2006-05-03 - 18:38
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu 56. Toplantısına katılan parlamenterler onuruna Devlet Konukevi'nde bir akşam yemeği veren TBMM Başkanı Arınç, Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin, AB çatısı altında bir medeniyetler ittifakı olacağına inandığını kaydetti.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent Arınç, "AB üyeliği Türk halkının akılcı bir tercihidir. Bundan daha azı Türkiye için bir seçenek olamaz." dedi.
TBMM'de yapılan Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu 56. Toplantısı'na katılan konuk parlamenterler onuruna Devlet Konukevi'nde bir akşam yemeği veren Arınç, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin AB'yle bütünleşmesi, siyasi, ekonomik, kültürel ve genel stratejik yansımaları itibariyle bulunduğumuz Kıta'nın sınırlarının ötesine geçen büyük bir projedir. Bu aynı zamanda, bakış açılarının genişletilmesini ve pek çok düzeyde bir zihniyet değişikliğini de beraberinde getirmektedir. Bu bağlamda Türkiye'nin AB üyeliği diğer genişlemelerden farklılık arzetmektedir. AB üyeliği Türk halkının akılcı bir tercihidir. Bundan daha azı Türkiye için bir seçenek olamaz. Türkiye'nin AB'ye üyelik hedefi, bugün sadece modernlik anlayışı ve hedefiyle değil Avrupa ile ortak değerlerimiz ve ortak vizyonumuzla da yönlendirilmektedir. Bu nedenledir ki Türkiye'deki reform süreci Kopenhag kriterlerinin karşılanmasının ötesinde Türk halkının en yüksek demokrasi standardına ulaşma arzusuna ilişkin bir taahhüttür. Bu reformlar tüm hızıyla devam etmektedir."
Güncel tehditlerin ve risklerin, terörizmden çevrenin tahrip edilmesine, bölgesel çatışmalardan fakirliğe ve açlıktan salgın hastalıklara kadar uzanan bir yelpazede karşımıza çıktığını belirten Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yeni binyılda toplumlar gittikçe artan bir şekilde varolma sorunlarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Bu evrensel sorunlara yanıt verilmesi, sözde kalmayan ve somut eyleme çağrı yapan küresel bir vizyon gerektirmektedir. Avrupa ve özellikle de AB, güncel küresel sorunlarla başa çıkabilmek için gerekli araçlarla donatılmıştır ve bu açıdan eşsiz bir konuma sahiptir. Barışı, istikrarı, demokrasiyi, insan haklarına saygıyı ve hukukun üstünlüğünü bir araya getiren Avrupa küresel siyasi güç olmaktan vazgeçip kendi içine dönük bir ekonomik güç olarak kalmayı tercih etmemelidir."
TBMM Başkanı Arınç, devam etmekte olan genişleme süreciyle Avrupa değerleri ve politikalarının daha geniş kitlelere yayılacağını ve küresel etki yaratacağını ifade ederek, şöyle devam etti:
"Şu anda, entegrasyon sürecinin arkasındaki düşünce, genişlemenin mekaniklerinin ötesinde gelişmelidir. Türkiye'ye AB üyeliğinin sağlayacağı avantajlar, AB'nin geleceğine ilişkin vizyonuyla yakından bağlantılıdır. Türkiye'nin AB üyeliği sadece Avrupa'da istikrarın ve barışın muhafazasını sağlamayacak, aynı zamanda evrensel değerlerin uygulanmasında Avrupa'nın gösterdiği başarının bulunduğu bölgeye ve daha ötesine yayılmasına da katkı sağlayacaktır. Esasen, Türkiye'nin AB'ne katılmasıyla, AB'nin dış ilişkilerinde de yeni ufuklar açılacaktır. Türkiye'nin üyeliği Avrupa'nın Ortadoğu, Kafkasya, Orta Asya, Balkanlar ve Afrika'nın bazı bölgeleri ile daha yakın ilişkiler kurması açısından da katalizör olacaktır. Bu siyasi, sosyal veya ticari işbirliği şeklinde gerçekleşebilir. Örneğin Türkiye bugün, uluslararası inşaat sektöründe 2500'ün üzerindeki proje ile önemli aktörlerden biridir. Türkiye'nin üyeliği Müslüman ve Hıristiyan toplumların karşılıklı olarak birbirlerini tanımlama yönündeki çabalarını olumlu biçimde etkileyen ve bu iki toplum arasındaki diyalog ve işbirliğine en fazla ihtiyaç duyulan dönemde zemini sağlamlaştıran bir adım teşkil edecektir. Bu aynı zamanda AB'nin kendisini kendi içinde ve dış dünyayla barış içinde çok kültürlü bir küresel güç olarak tanımlama sürecinin sonuca ulaşmasına da katkıda bulunacaktır. Türkiye'nin AB'ye katılması, İslam dünyasına da halkının büyük çoğunluğu Müslüman bir ülkenin Batı ile eşit bir ortak olabileceğini ve iki tarafın da yararına olacak bir biçimde daha derin bir bütünleşmeye yönelebileceğini kanıtlayacaktır."
Konuşmasının sonunda, Başbakan Erdoğan'ın BM çerçevesindeki "Medeniyetler İttifakı" girişiminin Eşbaşkanlarından biri olduğuna işaret eden Arınç, sözlerini şöyle noktaladı:
"Bu son derece önemli bir girişimdir. Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin de AB çatısı altında bir medeniyetler ittifakı olacağına inanıyorum."
TBMM'de yapılan Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu 56. Toplantısı'na katılan konuk parlamenterler onuruna Devlet Konukevi'nde bir akşam yemeği veren Arınç, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin AB'yle bütünleşmesi, siyasi, ekonomik, kültürel ve genel stratejik yansımaları itibariyle bulunduğumuz Kıta'nın sınırlarının ötesine geçen büyük bir projedir. Bu aynı zamanda, bakış açılarının genişletilmesini ve pek çok düzeyde bir zihniyet değişikliğini de beraberinde getirmektedir. Bu bağlamda Türkiye'nin AB üyeliği diğer genişlemelerden farklılık arzetmektedir. AB üyeliği Türk halkının akılcı bir tercihidir. Bundan daha azı Türkiye için bir seçenek olamaz. Türkiye'nin AB'ye üyelik hedefi, bugün sadece modernlik anlayışı ve hedefiyle değil Avrupa ile ortak değerlerimiz ve ortak vizyonumuzla da yönlendirilmektedir. Bu nedenledir ki Türkiye'deki reform süreci Kopenhag kriterlerinin karşılanmasının ötesinde Türk halkının en yüksek demokrasi standardına ulaşma arzusuna ilişkin bir taahhüttür. Bu reformlar tüm hızıyla devam etmektedir."
Güncel tehditlerin ve risklerin, terörizmden çevrenin tahrip edilmesine, bölgesel çatışmalardan fakirliğe ve açlıktan salgın hastalıklara kadar uzanan bir yelpazede karşımıza çıktığını belirten Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yeni binyılda toplumlar gittikçe artan bir şekilde varolma sorunlarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Bu evrensel sorunlara yanıt verilmesi, sözde kalmayan ve somut eyleme çağrı yapan küresel bir vizyon gerektirmektedir. Avrupa ve özellikle de AB, güncel küresel sorunlarla başa çıkabilmek için gerekli araçlarla donatılmıştır ve bu açıdan eşsiz bir konuma sahiptir. Barışı, istikrarı, demokrasiyi, insan haklarına saygıyı ve hukukun üstünlüğünü bir araya getiren Avrupa küresel siyasi güç olmaktan vazgeçip kendi içine dönük bir ekonomik güç olarak kalmayı tercih etmemelidir."
TBMM Başkanı Arınç, devam etmekte olan genişleme süreciyle Avrupa değerleri ve politikalarının daha geniş kitlelere yayılacağını ve küresel etki yaratacağını ifade ederek, şöyle devam etti:
"Şu anda, entegrasyon sürecinin arkasındaki düşünce, genişlemenin mekaniklerinin ötesinde gelişmelidir. Türkiye'ye AB üyeliğinin sağlayacağı avantajlar, AB'nin geleceğine ilişkin vizyonuyla yakından bağlantılıdır. Türkiye'nin AB üyeliği sadece Avrupa'da istikrarın ve barışın muhafazasını sağlamayacak, aynı zamanda evrensel değerlerin uygulanmasında Avrupa'nın gösterdiği başarının bulunduğu bölgeye ve daha ötesine yayılmasına da katkı sağlayacaktır. Esasen, Türkiye'nin AB'ne katılmasıyla, AB'nin dış ilişkilerinde de yeni ufuklar açılacaktır. Türkiye'nin üyeliği Avrupa'nın Ortadoğu, Kafkasya, Orta Asya, Balkanlar ve Afrika'nın bazı bölgeleri ile daha yakın ilişkiler kurması açısından da katalizör olacaktır. Bu siyasi, sosyal veya ticari işbirliği şeklinde gerçekleşebilir. Örneğin Türkiye bugün, uluslararası inşaat sektöründe 2500'ün üzerindeki proje ile önemli aktörlerden biridir. Türkiye'nin üyeliği Müslüman ve Hıristiyan toplumların karşılıklı olarak birbirlerini tanımlama yönündeki çabalarını olumlu biçimde etkileyen ve bu iki toplum arasındaki diyalog ve işbirliğine en fazla ihtiyaç duyulan dönemde zemini sağlamlaştıran bir adım teşkil edecektir. Bu aynı zamanda AB'nin kendisini kendi içinde ve dış dünyayla barış içinde çok kültürlü bir küresel güç olarak tanımlama sürecinin sonuca ulaşmasına da katkıda bulunacaktır. Türkiye'nin AB'ye katılması, İslam dünyasına da halkının büyük çoğunluğu Müslüman bir ülkenin Batı ile eşit bir ortak olabileceğini ve iki tarafın da yararına olacak bir biçimde daha derin bir bütünleşmeye yönelebileceğini kanıtlayacaktır."
Konuşmasının sonunda, Başbakan Erdoğan'ın BM çerçevesindeki "Medeniyetler İttifakı" girişiminin Eşbaşkanlarından biri olduğuna işaret eden Arınç, sözlerini şöyle noktaladı:
"Bu son derece önemli bir girişimdir. Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin de AB çatısı altında bir medeniyetler ittifakı olacağına inanıyorum."
