2005-06-06 - 13:26
CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ ANADOL: ''CUMHURBAŞKANI KİMSENİN YERİNE SOYUNMUYOR. CUMHURBAŞKANI ANAYASA'NIN KENDİSİNE VERDİĞİ GÖREVİ YERİNE GETİRİYOR''
CHP Grup Başkanvekili Anadol, Parlamento'da düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerini yanıtladı ve bazı son gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in ''Vekalet'' konusundaki sözleri ile ''Kimsenin yerine soyunmadığını'', ''Yürütmenin başı'' olarak Anayasa'nın kendisine verdiği görevi yerine getirdiğini bildirdi.

CHP Grup Başkanvekili Anadol, Parlamento'da düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerini yanıtladı ve bazı son gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

AK Parti Hükümeti'nin ''Vekil bürokratlarla ülke yönetme rekoruna sahip olduğunu'' ifade eden Anadol, 14 bakanlıkta bin 960 bürokratın görev yaptığını bildirdi. Anadol, Erdoğan'ın, ''Bir başbakana yakışmayacak sertlik ve üslupla'' Cumhurbaşkanı Sezer'e yanıt verdiğini kaydederek, ''Meydanlarda hesap verecek biziz. Hesabı vermek başka şeydir, hesabı verecek olanların yerine soyunmak başka şeydir. Bizi siyasallaşmakla suçlayanlar kendileri siyasallaşıyor'' dediğini söyledi.

Cumhurbaşkanı'nın ''Yürütmenin başı'' olduğunu belirten Anadol, şunları kaydetti:

''O kadar bunalmış ki Sayın Cumhurbaşkanı...Cumhurbaşkanı yürütmenin başı, bir tarafta da hükümet var. Hükümet Cumhurbaşkanı'nın bu işlevini unutuyor. Cumhurbaşkanı kimsenin yerine soyunmuyor.

Cumhurbaşkanı, Anayasa'nın kendisine verdiği görevi yerine getiriyor. Cumhurbaşkanı'nı sıradan bir noter sayacaksınız, Cumhurbaşkanı noterlik yapmayıp Anayasa'daki görevini yerine getirdiğinde (Siyasallaşma) diyeceksiniz. Sen ne yapıyorsun? (Biz iktidardayız, istediğimizi yaparız) anlayışı... Çağdaş demokrasi, kurumlar ve kurallar rejimidir. Bu, (Altta kalanın canı çıksın, biz çoğunluğuz, istediğimizi yaparız) anlayışı, çağdaş demokrasi anlayışı yerine ilkel bir buyurma zevkiyle hoyratça iktidar etme, istediğini yapma... Bir keyfilik anlayışının buram buram tüttüğü bir manzara ile karşıyayız.

Yüzde 36 oyla iktidar oldunuz, geride kalan yüzde 64'ü görmeyip istediğinizi yapacağınızı sanıyorsunuz. Seçim sisteminin şakaları bunlar... 50 yıl sonra (Siz isterseniz hilafeti bile getirirsiniz) anlayışının ortaya çıktığını görüyoruz.''

TCK DEĞİŞİKLİĞİ
Yasaya aykırı eğitim kurumu açan ve işletenlere verilecek cezayı düşüren yasa değişikliğini de eleştiren Anadol, ''Bu konuda efeleniyorsunuz, ondan sonra türban meselesi gelince içinizdeki hıçkırıktan bahsediyorsunuz. Bu komediden vazgeçin'' dedi. Anadol, kanuna aykırı eğitim kurumları ile ilgili değişikliğin gençlerin çağdışı, bölücü ve Cumhuriyetin kuruluş felsefesine aykırı biçimde eğitilmelerinin yolunu açacağını kaydederek, ''AB üyeliği ile Brüksel'i hedef gösterip el altından Cidde'ye ve Tahran'a mı götürmek istiyorsunuz ülkeyi? Değişikliklerin amacı bu mu?'' diye sordu.

Hükümet'e, Cumhurbaşkanı Sezer'in geri gönderdiği gerekçeyi sağduyuyla incelemeleri çağrısında bulunan Anadol, ''Kendilerini duygularına, birtakım marjinal medya organlarının kampanyalarına kaptırmasınlar. Meclis'e bunu getirmesinler. TCK'da madde olduğu gibi kalsın, siyasal ortam gerilmeden bu böylece kapansın. Bunda herkes için, en çok da kendileri için hayır var'' dedi.

''ORTALAMA BAŞBAKAN GİBİ BİLE YAŞAMIYOR''
Başbakan Erdoğan'ın ''Milletin ortalaması gibi yaşıyoruz'' şeklindeki sözlerini de anlayamadıklarını bildiren Anadol, halktan kaç kişinin ''Arkadaşının bursu ile iki çocuğunu yurtdışında okuttuğunu, haksız mal iktisabı suçlamalarına (Servetimin kaynağı oğlumun sünnetinde gelen altınlar) açıklaması yaptığını'' sordu. Anadol, Erdoğan'ın ''Ortalama başbakan'' gibi bile yaşamadığını savunarak, ''Türkiye Cumhuriyeti tarihinde 1920'den bu yana resmen ticaret yapan bir başka başbakan yok. Sadece Erdoğan var'' diye konuştu.

İHL ÖĞRENCİLERİ
Erdoğan'ın, imam hatip lisesi öğrencileri ile ilgili sözlerine ilişkin görüşlerinin sorulması üzerine Anadol, ''Öğrenciler ve mezunlar üzerinde duygu sömürüsü yapıyor'' dedi. Anadol, hiçkimsenin bu liselerin öğrencileri ve mezunlarına kötü gözle bakmadığını, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, ''İHL'ye gidenler de diskoteğe gidenler de koleje gidenler de bizim çocuklarımız'' dediğini anımsattı. CHP'nin bu okullardan mezun olan çocukları küçük görmediğini bildiren Anadol, ancak devlet kadrolarının asli görevlerinin dışına çıkartılarak, bu okullardan mezun olan kişilerle doldurulmasının da yanlış olduğunu ifade etti.

DEMİREL'İN SÖZLERİ
Anadol, 9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in ''Cumhurbaşkanı'nın eşinin türbanlı olup olmaması'' konusundaki sözlerine ilişkin bir soruyu yanıtlarken de Çankaya Kampusu'nun kamusal alan olduğunu söyledi. ''Cumhurbaşkanlığı kamusal alan değildir de neresi kamusal alandır?'' diye soran Anadol, 'O nedenle ulusal yargımızın ve AİHM'in tarifini yaptığı kamusal alan kapsamına Çankaya Köşkü ve müştemilatı girmektedir. Yasal değişiklik yapılmadan Cumhurbaşkanlığı alanının ideolojik üniforma sayılabilecek türbana kapalı olduğunu düşünüyorum. Sözünü ettiğimiz türban, başörtüsü değil'' karşılığını verdi.

''2B'' İÇİN REFERANDUM...
Bir gazetecinin, Başbakan Erdoğan'ın, ''2b'' olarak nitelendirilen bazı orman alanlarının orman statüsünden çıkartılması yönündeki değişiklik için referandum yapılacağı mesajı verdiğine ilişkin sözlerine üzerine Anadol, referandumun ''Bumerang'' gibi tehlikeli bir konu olduğunu söyledi. Anadol, sık sık referandum yapmanın demokrasinin doğasına da aykırı olduğunu kaydederek, ''Referandum yolu pek tekin bir yol değildir'' dedi.

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın ''Erken seçime hazır olun'' şeklindeki sözlerini de bir soru üzerine değerlendiren Anadol, erken seçime hazır olduklarını bildirdi.

SİYANÜRLE ALTIN ÇIKARILMASI
CHP Grup Başkanvekili Anadol, Bergama'nın Ovacık ilçesinde siyanürlü altın çıkartılmasını protesto eden çevreciler ve köylülerle fabrika işçilerinin karşı karşıya getirildiğini söyledi. İşçilerin ''Mideleri ile akciğerlerinin kavga ettirildiğini'' ifade eden Anadol, işsizlik tehlikesi nedeniyle siyanürle altın üreten fabrikaya sahip çıktıklarını kaydetti. Bunu ''Dramatik bir tablo'' olarak nitelendiren Anadol, siyanürle altın üretilmesini yasaklayan ulusal ve uluslararası kararlara uyulmasını istedi.