2004-09-07 - 11:40
ARINÇ: "GERÇEK ANLAMDA PARLAMENTO YAŞAMINA MODERN TÜRKİYE'NİN KURUCUSU ATATÜRK'ÜN ÖNDERLİĞİNDE 1920'DE GİRDİK"
TBMM Başkanı Arınç, NATO PA heyetini kabulünde yaptığı konuşmada, TBMM'nin Dünya savaşında Kurtuluş Savaşını bizzat yönettiğini ve aynı zamanda yıkılmış bir imparatorluktan Cumhuriyete dayalı yeni bir ülke kurduğunu kaydetti.
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Yıllık Çalışma Ziyareti kapsamında Türkiye'de bulunan NATO Parlamenter Asamblesi heyetini TBMM'de kabul etti.

NATO PA Türk Grubu Başkanı Vahit Erdem liderliğindeki heyeti Senato Salonu kapısında karşılayan Arınç, heyet üyelerine hitaben bir konuşma yaptı. Arınç, konuşmasında şunları söyledi:

NATO Parlamenter Asamblesi'nin Saygıdeğer Üyeleri,
Siz seçkin temsilcileri ülkemizde görmekten, Meclisimizde ağırlamaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Hoş geldiniz.
Türkiye'nin dış politika temel direklerinden biri transatlantik ilişkiler ve bu bağlamda NATO'dur. Kuzey Atlantik ittifakının, Avrupa ve Dünya güvenliği bakımından vazgeçilmez önemde olduğuna inanıyoruz.

İttifakımız güvenliğin yanı sıra, demokrasinin tüm ortak değerlerini paylaşan özelliğiyle, evrensel barışın, uzlaşının sağlanması yolunda da güçlü ve azimli bir dayanışma örneğini sergilemektedir.İttifakın eski ve güçlü üyesi Türkiye, NATO üyeliği kadar, örgütümüzle ortak değerleri paylaşan Avrupa Birliği üyeliği sürecinin de nihai hedefine ulaşmasına büyük önem vermektedir.

Türkiye, Avrupa Birliği'ne adaylık süreciyle uyumlu, Avrupa Birliği'nin güvenliği ve savunmasına aktif katkıda bulunmaktadır. Bunu yaparken transatlantik işbirliği çerçevesinde güvenliğin ve istikrarın daha geniş coğrafyalara yayılması çabalarını desteklemektedir.
NATO ve Avrupa Birliği, paylaşılan değerler ve ortak çıkarlar temelinde birbirlerini tamamlayıcı ve destekleyici rol üstlenmiş ve transatlantik ortaklığın güçlendirilmesini hedeflemiştir. NATO-AB stratejik ortaklığına bugüne değin yaptığımız katkı bundan sonra da sürdürülecektir.

Değerli Konuklar,
Türkiye, NATO'nun daha da güçlenmesinde sorumluluklarının yerine getirilmesinde her zaman yapıcı ve etkin rol almıştır.
Bu ilke yaklaşımıyla ittifakımıza, 7 yeni üyenin katılımını Türkiye başlangıcından beri desteklemiş, Parlamentomuz bu konuda üzerine düşen görevi öncelikle gecikmeksizin yerine getirmiştir.
Bu vesileyle, ittifaka yeni katılan dost ve müttefik 7 ülkenin değerli milletvekillerini özellikle selamlamaktan mutluluk duyuyorum.

NATO genişlemekte, başarıyla yürüttüğü dönüşüm ve uyum süreci sayesinde, askeri ittifak olmanın ötesinde, istikrar yaratıcı bir dinamik olarak güçlenmektedir.
Avrupa-Atlantik coğrafyasında istikrarın pekiştirilmesinde, sizlerin yetkin katkılarıyla NATO Parlamenter Asamblesi önemli rol üstlenmiştir.
Geçen Haziran ayında İstanbul'da düzenlemekten gurur ve mutluluk duyduğumuz, NATO'nun ilk devlet ve hükümet başkanları zirvesi sonuç bildirisinde de bu gerçek en üst düzeyde teyid edilmiştir.

Üye ülke parlamentolarının çok yakın ilişki ve işbirliği içerisinde olmalarının ortak ideallerimizin gerçekleştirilmesine ve korunmasına büyük destek vereceğine inanıyorum.

Değerli temsilciler,
NATO ile ve Avrupa-Atlantik kurumlarıyla olan sağlam bağlarımızın yanında, NATO ile benzer değerleri paylaşan Avrupa Birliği'ne üyelik sürecimiz de öncelikli dış politika hedefimizdir.
Avrupa Birliği üyelik sürecimizde önemli aşamaya gelmiş bulunuyoruz. 6 Ekim'de AB Komisyonu tarafından açıklanması beklenen ve olumlu olacağını düşündüğümüz ilerleme raporu sonucu, bu yıl sonunda ülkemize üyelik müzakerelerinin başlaması yönünde kesin tarih verilmesini bekliyoruz.

Türkiye, müzakerelere başlamanın ön koşulu olan Kopenhag Siyasi Kriterlerinin karşılanmasında kritik eşiği geçmiştir.
Bu başarılı süreçte, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin gerçekleştirdiği bazı çalışmalardan kısaca bahsetmek istiyorum.
Bizim parlamento tarihimiz 1876 yılına Osmanlı İmparatorluğu dönemine dayanır. Ancak biz gerçek anlamda parlamento yaşamına modern Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde 1920 yılında girdik.
1. Dünya Savaşı'nda bizzat Kurtuluş Savaşını yönetmiş ve aynı zamanda yıkılmış bir imparatorluktan Cumhuriyete dayalı yeni bir ülke kurmuştur Meclisimiz. Ülkedeki en büyük reformların gerçekleştirilmesini sağlamış ve onların uygulamasını da bizzat yönetmiştir.
Bu, bizim parlamenter demokrasimizin ne kadar güçlü ve ne kadar köklü olduğunu göstermesi açısından önemlidir.
Meclisimiz, kurulduğu günden bu yana sürdürdüğü demokratikleşme çabalarını son iki yılda daha da yoğunlaştırmıştır.
Meclisimiz, AB üyelik çalışmaları çerçevesinde bir çok Anayasa değişikliği gerçekleştirmiştir. Bunların yasalarımıza uyumu için iki yılda 460 kanun yapmıştır. Bu sayı son elli yılda Meclisimizde görülmemiş bir sayıdır.

Çıkardığımız kanunlar arasında 30 temel kanun, toplumsal yaşamımızı demokratik olarak yeniden düzenleyen çok ciddi kanunlardır.
Bilgi edinme hakkı, yerel yönetimler, kamu yönetimi, yaşam hakkı, kültürel haklar, insan hakları, inanç hürriyeti, asker sivil ilişkileri gibi birçok alanda çok köklü değişimler yaptık.

Anayasada gerçekleştirilen değişiklikler ve birçok alanda çıkan yasalarla ülkemiz daha özgür, daha demokratik bir ülke haline geldi.Öte yandan, Meclisimiz parlamenter demokrasilerde olması gerektiği gibi aktif bir denetim ve dış politika faaliyeti de gerçekleştirmiştir.

Meclis komisyonlarımız, yürütmenin bir çok faaliyetini, kamu harcamalarını, yolsuzlukları çok ciddi bir şekilde araştırmış ve denetlemiştir.Ayrıca Meclisimizde çıkan reform yasalarının da aktif bir takipçisi olmuştur. Burada bu yıl büyük bir başarıyla gerçekleştirdiğimiz parlamenter diplomasi çalışmalarımızdan da kısaca bahsetmek istiyorum.

Meclisimiz, Türkiye'nin AB üyeliği konusunda bu yıl başlattığı parlamenter diplomasi çalışmalarında ayrı ayrı rekorlar kırmıştır.
10 aylık bir süre içinde, Meclisimizi 9 devlet başkanı, 10 meclis başkanı, 3 başbakan ve dünyanın dört bir yanından 168 yabancı heyet ziyaret etmiştir. Son 40 yılda Meclisimiz hiç bu denli yoğun bir ilgi görmemiştir.

Ayrıca çeşitli ülkelerle kurduğumuz 73 dostluk grubu ve diğer komisyonlarımız 214 heyetle yabancı ülkelerle doğrudan ilişki kurup, politik ve kültürel temaslarda bulundu.
Bu denli yoğun ilgi görmemizin sebebi, parlamentomuzun gerçekleştirdiği büyük reform çalışmalarıdır.

Saygıdeğer Konuklar,
Bildiğiniz gibi demokrasilerde parlamentolar ne kadar güçlüyse halk iradesinin gücü de o kadar fazla olur. Ayrıca biz parlamentoların yönetim erki ile güçlü iletişim içinde çalışması gerektiğini de düşünüyor ve Meclisimizin politik konumunu buna göre dizayn ediyoruz.
Halk iradesinin yönetim erkine doğrudan ve etkili bir şekilde yansıması için Parlamentomuzda bir dizi düzenleme yaptık.

Sizlere dağıtılan kitapçıklarda Parlamentomuzun yönetim biçiminde yaptığımız bir dizi reform çalışmasının detaylarını göreceksiniz.

Uzmanlarımızın, bütün AB ülkeleri parlamentolarında yaptıkları araştırmalar sonucunda hazırladıkları bu reform projesi, bir yıldır kademeli olarak uygulanıyor.
Buradaki temel amacımız güçlü, saygın ve itibarlı bir Meclis meydana getirerek halkımızın isteklerini yönetim erkine yansıtmaktır.
Meclisimizin yönetim şeklini, halkla ilişkiler sistemini, personel politikalarını, uzman yetiştirime alanlarını çok ciddi biçimde değiştiriyoruz.

Ayrıca teknik alanda teknolojik yeniliklere ve internetin kullanımına büyük önem veriyoruz.
Meclisimizin yönetim biçiminde yaptığımız bu reform çalışmaları yine son yılların en ciddi projelerinden biridir. Reform çalışmalarımızı tamamladığımızda Avrupa'nın en iyi işleyen parlamentolarından biri olacağımıza inanıyoruz.

Parlamentomuz, doğrudan iletişimle halkımızın isteklerini değerlendirmektedir. İnsan Hakları Komisyonumuz, Dilekçe Komisyonumuz bu amaçla çok yoğun çalışma içindeler. Halkımızın şikayetlerini ilettiği bu iki komisyona başvurularda son 10 yıla oranla çok büyük bir artış gözlenmiştir.

Komisyonlarımız halkımızın sorunlarını çok ciddi takip ederek, demokratik sistemlerde olması gereken konuma gelmiştir.

Bu çalışmalarımızla Parlamentomuzun, halkımızın dünya barışı, refahı ve istikrarı yönündeki beklentilerinin temsilcisi olarak, NATO barış ve demokrasi ideallerinin, dün olduğu gibi, bundan sonra da daima destekçisi olacağına inanıyoruz.

Değerli Temsilciler,
İttifakımızın 7 yeni üye ile güçlenmesi sürecinde olduğu gibi, Balkanlarda barış ve istikrarın pekiştirilmesi için diğer bölge ülkelerinin Avrupa-Atlantik yapılarıyla bütünleşmesi sürecini destekliyoruz.

Bu yaklaşımla Arnavutluk, Makedonya ve Hırvatistan ile üyelik müzakerelerinin bir an önce başlatılmasını bekliyoruz.
Gelecek NATO Zirvesi'nin söz konusu üç ülkenin üyeliğe davet edileceği bir genişleme zirvesi olmasını dileriz.
Aynı şekilde, Bosna-Hersek ve Sırbistan ve Karadağ'ın, ittifakın barış için ortaklık programına en kısa sürede katılmalarının gerekli olduğuna inanıyoruz.

Böylelikle Avrupa'nın ve Atlantik'in barış, güven ve demokrasi birlikteliğinin daha da güçlenip, bütünleşmesi sağlanabilecektir.
Parlamentolarımızın NATO'nun ortak değerleri çizgisinde sürdürmekte oldukları işbirliği ve dayanışmayı daha da güçlendirmeleri gerektiği üzerinde aynı duyguları paylaştığımızı düşünüyorum. Sizlerle birlikte olmaktan duyduğum memnuniyeti bir kez daha vurgulamak isterim.

Değerli Temsilciler,
Halklarımızın temsilcileri olan biz parlamenterlerin insanlığın düşmanı olan terörizm melanetine karşı ortak bir tavır almamız gerektiğini bu vesileyle bir kez daha vurgulamak istiyorum.
Günümüzde giderek boyut değiştiren uluslararası terörizmle ortak mücadele platformu oluşturulması gerektiğini daima tekrarlamaktayız.

Dünyamızın çeşitli bölgelerinde yaşanmakta olan ve insanlığa büyük acılar yaşatan terör eylemlerini hiç bir gerekçenin haklı gösteremeyeceğine inanıyoruz.
İnsanlığın terör felaketinden kurtulabilmesi için, dünyamızın barış, istikrar ve refahına ittifakımızın elbirliği ile yapıcı katkılarda bulunabileceğine güveniyoruz.
Hepinizi en iyi dileklerimle selamlıyorum. Olabilecek sorularınıza yanıt verebilmekten mutlu olacağım.