2005-02-18 - 15:52
TBMM'DE DÜZENLENEN SEMPOZYUMDA, SİYASİ PARTİLER VE SEÇİM KANUNLARINDA DEĞİŞİKLİK ÖNERİLERİ TARTIŞILIYOR.
Türk Parlamenterler Birliği (TPB) Genel Başkanı Hasan Korkmazcan, siyaset alanında yapılması gerekenin, toplumsal mutabakatla sivil bir anayasa hazırlamak olduğunu söyledi.
Toplumsal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı (TESAV) tarafından TBMM eski Senato Salonu'nda düzenlenen ''Siyasi Partiler ve Seçim Kanunlarında Değişiklik Önerileri'' konulu sempozyumun ilk oturumunda, Siyasi Partiler Kanunu'nda değişiklik önerileri ele alındı.

Eski Milletvekili Şevket Bülent Yahnici'nin yönettiği oturumda konuşan Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ömer Faruk Gençkaya, siyasi partilerdeki tek tip örgütlenme ve üye yazımındaki keyfiliğin, ve ilçe teşkilatlarının genel merkez tarafından istenildiği zaman feshedilmesinin önüne geçilmesi gerektiğini belirtti. ''Fesihler, vatandaşın siyasi sürece katılmasını engellemektedir'' diyen Gençkaya, bireylerin; süreklilik, güvence ve gelecek endişesi taşıyarak, her an görevden alınabileceğini bilerek siyasete katkıda bulunamayacağını vurguladı. Gençkaya, Türk siyasetindeki bugünkü yapılanmada, siyasi parti genel merkezlerinin tek aygıt konumunda bulunduğunu, taşra teşkilatlarına ise zaman zaman varlığına ihtiyaç duyulan birimler olarak bakıldığını belirtti.

Avrupa'da seçimi kaybeden genel başkanların istifa ettiğini, Türkiye'de ise bu ölçütün işlemediğini kaydeden Gençkaya, siyasi parti genel başkanlığına seçilmede süre sınırlaması getirilebileceğine işaret ederken, milletvekili adaylarının önseçimle belirlenmesi ve genel başkana belli oranda kontenjan verilmesi, kadınlar için kota uygulanması gibi düzenlemelere gidilebileceğini anlattı. Gençkaya, partilerdeki disiplin kurullarının sağlıklı karar alabilmesi ve siyasetin finansmanının şeffaf ve denetlenebilir olabilmesi için yasal düzenlemeler yapılması gerektiğini dile getirdi.

Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı Hasan Korkmazcan, toplumun değişiklik istemine siyasi yapının direndiğini, ''askeri yönetimlere karşı olduğunu beyan eden siyasi partilerin bile o yönetimlerce yapılan yasaları sırtlarında taşıyarak bugünlere gelindiğini'' söyledi.

Siyasi adımlar atılırken global gelişmelerin de dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Korkmazcan, ''Türkiye'de siyaset alanında yapılması gereken ilk işin, toplumsal mutabakat da gözetilerek sivil bir anayasa yapılması'' olduğunu belirtti; anayasanın bireysel hak ve özgürlükleri temel alması gerektiğine işaret etti. Bireysel hak ve özgürlüklerin bir lütuf olarak görülmemesi gereğini dile getiren Korkmazcan, siyasi partilerin de üyelerini esas alan bir yapılanma ve işleyişte olmaları gerektiğini, aksi takdirde halktan kopuk örgüt konumunda kalacaklarını söyledi.

YASAKLAR
Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ergun Özbudun da siyasi partilere yönelik yasaklara değindi. Parti yasaklarının Anayasa'da sayılmasına karşın, Siyasi Partiler Kanunu'nda da birtakım yasakların düzenlendiğini belirten Özbudun, yeni bir yasa hazırlanırken, bu yasakların Anayasa'ya uyarlanmasını ve somut ölçütler getirilmesini önerdi.

Sempozyumda görüşlerini dile getiren konuklar da kadınların siyasi süreçte daha çok temsiline yönelik düzenlemeler yapılmasını, ülke barajının düşürülmesini, siyasi partilere Hazine'den yardım yapılmamasını, önseçimlerin yargı denetiminde yapılmasını istediler. Sempozyumda daha sonra, siyasi parti temsilcilerinin katıldığı oturuma geçildi. Bu oturumda Siyasi Partiler Kanununda yapılması önerilen değişiklikler üzerinde duruldu.

Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. İlter Turan başkanlığındaki oturumda, ilk konuşmacı AK Parti MKYK Üyesi Ergün, siyasi partilerle ilgili sıkıntıların daha çok uygulamadan kaynaklandığı görüşünde olduklarını ifade etti. Siyasi Partiler Yasası'nda, Anayasa'nın çizdiği çerçevenin de ötesine geçen bir yasaklayıcı yaklaşım sergilendiğini belirten Ergün, siyasete ve siyasetçiye olan güvenin yeniden tam olarak sağlanabilmesi için
değişiklik yapılması gerektiğini kaydetti. Parti programlarında da bunun bulunduğunu belirten Ergün, siyasi partilerle ilgili birçok düzenlemenin partilerin içtüzüğüne bırakılması gerektiğini söyledi.

Partilerin bilançolarının kamunun denetimine açık ve şeffaf olması gerektiğini, AK Parti olarak da bunu yaptıklarını ifade eden Ergün, siyasi partilere devlet yardımının da sürdürülmesi gerektiğini söyledi. Ergün ayrıca, siyasi partilerde başarısızlıkların bedelini kimsenin ödemediğini ancak, başarısız olan kadroların mutlaka değiştirilmesi gerektiğini ve parti yönetimlerindeki görev sürelerinin sınırlandırılmasına ihtiyaç bulunduğunu bildirdi.

'SİYASET, ÇAĞIN GERİSİNDE KALDI'
DYP Genel İdare Kurulu Üyesi Serhan Yücel, siyasetin ve siyasetçilerin ''çağın ve toplumun gerisinde kaldıklarını'' belirterek, ''Siyasetçiler topluma yön verememektedir. Toplum dinamik siyasetçi statik kalmıştır'' dedi.
Yücel, Siyasi Partiler Yasası'nın ya toptan kaldırılması ya da tümüyle değiştirilmesi gerektiğini ifade ederken, partilerin örgütlenme modellerini kendilerinin belirlemesi gerektiğini söyledi. Yücel, ayrıca, üye kayıtlarının mutlaka çok sağlıklı olması, bu nedenle seçim kurulları tarafından tutulması gerektiğini vurguladı.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal da üye kayıtlarında şeffaflığın sağlanması gerektiğine işaret etti. Demokrasi söylemi adı altında örgütlenme modellerinin tüzüklere bırakılmasının anarşi doğuracağını kaydeden Bal, ''Demokrasi, kurallar manzumesidir ve kuralların da bir silsilesi vardır. Örgütlenme konusunda da asgari müştereklerde buluşulmalı'' diye konuştu.

DSP Genel Sekreteri Tayfun İçli, siyasal katılımın önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini söyledi. İçli, öğretim görevlilerinin yalnızca partilerin merkez organlarında görev alabilmelerine ilişkin hükmün değiştirilmesi ve her kademede görev alabilmelerine olanak tanınması gerektiğini ifade etti.
Milletvekili seçilme yaşının 25'e indirilmesini isteyen İçli, siyasi partilerin finansmanı konusunda denetimin ve şeffaflığını çok önemli olduğunu, sadece milletvekili ya da parti yöneticilerinin değil partilerin tüm kademelerinde görev alanların mal varlıklarının kaynaklarını açıklamakla yükümlü olması gerektiğini söyledi.

ANAP Merkez Karar yürütme Kurulu üyesi Cengiz Altınkaya, üye kayıtlarının seçim kurulları tarafından tutulması önerisine karşı çıktı. Altınkaya, partilerin kendi üye kayıtlarını pekala kendilerinin tutabileceğini dile getirdi. Partilerin önseçim mekanizmasını mutlaka işletmesi gerektiğini belirten Altınkaya, ANAP olarak yüzde 35'lik cinsiyet kotası kararı aldıklarını Meclis'te de bunun uygulanması gerektiğine inandığını ifade etti.

Saadet Partisi Başkanlık Divanı Üyesi Şeref Malkoç, 21 yılda 17 kez değişen Siyasi partiler yasasının omurgasının hiç değişmediğini belirterek, ''Siyasi Partiler Yasası'ndaki yasakçı zihniyet mutlaka değiştirilmeli. İttifaklara olanak tanınmalı. Aday belirleme yöntemleri siyasi partilerin tüzüklerine bırakılmalı. Partilerin kapatılması zorlaştırılmalı. Siyasi partilere devlet yardımı, üye sayısına göre yapılabilmeli'' dedi.

Sempozyumda yarın, seçim kanunlarında değişiklik önerileri ele alınacak.