2004-05-09 - 00:00
''Hukuk Devletinde Ombudsmanın Rolü'' Semineri Nevşehir'de yapıldı... TBMM BAŞKANI ARINÇ: "ÇAĞDAŞ BİR YAKLAŞIMLA OMBUDSMANLIK KURUMUNUN OLUŞTURULMASI, AB MÜKTESEBATINA UYUM ÇALIŞMALARIMIZDA ÖNEMLİ BİR AŞAMA TEŞKİL EDECEKTİR''
Bülent Arınç, Anayasa değişikliğinin referanduma gerek duyulmayacak yüksek 'evet' oyuyla gerçekleşmesinin, demokratikleşme ve özgürlükler konusunda ne kadar birlik içinde ve ne denli istekli olduğumuzu gösterdiğini söyledi.
TBMM ve Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserliği tarafından ortaklaşa düzenlenen ''Hukuk Devletinde Ombudsmanın Rolü'' konulu seminer Nevşehir'de yapıldı.

TBMM Başkanı Bülent Arınç semineri açarken yaptığı konuşmada, çağdaş bir yaklaşımla ombudsmanlık kurumunun oluşturulmasının, Avrupa Birliği (AB) müktesebatına uyum çalışmalarında önemli bir aşama teşkil edeceğini söyledi.

TBMM'nin tarihi bir görevi daha başarıyla tamamladığını, Anayasa'da 11 maddelik bir değişiklik yaparak demokratikleşme ve özgürlükler konusunda çok büyük bir başarının daha altına imza attığını ifade eden Arınç, şöyle konuştu:

"Bu değişiklik, AB uyum yasalarından sonra Meclisimizin gerçekleştirdiği en ciddi reformlardan biri olarak tarihe geçmiştir. Ölüm cezasına atıf yapan maddelerin tamamının kaldırılması, kadın-erkek eşitliğinin sağlanması, DGM'lerin kaldırılması, YÖK yasasındaki değişiklikle askeri üyenin kuruldan çıkarılması, askeri harcamaların yargı denetimine açılması, Türkiye'nin altına imza attığı uluslararası sözleşmelere uyumun sağlanması ve basın özgürlüğüne koruma getirilmesi gibi yıllardır tartışılan, ancak bir türlü çözüm bulunamayan sorunlar ortadan kaldırıldı. Bu değişiklikler, AB uyum sürecinde de çok önemli adımlardan biridir. Meclisimiz, Türkiye için kronik sayılabilecek bu sorunları, büyük bir katılımla ortak bir görüşle çözmüştür. Oylamalarda iktidar ve muhalefet partilerinin aynı yönde oy kullanmalarıyla Anayasa değişikliği referanduma gerek duyulmayacak yüksek 'evet' oyuyla yapılmıştır. Bu da bizim demokratikleşme ve özgürlükler konusunda ne kadar birlik içinde ve ne denli istekli olduğumuzu göstermektedir."

Milletvekillerine, Anayasa paketinin yasalaşması sürecindeki katkılarından dolayı teşekkür eden Arınç, böyle bir Meclis'in başkanı olduğu için de kıvanç duyduğunu söyledi.

İnsan haklarının en acımasız şekilde ihlal edildiğine tanık olunan bugünlerde temel hak ve özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi konusunun bilimsel bir toplantıda ele alınmasının ayrı bir önem taşıdığına işaret eden Arınç, temel hak ve özgürlüklerin korunması sorununun, insanlık tarihi boyunca toplumların mücadele verdiği bir konu olduğunu kaydetti.

Arınç, aydınlanma süreci boyunca bireyin haklarının devlet karşısında korunmasının amaçlandığını ifade ederek, demokrasiye ve insan haklarına inanan tüm sistemlerin bunu sağlamayı hedeflediğini anlattı. Arınç, ancak zaman zaman birey hak ve özgürlüklerinin devletin gücü karşısında olumsuz etkilenebildiğine işaret etti.

Ombudsmanlık kurumunun, devlet gücü karşısında bireyin hak ve özgürlüklerinin korunmasının hakemliğini üstlendiğini ifade eden Arınç, bu kurumun geçmişinin 1709-1714 yıllarında Osmanlı Devleti'ne sığınan İsveç Kralı 12. Şarl'ın bir teşebbüsüne dayandığını dile getirdi. Arınç, İsveç Kralı'nın ülkesindeki yasaların uygulanışını uzaktan kontrolü amacıyla atadığı yetkiliye bir anlamda ombudsmanlık görevi verdiğini belirtti.

Hükümetin, insan temel hak ve özgürlüklerinin çağdaş düzeye ulaştırılması yönünde reform atılımları doğrultusunda bir çalışma başlattığını anlatan Arınç, bu kapsamda ombudsmanlık kurumunun oluşturulmasının, ''Kamu Denetçiliği Kurumu Kanun Tasarısı''nın yasalaşmasıyla gerçekleştirilmesinin öngörüldüğünü söyledi.

Ombudsmanlık kurumunun tarihsel geçmişi ve Osmanlı'daki benzer uygulamaları hakkında da bilgi veren Arınç, temel hak ve özgürlüklerin kusursuz uygulanması hedeflerinin hukuk sürecinin ombudsmanlık kurumuyla güçleneceği inancını taşıdığını kaydetti. Kapadokya bölgesinin, Hıristiyanlığı ilk kabul eden toplulukların barınağı olduğunu, bu insanların, inanç özgürlüklerini Roma İmparatorluğu'na karşı koruyabilmek için özel yöntemler uyguladıklarını anlatan Arınç, şöyle devam etti:

"Bu topraklar, şimdi farklı inançların karşılıklı saygı ve anlayış ortamında birlikte yaşayabildiği, temel hak ve özgürlüklere saygılı demokrasimizin, cumhuriyetimizin, vatanımızın bir yöresi... Eşsiz tarihi geçmişi olan bu tarihi bölgede temel hak ve özgürlüklerin daha da güvenceli uygulanabilmesine hizmet edecek çağdaş bir kurumu irdelemek üzere sizlerle bir arada olmaktan derin bir haz duyuyorum."

AB OMBUDSMANI DIAMANNOUROS
AB Ombudsmanı Nikiforos Diamannouros ise, Türkiye'nin bir süre önce çok önemli Anayasal düzenlemeler yaptığını belirterek, ''Bu düzenlemeler AB için çok önemli adımlardır. Türkiye, gün geçtikçe daha da demokratikleşiyor'' dedi.

Türkiye'deki demokratikleşme hareketlerinin ve siyasi iradenin bu yöndeki kararlı tutumunun çok sevindirici olduğunu ifade eden Diamannouros, ombudsmanlık kurumunun demokrasi için çok önemli bir adım olduğunu, AB içinde 23'ü ulusal, Almanya ve İtalya'da da yerel düzeyde olmak üzere 25 ombudsman olduğunu kaydetti. Diamannouros, kendisinin AB müktesebatının hem ulusal hem de yerel düzeyde uygulanmasından sorumlu olduğunu anlattı.

Ombudsmanlık kurumunun ilk olarak İsveç'te ortaya çıktığını belirten Diamannouros, bu kurumun hukukun üstünlüğü, iyi yönetimin yaygınlaştırılması, vatandaş ile idare arasında aracılık etme ve insan haklarını koruma gibi 4 boyutu olduğunu anlattı. AB ombudsmanın görevinin AB kurumları ile sınırlı olduğunu, AB ülkeleri dışında aday ülkeleri de ombudsmanlık kurumu içine dahil ettiklerini anlatan Diamannouros, bu ağ içinde 30 ülkede 90 kişinin görev yaptığını kaydetti.

GIL ROBLES'İN KONUŞMASI
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Gil Robles de Ombudsmanlık kurumunun, demokrasiyi, temel insan hak ve özgürlüklerini güvence altına alan, ek katkı sağlayan bir kurum olduğunu belirterek, ombudsmanın kişisel şikayetleri toplayarak sistemin bütününün röntgenini çektiğini kaydetti. Robles, bağımsız, kendi bütçesi olmayan bir şekilde ombudsmanlığın kurulması halinde bunun zararlı olabileceğine dikkat çekti.

Türkiye'de son zamanlarda çok önemli ve derin değişiklikler olduğunu ifade eden Robles, bu değişikler dolayısıyla TBMM Başkanı Arınç'ı tebrik ederek, ''Cesaretinizi tebrik etmek lazım, Türkiye vatandaşları da sonunda sizlere çok teşekkür edecekler'' diye konuştu.

ELKATMIŞ'IN KONUŞMASI
TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış da devletin esas fonksiyonunun, bireyleri korumak olduğunu, zaman zaman devlet yöneticilerinin, kendi yurttaşlarının haklarını ihlal ettiğini kaydetti. Demokrasilerde bireylerin haklarını korumak için bulunan kurumlardan birinin de ombudsmanlık olduğunu anlatan Elkatmış, Türkiye'de hukuken ombudsmanlık bulunmasa da fiilen bazı kurum ve kişilerce hayata geçirildiğini kaydetti.

Yargının ağır işlemesi ve bağımsız olmaması nedeniyle ombudsmanlık kurumuna ihtiyaç bulunduğunu belirten Elkatmış, ayrıca, bu kurumun, olayları masrafsız ve dostane çözüme kavuşturan bir yapısı olduğunu anlattı.

TBMM Başkanı Bülent Arınç seminere katılanlara verdiği yemekte yaptığı konuşmada, Çeçenistan Devlet Başkanı Ahmed Kadirov'un terör saldırısı sonucu hayatını kaybetmesinin 'Fevkalade üzücü bir olay' olarak nitelendirdi ve "Çeçenistan'da bir sorun varsa, sorunun bu tür yöntemlerle çözümlenmesini düşünmek bile mümkün değil. Kim yaparsa, kime karşı yaparsa yapsın bu bir terör hadisesidir. Bunu şiddetle kınıyorum. Bunun hiç bir sorunu çözmeyeceğine tüm yüreğimle inanıyorum" dedi.

SEMİNERDEN
Seminerin açılışının ardından, Belçika Federal Ombudsmanı Pierre-Yves Monette, ''Ombudsmanlık Kurumunun Yasal ve Politik Anlamda Avrupa'daki Gelişimi'', Parlamenterler Asamblesi Denetim Komisyonu Sekreteri Caroline Ravaud da ''Ombudsman ve Bireysel Hak ve Özgürlüklerin Korunması'' konusunda birer sunuş yaptılar.

Konuşmacıların soruları da yanıtladığı bölümde söz alan TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanı Yahya Akman, Ombudsmanlık konusunda yaptığı çalışmaları anlattı. Akman, Dilekçe Komisyonu'na Türkiye'nin dört bir yanından çok sayıda başvuru yapıldığını, Dilekçe Komisyonu'nun mevzuatının ombudsmanlık gibi çalışmayı engellediğini söyledi. Akman, Dilekçe Komisyonu'na çok sayıda başvuru yapılırken, İnsan Hakları Komisyonu'na ise sadece insan hakları ve ihlalleri ile ilgili başvurular geldiğini söyledi.