2006-02-02 - 16:00
TBMM Başkanı Bülent Arınç, 'mal varlığı açıklanması' konusunun, iddia edildiği gibi siyasi değil, teknik bir konu olduğunu söyleyerek, bu konudaki tartışmalara konumu itibariyle girmesinin mümkün olmadığını ifade etti.
KKTC eski Meclis Başkanı Ertuğrul Hasipoğlu ve beraberindeki heyeti kabul eden TBMM Başkanı Bülent Arınç, gazetecilerin 'mal varlığı' konusundaki sorularını yanıtladı.
TBMM Başkanı Bülent Arınç, bu konudaki tartışmalara konumu itibariyle girmesinin mümkün olmadığını ifade ederek, konunun iddia edildiği gibi siyasi değil, teknik bir konu olduğunu söyledi.
Avrupa ülkelerinin pek çoğunda mal bildirimi veya kişilerin sahip oldukları menkul ve gayri menkulleri belli bir göreve geldiği zaman mal bildirimini yerine getirmelerinde farklılıklar olduğunu kaydeden Arınç, Avrupa'da ülkelerinin üçte birinde mal bildirimi zorunluluğu olmadığını, bazılarında ise dönem sonuna kadar açıklanmaması kaydıyla gizli tutulduğunu, bazılarında da tamamen açık olduğunu belirtti.
''Görülüyor ki bu konudaki düzenlemelerde bir yeknesaklık yok'' diyen Arınç, ''Örnek alınabilecek bir tek uygulama şu anda mevcut değil. Türkiye bu konuda geçmişte yasal bir düzenleme yapmış. Bu yasal düzenlemede belli görevlere gelen kişilerin, ne kadar süre içerisinde mal bildiriminde bulunacakları öngörülmüş'' diye konuştu. Konuyla ilgili farklı düşüncelerin olduğuna dikkati çeken Arınç, ''Bir kısmı 'mal beyanım bu' diyor ve açıklıyor, biz bu beyanı geçerli sayıyoruz. Bir kısmı açıklamıyor 'sen açıkla' diyor. Öbürü açıklayamam, çünkü bu konuda 'yasal hüküm var' diyor. 'O yasa seninle mi ilgili, yoksa benimle mi ilgili?' diyor'' dedi.
TBMM Başkanı Arınç: ''Bir tartışma var... Bu tartışmadan sağlıklı sonuca gidebilmek için Meclis gerekirse bir yasal düzenleme yapabilir. Bu konuda partilerin bir çalışması vardır. Geçmişte yapılan çalışmalarla bunların iyileştirilmesi suretiyle komisyonlarda, enine boyuna tartışılır. Gerekirse mal beyanları tamamen açıklanacak duruma gelir, şeffaf olabilir. Bir kısmı da 'hayır bu şekilde devam etmesi daha uygundur' diyebilir.
Meclis, bu konudaki teknik bir düzenlemeyi gerek görürse yapabilir. Ama gerek olup olmadığına da şüphesiz Meclisimizin çoğunluğu karar verecektir. Bu konu iddia edildiği gibi siyasi bir konu değildir, bir teknik konudur. Bu teknik konu üzerinde Türkiye'nin bütün gündemlerini saf dışı bırakarak sadece bunun üzerinde yoğunlaşmanın çok hayırlı bir iş olmadığını söylüyorum'' dedi.
TBMM Başkanı Bülent Arınç, bu konudaki tartışmalara konumu itibariyle girmesinin mümkün olmadığını ifade ederek, konunun iddia edildiği gibi siyasi değil, teknik bir konu olduğunu söyledi.
Avrupa ülkelerinin pek çoğunda mal bildirimi veya kişilerin sahip oldukları menkul ve gayri menkulleri belli bir göreve geldiği zaman mal bildirimini yerine getirmelerinde farklılıklar olduğunu kaydeden Arınç, Avrupa'da ülkelerinin üçte birinde mal bildirimi zorunluluğu olmadığını, bazılarında ise dönem sonuna kadar açıklanmaması kaydıyla gizli tutulduğunu, bazılarında da tamamen açık olduğunu belirtti.
''Görülüyor ki bu konudaki düzenlemelerde bir yeknesaklık yok'' diyen Arınç, ''Örnek alınabilecek bir tek uygulama şu anda mevcut değil. Türkiye bu konuda geçmişte yasal bir düzenleme yapmış. Bu yasal düzenlemede belli görevlere gelen kişilerin, ne kadar süre içerisinde mal bildiriminde bulunacakları öngörülmüş'' diye konuştu. Konuyla ilgili farklı düşüncelerin olduğuna dikkati çeken Arınç, ''Bir kısmı 'mal beyanım bu' diyor ve açıklıyor, biz bu beyanı geçerli sayıyoruz. Bir kısmı açıklamıyor 'sen açıkla' diyor. Öbürü açıklayamam, çünkü bu konuda 'yasal hüküm var' diyor. 'O yasa seninle mi ilgili, yoksa benimle mi ilgili?' diyor'' dedi.
TBMM Başkanı Arınç: ''Bir tartışma var... Bu tartışmadan sağlıklı sonuca gidebilmek için Meclis gerekirse bir yasal düzenleme yapabilir. Bu konuda partilerin bir çalışması vardır. Geçmişte yapılan çalışmalarla bunların iyileştirilmesi suretiyle komisyonlarda, enine boyuna tartışılır. Gerekirse mal beyanları tamamen açıklanacak duruma gelir, şeffaf olabilir. Bir kısmı da 'hayır bu şekilde devam etmesi daha uygundur' diyebilir.
Meclis, bu konudaki teknik bir düzenlemeyi gerek görürse yapabilir. Ama gerek olup olmadığına da şüphesiz Meclisimizin çoğunluğu karar verecektir. Bu konu iddia edildiği gibi siyasi bir konu değildir, bir teknik konudur. Bu teknik konu üzerinde Türkiye'nin bütün gündemlerini saf dışı bırakarak sadece bunun üzerinde yoğunlaşmanın çok hayırlı bir iş olmadığını söylüyorum'' dedi.
