2004-07-02 - 14:20
TBMM Başkanı Bülent Arınç ulusal parlamentolar ile Avrupa Birliği organları arasındaki ilişkilerin sağlıklı ve sağlam bir yapıda olması gerektiğini söyledi.
Avrupa Birliği Parlamento Başkanları Konferansı, Hollanda'nın Lahey kentinde başladı. TBMM Başkanı Bülent Arınç toplantıda yaptığı konuşmada, AB ve ulusal parlamentolar arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinde ve rayına oturtulmasında 'yetki ikamesi' ve 'erken uyarı sistemi' konularının önemli bir rolü olduğunu söyledi.
Konferansın açılışını yapan Hollanda Senatosu Başkanı Yvonne Timmerman Buck Avrupa Birliği'ne 10 yeni üyenin dahil edildiği 1 Mayıs 2004 tarihinin çok önemli olduğunu vurgulayarak, bu tarih itibarıyla yeni üyelerin II. Dünya Savaşı'nın kesin olarak bittiğini hissettiklerine inandığını söyledi.
Bu sürecin kolay başarılmadığını anlatan Buck, genişlemenin kendileri için çok önemli olduğunu, AB'nin yeni durumu karşısında ulusal parlamentolar açısından ortaya çıkan sorunları bu konferansta enine boyuna tartışacaklarını söyledi. Buck, yeni kabul edilen AB anayasasının ulusal parlamentolarda tartışılacağını anımsatarak, bu konuda vatandaşları ikna için parlamentolara büyük görev düştüğünü belirtti.
Hollanda Başbakanı Jan Peter Balkenende de yaptığı konuşmada, ulusal parlamentoların güçlendirilmesi ve vatandaşlarının AB'ye güven duymaları konusu üzerinde durdu. AB'nin vatandaşın güvenini kazandıkça güçlü olabileceğini ifade eden Balkenende, son Avrupa Parlamentosu seçimlerinin bazı vatandaşların AB'nin entegrasyonuna güven duymadıklarını gösterdiğini ve bu sonuçların yalnızca AB kurumları açısından değil, herkes açısından bir sorun olduğunu anlattı. Balkenende, AB'nin bütün sorunları çözecek sihirli bir değnek
olmadığını, buna karşılık sorunları çözmede önemli bir araç olduğunu belirtti.
TBMM Başkanı Bülent Arınç ise ulusal parlamentolar ile Avrupa Birliği organları arasındaki ilişkilerin sağlıklı ve sağlam bir yapıda olması gerektiğini söyledi. Halkların temsilcileri olan parlamentoların birincil sorumluluğunun yasama sürecindeki çalışmaların toplumların mümkün olduğunca en yakın katkısı ve desteği ile yerine getirilmesi olduğunu ifade eden Arınç şöyle devam etti:
"Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Birliği organları da üye ülkelerin ulusal parlamentolarının etkin gözetim ve katılımıyla işlevlerini yerine getirmelidirler.
Maastricht Antlaşması bu ilkeyi gözeterek, "yetki ikamesi" tanımını getirmiş, yasama faaliyetinin halka iç içe yürütülmesini vazetmiştir.
"Yetki ikamesi ve erken uyarı sistemi" bu ortak anlayışla, Avrupa Birliği anayasasında yer almıştır. Üye ülkeler parlamentoları anayasanın uygulamasını böylelikle yakından denetleme imkanına sahip olmuşlardır.
Türkiye konvansiyon çalışmalarında bu fikri başından beri desteklemiş, Meclisimiz de bu yaklaşımı onaylamıştır.
Böylelikle AB ile üye ülke parlamentoları arasında dengeli ve yakın bir ilişki sağlayabilecek, tarafların yek diğerinin yetki sahasına giren konularda müdahalesinden doğabilecek sakıncalar da bertaraf edilebilecektir."
Konferansta parlamentolararası işbirliği, genişleyen Avrupa'nın parlamentolar üzerindeki etkisi ve Avrupa Parlamentosu karşısında ulusal parlamentoların konumu gibi konular ele alınıyor.
Konferansın açılışını yapan Hollanda Senatosu Başkanı Yvonne Timmerman Buck Avrupa Birliği'ne 10 yeni üyenin dahil edildiği 1 Mayıs 2004 tarihinin çok önemli olduğunu vurgulayarak, bu tarih itibarıyla yeni üyelerin II. Dünya Savaşı'nın kesin olarak bittiğini hissettiklerine inandığını söyledi.
Bu sürecin kolay başarılmadığını anlatan Buck, genişlemenin kendileri için çok önemli olduğunu, AB'nin yeni durumu karşısında ulusal parlamentolar açısından ortaya çıkan sorunları bu konferansta enine boyuna tartışacaklarını söyledi. Buck, yeni kabul edilen AB anayasasının ulusal parlamentolarda tartışılacağını anımsatarak, bu konuda vatandaşları ikna için parlamentolara büyük görev düştüğünü belirtti.
Hollanda Başbakanı Jan Peter Balkenende de yaptığı konuşmada, ulusal parlamentoların güçlendirilmesi ve vatandaşlarının AB'ye güven duymaları konusu üzerinde durdu. AB'nin vatandaşın güvenini kazandıkça güçlü olabileceğini ifade eden Balkenende, son Avrupa Parlamentosu seçimlerinin bazı vatandaşların AB'nin entegrasyonuna güven duymadıklarını gösterdiğini ve bu sonuçların yalnızca AB kurumları açısından değil, herkes açısından bir sorun olduğunu anlattı. Balkenende, AB'nin bütün sorunları çözecek sihirli bir değnek
olmadığını, buna karşılık sorunları çözmede önemli bir araç olduğunu belirtti.
TBMM Başkanı Bülent Arınç ise ulusal parlamentolar ile Avrupa Birliği organları arasındaki ilişkilerin sağlıklı ve sağlam bir yapıda olması gerektiğini söyledi. Halkların temsilcileri olan parlamentoların birincil sorumluluğunun yasama sürecindeki çalışmaların toplumların mümkün olduğunca en yakın katkısı ve desteği ile yerine getirilmesi olduğunu ifade eden Arınç şöyle devam etti:
"Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Birliği organları da üye ülkelerin ulusal parlamentolarının etkin gözetim ve katılımıyla işlevlerini yerine getirmelidirler.
Maastricht Antlaşması bu ilkeyi gözeterek, "yetki ikamesi" tanımını getirmiş, yasama faaliyetinin halka iç içe yürütülmesini vazetmiştir.
"Yetki ikamesi ve erken uyarı sistemi" bu ortak anlayışla, Avrupa Birliği anayasasında yer almıştır. Üye ülkeler parlamentoları anayasanın uygulamasını böylelikle yakından denetleme imkanına sahip olmuşlardır.
Türkiye konvansiyon çalışmalarında bu fikri başından beri desteklemiş, Meclisimiz de bu yaklaşımı onaylamıştır.
Böylelikle AB ile üye ülke parlamentoları arasında dengeli ve yakın bir ilişki sağlayabilecek, tarafların yek diğerinin yetki sahasına giren konularda müdahalesinden doğabilecek sakıncalar da bertaraf edilebilecektir."
Konferansta parlamentolararası işbirliği, genişleyen Avrupa'nın parlamentolar üzerindeki etkisi ve Avrupa Parlamentosu karşısında ulusal parlamentoların konumu gibi konular ele alınıyor.
