2005-10-14 - 09:25
TBMM Başkanı Arınç, ''Değişen Türkiye'nin hızına ayak uyduracak bir 'Meclis'in kendi İçtüzüğü, katılımcı, verimli ve hızlı çalışma açısından ideal düzeyde olmalıdır" dedi.
TBMM Başkanı Arınç Parlamentoda düzenlediği bilgilendirme toplantısında yeni siyasi projeler hakkında da açıklamalarda bulundu.
TBMM Başkanı Arınç, 1973 yılından beri kullanılan ve Meclis'in çalışma şeklini belirleyen TBMM İçtüzüğü bulunduğunu hatırlatarak, İçtüzüğün, 32 yıldan bu yana çeşitli defalar değişikliğe uğradığını söyledi. Son haliyle bile ihtiyaçlara cevap verecek durumda olmadığı için hala yeni değişikliklere ihtiyaç duyulduğunu bildiren Arınç, şunları söyledi:
''Değişen Türkiye'nin hızına ayak uyduracak bir 'Meclis'in kendi İçtüzüğü, katılımcı, verimli ve hızlı çalışma açısından ideal düzeyde olmalıdır' diye düşündük.
Bu nedenle, Meclisimizde uzmanlardan oluşan bir ekip kurduk. Bu ekip dünyanın önde gelen parlamentolarının İçtüzüklerini ve yasama faaliyetlerini inceledi. Bugüne kadar İçtüzük'le ilgili yapılan ve teklif edilen değişiklikleri gözden geçirdi. Konuyla ilgilenen milletvekillerimizin de görüşünü alarak İçtüzüğümüzde ciddi değişiklikler öngören bir taslak hazırlandı.
Bu taslağa göre; İçtüzüğün 93 maddesinin değiştirilmesi, artık fonksiyonu olmayan 20 maddenin yürürlükten kaldırılması ve 5 yeni madde eklenmesi öngörülüyor. 186 maddelik İçtüzüğü, 171 maddeye indirecek bu teklifimizi Meclis'te temsil edilen tüm partilerin yetkili organlarına ve komisyon başkanlarına göndereceğiz.
Onlardan gelen değişiklik teklifleri ve eklemeleri de gözönüne alarak, İçtüzüğe son halini vereceğiz. Çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesinden, soru önergelerine, bürokratik dolaşımı ortadan kaldıracak yeni uygulamalardan, katılımcılığı sağlayacak birçok yeniliği İçtüzük Taslağı'na koymuş bulunuyoruz.
Umuyoruz, Meclisimiz bu sayede daha verimli ve hızlı çalışmalar yapacaktır.''
Bülent Arınç, Temmuz ayında, Meclis kapandıktan sonra yaptığı değerlendirme toplantısında, siyasi sorumluluk kavramından bahsettiğini hatırlatarak, ''Halka hesap verenlerle, hesap vermeyen makamların ülke yönetiminde eşit şartlara sahip olmasını adil bulmadığımı vurgulamıştım'' dedi.
Bu bağlamda, Meclis Başkanlığı'nın da siyasi olarak Türkiye'nin ikinci önemli ama aynı zamanda denetime tabi olmayan bir makamı olduğunu ifade eden Arınç, şöyle devam etti:
''5 yıl içinde iki defa seçilir ama bu seçimlerden sonra Meclis Başkanı hiçbir şekilde denetime tabi olmaz. Meclis Başkanı bir suç işlese, makamını kötüye kullansa, ülkesini, Meclisi'ni temsil ederken büyük hatalar yapsa, Meclisi yönetirken tarafsızlığını kaybetse, İçtüzüğü çiğnese, böyle bir Meclis Başkanı'ndan hesap soracak bir mekanizma şu anda bulunmuyor.
Ne Anayasa'da, ne de İçtüzük'te bu saydığım durumlar vuku bulduğunda ne yapılması gerektiğini anlatan bir hüküm yer almıyor. Yani hem Anayasa'da hem de İçtüzüğümüzde bir boşluk var. Biz de bu boşluğu doldurmak için İçtüzük'te bir değişiklik yapmak istedik.
Yeni eklenecek bir maddeye göre, beşte bir milletvekilinin teklifiyle adına 'güvensizlik önergesi' dediğimiz bir önerge ile Meclis Başkanı'nın görevinden düşürülmesi Genel Kurul gündemine taşınabilecektir.
Başkanın görevden düşürülmesi, güvensizlik önergesinin, üye tam sayısının salt çoğunluğunun gizli oyunun kabulüyle mümkün olacaktır.Meclis Başkanı'nın ceza içeren davranışları için Anayasa'da bir değişiklik yapmak gerektiğinden o konuyu daha sonraya bırakıyoruz. Ama İçtüzük'te yapılacak bu değişiklikle, bugüne kadar hiç olmamış bir uygulamayı başlatarak siyasi sorumluluğumu üstlenip Başkanlığımı Yüce Meclis'in denetimine açmak istiyorum.
Bu konudaki teklifi de aynı şekilde Meclis'te bulunan siyasi parti temsilcilerine ileteceğim. Umuyorum, bu konu yeni İçtüzük'le birlikte hayata geçecek ve çok önemli bir boşluk doldurulmuş olacaktır.''
''DOKUNULMAYACAK KURUMLAR''
TBMM Başkanı Arınç, siyasi sorumluluk bilincinin, son derece hayati önem taşıyan bir konu olduğuna işaret ederek, ''Bugün hesap veren makamların sorumlulukları ve omuzlarındaki yük, sorumsuz ve hesap vermeyecek kurum ve makamlarla kıyas kabul edilemeyecek bir
boyuttadır'' dedi.
Arınç, buna rağmen, halkın huzurunda hesap verecek olan siyasileri acımazsızca eleştiren, hatta siyasi iktidarın icraatlarını engelleyen kurumlar, makamlar ve bürokratik mekanizmaların hiçbir zaman bundan dolayı hesap vermeyeceklerini belirterek, ''Bu adil bir sistem değildir. Bu durumu tartışmalıyız. Bugün hiçbir şekilde dokunulmayacak, belki de kurulduğu günden beri bütün suçlamalara rağmen dokunulamayan kurumlar ve onların yöneticileri bulunuyor. Ama bu kişiler ve kurumlar ilk fırsatta siyasilerin dokunulmazlıklarını gündeme getirip eleştiride bulunabiliyorlar'' diye konuştu.
Bülent Arınç, bu sistemin adil olmadığını belirterek, yapabileceği tek şeyin kendi Başkanlığı ile ilgili bir düzenleme olduğunu kaydetti.Meclis Başkanı Arınç, ''Şimdi ben kendi payıma düşeni yerine getirip, Başkanlığımı denetime açıyorum hem de görevden alınmamı sağlayacak bir düzenleme getiriyorum'' dedi.
Değişen dünyanın en ciddi aktörlerinden birinin Türkiye olacağına işaret eden Arınç, zorlu bir müzakere sürecine girerken, halkın sabırlı, hükümetin gayretli, Meclis'in dinamik ve basının sorumluluk sahibi olması gerektiğini sözlerine ekledi.
TBMM Başkanı Arınç, 1973 yılından beri kullanılan ve Meclis'in çalışma şeklini belirleyen TBMM İçtüzüğü bulunduğunu hatırlatarak, İçtüzüğün, 32 yıldan bu yana çeşitli defalar değişikliğe uğradığını söyledi. Son haliyle bile ihtiyaçlara cevap verecek durumda olmadığı için hala yeni değişikliklere ihtiyaç duyulduğunu bildiren Arınç, şunları söyledi:
''Değişen Türkiye'nin hızına ayak uyduracak bir 'Meclis'in kendi İçtüzüğü, katılımcı, verimli ve hızlı çalışma açısından ideal düzeyde olmalıdır' diye düşündük.
Bu nedenle, Meclisimizde uzmanlardan oluşan bir ekip kurduk. Bu ekip dünyanın önde gelen parlamentolarının İçtüzüklerini ve yasama faaliyetlerini inceledi. Bugüne kadar İçtüzük'le ilgili yapılan ve teklif edilen değişiklikleri gözden geçirdi. Konuyla ilgilenen milletvekillerimizin de görüşünü alarak İçtüzüğümüzde ciddi değişiklikler öngören bir taslak hazırlandı.
Bu taslağa göre; İçtüzüğün 93 maddesinin değiştirilmesi, artık fonksiyonu olmayan 20 maddenin yürürlükten kaldırılması ve 5 yeni madde eklenmesi öngörülüyor. 186 maddelik İçtüzüğü, 171 maddeye indirecek bu teklifimizi Meclis'te temsil edilen tüm partilerin yetkili organlarına ve komisyon başkanlarına göndereceğiz.
Onlardan gelen değişiklik teklifleri ve eklemeleri de gözönüne alarak, İçtüzüğe son halini vereceğiz. Çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesinden, soru önergelerine, bürokratik dolaşımı ortadan kaldıracak yeni uygulamalardan, katılımcılığı sağlayacak birçok yeniliği İçtüzük Taslağı'na koymuş bulunuyoruz.
Umuyoruz, Meclisimiz bu sayede daha verimli ve hızlı çalışmalar yapacaktır.''
Bülent Arınç, Temmuz ayında, Meclis kapandıktan sonra yaptığı değerlendirme toplantısında, siyasi sorumluluk kavramından bahsettiğini hatırlatarak, ''Halka hesap verenlerle, hesap vermeyen makamların ülke yönetiminde eşit şartlara sahip olmasını adil bulmadığımı vurgulamıştım'' dedi.
Bu bağlamda, Meclis Başkanlığı'nın da siyasi olarak Türkiye'nin ikinci önemli ama aynı zamanda denetime tabi olmayan bir makamı olduğunu ifade eden Arınç, şöyle devam etti:
''5 yıl içinde iki defa seçilir ama bu seçimlerden sonra Meclis Başkanı hiçbir şekilde denetime tabi olmaz. Meclis Başkanı bir suç işlese, makamını kötüye kullansa, ülkesini, Meclisi'ni temsil ederken büyük hatalar yapsa, Meclisi yönetirken tarafsızlığını kaybetse, İçtüzüğü çiğnese, böyle bir Meclis Başkanı'ndan hesap soracak bir mekanizma şu anda bulunmuyor.
Ne Anayasa'da, ne de İçtüzük'te bu saydığım durumlar vuku bulduğunda ne yapılması gerektiğini anlatan bir hüküm yer almıyor. Yani hem Anayasa'da hem de İçtüzüğümüzde bir boşluk var. Biz de bu boşluğu doldurmak için İçtüzük'te bir değişiklik yapmak istedik.
Yeni eklenecek bir maddeye göre, beşte bir milletvekilinin teklifiyle adına 'güvensizlik önergesi' dediğimiz bir önerge ile Meclis Başkanı'nın görevinden düşürülmesi Genel Kurul gündemine taşınabilecektir.
Başkanın görevden düşürülmesi, güvensizlik önergesinin, üye tam sayısının salt çoğunluğunun gizli oyunun kabulüyle mümkün olacaktır.Meclis Başkanı'nın ceza içeren davranışları için Anayasa'da bir değişiklik yapmak gerektiğinden o konuyu daha sonraya bırakıyoruz. Ama İçtüzük'te yapılacak bu değişiklikle, bugüne kadar hiç olmamış bir uygulamayı başlatarak siyasi sorumluluğumu üstlenip Başkanlığımı Yüce Meclis'in denetimine açmak istiyorum.
Bu konudaki teklifi de aynı şekilde Meclis'te bulunan siyasi parti temsilcilerine ileteceğim. Umuyorum, bu konu yeni İçtüzük'le birlikte hayata geçecek ve çok önemli bir boşluk doldurulmuş olacaktır.''
''DOKUNULMAYACAK KURUMLAR''
TBMM Başkanı Arınç, siyasi sorumluluk bilincinin, son derece hayati önem taşıyan bir konu olduğuna işaret ederek, ''Bugün hesap veren makamların sorumlulukları ve omuzlarındaki yük, sorumsuz ve hesap vermeyecek kurum ve makamlarla kıyas kabul edilemeyecek bir
boyuttadır'' dedi.
Arınç, buna rağmen, halkın huzurunda hesap verecek olan siyasileri acımazsızca eleştiren, hatta siyasi iktidarın icraatlarını engelleyen kurumlar, makamlar ve bürokratik mekanizmaların hiçbir zaman bundan dolayı hesap vermeyeceklerini belirterek, ''Bu adil bir sistem değildir. Bu durumu tartışmalıyız. Bugün hiçbir şekilde dokunulmayacak, belki de kurulduğu günden beri bütün suçlamalara rağmen dokunulamayan kurumlar ve onların yöneticileri bulunuyor. Ama bu kişiler ve kurumlar ilk fırsatta siyasilerin dokunulmazlıklarını gündeme getirip eleştiride bulunabiliyorlar'' diye konuştu.
Bülent Arınç, bu sistemin adil olmadığını belirterek, yapabileceği tek şeyin kendi Başkanlığı ile ilgili bir düzenleme olduğunu kaydetti.Meclis Başkanı Arınç, ''Şimdi ben kendi payıma düşeni yerine getirip, Başkanlığımı denetime açıyorum hem de görevden alınmamı sağlayacak bir düzenleme getiriyorum'' dedi.
Değişen dünyanın en ciddi aktörlerinden birinin Türkiye olacağına işaret eden Arınç, zorlu bir müzakere sürecine girerken, halkın sabırlı, hükümetin gayretli, Meclis'in dinamik ve basının sorumluluk sahibi olması gerektiğini sözlerine ekledi.
