2005-06-30 - 15:13
TBMM Başkanı Bülent Arınç, içtüzük değişikliği konusunda yaptığı konuşmaların ''hangi şart altında olursa olsun her zaman arkasında olduğunu'' bildirdi. Arınç, ''Bugün öyle bir teklif olsa, şüphesiz aynı düşüncelerle karşı çıkarız. Çünkü muhalefet hakkının çok önemli olduğunu, demokrasinin temel değerlerinden birisi olduğunu düşünüyorum'' dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda, en az 40 maddeden oluşan tasarı ve tekliflerin kapsamlı yasa olarak ele alınmasını ve 15 maddelik bölümler halinde görüşülmesini öngören İçtüzük değişikliği teklifinin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanarak, maddelerine geçilmesi kabul edildi.
Teklif üzerinde AK Parti Grubu adına söz alan İstanbul Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, içtüzüklerin ''sessiz anayasalar'' olarak nitelendirildiğini ve meclislerin anayasası olduğunu söyledi.
Çok konuşulunca kanunların iyi çıkacağı gibi bir yargının doğru olmadığını ifade eden Kuzu, özel yasama yönteminin dünyanın pek çok ülkesinde kullanıldığını bildirdi. Kuzu, Medeni Kanun ile Gümrük Kanunu'nun temel kanun kapsamında ele alınarak yasalaştığını hatırlatarak, ''Özel yasama yöntemi, sadece Genel Kurulda uygulanıyor. Bu yöntemle ele alınan yasalar komisyonlarda çok uzun süre tartışılıyor ve milletvekilleri her türlü katkıda bulunuyorlar'' diye konuştu.
Fransa ve İngiltere parlamentosundaki çeşitli uygulamalardan örnekler veren Kuzu, bu yöndeki bir değişikliğin Anayasa'ya aykırı olmadığını savundu.
MUHALEFET
CHP grubunun görüşlerini açıklayan Ankara Milletvekili Oya Araslı, Türkiye'de öncelikle ele alınması gereken pek çok sorun bulunduğunu ancak, bunlar arasında içtüzük değişikliğinin bulunmadığını söyledi.
Geçmişte, madde sayısı fazla olan kanunların Genel Kurulda görüşülerek yasalaştığını ifade eden Araslı, o kanunlar görüşülürken içtüzük değişikliğine gerek duyulmadığını ifade etti.
Milletvekillerinin konu dışı konuşmalarını önlemek gerekçesiyle içtüzük değiştirilmesi eleştiren Araslı, ''Meclis'i de mi kapatalım'' diye sordu.
Tasarı ve tekliflerin 15 maddelik bölümler halinde ele alınması halinde, milletvekillerine konuşmaları için tanınan sürenin 1 dakikanın altında kalacağını söyleyen Araslı, bu değişikliğin muhalefeti susturmayı yönelik olduğunu iddia etti.
Araslı, TBMM Başkanı Bülent Arınç, Başkanvekili İsmail Alptekin ve AK Parti Grup Başkanvekili Salih Kapusuz'un, temel kanunlarla ilgili bir içtüzük değişikliğini Anayasa Mahkemesi'ne götürdüklerini ve orada ''muhalefetin sesinin kısıldığı'' gerekçesini öne sürdüklerini hatırlattı.
Teklifin tümü üzerinde kişisel görüşlerini açıklayan AK Parti Manisa Milletvekili İsmail Bilen, içtüzük değişikliğini savunarak, CHP milletvekillerinin katkıda bulundukları pek çok kanunun üzerinde ''konu dışı konuşarak engelleme yaptıklarını'' söyledi.
Bilen, Hakim ve Savcılar Kanunu görüşülürken CHP milletvekillerinin yaptığı konuşmaları hatırlatarak, ''Böyle olursa 300 maddelik bir kanun Genel Kurul'da 4 ayda çıkmaz'' dedi.
''MİLLETVEKİLLERİNİN SESİNİ KESMEK...''
Soru ve cevap bölümünde CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, ''(milletvekillerinin sesini kesmek, milletin sesini kesmektir. Suları, asla tersine akıtamazsınız) Bu sözler size mi ait Sayın Alptekin? Bugün de arkasında mısınız?'' diye sordu.
TBMM Başkanvekili Alptekin, daima sözlerinin arkasında olduğunu belirterek, teklifin Anayasa Mahkemesi'nin iptal gerekçelerine uygun olarak hazırlandığını söyledi.
Alptekin, dünyanın en demokratik ülkelerinde de kullanılan özel yasama yönteminin zorunlu durumlarda kullanılacağını, dolayısıyla bu konuda kimsenin endişeye kapılmasına gerek bulunmadığını belirtti.
Daha sonra yapılan oylamada, teklifin maddelerine geçilmesi kabul edildi.
TBMM BAŞKANI ARINÇ'IN YANITI...
TBMM Başkanı Bülent Arınç, içtüzük değişikliği konusunda yaptığı konuşmaların ''hangi şart altında olursa olsun her zaman arkasında olduğunu'' bildirdi. Arınç, ''Bugün öyle bir teklif olsa, şüphesiz aynı düşüncelerle karşı çıkarız. Çünkü muhalefet hakkının çok önemli olduğunu, demokrasinin temel değerlerinden birisi olduğunu düşünüyorum'' dedi.
TBMM Başkanı Arınç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bugünkü CHP grup toplantısında Genel Başkan Deniz Baykal'ın, içtüzük değişikliğine karşı çıkarken, kendisinin FP Grup Başkanvekili olarak yaptığı konuşmayı anımsattığını söyledi.
FP Grup Başkanvekili iken yaptığı konuşmanın, CHP Grup başkanvekillerince ''AK Partililer ne demişlerdi'' başlığı altında toplanarak tüm milletvekillerine dağıtıldığını bildiren Arınç, Genel Kurulda da CHP adına konuşan bazı sözcülerin, bu konuda düşüncelerini ortaya koymasını istediklerini belirtti.
Siyasi parti sözcülerinin kendisiyle ilgili yaptıkları konuşmalara doğrudan cevap verme imkanı olmadığını söyleyen Arınç, böyle önemli bir konudaki konuşmasından yapılan alıntılara dayanılarak bazı eleştiriler getirildiğini, bu konudaki düşüncelerinin kamuoyunun
aydınlatılması açısından önemli olduğunu kaydetti.
Baykal ve CHP milletvekillerinin, geçmişte Parlamentoda yaptığı konuşmaları aynen okumaları dolayısıyla ''gururlandığını'' ifade eden Arınç, ''Bu, beni gururlandırmıştır. Kendilerine teşekkür ediyorum. Ben ilkeli siyaset yapmayı kendine rehber edinmiş bir insanım. Parlamentoda tutanaklara geçmiş tüm konuşmalarımın önemli olduğunu, doğru olduğunu düşünüyorum'' diye konuştu.
''KONUŞMALARIMIN ARKASINDAYIM''
TBMM Başkanı Arınç, Parlamento'daki konuşmalarının tutanaklardan bulunabileceğini, bu tutanakların da dijital ortama taşınarak TBMM'nin internet sitesinden yayınlandığını bildirdi.
''Hangi şart altında olursa olsun, o konuşmalarımın her zaman arkasında olacağımın bilinmesini istiyorum'' diyen Arınç, şöyle devam etti:
''Konuşmalarımın siyasi amaçla ve bir suçlama amacıyla ortaya konulması beni üzer. Baykal'ın ve CHP'li arkadaşlarımın, konuşmalarımı, örnek vermek suretiyle gündeme getirmelerinden herhangi bir şikayetim yok. Bu, ancak bana gurur verir. Çünkü ben düşüncelerimin her zaman ortaya çıkması ve üzerinde tartışılmasının geleceğe ışık tutması bakımından yararlı olmasını dilerim.''
''KISITLAMA DÜŞÜNMÜŞLERDİ''
Söz konusu konuşmaların, DSP, ANAP ve MHP'nin koalisyon hükümeti döneminde 7 Şubat 2001 tarihinde yapıldığını bildiren Arınç, o tarihte koalisyon ortağı partilerin içtüzükte çok kapsamlı bir değişiklik yapmak üzere kanun teklifi verdiklerini anımsattı.
Arınç, o dönemdeki içtüzük değişikliğine ilişkin teklifin, bugünkü gibi sadece 91. maddenin yeniden düzenlenmesi amacıyla verilmediğini belirterek, ''Muhalefete hiçbir söz hakkı bırakmayacak şekilde bir kısıtlama düşünmüşlerdi. O zaman muhalefetteki bir partinin grup başkanvekili olarak bunun ne kadar yanlış olduğunu, muhalefet hakkının bütün dünyada elbette büyük ve kutsal bir hak olarak tanındığını, iktidarın her rejimlerde olabileceğini, ama muhalefetlerin sadece demokrasilerde olabileceğini söylemiştim'' dedi.
ÖNCEKİ DEĞİŞİKLİK
TBMM Başkanı Arınç, o zaman getirilmek istenen 8-10 maddelik içtüzük değişikliğiyle bir kanun tasarısının veya teklifinin tümü veya maddeler üzerindeki görüşmelerin süresinin alabildiğine kısıtlandığını, bazı maddeler üzerinde görüşmelerin kaldırıldığını, sadece maddenin metinden okunduğunu bildirdi.
Önceki içtüzük değişikliğiyle 20 yıl sonra bir madde üzerindeki konuşmaların tutanaklardan bulunmasının mümkün olmayacağını ifade eden Arınç, şunları söyledi:
''Temel kanunla ilgili düzenleme o tarihte de gelmişti. O da tamamen iktidar çoğunluğunun keyfine tabi hale getirilmiş, bölüm sayıları kısıtlanmıştı; üzerindeki önerge sayısı da mümkün olduğu kadar aza indirilmişti. O zamanki teklifle tasarı ve teklifin tümü ve maddeleri üzerinde, milletvekilleri ve siyasi partilerin konuşma hakları fevkalade kısıtlanıyordu. Maddelerin sadece okunmasını ve üzerinde görüşme yapılmamasını kabul ediyordu. Maddeler üzerinde verilen önerge sayısı ve bu önergelerdeki imza sayıları fevkalade kısıtlanmıştı.''
''YOĞUN TARTIŞMALAR YAŞANDI''
O dönemde temel kanunun, özel görüşme ve oylama usulünün de ''fevkalade kısıtlı hale getirildiğini'' söyleyen Arınç, ''Bu yüzden o tarihte sadece FP grup Başkanvekili olarak ben değil, muhalefette bulunan tüm partiler de bu teklife karşı çıktılar. Çok yoğun tartışmalar yaşandı, hatta bu tartışmalar sırasında Meclis tarihinin en acı olaylarından biri yaşandı ve bir arkadaşımızı kaybettik'' diye konuştu.
MUHALEFET HAKKI
TBMM Başkanı Arınç, o dönemdeki kapsamlı teklifle yapılmak istenenin, ''milletvekillerinin, siyasi partilerin konuşma, önerge verme sürelerinin tamamen kaldırılması, maddelerin yok sayılması ve özel gündemin alabildiğine iktidar çoğunluğunun emeline uygun şekle getirilmesi'' olduğunu ifade etti.
Bu nedenlerle teklife karşı çıktıklarını bildiren Arınç, ''Bugün öyle bir teklif olsa, şüphesiz aynı düşüncelerle karşı çıkarız. Çünkü muhalefet hakkının çok önemli olduğunu, demokrasinin temel değerlerinden birisi olduğunu düşünüyorum'' dedi.
''TEKLİF İNCELENMELİ''
Arınç, ''Milletvekilleri, 2001 Şubat ayında getirilen teklifin neleri içerdiğini, üzerinde hangi eleştirilerin yapıldığını ve Anayasa Mahkemesi'ne giden ve benim de imzam olan gerekçenin ne kadar haklı olduğunu, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararının ne kadar hukuka ve anayasaya uygun olduğunu göreceklerdir'' diye konuştu.
Bu teklifin kabul edilip edilmemesinin ise Meclis'in takdirinde olduğunu vurgulayan Arınç, ''teklif üzerinde görüşmeler yapılacağını, belki öneriler verilip, bu önerilerle çok farklı olarak bu teklifin bir içtüzük maddesi olarak gireceğini'' söyledi.
''MİLLETVEKİLLERİMİZ TAKDİR EDECEKTİR''
Bu dönemin başında, 91. madde ile ilgili olarak yapılan içtüzük değişikliğinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğine değinen Arınç, ''Anayasa Mahkemesi'nin iptal gerekçesine bakılarak yeniden düzenleme yapılabilir. Bugün getirilen teklifin Anayasa Mahkemesi'nin iptal gerekçelerine ne kadar uygun olduğunu milletvekillerimiz takdir edecektir'' dedi.
Arınç, sözlerini şöyle tamamladı:
''Yalnız bugün gelen teklifin sadece 91. maddeyle ilgili olduğunu,Anayasa Mahkemesi'nin iptal gerekçelerinin mutlaka dikkate alınması gerektiğini, muhalefetin söz hakkının kesinlikle kısıtlanmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu düşüncemi geçmişte de söylediğimi, bugün de muhafaza ettiğimi ifade etmek istiyorum. Konuşmamdan örnekler verilen olayla bugünkü olay arasında, büyük farklar bulunmaktadır. Bu farkların milletvekilleri tarafından değerlendirilmesini takdirlerine sunuyorum.''
Teklif üzerinde AK Parti Grubu adına söz alan İstanbul Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, içtüzüklerin ''sessiz anayasalar'' olarak nitelendirildiğini ve meclislerin anayasası olduğunu söyledi.
Çok konuşulunca kanunların iyi çıkacağı gibi bir yargının doğru olmadığını ifade eden Kuzu, özel yasama yönteminin dünyanın pek çok ülkesinde kullanıldığını bildirdi. Kuzu, Medeni Kanun ile Gümrük Kanunu'nun temel kanun kapsamında ele alınarak yasalaştığını hatırlatarak, ''Özel yasama yöntemi, sadece Genel Kurulda uygulanıyor. Bu yöntemle ele alınan yasalar komisyonlarda çok uzun süre tartışılıyor ve milletvekilleri her türlü katkıda bulunuyorlar'' diye konuştu.
Fransa ve İngiltere parlamentosundaki çeşitli uygulamalardan örnekler veren Kuzu, bu yöndeki bir değişikliğin Anayasa'ya aykırı olmadığını savundu.
MUHALEFET
CHP grubunun görüşlerini açıklayan Ankara Milletvekili Oya Araslı, Türkiye'de öncelikle ele alınması gereken pek çok sorun bulunduğunu ancak, bunlar arasında içtüzük değişikliğinin bulunmadığını söyledi.
Geçmişte, madde sayısı fazla olan kanunların Genel Kurulda görüşülerek yasalaştığını ifade eden Araslı, o kanunlar görüşülürken içtüzük değişikliğine gerek duyulmadığını ifade etti.
Milletvekillerinin konu dışı konuşmalarını önlemek gerekçesiyle içtüzük değiştirilmesi eleştiren Araslı, ''Meclis'i de mi kapatalım'' diye sordu.
Tasarı ve tekliflerin 15 maddelik bölümler halinde ele alınması halinde, milletvekillerine konuşmaları için tanınan sürenin 1 dakikanın altında kalacağını söyleyen Araslı, bu değişikliğin muhalefeti susturmayı yönelik olduğunu iddia etti.
Araslı, TBMM Başkanı Bülent Arınç, Başkanvekili İsmail Alptekin ve AK Parti Grup Başkanvekili Salih Kapusuz'un, temel kanunlarla ilgili bir içtüzük değişikliğini Anayasa Mahkemesi'ne götürdüklerini ve orada ''muhalefetin sesinin kısıldığı'' gerekçesini öne sürdüklerini hatırlattı.
Teklifin tümü üzerinde kişisel görüşlerini açıklayan AK Parti Manisa Milletvekili İsmail Bilen, içtüzük değişikliğini savunarak, CHP milletvekillerinin katkıda bulundukları pek çok kanunun üzerinde ''konu dışı konuşarak engelleme yaptıklarını'' söyledi.
Bilen, Hakim ve Savcılar Kanunu görüşülürken CHP milletvekillerinin yaptığı konuşmaları hatırlatarak, ''Böyle olursa 300 maddelik bir kanun Genel Kurul'da 4 ayda çıkmaz'' dedi.
''MİLLETVEKİLLERİNİN SESİNİ KESMEK...''
Soru ve cevap bölümünde CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, ''(milletvekillerinin sesini kesmek, milletin sesini kesmektir. Suları, asla tersine akıtamazsınız) Bu sözler size mi ait Sayın Alptekin? Bugün de arkasında mısınız?'' diye sordu.
TBMM Başkanvekili Alptekin, daima sözlerinin arkasında olduğunu belirterek, teklifin Anayasa Mahkemesi'nin iptal gerekçelerine uygun olarak hazırlandığını söyledi.
Alptekin, dünyanın en demokratik ülkelerinde de kullanılan özel yasama yönteminin zorunlu durumlarda kullanılacağını, dolayısıyla bu konuda kimsenin endişeye kapılmasına gerek bulunmadığını belirtti.
Daha sonra yapılan oylamada, teklifin maddelerine geçilmesi kabul edildi.
TBMM BAŞKANI ARINÇ'IN YANITI...
TBMM Başkanı Bülent Arınç, içtüzük değişikliği konusunda yaptığı konuşmaların ''hangi şart altında olursa olsun her zaman arkasında olduğunu'' bildirdi. Arınç, ''Bugün öyle bir teklif olsa, şüphesiz aynı düşüncelerle karşı çıkarız. Çünkü muhalefet hakkının çok önemli olduğunu, demokrasinin temel değerlerinden birisi olduğunu düşünüyorum'' dedi.
TBMM Başkanı Arınç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bugünkü CHP grup toplantısında Genel Başkan Deniz Baykal'ın, içtüzük değişikliğine karşı çıkarken, kendisinin FP Grup Başkanvekili olarak yaptığı konuşmayı anımsattığını söyledi.
FP Grup Başkanvekili iken yaptığı konuşmanın, CHP Grup başkanvekillerince ''AK Partililer ne demişlerdi'' başlığı altında toplanarak tüm milletvekillerine dağıtıldığını bildiren Arınç, Genel Kurulda da CHP adına konuşan bazı sözcülerin, bu konuda düşüncelerini ortaya koymasını istediklerini belirtti.
Siyasi parti sözcülerinin kendisiyle ilgili yaptıkları konuşmalara doğrudan cevap verme imkanı olmadığını söyleyen Arınç, böyle önemli bir konudaki konuşmasından yapılan alıntılara dayanılarak bazı eleştiriler getirildiğini, bu konudaki düşüncelerinin kamuoyunun
aydınlatılması açısından önemli olduğunu kaydetti.
Baykal ve CHP milletvekillerinin, geçmişte Parlamentoda yaptığı konuşmaları aynen okumaları dolayısıyla ''gururlandığını'' ifade eden Arınç, ''Bu, beni gururlandırmıştır. Kendilerine teşekkür ediyorum. Ben ilkeli siyaset yapmayı kendine rehber edinmiş bir insanım. Parlamentoda tutanaklara geçmiş tüm konuşmalarımın önemli olduğunu, doğru olduğunu düşünüyorum'' diye konuştu.
''KONUŞMALARIMIN ARKASINDAYIM''
TBMM Başkanı Arınç, Parlamento'daki konuşmalarının tutanaklardan bulunabileceğini, bu tutanakların da dijital ortama taşınarak TBMM'nin internet sitesinden yayınlandığını bildirdi.
''Hangi şart altında olursa olsun, o konuşmalarımın her zaman arkasında olacağımın bilinmesini istiyorum'' diyen Arınç, şöyle devam etti:
''Konuşmalarımın siyasi amaçla ve bir suçlama amacıyla ortaya konulması beni üzer. Baykal'ın ve CHP'li arkadaşlarımın, konuşmalarımı, örnek vermek suretiyle gündeme getirmelerinden herhangi bir şikayetim yok. Bu, ancak bana gurur verir. Çünkü ben düşüncelerimin her zaman ortaya çıkması ve üzerinde tartışılmasının geleceğe ışık tutması bakımından yararlı olmasını dilerim.''
''KISITLAMA DÜŞÜNMÜŞLERDİ''
Söz konusu konuşmaların, DSP, ANAP ve MHP'nin koalisyon hükümeti döneminde 7 Şubat 2001 tarihinde yapıldığını bildiren Arınç, o tarihte koalisyon ortağı partilerin içtüzükte çok kapsamlı bir değişiklik yapmak üzere kanun teklifi verdiklerini anımsattı.
Arınç, o dönemdeki içtüzük değişikliğine ilişkin teklifin, bugünkü gibi sadece 91. maddenin yeniden düzenlenmesi amacıyla verilmediğini belirterek, ''Muhalefete hiçbir söz hakkı bırakmayacak şekilde bir kısıtlama düşünmüşlerdi. O zaman muhalefetteki bir partinin grup başkanvekili olarak bunun ne kadar yanlış olduğunu, muhalefet hakkının bütün dünyada elbette büyük ve kutsal bir hak olarak tanındığını, iktidarın her rejimlerde olabileceğini, ama muhalefetlerin sadece demokrasilerde olabileceğini söylemiştim'' dedi.
ÖNCEKİ DEĞİŞİKLİK
TBMM Başkanı Arınç, o zaman getirilmek istenen 8-10 maddelik içtüzük değişikliğiyle bir kanun tasarısının veya teklifinin tümü veya maddeler üzerindeki görüşmelerin süresinin alabildiğine kısıtlandığını, bazı maddeler üzerinde görüşmelerin kaldırıldığını, sadece maddenin metinden okunduğunu bildirdi.
Önceki içtüzük değişikliğiyle 20 yıl sonra bir madde üzerindeki konuşmaların tutanaklardan bulunmasının mümkün olmayacağını ifade eden Arınç, şunları söyledi:
''Temel kanunla ilgili düzenleme o tarihte de gelmişti. O da tamamen iktidar çoğunluğunun keyfine tabi hale getirilmiş, bölüm sayıları kısıtlanmıştı; üzerindeki önerge sayısı da mümkün olduğu kadar aza indirilmişti. O zamanki teklifle tasarı ve teklifin tümü ve maddeleri üzerinde, milletvekilleri ve siyasi partilerin konuşma hakları fevkalade kısıtlanıyordu. Maddelerin sadece okunmasını ve üzerinde görüşme yapılmamasını kabul ediyordu. Maddeler üzerinde verilen önerge sayısı ve bu önergelerdeki imza sayıları fevkalade kısıtlanmıştı.''
''YOĞUN TARTIŞMALAR YAŞANDI''
O dönemde temel kanunun, özel görüşme ve oylama usulünün de ''fevkalade kısıtlı hale getirildiğini'' söyleyen Arınç, ''Bu yüzden o tarihte sadece FP grup Başkanvekili olarak ben değil, muhalefette bulunan tüm partiler de bu teklife karşı çıktılar. Çok yoğun tartışmalar yaşandı, hatta bu tartışmalar sırasında Meclis tarihinin en acı olaylarından biri yaşandı ve bir arkadaşımızı kaybettik'' diye konuştu.
MUHALEFET HAKKI
TBMM Başkanı Arınç, o dönemdeki kapsamlı teklifle yapılmak istenenin, ''milletvekillerinin, siyasi partilerin konuşma, önerge verme sürelerinin tamamen kaldırılması, maddelerin yok sayılması ve özel gündemin alabildiğine iktidar çoğunluğunun emeline uygun şekle getirilmesi'' olduğunu ifade etti.
Bu nedenlerle teklife karşı çıktıklarını bildiren Arınç, ''Bugün öyle bir teklif olsa, şüphesiz aynı düşüncelerle karşı çıkarız. Çünkü muhalefet hakkının çok önemli olduğunu, demokrasinin temel değerlerinden birisi olduğunu düşünüyorum'' dedi.
''TEKLİF İNCELENMELİ''
Arınç, ''Milletvekilleri, 2001 Şubat ayında getirilen teklifin neleri içerdiğini, üzerinde hangi eleştirilerin yapıldığını ve Anayasa Mahkemesi'ne giden ve benim de imzam olan gerekçenin ne kadar haklı olduğunu, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararının ne kadar hukuka ve anayasaya uygun olduğunu göreceklerdir'' diye konuştu.
Bu teklifin kabul edilip edilmemesinin ise Meclis'in takdirinde olduğunu vurgulayan Arınç, ''teklif üzerinde görüşmeler yapılacağını, belki öneriler verilip, bu önerilerle çok farklı olarak bu teklifin bir içtüzük maddesi olarak gireceğini'' söyledi.
''MİLLETVEKİLLERİMİZ TAKDİR EDECEKTİR''
Bu dönemin başında, 91. madde ile ilgili olarak yapılan içtüzük değişikliğinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğine değinen Arınç, ''Anayasa Mahkemesi'nin iptal gerekçesine bakılarak yeniden düzenleme yapılabilir. Bugün getirilen teklifin Anayasa Mahkemesi'nin iptal gerekçelerine ne kadar uygun olduğunu milletvekillerimiz takdir edecektir'' dedi.
Arınç, sözlerini şöyle tamamladı:
''Yalnız bugün gelen teklifin sadece 91. maddeyle ilgili olduğunu,Anayasa Mahkemesi'nin iptal gerekçelerinin mutlaka dikkate alınması gerektiğini, muhalefetin söz hakkının kesinlikle kısıtlanmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu düşüncemi geçmişte de söylediğimi, bugün de muhafaza ettiğimi ifade etmek istiyorum. Konuşmamdan örnekler verilen olayla bugünkü olay arasında, büyük farklar bulunmaktadır. Bu farkların milletvekilleri tarafından değerlendirilmesini takdirlerine sunuyorum.''
