2004-12-03 - 18:15
TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın resmi davetlisi olarak Türkiye'de bulunan Borrell, TBMM Genel Kurulu'nda milletvekillerine hitap etti.
Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Josep Borrell, ''Türkiye'ye (evet) ya da (hayır) demek, çok büyük tarihi sorumluluğu içerir'' dedi.
TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın resmi davetlisi olarak Türkiye'de bulunan Borrell, TBMM Genel Kurulu'nda milletvekillerine hitap etti.
TBMM'de hitap etmenin kendisi için büyük ayrıcalık ve onur olduğunu belirten Borrell, ''Birbirimizi uzun yıllardır tanıyoruz ama olduğundan daha iyi tanımamız gerektiğini düşünüyorum'' diye konuştu.
Türk parlamenterleriyle AGİT, Avrupa Konseyi ve Anayasal Konvansiyon çalışmalarında birlikte çalıştığını anlatan Borrell, ''Çeşitli değerlerin buluştuğu ve kendine has bir coğrafya'' olarak tanımlanan Avrupa'nın sınırlarının nerede başlayıp nerede biteceği sorusuna yanıt bulmaya çalışırken Türkiye'nin bu tartışmaların odağı haline geldiğini kaydetti.
Türkiye'nin ''çok önemli kararların odağında'' olduğunu, önümüzdeki dönemde bu tartışmaların daha da hareketleneceğini belirten Borrell, bugün Türk parlamenterlere duygusallıktan uzak, daha akılcı olarak hitap etme isteğini dile getirdi.
''Türkiye'ye (evet) ya da (hayır) demek, AB'nin üyesi olarak söylüyorum, çok büyük tarihi sorumluluğu içerir' diyen Borrell, Türkiyeli ya da Türkiyesiz AB'nin çok farklı olacağını vurgulayarak, bunun Türkiye ve dünya için de geçerli olacağını kaydetti.
Borrell, Türkiye'nin adaylığının 5 yıl önce onaylandığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu 5 yıl içinde Meclisiniz, Anayasal ve yasal reformları tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir hızla gerçekleştirdi. Hem bu ülkenin hem de diğer aday statüsüne kavuşmuş ülkelerin tarihinde görülmemiş ölçüde büyük bir reform hareketi başlatıldı. Avrupa Komisyonu, geçen Ekim ayında Türkiye ile üyelik müzakerelerinin başlatılması tavsiyesinde bulundu. Bu tarihten itibaren Türkiye, Avrupa'da basın ve kamuoyunun ilgi noktası olmuştur. Avrupa Parlamentosu da bu tartışmalardan uzak duramadı.''
Türkiye'nin muhtemel üyeliğinin Avrupa halkları arasında hayret, arzu ve merak yarattığını belirten Borrell, ''14 Aralık'ta Avrupa Parlamentosu müzakerelerin başlatılmasına ilişkin fikrini beyan edecek, bundan 3 gün sonra da Konsey bu bağlamda bir karar verecek'' dedi.
Avrupa Parlamentosu'nun, müzakerelerin başlatılması ya da başlatılmaması yönünde bir karar verme yetkisine sahip olmadığına işaret eden Borrell, ''Ama Parlamento olarak bizim tavsiyemizin çok büyük bir siyasi etkisi vardır. Çünkü Brüksel'in kararlarının nihayetive duracağı kapı, bizim kapımız olacaktır. Bu nedenden ötürü Avrupa Parlamentosu'nun, en başından itibaren sürecin parçası olması Türkiye'nin çıkarına olacaktır. Çünkü, AB birlik olduğu için ikili meşruiyete dayanır. Bunun gereği olarak hükümetler ile halklar arasında bir mutabakat gerekmektedir. AP'nin, bu süreçte büyük rol sahibi olması çok önemlidir'' diye konuştu.
Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi'nin geçtiğimiz günlerde Türkiye ilgili bir raporu 18'e karşı 50 oyla kabul ettiğini hatırlatan Borrell, 50 oyun Türkiye ile müzakerelerin başlatılması yönündeki olduğunu kaydetti.
Bu raporun, Avrupa Konseyi'ne Türkiye ile müzakerelerin ''gecikmeksizin başlatılmasını'' tavsiye ettiğini anlatan Borrell, ''Size 14 Aralık'ta nasıl bir karar çıkacağını söyleyemem. Ama
tahminim, Komite'deki katılımcıların büyük çoğunluğu pozitif yönde oy kullanacaktır.
Size bu konuda herhangi bir taahhüt veremiyorum ama buradaki kararın pozitif olması kaçınılmazdır'' dedi.
TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın resmi davetlisi olarak Türkiye'de bulunan Borrell, TBMM Genel Kurulu'nda milletvekillerine hitap etti.
TBMM'de hitap etmenin kendisi için büyük ayrıcalık ve onur olduğunu belirten Borrell, ''Birbirimizi uzun yıllardır tanıyoruz ama olduğundan daha iyi tanımamız gerektiğini düşünüyorum'' diye konuştu.
Türk parlamenterleriyle AGİT, Avrupa Konseyi ve Anayasal Konvansiyon çalışmalarında birlikte çalıştığını anlatan Borrell, ''Çeşitli değerlerin buluştuğu ve kendine has bir coğrafya'' olarak tanımlanan Avrupa'nın sınırlarının nerede başlayıp nerede biteceği sorusuna yanıt bulmaya çalışırken Türkiye'nin bu tartışmaların odağı haline geldiğini kaydetti.
Türkiye'nin ''çok önemli kararların odağında'' olduğunu, önümüzdeki dönemde bu tartışmaların daha da hareketleneceğini belirten Borrell, bugün Türk parlamenterlere duygusallıktan uzak, daha akılcı olarak hitap etme isteğini dile getirdi.
''Türkiye'ye (evet) ya da (hayır) demek, AB'nin üyesi olarak söylüyorum, çok büyük tarihi sorumluluğu içerir' diyen Borrell, Türkiyeli ya da Türkiyesiz AB'nin çok farklı olacağını vurgulayarak, bunun Türkiye ve dünya için de geçerli olacağını kaydetti.
Borrell, Türkiye'nin adaylığının 5 yıl önce onaylandığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu 5 yıl içinde Meclisiniz, Anayasal ve yasal reformları tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir hızla gerçekleştirdi. Hem bu ülkenin hem de diğer aday statüsüne kavuşmuş ülkelerin tarihinde görülmemiş ölçüde büyük bir reform hareketi başlatıldı. Avrupa Komisyonu, geçen Ekim ayında Türkiye ile üyelik müzakerelerinin başlatılması tavsiyesinde bulundu. Bu tarihten itibaren Türkiye, Avrupa'da basın ve kamuoyunun ilgi noktası olmuştur. Avrupa Parlamentosu da bu tartışmalardan uzak duramadı.''
Türkiye'nin muhtemel üyeliğinin Avrupa halkları arasında hayret, arzu ve merak yarattığını belirten Borrell, ''14 Aralık'ta Avrupa Parlamentosu müzakerelerin başlatılmasına ilişkin fikrini beyan edecek, bundan 3 gün sonra da Konsey bu bağlamda bir karar verecek'' dedi.
Avrupa Parlamentosu'nun, müzakerelerin başlatılması ya da başlatılmaması yönünde bir karar verme yetkisine sahip olmadığına işaret eden Borrell, ''Ama Parlamento olarak bizim tavsiyemizin çok büyük bir siyasi etkisi vardır. Çünkü Brüksel'in kararlarının nihayetive duracağı kapı, bizim kapımız olacaktır. Bu nedenden ötürü Avrupa Parlamentosu'nun, en başından itibaren sürecin parçası olması Türkiye'nin çıkarına olacaktır. Çünkü, AB birlik olduğu için ikili meşruiyete dayanır. Bunun gereği olarak hükümetler ile halklar arasında bir mutabakat gerekmektedir. AP'nin, bu süreçte büyük rol sahibi olması çok önemlidir'' diye konuştu.
Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi'nin geçtiğimiz günlerde Türkiye ilgili bir raporu 18'e karşı 50 oyla kabul ettiğini hatırlatan Borrell, 50 oyun Türkiye ile müzakerelerin başlatılması yönündeki olduğunu kaydetti.
Bu raporun, Avrupa Konseyi'ne Türkiye ile müzakerelerin ''gecikmeksizin başlatılmasını'' tavsiye ettiğini anlatan Borrell, ''Size 14 Aralık'ta nasıl bir karar çıkacağını söyleyemem. Ama
tahminim, Komite'deki katılımcıların büyük çoğunluğu pozitif yönde oy kullanacaktır.
Size bu konuda herhangi bir taahhüt veremiyorum ama buradaki kararın pozitif olması kaçınılmazdır'' dedi.
