2004-06-01 - 00:00
TBMM Başkanı Arınç Türkiye-Filistin Parlamentolararası Dostluk Grubu'nun Filistin'e gitmek suretiyle Türkiye'nin ve Türk halkının dayanışmasını, kucaklaşmasını gösterdiklerini, Filistin halkının acılarını paylaştıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Vekili ve TBMM Başkanı Bülent Arınç, 19-23 Mayıs tarihleri arasında Filistin'e giden, Ak Parti Manisa Milletvekili Hüseyin Tanrıverdi başkanlığındaki Türkiye-Filistin Parlamentolararası Dostluk Grubu üyelerini kabul etti.
Bülent Arınç kabulde yaptığı konuşmada daha önce Filistin'de yaşanan insanlık dramı konusunda sadece İsrail'in değil ona destek veren ABD'nin de suçlu olduğunu ifade ettiğini hatırlattı. Arınç bu konuda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve sivil toplum örgütlerinin de aynı yönde görüş bildirdiklerini söyledi.
Türkiye-Filistin Parlamentolararası Dostluk Grubu'nun Filistin'e gitmek suretiyle Türkiye'nin ve Türk halkının dayanışmasını, kucaklaşmasını gösterdiklerini, Filistin halkının acılarını paylaştıklarını ifade eden Arınç, şunları söyledi:
"Filistin acılar içerisinde, nesillerden beri de bu acı devam ediyor. Ancak dimdik ayakta duruyorlar. Haklarını savunuyorlar. Biz Türk Halkı ve onun Meclisi olarak Ortadoğu'ya barışın gelmesini, gözyaşının durmasını istiyoruz.
Kan akmaya devam ettikçe, masum insanlar hedef gösterilerek adeta devlet terörü şeklinde öldürüldükçe barış artık hayal olur. Biz Türk halkı olarak barış istiyoruz. Bütün dinlerin beşiği olan Ortadoğu'ya barışın ve huzurun gelmesi için üstümüze düşen her şeyi yapmaya hazırız. Ancak bunların eyleme dökülmesi için ABD ve İsrail'in de barışın gelmesini istemesi gerekiyor. Adım atmaları gerekir, devlet terörünün artık kalkması ve silahların susması gerekir."
Filistin Yasama Konseyi Başkanı Ravi Fetuh'un da kendisine bir mektup gönderdiğini belirten Arınç, Fetuh'un kendisinden hapiste bulunan iki milletvekili ve diğer tutukluların serbest bırakılması için yardım talebinde bulunduğunu ifade etti. Konuyu Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'na da ileteceğini kaydeden Arınç, gerekli bütün çabanın gösterileceğini söyledi.
Türkiye-Filistin Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı, Ak Parti Manisa Milletvekili Hüseyin Tanrıverdi de, Filistin'e ziyaret amaçlarının "Parlamentolar arası ilişkilerin artması, şu an çalışamayan Filistin Parlamentosu'nun çalışabilmesi için neler yapılabileceğinin görüşülmesi" olduğunu söyledi. Gezileri boyunca Filistin halkıyla da bire bir görüştüklerini kaydeden Tanrıverdi, "Bizim orada olmamız Filistin halkını çok mutlu etmiştir. O hüzünlü suratlarına bir sevinç düştüğünü gördük" dedi.
Filistin gezileriyle ilgili raporlarını da Başkan Arınç'a sunan Tanrıverdi, Filistin Parlamentosu'nun sağlıklı bir şekilde çalışabilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Birleşmiş Milletler'e başvuruda bulunmasını talep etti. Tanrıverdi Başkan Arınç'a el yapımı Kubbet-üs Sahra'ın tablosunu hediye etti.
Kabulün sonunda Arınç'a, YÖK Yasası ile ilgili Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in geri gönderme gerekçeleri soruldu. Arınç, bu soruya "Bulunduğum konum itibariyle bu tür konulara cevap vermemi zorlaştırıyor. Ben şu anda Cumhurbaşkanı Vekiliyim ve o makamın yetkilerini de kullanıyorum. Kuşkusuz aktif siyasetin içinde olan birisi olsaydım bu konuya cevabım farklı olacaktı. Ancak bu bir resmi görüştür. Sayın Cumhurbaşkanı anayasadan kaynaklanan hakkını kullanmıştır. Bundan sonra ne olacağı ya da olmayacağını Anayasamız ve Meclis İçtüzüğü açıkça göstermiştir. Bu konu tamamen hükümetin tavrına kalmıştır" karşılığını verdi.
Bülent Arınç kabulde yaptığı konuşmada daha önce Filistin'de yaşanan insanlık dramı konusunda sadece İsrail'in değil ona destek veren ABD'nin de suçlu olduğunu ifade ettiğini hatırlattı. Arınç bu konuda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve sivil toplum örgütlerinin de aynı yönde görüş bildirdiklerini söyledi.
Türkiye-Filistin Parlamentolararası Dostluk Grubu'nun Filistin'e gitmek suretiyle Türkiye'nin ve Türk halkının dayanışmasını, kucaklaşmasını gösterdiklerini, Filistin halkının acılarını paylaştıklarını ifade eden Arınç, şunları söyledi:
"Filistin acılar içerisinde, nesillerden beri de bu acı devam ediyor. Ancak dimdik ayakta duruyorlar. Haklarını savunuyorlar. Biz Türk Halkı ve onun Meclisi olarak Ortadoğu'ya barışın gelmesini, gözyaşının durmasını istiyoruz.
Kan akmaya devam ettikçe, masum insanlar hedef gösterilerek adeta devlet terörü şeklinde öldürüldükçe barış artık hayal olur. Biz Türk halkı olarak barış istiyoruz. Bütün dinlerin beşiği olan Ortadoğu'ya barışın ve huzurun gelmesi için üstümüze düşen her şeyi yapmaya hazırız. Ancak bunların eyleme dökülmesi için ABD ve İsrail'in de barışın gelmesini istemesi gerekiyor. Adım atmaları gerekir, devlet terörünün artık kalkması ve silahların susması gerekir."
Filistin Yasama Konseyi Başkanı Ravi Fetuh'un da kendisine bir mektup gönderdiğini belirten Arınç, Fetuh'un kendisinden hapiste bulunan iki milletvekili ve diğer tutukluların serbest bırakılması için yardım talebinde bulunduğunu ifade etti. Konuyu Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'na da ileteceğini kaydeden Arınç, gerekli bütün çabanın gösterileceğini söyledi.
Türkiye-Filistin Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı, Ak Parti Manisa Milletvekili Hüseyin Tanrıverdi de, Filistin'e ziyaret amaçlarının "Parlamentolar arası ilişkilerin artması, şu an çalışamayan Filistin Parlamentosu'nun çalışabilmesi için neler yapılabileceğinin görüşülmesi" olduğunu söyledi. Gezileri boyunca Filistin halkıyla da bire bir görüştüklerini kaydeden Tanrıverdi, "Bizim orada olmamız Filistin halkını çok mutlu etmiştir. O hüzünlü suratlarına bir sevinç düştüğünü gördük" dedi.
Filistin gezileriyle ilgili raporlarını da Başkan Arınç'a sunan Tanrıverdi, Filistin Parlamentosu'nun sağlıklı bir şekilde çalışabilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Birleşmiş Milletler'e başvuruda bulunmasını talep etti. Tanrıverdi Başkan Arınç'a el yapımı Kubbet-üs Sahra'ın tablosunu hediye etti.
Kabulün sonunda Arınç'a, YÖK Yasası ile ilgili Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in geri gönderme gerekçeleri soruldu. Arınç, bu soruya "Bulunduğum konum itibariyle bu tür konulara cevap vermemi zorlaştırıyor. Ben şu anda Cumhurbaşkanı Vekiliyim ve o makamın yetkilerini de kullanıyorum. Kuşkusuz aktif siyasetin içinde olan birisi olsaydım bu konuya cevabım farklı olacaktı. Ancak bu bir resmi görüştür. Sayın Cumhurbaşkanı anayasadan kaynaklanan hakkını kullanmıştır. Bundan sonra ne olacağı ya da olmayacağını Anayasamız ve Meclis İçtüzüğü açıkça göstermiştir. Bu konu tamamen hükümetin tavrına kalmıştır" karşılığını verdi.
