uzatıyorum, gelin Anayasa'nın 24. maddesini tartışmaya açalım.''
AK Parti Samsun Milletvekili Suat Kılıç da tasarının tümü üzerinde şahsi görüşlerini açıklarken, TBMM'nin, milli iradenin tecelli ettiği kutsal bir yer olduğunu ve 550 milletvekilinin hepsinin demokratik parlamenter rejimin temsilcisi olduğunu belirterek, ''Bize burada demokrasi dersi vermeye kalkanlar, milli iradenin temsilcilerine (tesadüf olarak burada) diyerek demokrasi dersi ihtiyacı içinde olmuşlardır ve demokrasi dersi almışlardır'' dedi.
Tasarı üzerinde kişisel görüşlerini açıklayan CHP Gaziantep Milletvekili Abdülkadir Ateş, okur-yazarlık, okullaşma, yükseköğretim, kadınların okula gitme oranları açısından Avrupa'daki tüm ülkelerin gerisinde olduğunu belirterek, bu sorunlar varken imam hatip liselerini öne çıkaran bir tasarıyı getirmenin ve yaratılan gerilimle ülkede 2.5 milyar dolar zarar açılmasının yazık ve günah olduğunu söyledi. Ateş, tasarının getirdiği hükümlerle üniversite yönetimi ve kadrolarının siyasallaştırılmasının amaçlandığını da savundu.
Milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, tasarının Anayasa'ya aykırı olmadığını söyledi. Anayasa'da Yükseköğretim Kurumu'na (YÖK) verilen ''yükseköğretimi planlama'' yetkisinin üniversiteye giriş sistemini düzenleme anlamına gelmediğini savunan Çelik, yasa Cumhurbaşkanı tarafından veto edilse bile bu yılki sınava yetişeceğine ilişkin görüşünü koruduğunu da bildirdi. Çelik, '' Biz milleti kandırma hakkına sahip değiliz. Ben ve bütün arkadaşlarım vicdanen bir problemin halledilmesi gerektiğine inandıkları için bu tasarı getirilmiştir'' dedi.
Konuşmaların ardından tasarının maddelerine geçilmesi kabul edildi.
