2006-01-05 - 19:07
ARINÇ'TAN BAYKAL'A ZİYARET...
Baykal, Arınç'ı TBMM'deki çalışma odasının girişinde karşıladı. Meclis çalışmalarında, CHP'nin olumlu ve önemli faaliyetleri olduğunu ifade eden Arınç, 2006 yılının CHP'ye hayırlı olmasını diledi ve Baykal'ın Kurban Bayramı'nı kutladı.
TBMM Başkanı Bülent Arınç, TBMM
İçtüzüğü'nün değiştirilmesine yönelik hazırladıkları çalışmayı sunmak
ve CHP kontenjanından RTÜK üyeliğine seçilen Özer Gürbüz'ün durumunu
görüşmek üzere, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile bir araya geldi.
Baykal, Arınç'ı TBMM'deki çalışma odasının girişinde karşıladı.
Meclis çalışmalarında, CHP'nin olumlu ve önemli faaliyetleri olduğunu
ifade eden Arınç, 2006 yılının CHP'ye hayırlı olmasını diledi ve
Baykal'ın Kurban Bayramı'nı kutladı.
TBMM İçtüzüğü'nün 1973 tarihli olduğuna işaret eden Arınç, 186
maddenin bir bölümünün uygulanabilme kabiliyetini yitirdiğini, bir
bölümünün teknolojik gelişmelerle yürürlükten kaldırıldığını söyledi.
Arınç, Meclis'in daha iyi ve verimli çalışmasına olanak sağlamak
amacıyla yaklaşık 1 yıla yakın bir çalışma sonrasında ellerindeki
içtüzük taslağını ortaya çıkardıklarını belirterek, şöyle konuştu:
''Net, anlaşılabilir, her (TBMM) başkanvekilinin kendine göre
uygulayabildiği içtüzük maddelerini değil, anlaşılabilir ve uygulamada
beraberliği sağlayacağımız, gülüp geçmektense onları kaldırmayı
yeğlediğimiz daha net, daha iyi çalışan bir içtüzük hazırlamak
istedik.
Uygun görüyorlarsa, 1 aylık bir süre rica ediyoruz. Bu süre
sonunda, CHP ve diğer partilerden aldığımız önerileri tekrar
değerlendirmek suretiyle, eğer başarabilirsek, bu dönem içinde yeni
bir içtüzüğe kavuşmalıyız. Böylesine geniş bir anlayış ve mutabakat
içerisinde yeni içtüzüğümüzü yürürlüğe koymak istiyoruz.''

-YENİ DÜZENLEMEDE YER ALANLAR-

Yeni düzenlemede, meclis başkanı hakkında güvensizlik önergesi
verilmesinin de öngörüldüğünü ifade eden Arınç, 110 milletvekilinin,
güvensizlik önergesi vermesi halinde, bunun görüşülme usulünün de
ortaya konulduğunu anlattı.
Seçilenlerin denetlenmesi gerektiğine dikkati çeken Arınç, böyle
bir denetlemenin, Anayasa ve içtüzükte yer almadığını kaydetti.
Meclis'in, Siyasi Etik Yasası'na ihtiyacı olduğunu vurgulayan
Arınç, şöyle konuştu:
''Bunu sadece milletvekillerimizin yapabilecekleri,
yapamayacakları işler veya siyasetin finansmanının denetlenmesi
bakımından değil, toplumda infial meydana getiren, başlı başına suç
olmasa bile, milletvekillerinin, davranışlarıyla kötü örnek olabilecek
bazı işlerin içine girerlerse...
Burada bir sistem kabul ediyoruz. Başkanlık Divanı, kendi içinde
bir komisyon belirliyor, buraya yapılan müracaatlara göre, bu
davranışlar değerlendiriliyor. Milletvekilleri hakkında alınabilecek
tedbirleri önümüze getiriyor.
Şurada burada kurşun sıkmanın yanında, başka şeyleri yapan ve
toplumda her zaman örnek olması gereken milletvekillerinin bu
davranışları nedeniyle, Meclisimize karşı yakışıksız durum ortaya
çıkabilir.''


-ARAŞTIRMA KOMİSYONU RAPORLARINA TAKİP-

Meclis araştırma komisyonu raporlarının yayınlandığını ve sadece
üzerinde konuşulduğunu dile getiren Arınç, yürütmenin, bu
komisyonların tespit ve önerilerini çoğu zaman dikkate almadığını
söyledi. Arınç, araştırma komisyonu raporların takibini yapacak bir
sistem getirmek istediklerini ifade etti.
İsteyen milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını
savunduğunu belirten Arınç, mevcut içtüzükte, milletvekilinin,
dokunulmazlığının kaldırılmasını istemesinin yeterli olmadığının yer
aldığını, taslakta bunu kaldıran bir düzenleye yer verdiklerini
kaydetti.
Taslakta, mevcut içtüzüğün 95 maddesinin değiştirilmesinin, 20
maddesinin yürürlükten kaldırılmasının öngörüldüğünü, ayrıca 7 yeni
madde öngörüldüğünü ifade eden Arınç, 186 maddelik içtüzüğün bu
şekilde 173 maddeye indirildiğini bildirdi.

-''GÖREV BİZİMDİR''-

Arınç, TRT Genel Müdürlüğü'ne hükümet tarafından teklif edilen
adayla ilgili kararnamenin; Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in
incelenmesinin ardından, CHP kontenjanından seçilen Özer Gürbüz'ün,
RTÜK üyeliğine seçildiği tarihte 69 yaşında olduğu ve emeklilik yaşı
65 olduğu için memuriyet sıfatının gerektirdiği nitelikleri taşımadığı
gerekçesiyle iade edildiğini anımsattı.
Cumhurbaşkanı'nın gerekçelerine saygı duyduklarını kaydeden Arınç,
''Bu konuyu hem Sayın Baykal ile hem de Sayın Başbakan ile görüşme
ihtiyacı duyacağım. Ancak görev bizimdir. RTÜK üyelerini, biz seçtik.
Ne aday olduğunda ne seçildiğinde bu üyemizle ilgili hiçbir itiraz
olmamıştır'' diye konuştu.
Arınç, ziyarette, buna ilişkin ne yapılması gerektiği konusunda
Baykal'ın görüşlerini de alacağını söyledi.

-''KATKIMIZI VERECEĞİZ''-

Baykal da yeni bir içtüzük düzenlemesinin gerekli olduğunun herkes
tarafından kabul edildiğini kaydetti.
Arınç'ın kapsamlı öneri hazırlamasından duyduğu memnuniyeti dile
getiren Baykal, bunu ilgiyle değerlendireceklerini ve hazırlıklarını
sunacaklarını vurguladı.
Baykal, Meclis'in bu dönemde bu içtüzük konusunu çözmüş olması
gerektiğini, bu yönde katkılarını vereceklerini ifade etti.

BAYKAL: ''TÜRKİYE, AVRUPA'NIN EN YÜKSEK FİYATLA DOĞALGAZINI
ALAN ÜLKE''
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal,
Türkiye'nin, Avrupa'nın en yüksek fiyatla doğalgaz alan ülkesi
olduğunu ifade ederek, ''Ülke, ciddi bir zararla karşı karşıya
bırakıldı. Bunun çok ağır bir siyasi sorumluluğu var'' dedi.
Baykal, TBMM Başkanı Bülent Arınç ile görüşmesinin ardından,
gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Kuş gribine ilişkin soru üzerine Baykal, üzüntü verici bir durumla
karşı karşıya olunduğunu söyledi. ''Kimsenin arzu ettiği bir tablo
değil'' diyen Baykal, ''Kuş gribi konusunda artık yapılacak bir şey
yok, gereken yapılmıştır'' yaklaşımı içine girildiğini savundu.
Hükümet'in, Balıkesir'de ortaya çıkan olaya heyecanla sahip
çıktığını ve gerekli ilgiyi gösterdiğini ifade eden Baykal, şunları
söyledi:
''Bu defa ortaya çıkan olayla ilgili sergilenen tavır, aynı
istikamette olmadı. Ortada ciddi bir tespit yokken, raporlar
çıkmamışken, gereksiz açıklamalar yapıldı, kamuoyu yanıltıldı. Bu
konuda ilgi ve duyarlılığı ayakta tutmak gerekiyordu. Konu, arzu
ettiğimiz düzeyde sahiplenilmedi bu defa.''
Baykal, bu olayın, tavukçuluk sektörüne darbe vuracağını söyledi.
Bunun, bütün insanlığı tehdit eden ciddi bir olay olduğunu kaydeden
Baykal, her türlü hazırlığın yapılmasını ve bir an önce seferberlik
anlayışına girilmesini istedi.

-''YÜKSEK FİYATIN ALTINDA, FORMÜL DEĞİŞİKLİĞİ VAR''-

Bir gazetecinin, ''Türkiye'nin, en yüksek fiyatla doğalgaz alan
ülke olduğu ortaya çıktı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna
Baykal, ''Türkiye'nin bir süreden beri göz göre göre sürüklendiği bir
tablo. Uzun süreden beri çok yanlış bir enerji politikası uyguluyoruz,
yerli kaynakları ihmal ediyoruz, ithal enerjiye dayalı bir enerji
politikası yürütüyoruz'' karşılığını verdi.
Baykal, Türkiye'nin, doğalgaza dayalı enerji politikasına doğru
sürüklendiğini kaydetti.
Doğalgaz bağlantısının, miktar taahhüdüyle yapılmasını eleştiren
Baykal, bunun sonucu olarak Türkiye'nin, termik ve hidrolik
santrallerini çalıştıramadığını söyledi.
Baykal, Mavi Akım anlaşmasının, Türkiye aleyhine işleyecek
biçimde, fiyat konusunda formül değişikliği yapılarak değiştirildiğini
ifade etti.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı'nın, ''Bu formül değişikliği
Türkiye'nin lehine olmuştur. Türkiye, bugün Avrupa'da en ucuz doğalgaz
tüketen ülke konumundadır'' dediğini kaydeden Baykal, bu sözlerin
ardından Gazprom yetkilisinin, Türkiye'ye 260 doların üzerinde gaz
sattıklarını açıkladığını belirtti. Baykal, ''Bu yüksek fiyatın
altında, bu formül değişikliği yatmaktadır'' dedi.

-''TAKDİRİ İLAHİ''-

Deniz Baykal, EPDK'nın, formül değişikliğiyle ilgili karar
alırken, ''Eğer Hazine zararına yol açmayacaksa, bu formül değişikliği
uygundur'' dediğini kaydederek, EPDK hakkında suç duyurusunda
bulunduklarını söyledi. Baykal, ''Türkiye, Avrupa'nın en yüksek
fiyatla doğalgazını alıyor. Bu fiyatla alması, son dönemde bu, Enerji
Bakanı'nın kabulüyle gerçekleşen anlaşma sonucunda olmuştur. Bunun bir
sorumluluğunun olması gerekir'' diye konuştu.
Buna ilişkin verdikleri gensoruyu anımsatan Baykal, ''Gensorumuzun
ne kadar yerinde olduğu -takdiri ilahi- şimdi böyle bir gelişmeyle
kendisini göstermiştir'' dedi.
Baykal, Türkiye'nin ciddi bir zararla karşı karşıya bırakıldığını,
çok ağır bir siyasi sorumluluğun bulunduğunu savunarak, sözlerini,
''Ülkelerle ilişkilerde dikkatli olmak lazım. Dostluğu satın almak
için, Türkiye'nin çok büyük kaynakları gözden çıkarması
düşündürücüdür. Kişiler arasındaki dostluk, ülkeler arasındaki çıkar
dengesinin önüne geçtiğinde, birileri bu zararı ödemek durumdadır''
diyerek tamamladı.