Meclis Başkanvekili Bozdağ, gündeme geçmeden önce 3 milletvekiline gündem dışı söz verdi.
DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Selahattin Demirtaş hakkında verdiği karara değinerek, Demirtaş ve aynı pozisyonda olanların serbest bırakılması için gerekli çabaların gösterilmesi çağrısında bulundu.
İzmir'in deprem bölgesinde bulunduğunu ve şehirdeki 550 bin ila 600 bin konutun depreme dayanıklı olmadığını, yenilenmesi gerektiğini kaydeden Akın, "Ancak bunun karşısında mevcut rejim ve şu andaki merkezi sistem sadece TOKİ vasıtasıyla bir tarz üretim yapıyor yani konut üretmeye çalışıyor ama bu tamamen piyasanın ihtiyacına göre, piyasalaşmış bir anlayışla yapılıyor." dedi.
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Türkiye'nin "basın özgürlüğü ve halkın haber alma hakkı" konusunda "en karanlık dönemlerinden birini yaşadığını ileri sürdü.
Çakırözer, "Türkiye'de ekonomi düzelsin, yoksulluk bitsin istiyorsak önce demokrasiyi, hukuk devletini getirmek durumundayız. Ülkemizde basın özgür olmadan demokrasi olmaz, demokrasi olmadan basın özgürlüğü olmaz." diye konuştu.
AK Parti İstanbul Milletvekili Büşra Paker, Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi'nin İstanbul'a yeni bir soluk kazandırdığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Biz bu eserleri ülkemize kazandırırken bazı kesimler gurur duymak yerine eser ve hizmet siyasetimize ket vurmaya çalıştı. 'Buraya binalar dikilecek' dediler, yanıldılar. 'Her yere betonlar dökülecek' yalanını söylediler ama kimseyi inandıramadılar. 'Bu alana oteller yapılacak' iftirasıyla yeşil vatanı kullanarak ağaçlar üzerinden algı operasyonuna giriştiler, başaramadılar. 'Gazi Mustafa Kemal'in ismini kaldıracaklar' dediler ancak bugün ülkemizin en büyük millet bahçesi 'Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi' ismiyle açılmış oldu."
Paker'in konuşmasının ardından yerinden söz alan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi'ne ilişkin, "Avrupa'nın en modern, en güzel havaalanının pistlerini vahşi bir saldırganlıkla yıkıp bir otlak haline getirmenin övünülmesini burada yaşadık." sözlerini sarf etti.
AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu ise yerinden söz alarak Günaydın'a cevap verdi.
Akbaşoğlu, Paker'in değerlendirmelerinin herkesin sevinçle dinlemesi gerektiğini söyleyerek, "Burada yapılan hizmetleri 'otlak' diyerek küçültmek ve Türkiye'nin en büyük millet bahçesine buradan dil uzatmak... Ben bunu yakıştıramadığımı ifade etmek istiyorum." dedi.
DSP Genel Başkanı Önder Aksakal da yerinden yaptığı 1 dakikalık konuşmada eski Başbakan Bülent Ecevit'i andı.
TBMM Başkanvekili Bozdağ da Aksakal'ın konuşması sonrasında Bülent Ecevit'i anarak, "Biz de Divan olarak merhum başbakanlarımızdan Bülent Ecevit'i saygı, dua ve rahmetle yad ediyoruz. Mekanı cennet olsun." ifadesini kullandı.
TBMM Genel Kurulunda siyasi partilerin grup başkanvekilleri yerlerinden söz alarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yeni Yol Partisi Grup Başkanvekili Mehmet Emin Ekmen, eski Başbakan Bülent Ecevit'i rahmetle andı.
Sudan'daki iç savaşa değinen Ekmen, ülkede sivillere yönelik saldırılar olduğunu belirtti.
Ekmen, bu saldırıların Birleşik Arap Emirlikleri eliyle doğrudan finanse ve organize edildiğini ileri sürerek, "Dün Irak, Suriye ve Yemen'de olduğu gibi bugün de Sudan'da İslam dünyasının, 'İslam dünyası' demeye utanacağımız yöneticileri ve ülkelerinin eliyle yapılan bu tip katliamlara maalesef sessiz kalıyoruz. Türkiye'yi de Sudan'da yürütülen bu soykırım programına, etnik katliamlara karşı daha duyarlı ve etkin bir dış politik tutuma davet ediyoruz." diye konuştu.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, LÖSEV'in tam teşekküllü, 400 yataklı bir hastanesinin olduğunu ancak bu hastanenin ruhsat sorununu 9 yıldır çözemediğini anlatarak, sorunun çözülmesi için birlikte adım atılması çağrısında bulundu.
Kavuncu, İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanarak görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu'nun babası Hasan İmamoğlu ile oğlu Selim İmamoğlu'nun ifadeye çağrıldığını ve yurt dışı yasağı getirildiğini anımsattı.
Ardından Dilek İmamoğlu'nun pasaportuna da el konulduğunu söyleyen Kavuncu, "Daha mahkeme süreçleri devam ediyor. Ortada ispatlanmış bir suç yok, suçlu yok. Bir iddia var, ithamlar var, bunun dışında hiçbir şey yok. Buna rağmen İmamoğlu ve belediye başkanları, görevlileri tutuklu. Geçmişte hiçbir konuda bu tutuklamaların olduğu zamanlarda aile ile uğraşıldığını hatırlamıyorum." ifadelerini kullandı.
- "Dil, bir milletin kalbidir, kimliğidir"
MHP Grup Başkanvekili Filiz Kılıç, "Lösemili Çocuklar Haftası" vesilesiyle tüm lösemili çocuklara destek çağrısında bulundu.
Harf devrimi ile modern Türkiye Cumhuriyeti yolunda önemli bir adım atıldığını anlatan Kılıç, bu devrimin yalnızca bir alfabe değişikliği olarak düşünülmemesi gerektiğini belirtti.
Kılıç, "Harf devrimi ile okuma yazma kolaylaşmış, bilgi ve kültür bir zümrenin tekelinden çıkıp, Anadolu'nun en ücra köşelerine kadar ulaşmıştır. Millet olma şuuru güçlenmiş, milli birliğimizin harcı, dilimizle yoğrulmuştur. Unutulmamalıdır ki dil, bir milletin kalbidir, ruhudur, kısacası kimliğidir." ifadelerini kullandı.
Bugün Türk diline yönelen tehdidin harflerde değil, yabancı kelimelerin, özenti ifadelerin ve dijital yozlaşmanın gölgesinde olduğunu dile getiren Kılıç, şunları kaydetti:
"Her geçen gün Türkçe, kendi kimliğinden uzaklaşma riskiyle karşı karşıyadır. Oysa Türkçe, Türk milletinin ortak vicdanı, milli şuuru ve kültürel direnişidir. Gelin Türkçe konuşalım, Türkçe düşünelim, Türkçe sevelim. Sazımızı Türkçe çalalım, türkümüzü Türkçe söyleyelim, sevgimizi Türkçe anlatalım çünkü dilini koruyamayan bir millet, kimliğini de koruyamaz. Bizler, geçmişimizin izlerini yaşatmaya, Türkçemizi saf, güçlü ve milli şekilde geleceğe taşımaya kararlıyız. Unutmayalım, Türkçe yaşarsa Türk milleti yaşar."
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, Selahattin Demirtaş hakkındaki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararına değinerek, hukuk adına yapılması gerekenin bir an önce Demirtaş'ın tahliye edilmesi olduğunu savundu.
Türkiye'nin barışa olan özlemine ve toplumun beklentilerine değinen Temelli, "Bu konuda da bir başka önemli adım da İmralı'ya gidecek olan komisyonun bir an önce harekete geçmesi." dedi.
Temelli, toplumun "barış konusunda kararlı" olduğunu dile getirerek, "Barışın yolunun da bu müzakerelerden geçtiğini, Meclis'in bu anlamda önemli bir adres olduğunu ama meselenin esas aktörüyle de müzakere yapılması gerektiğini çok iyi biliyor." diye konuştu.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, eski Başbakan Bülent Ecevit'i saygı ve rahmetle andı.
TBMM Genel Kurulu'nda bugün Hakimler ve Savcılar Kuruluna (HSK) 7 üyenin seçileceğini söyleyen Günaydın, "Bugün bir HSK seçimi daha yapılacak, grubumuz aynı tiyatronun bir kere daha sahnelenmesine ortak olmayacak, buradan çıkacağız. Yalnızca burada grup yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımız olacak ki hiç olmazsa istatistiğe biraz saygı duyun." diye konuştu.
Günaydın, bir memlekette adalet kaybolursa geriye bir şey kalmayacağını söyleyerek, "Milattan Önce Augustinus demiş ki 'devletin içerisinden adaleti çıkartırsanız geriye bir çeteden başka ne kalır?' Eğer o adam, bu lafı bugün söyleseydi, o adamı da tutuklardınız. Dolayısıyla, bütün bunları sağlıklı bir çerçeveye oturtmak Meclis'in görevidir." ifadesini kullandı.
- "Bu konuda mutlaka devlet-millet kaynaşmasıyla netice alacağız"
AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, eski Başbakan Bülent Ecevit'i saygı ve minnetle yad etti.
"Lösemili Çocuklar Haftası" vesilesiyle lösemiyle mücadele eden çocuklara acil şifalar dileyen Akbaşoğlu, onların gözlerindeki umudun, milletin kalbindeki en güçlü ışık olduğunu söyledi.
Akbaşoğlu, çocukların gözündeki bu ışığı asla söndürmediklerini ve söndürmeyeceklerini belirterek, millet ve devlet olarak lösemili çocukların yanlarında olduklarını vurguladı.
"Terörsüz Türkiye" çalışmalarına değinen Akbaşoğlu, bugün artık terörle anılan Türkiye değil, huzur ve güvenliğin, üretimin, kalkınmanın, refahın, birlik, beraberlik ve kardeşliğin konuşulduğu bir Türkiye olduğunu belirtti.
Bu yüzyılın "Türkiye Yüzyılı hikayesi" olarak tarihe geçeceğini anlatan Akbaşoğlu, "Birileri bu kutlu yürüyüşü hazmedemiyor olabilir. Birileri huzurlu, bağımsız, büyük ve güçlü Türkiye görmek istemiyor olabilir. Onlar kusura bakmasınlar. Biz, terörün kökünü kazıdığımız gibi bu topraklarda, bu cennet vatanda bir daha fitne ve fesat tohumları yeşermesin diye birlik, beraberlik, kardeşlik, barış ve huzur için mücadele etmeye kararlıyız. Bu konuda mutlaka devlet-millet kaynaşmasıyla netice alacağız." sözlerini sarf etti.
Akbaşoğlu, Cumhur İttifakı'nın, FETÖ'nün 15 Temmuz Darbe Girişimi sırasında kendiliğinden oluşan bir ittifak olduğunun altını çizerek, "Bu hakikaten aynı istikamete bakan ve bu ülkenin gerçekten büyük ve güçlü ülke olması noktasında aynı hedefleri ortaya koyan, milletimizin umudunu büyüten, Türkiye'nin gücünü artıran bir ittifaktır. Bu yürüyüşü hiçbir kimse fitneyle, dedikoduyla, çamur atmakla asla ortadan kaldıramayacaktır." diye konuştu.
Öte yandan, Türkiye'ye resmi ziyarette bulunan Gürcistan Parlamentosu Savunma ve Güvenlik Komisyonu Başkanı Aleksandre Tabatadze ve beraberindeki heyet Genel Kurul'u ziyaret etti.
TBMM Genel Kurulunda CHP, DEM Parti, İYİ Parti ve Yeni Yol Partisinin gündeme ilişkin grup önerileri kabul edilmedi.
Genel Kurulda, Yeni Yol Partisinin "iklim değişikliği ve su kaynaklarımız", İYİ Parti'nin "GÜBRETAŞ firması", DEM Parti'nin "tarım sektörü" ile CHP'nin "bazı kişilerce resmi belgelere yapılan usulsüzlük iddiaları"na ilişkin grup önerileri ayrı ayrı görüşüldü.
Partisinin grup önerisi üzerinde söz alan Yeni Yol Partisi Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ, Türkiye'nin su zengini bir ülke olmadığını, yıllık kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı göz önüne alındığında uluslararası standartlara göre su sıkıntısı çeken ülkeler kategorisinde yer aldığını söyledi.
Su meselesinin, ulusal güvenliğin ve ülke bekasının merkezine alınarak tartışılması gerektiğini dile getiren Özdağ, "Artan sıcaklıklar ve su kaynaklarının azalması sadece içme sularımızı değil hidroenerji üretimi ve tarım sektörümüzü de ciddi bir kuraklık tehdidi altına sokmaktadır. Yanlış su yönetimi, hızlı ve çarpık şehirleşme, plansız sanayileşme gibi ihmaller sorunu maalesef daha da derinleştirmektedir. Kuraklık artık noktasal bir olay değil bölgesel, hatta ulusal çapta bir doğal afettir. Bu gerçeği daima göz önünde bulundurarak tüm su politikalarımızı buna göre oluşturmalıyız." ifadelerini kullandı.
İYİ Parti Ankara Milletvekili Yüksel Arslan, iklim değişikliğine bağlı kuraklık tehdidinin her geçen gün arttığını, ülkenin su kaynaklarını tehdit eden "açık kanal sulama" gibi yöntemlere karşı modern yöntemlerin yaygınlaştırılması gerektiğini belirtti.
DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan, tarımda, sanayide ve evde kullanılan sularla ilgili ortak akılla bir çalışma yürütülmesi gerektiğini anlattı.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, kuraklığın bir sonuç olduğunu ve ülkedeki kuraklığın, ülkeyi yönetenlerin yetersizliğinden kaynaklandığını öne sürerek, şunları söyledi:
"Kağıt üzerinde bir su politikası var ama uygulamada yok. Göletlerin çoğu yapıldığı yerlerde su tutmuyor. İç Anadolu'da su 200 metreye kadar derinden çıkmaya başlamış. Kaçak kuyularla ilgili ruhsatlandırma yapılıp bu suların doğru kullanılmasının, modern yöntemlerle suyun değerlendirilmesinin önü açılmamış. Vahşi sulamadan vazgeçilmemiş. Su politikasının doğru yönetilmesi, Akdeniz'e, Karadeniz'e boşa akan suların öncelikle Anadolu'ya yönünün çevrilmesi gerekir."
- "Su atıklarının arıtılarak tarımsal üretime kazandırılması gibi çeşitli uygulamalar yürütülüyor"
AK Parti Burdur Milletvekili Adem Korkmaz, 2007 yılında Tarımsal Kuraklıkla Mücadele Stratejisi'ni ortaya koyduklarını ve su kullanımının planlanması, kuraklık ile tarımsal üretimin sürdürülebilirliği konularında eylem planları hazırlandığını anlattı.
Tarımsal üretimin geleceğini güvence altına alacak çalışmalar yürütüldüğünü belirten Korkmaz, su verimliliği seferberliğiyle hem farkındalık oluşturmak hem de su kayıplarının önlenmesi, gri suların kazanılması, su atıklarının arıtılarak tarımsal üretime kazandırılması gibi çok çeşitli uygulamaların yürütüldüğünü kaydetti.
Öte yandan, DEM Parti'nin grup önerisi üzerinde söz alan CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, kürsüye, pamuk, mısır ve bir kavanoz gübre ile çıktı, iktidarın tarımsal ürünlere yönelik politikasını eleştirdi.
Görüşmelerin ardından yapılan oylamalarda CHP, DEM Parti, İYİ Parti ve Yeni Yol Partisinin gündeme ilişkin grup önerileri kabul edilmedi.
AK Parti'nin, TBMM Genel Kurulunun çalışma takvimi ve gündemine ilişkin grup önerisi ise kabul edildi. Buna göre, vergiye yönelik düzenlemeleri de içeren Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda ve 631 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, gündemin ikinci sırasına alındı.
Kabul edilen öneriye göre, Genel Kurulda bugün Hakimler ve Savcılar Kurulu'nda (HSK) üye seçiminden sonra gündemin ilk sırasında bulunan Vakıflar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmelerinin tamamlanmasın ardından vergiye yönelik düzenlemeleri de içeren kanun teklifi ile bazı uluslararası anlaşmalar ele alınacak.
Genel Kurulda daha sonra HSK'de boş bulunan üyelik için seçim işlemine geçildi.
