2004-12-07 - 16:07
BAŞBAKAN ERDOĞAN: ''MÜZAKERE SÜRECİ KESİNLİKLE TAM ÜYELİKLE NETİCELENECEK, NOKTALANACAK BİR SÜREÇ OLMALIDIR''
Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Baykal ile görüşmesinden sonra yapılan ortak basın açıklamasında, 17 Aralık'a sayılı günler kala CHP Genel Başkanı Baykal ile bir değerlendirme yapmak istediğini söyledi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, müzakere sürecinin kesinlikle tam üyelikle neticelenecek, noktalanacak bir süreç olması gerektiğini bildirdi.

''Artık masanın üzerinde hiçbir şey kalmadı'' diyen Erdoğan, ''17 Aralık'ta AB Konseyi, inanıyorum ki artık ödevini yerine getirmiş bir Türkiye karşısında testi başarıyla verecektir'' dedi.

Başbakan Erdoğan, görüşmelerinin ardından CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile ortak basın toplantısı düzenledi.

Başbakan Erdoğan, 17 Aralık'a sayılı günler kala CHP Genel Başkanı Baykal ile bir değerlendirme yapmak istediğini söyledi. ''Oturmamış, dedikodu kabilinden'' pek çok şeyin Avrupa gündeminde yer aldığını ifade eden Erdoğan, şöyle dedi:

''Biz de bunları takip ediyoruz, bizim ne diyeceğimiz burada çok önemli. Hükümet olarak bizim oturmuş üç tane ana ilkemiz var. Bunların birincisi şudur; müzakere süreci kesinlikle tam üyelikle neticelenecek, noktalanacak bir süreç olmalıdır. İkincisi, başka bir karara imkan tanımayan bir müzakere sürecinin başlatılmasıdır ve bunun da tarihinin 17 Aralık'ta belirlenmesidir. Bunun ikisini şu şekilde ifade ediyorum; Berlin'deki toplantıda Schröder ifade etti, 'Tam üyelikle sonuçlanacak bir müzakere süreci' demişti ve bunun da 17 Aralık'ta verilmesi...

Üçüncüsü; bizim siyasi hassasiyetlerimiz üzerinde herhangi bir spekülasyona gidilmemesi. Bizim bu konudaki takdir haklarımız üzerinde spekülasyon yapılırsa bu, bizim karşımıza kesinlikle getirilmemeli.

Kopenhag kriterleri bellidir. Türkiye yapması gerekenlerin hepsini yaptı. Birkaç eksik söylenmişti onlar da tamamlanıyor. Artık masanın üzerinde hiçbir şey kalmadı, bu ifadeyi yetkili ağızlardan dinledik.

17 Aralık'ta AB Konseyi, inanıyorum ki artık ödevini yerine getirmiş bir Türkiye karşısında testi başarıyla verecektir.''

Erdoğan, bir gazetecinin, AB çevrelerinden ''müzakerelerin ucunun açık olacağı, Türkiye'nin üyeliği konusunda referandum yapılacağı, serbest dolaşımın olmayacağı'' şeklinde bazı mesajların geldiğini hatırlatarak, ''bu şartlar yer alırsa net olarak ne söyleyeceksiniz?'' sorusuna, ''Ben net şeyi söyledim konuşmamda. Nedir bu? Tam üyeliktir. Bu bizim için artık tartışılmaz bir konudur. Parantez açmak ya da kapamak suretiyle bunu başka yerlere taşımanın anlamı yok'' karşılığını verdi.

Bugüne kadar birçok kez ''eğer bize verilen sözler yerine getirilmediği takdirde Kopenhag siyasi kriterlerinin adını Ankara siyasi kriteri olarak koyar yolumuza devam ederiz'' dediklerini hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Buradaki hedefimiz bellidir. Bu nedir? AB ile kaynaşmadır, birlikte bir aileyi oluşturmaktır, insanımızın yaşam standardını yükseltmektir. Bunu hep söyledik. Bu konuda muhataplarımız sözünü tutmadığı takdirde, cevabını daha önce de vermiştik, yolumuza aynen devam ederiz.''

HOLLANDA'NIN KARAR TASLAĞI
Erdoğan, Hollanda tarafından hazırlanan karar taslağında işkenceye atıfta bulunulduğu, sınır sorunlarının Uluslararası Adalet Divanı'nda
çözülmesinden söz edildiğini hatırlatan gazetecinin, ''bunlar sizin bahsettiğiniz siyasi hassasiyetlerin arasına giriyor mu?'' sorusuna da şu karşılığı verdi:

''Bu konuda siyasi kriterlerde ne varsa bunların hepsini Türkiye artık yerine getirmiştir. Bu konudaki hassasiyetlerimizi sizler zaten çok iyi biliyorsunuz. İşkence konusundaki hassasiyetimizi... Artık özellikle de ulusal medya bunları bize sormamalı, üzerine düşeni yerine getirmelidir.''

AB KONULU GENEL GÖRÜŞME
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, TBMM'de AB konusundaki genel görüşme yapılıp yapılmayacağı sorusuna, genel görüşmenin yapılacağını,
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün takvimi nedeniyle tarihin belirlenemediğini ancak gecikmeden yapılacağını söyledi.

''BAYKAL'I DAVET ETTİM''
Erdoğan, görüşmenin ardından gazetecilerin ''Sayın Baykal'ı Brüksel'e davet ettiniz mi?'' sorusuna, ''Evet. Brüksel'e davet ettim.
Hem 10 Aralık'ta TOBB'nin organizasyonuna hem de 17 Aralık'taki zirveye davet ettim. (Gelseydiniz iyi olurdu) dedim. Sayın Baykal, (Brüksel'de düşüncemizin yansıması yeterli) dedi. Gelmeyeceğini söyledi'' karşılığını verdi.

GÖRÜŞME
Başbakan Erdoğan'ın CHP Lideri Baykal'ı ziyareti, 1 saat 25 dakika sürdü. Görüşmeye Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün yanı sıra AK Parti kanadından Grup Başkanvekili Salih Kapusuz, Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli katılırken, CHP'den Grup Başkanvekili Ali Topuz, Genel Sekreter Önder Sav ile İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ bulundu.

Görüşmenin ardından Baykal ile birlikte gazetecilere açıklamada bulunan Başbakan Erdoğan, gazetecilerin sorularını sürdürmesi üzerine,
''Cumhurbaşkanı ile görüşmemiz var'' diyerek TBMM'den ayrıldı.

BAYKAL'IN SÖZLERİ
CHP Genel Başkanı Deniz Bayka da görüşmede AB ile ilgili gelişmeleri değerlendirdiklerini belirterek, Türkiye'nin yakın geleceğiyle ilgili bu önemli konuda siyasi partiler ve toplumun değişik kesimleri arasında gerçekleştirilecek temaslar sonucu ortak bir anlayışın, politikanın oluşturulmasının önem taşıdığına dikkati çekti.

''Tarihi bir kavşağa doğru yaklaşıyoruz'' diyen Baykal, bu tarihi kavşağın, Türkiye ile AB ilişkilerini daha ileri bir kaynaşmaya doğru taşıması gerektiğini ifade etti. Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bir yandan da yaklaşmakta olan kavşağın bizi AB ile ilişkilerimiz açısından yeni ve çok sorunlu, sıkıntılı bir noktaya sürükleme ihtimali bulunduğunu da dikkate alıyoruz. Önümüzdeki dönem sonucunda Türkiye, Avrupa ile bütünleşmeye doğru yönelebilir ya da Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde yeni ve güç bir dönem, sıkıntılı bir dönem ortaya çıkabilir. Bütün bunlar 17 Aralık'a kadar yaşanacak olan dönemde şekillenecektir diye düşünüyoruz. Bu dönemin doğru şekillenmesi için hep birlikte katkılar yaratmaya çalışıyoruz.''

Baykal, Türkiye'ye tam üyelik verilmesi konusunda AB'nin siyasi irade ortaya koyması durumunda hiç mesele kalmayacağını ve Türkiye'nin bunun gereklerini yerine getirerek, makul bir süre içinde AB ile kaynaşmanın yolunu bulacağını ifade etti. Türkiye'yi AB ile ilişkide tutarak, bu ilişkiyi tam üyeliğe dönüştürme konusundaki bir tereddüdün 17 Aralık kararına yansıması durumunda, bunun, Türkiye ile AB ilişkilerinde çok ciddi sorunlar doğuracağını vurgulayan Baykal, şöyle devam etti:

''Bu tespitimizi hükümetle paylaştık. Kamuoyumuza da AB üyesi ülkelere de duyurmak gerektiği kanısındayım. Gerçekten kritik, tarihi bir kavşağa doğru gidiyoruz. Hata kaldırmayacak bir noktadayız. Türkiye'yi tam üyelik dışında bir ilişki düzeni içine çekmeye yönelik anlayış, büyük sorunlar doğurur. Bu anlayış, açıktan tam üyelik dışında bir ilişki biçimini öngören bir komisyon kararı şeklinde ortaya çıkabilir ya da tam üyeliğin sözü söylenirken onun fiilen içini boşaltacak, onu tam üyelik olmaktan çıkaracak türden tedbirlerle bir ilişki tarif edilebilir. Bu da aynı sonucu ortaya çıkarır.

O nedenle bu konularda çok dikkatliyiz. Sanıyorum bu, Türkiye'nin ulusal, ortak anlayışıdır. Herkesin bunu böyle değerlendirmesi gerekir. Türkiye'yi tam üyelik dışında bir üyelik müzakeresine çekip, 10 yıl boyunca oraya doğru bir müzakere sürdürmemizi öngörenler yanılıyorlar. Bunu, şimdiden herkesin bilmesinde yarar var.''

''EMRİVAKİYE KARŞI ŞİMDİDEN TAVIR''
Ortaya konulan değerlendirmelerin, çeşitli çevrelerden yapılan açıklamaların kaygı yarattığını kaydeden Baykal, ''Türkiye'nin AB'ye tam üye olarak girmesini AB içine sindirmiş olmalıdır ya da bu konuda tereddüdü olanların bunu sindirmeyi öngörmelerine ihtiyaç vardır. 17 Aralık'ta Zirve'nin alacağı karar, umut ederim bu kaygılarımızı ortadan kaldırır'' dedi.

Hükümetin tam üyelik amacına yönelik çalışmalarını yürekten desteklediklerini belirten Baykal, bu konularda dünyaya şimdiden bir uyarı ifade etmek gerektiğine inandığını kaydetti. Deniz Baykal, ''Yoksa bir hayal kırıklığı, bir sürpriz, bizi rahatsız edecek bir emrivaki karşımıza gelebilir. Şimdiden böyle bir emrivakiye karşı tavrımızı, tutumumuzu açık, net ortaya koymalıyız diye düşünüyorum. Kimse Türkiye'nin tam üyelik perspektifiyle oynamaya kalkmasın'' diye konuştu.

''BRÜKSEL'E DÜŞÜNCELERİM GİTMELİ''
Baykal, bir gazetecinin, Brüksel'e gidip gitmeyeceğine ilişkin sorusunu, ''Önemli olan Brüksel'e benim gitmem değil, düşüncelerimizin oraya yansımasıdır, gitmesidir. Düşüncelerimizi Sayın Başbakana ve Dışişleri Bakanımıza ayrıntılı olarak yansıttık. İnanıyorum Sayın Başbakan, bizim düşüncelerimizi de oraya taşıyacaktır, onları da değerlendirecektir. Önemli olan Türkiye'nin bir ulusal duyarlılığı, dikkati yansıtıyor olmasıdır'' yanıtını verdi.