2005-09-20 - 09:30
MECLİS OLAĞANÜSTÜ ÇAĞRILDI, OLAĞAN DAĞILDI
Terörle ilgili genel görüşme açılması görüşü benimsenmediği için TBMM toplandığı gün olağan tarihinde bir araya gelmek üzere yeniden tatil edildi. Tatil kararı alınmadan önce yapılan ön görüşmelerin ardından yapılan oylamada muhalefet genel görüşme açılması konusunda yeterli çoğunluğa ulaşamadı.
Terör konusunda genel görüşme açılması için CHP tarafından 15 Eylül günü başlatılan resmi süreç, 19 Eylül günü sona erdi. Başkan Bülent Arınç tarafından toplantıya çağrılan TBMM, olağanüstü şekilde başladığı toplantısını, olağan şekilde tamamlayarak 1 Ekim'de yeniden toplanmak üzere tatil etti.

CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, artan terör olaylarını görüşmek ve terörün mahiyetini anlamak adına 21 Eylül 2005 günü TBMM'yi olağanüstü toplantıya çağırdıklarına ilişkin dilekçeyi 15 Eylül günü saat 11.00'de TBMM Başkanı Bülent Arınç'a sundu. Dilekçe sonrasında basına açıklama yapan CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, "Meclisin tam katılımı olacağını düşünüyorum" açıklamasını yaptı.

TBMM Başkanı Bülent Arınç, CHP'nin talep ettiği tarihten de önce 19 Eylül günü parlamenterleri Ankara'ya davet etti. Başkan Arınç, toplantıdan bir gün önce resmi temaslarda bulunmak üzere Litvanya'ya hareket ettiği için TBMM Genel Kurulu Başkanvekili Nevzat Pakdil'in yönettiği 127. Birleşimde toplandı.

Toplantı yeter sayısı olan üçte birlik çoğunluk olan 184 sayısı aşıldığı için CHP tarafından verilen teklifin ön görüşmelerine geçilmesi hususunda lehte ve aleyhte konuşmalara geçildi.

Öneri lehinde konuşmak için söz isteyen Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, terör konusunda milli bir strateji geliştirilmesi ve Türkiye'nin uluslar arası ilişkilerde müzakere gücünü artırması gerektiğini söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da hazır bulunduğu bir toplantıda terör konusunun enine boyuna konuşulması gerektiğine dikkat çeken Mumcu, Başbakan Erdoğan'ın Diyarbakır'da ifade ettiği "Kürt Sorunu" kavramını TBMM kürsüsünden de tekrar etmesini istedi.

Öneri aleyhine söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Eyüp Fatsa, Türkiye'de teröre karşı duyarsız olabilecek sağduyu sahibi hiçbir vatandaş olmayacağını ifade etti. Terör konusunda görüşme açılmasına itirazları olmadığını ancak TBMM'nin açılmasına bir hafta kala böyle bir çağrı yapılmasının kendilerince anlamlı bulunduğunu belirten Fatsa, "Elbette acil bir konu. Ama bu konuyla ilgili üç çalışma takvimi buradayız. Muhalefet bugüne kadar ne araştırma, ne soruşturma önergesi, ne bir teklif vermedi. Bu konuda niçin üç ay bekledi" diye sordu.

Aksu: Biz Büyük Bir Milletiz

Önergenin lehinde ve aleyhinde yapılan konuşmaların ardından elektronik cihazla yapılan oylamada ön görüşmelere geçilmesine karar verildi.

Bu bölümde ilk olarak Hükümet adına İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu kürsüye geldi. Terörün beslendiği ekonomik ve sosyal kaynaklar ortadan kaldırılmadan terörün ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığı tespitiyle konuşmasına başlayan Abdülkadir Aksu, "Biz bir büyük aileyiz. Büyük bir milletiz. Türk milletinin en temel vasfı, zorluklar karşısında milli birlik ve bütünlüğünü korumasıdır" dedi. PKK'nın 1999 yılından sonra sivil itaatsizlik üzerine stratejisini oturttuğunu belirten İçişleri Bakanı Aksu, teröristlerin kendilerince riski eylemlere yöneldiklerini söyledi. Örgütlerin öyle ya da böyle kendilerini gündemde tutmak istediklerini hatırlatan Bakan Aksu, TBMM'nin de örgütlerin oyununa gelmemesi çağrısında bulundu.

Hükümetin terör örgütlerine karşı aldığı tedbirlerin siyasi mülahazalarla görmezden gelinmemesini isteyen İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, 2002-2005 yılları arasında 457 kilogram çeşitli türde patlayıcı madde ele geçirdiklerini, bir o kadar patlayıcı maddenin de bomba imha uzmanları tarafından olay yerinde patlatıldığını açıkladı.

Artan terör olaylarının ardından tekrardan gündeme getirilen Terörle Mücadele Kanunu konusunda AB müktesebatına zarar vermeyecek şekilde çalışmalarının devam ettiğini belirten Bakan Aksu, "Tarihimiz Türk Milletinin sabrını denemeye kalkanlara verilen derslerle doludur" dedi.

Baykal: Terör Halklaştırılmak İsteniyor

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, terör gerekçesiyle olağanüstü istemli toplantı çağrısının "AB ne der?" mazereti gösterilerek yapılmaktan kaçılamayacağını belirterek, "Türkiye terör konusunu görüşmek için AB ülkelerinden icazet mi alacak?" diye sordu.

1999-2005 yılları arasındaki sükunet döneminin sona erdiğini ve PKK'nın terörü yeni bir evreye taşımak istediğini belirten Deniz Baykal, "Yeni dönemin terörü halkın terörün bir parçası haline geldiği dönemdir. Terörü halklaştıralım, terörü siyasallaştıralım. Halkı terörün bir parçası haline getirelim dönemidir bu dönem" dedi. Kanunun suç saydığı terör eylemlerini övmeyi suç saymak için yeni kanuna gerek olmadığını mevcut kanunların bunu zaten suç saydığını hatırlatan Baykal, yasaların uygulaması konusunda irade zaafı meydana geldiğini iddia etti.

Başbakan'ın Diyarbakır konuşmasını eleştirmeleri üzerine AK Parti tarafından kendilerine "Siz de Kürt Sorunu dediniz?" şeklinde eleştiri geldiğini hatırlatan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 1990'lı yılların başlarında Kürdüm demenin suç olduğunu, Kürtçe dergi, gazete çıkartmanın yasak olduğunu, Kürtçe televizyon yayını yapılamadığını, Kürt dilinin öğrenilmesinin, Kürtçe müzik yapılmasına izin verilmediğini ve kendilerinin o dönemde Kürt sorunundan kasıtlarının bu sorunlar olduğunu kastettiklerini söyledi. Bugün için bahsedilen Kürt Sorunu'nun ise "Biz Ayrıyız" anlamı taşıdığını kaydeden Baykal, "Türkiye Cumhuriyeti ırklar cumhuriyeti değildir. Türkiye Cumhuriyeti bir ırkın cumhuriyeti değildir. Türkiye Cumhuriyeti ırklar konfederasyonu da değildir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlar cumhuriyetidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusu hiçbir etnisitenin elinde değildir. Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusu 70 milyonun elindedir" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın Diyarbakır'da yaptığı konuşmanın ardından 17 yerde büyük toplumsal olay yaşandığını belirten Baykal, sözlerini "iktidarda zihni karmaşa var" şeklinde tamamladı.

Kapusuz: Milli Meseleleri Polemik Konusu Yapmayalım

AK Parti Grubu adına konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Salih Kapusuz ise, TBMM'nin terör gündemiyle toplanmasının yabancı ajanslar tarafından "TBMM, isyancı PKK gündemiyle toplandı" başlığıyla geçildiğine dikkat çekerek toplantının zamanlamasının yanlış olduğunu ileri sürdü. Muhalefeti çözüm önerisi getirmemekle suçlayan Kapusuz, terör olaylarının en yoğun olduğu dönemin 1991-94 yılları arası olduğunu ve o dönemde CHP'nin iktidarda olduğunu söyledi. CHP sıralarından SHP'nin iktidar olduğu itirazlarının gelmesi üzerine Kapusuz, SHP'de o dönemde parlamentoda olan aralarında Leyla Zana, Hatip Dicle, Zübeyir Aydar'ın da bulunduğu milletvekillerinin listesini okudu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Demokratik Cumhuriyet" ifadesinin polemik konusu yapılmamasını isteyen AK Parti Grup Başkanvekili Salih Kapusuz, "Bizim demokratik cumhuriyetten kastımız Anayasa'nın ikinci maddesindeki ifadedir" dedi. Terör olaylarının üstesinden gelmek için muhalefet partilerinin çözüm önerilerine AK Parti Grubu'nun sonuna kadar açık olduğunu kaydeden Kapusuz, terör konusunda genel görüşme açılmasına karşı olduklarını tekrar etti.

Hükümet ve Gruplar adına yapılan konuşmaların ardından oturumu yöneten Başkanvekili Nevzat Pakdil, istekleri üzerine CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz ve DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'a da oturdukları yerden konuşma hakkı verdi.

CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz, Anayasa'nın ikinci maddesinin içerdiği anlam ile PKK'nın söylediği Demokratik Cumhuriyet kavramlarının ayrı anlamlar taşıdığını konusundaki görüşlerini ifade ederken; DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, hükümetin muhalefetten istediği çözüm önerileri konusuna değindi ve "Biz bir şey söyleyecek olsak hükümet olurduk" dedi. Hükümete, sayısal çoğunluğu dikkate alarak hareket etmemesi çağrısı yapan Ağar, "Bu iş gevşek duruşu kaldırmaz. Muhalefetin üzerine sorumluluklar yükleyerek hükümet olarak bu işlerden sıyrılamazsınız" dedi.

Yapılan ön görüşmelerin ardından genel görüşmelere geçilmesi için yapılan oylamada muhalefet partileri istedikleri çoğunluğa erişemedikleri için TBMM'nin olağanüstü başlayan toplantısı, olağan tarihinde tekrar başlamak tatil edildi.