2006-01-26 - 12:25
TBMM BAŞKANI ARINÇ: ''ERBAKAN İLE İLGİLİ DÜZENLEME YAPILMIYOR. İNFAZ KANUNU'NDA YAŞLA İLGİLİ DÜZENLEME DAHA ADİL VE EŞİT HALE GETİRİLİYOR''
Arınç, söz konusu yasanın ''özel infaz usullerini'' düzenleyen maddesinde yapılan düzenleme hakkında bilgi verdi.
TBMM Başkanı Bülent Arınç, kapatılan RP'nin son genel başkanı ve eski başbakanlardan Necmettin Erbakan ile ilgili AK Parti milletvekilleri tarafından verilen yasa teklifini değerlendirirken, ''Erbakan ile ilgili bir düzenleme yapılmıyor. Mevcut İnfaz Kanunu'nda yaşla ilgili düzenleme daha adil ve eşit hale getiriliyor'' dedi.
TBMM'deki ihtisas komisyonu başkanlarıyla bir araya gelen Arınç, toplantı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Arınç, bir gazetecinin Erbakan ile ilgili verilen yasa teklifini sorması üzerine, yasa teklifini verenleri kutlayarak, kamuoyundaki duyarlılığın milletvekillerine yansımasını önemli gördüğünü vurguladı.
''Erbakan ile ilgili bir düzenleme yapılıyor değil'' diyen Arınç, İnfaz Kanunu'nda yaşla ilgili düzenlemenin daha adil ve eşit hale getirildiğini belirtti. Arınç, yasa teklifini veren AK Parti'li milletvekilleri Sadullah Ergin, Haluk İpek ve Hayati Yazıcı'nın verdiği teklifin, kanun tekniğine uygun olduğunu kaydetti.
ANAVATAN Grup Başkanvekili Süleyman Sarıbaş'ın yasa teklifinde ise giderilmesi gereken bir eksiklik olduğuna işaret eden TBMM Başkanı Arınç, şöyle konuştu:
''Sarıbaş kanun teklifinde, 'Eğer bir karar, siyasi partiler tarafından hazine aleyhine ortaya konulmuşsa, o parti yönetiminde bulunanlar bunu kendi aralarında taksim edip ödesinler' deniyor. Burada yargılanan ve mahkum olan bir siyasi parti tüzel kişiliği değil, kişilerdir. Kişilerin ortaya çıkardığı veya sebep olduğu zararı ancak kişilerden isteyebiliriz. RP kapatılmış, paranın usulsüz harcandığı iddiasıyla dava açılmış, o dava sonucu beraat edenler ve hüküm giyenler var. Hüküm giyenler için hazine bir zarar ziyan davası açtığına göre, 'partinin yönetiminde olanlar eşit olarak ödesinler' demek, hukuk tekniği açısından çok doğru olmaz diye düşünüyorum, diyen Arınç, ''özel infaz usullerini'' düzenleyen maddede yapılan
düzenleme hakkında bilgi verdi.
''Sayın Erbakan bir siyasetçidir, başbakanlık, milletvekilliği yapmıştır. Türk siyasi hayatında adından bahsedilen, yararlı hizmetleri görülen bir insan olmuştur. Ancak kesin bir mahkeme hükmü ile hükümlülük söz konusudur. Sağlık raporlarıyla birkaç defa infazı ertelenmiştir. Artık son erteleme ile neredeyse 'gel cezaevine cezanı çek' diye tebligat yapılmıştır. Olabilir. Bir insan yaşı ilerleyince de suç işleyebilir, mahkeme kararıyla hükümlü de olabilir. '18 yaşında hangi cezayı çekiyorsa, ileri yaştaki insan da aynı cezayı çeksin' denebilir.''
Daha önce çıkarılan yasada, ceza adaleti uygun olacak biçimde yaşla ilgili bir düzenleme yapıldığını, ancak burada bir adaletsizlik ve eşitsizliğin söz konusu olduğunu belirten Arınç, bunun kendisinin kişisel düşüncesi olduğunu vurguladı.
Bu düzenlemede 65 yaşını bitiren bir hükümlüden sağlık raporu aramadan, bir zarar doğmuşsa onun tazminini istemeden bunu evinde çekmesine imkan tanındığını anlatan TBMM Başkanı Arınç, ancak 10 yaş daha yaşlı bir insandan hem sağlık raporu hem de zararı ödemesinin şart koşulduğunu kaydetti. Arınç, ''Bunun eşit olmayan bir muamele olacağını söyleyebiliriz. Daha yaşlı bir insan var ondan rapor istiyoruz, daha genç bir insan var ondan rapor istemiyoruz. Daha yaşlı bir insan var, 'şu zararı öde bakalım' diyoruz, daha genç bir insan var zarar söz konusu olmuyor'' dedi.

ARINÇ: ''ZARARIN TAKİP VE TAHSİL YERİ HUKUKTUR''

Kamu adına bir zarar doğmuş olabileceği gibi şahsi bir zarar da doğmuş olabileceğine işaret eden Bülent Arınç, bunun takip ve tahsil yerinin yine hukuk olduğunu söyledi. Bunun, bir özel hukuk ilişkisi olduğunu belirten Arınç, şöyle konuştu:
''Bir insan bir karara maruz kalmışsa, bu bir alacak davası, zarar ziyan davası, tazminat davası olabilir. Ayrıca hukuk mahkemesinden talep edilir, buradan çıkacak ilamın infazı yoluna gidilebilir. Zaten burada da öyle olmuştur. Ağır Ceza Mahkemesi, suçun karşılığı olan
cezayı vermiş, hukuk mahkemesinde ise hazine 'ben bu kadar zarara uğradım' diyerek, alacak davası açmıştır. Bu davada, ceza davasında yargılanan herkes aynı zamanda davalıdır ve kendilerinden muhtemel hazine zararı talep edilmiştir. Dava o kadar ilerlemiştir ki neredeyse
hüküm noktasına gelmiştir ve bilirkişi incelemesi yaptırılmaktadır. Doğru olan budur. Zarar ziyan miktarının ne olacağı ancak bilirkişi incelemesi ve hesap sonucu ortaya çıkabilir. Ceza mahkemesi kararında, sadece 2 yıl 4 ay hapis cezası yazmaktadır. Bir para cezası söz konusu
değil.''
Arınç, hukuk bilmeden hukuk üzerine yazılar yazanlar olduğunu, bir boşanma davasının ağır ceza mahkemesinde görüldüğünü söylemenin büyük bir cehalet olduğunu belirterek, ''Çok satan bir gazetenin çok okunan bir başyazarının, 'Sayın Erbakan önce para cezasını ödesin bakalım' dediğini söyledi. Arınç,''Mahkeme ilamında para cezası yok. Para cezası da olabilirdi, belli suçların karşılığı olarak. Ama burada 2 yıl 4 ay hapis cezası var. Para cezası dediğiniz şey, tazminat veya zarar ziyanın ödenmesiyse, ağır ceza mahkemesi kararında bununla ilgili bir kelime bile yok'' dedi.
''Erbakan ve onun gibi onlarca, yüzlerce veya binlerce, bugün için veya bundan sonra 75 yaşını, 80 yaşını bitirmiş kişiler için sağlık raporu aramadan ve tazminat ödeme şartını hukuk mahkemesine bırakarak bir düzenleme yapılabilir demiştim. Bu konuda itiraf etmeliyim ki çok sevindirici bir gelişme oldu. Tüm milletvekilleri, siyasi partiler konuya olumlu yaklaştılar. Düzenlemenin af getirmeyeceği, kişiye özel olmayacağı ve bir zarar doğmuşsa bundan vazgeçilmeyeceğini ifade ettiler. Buna aynen katılıyorum, dün grup toplantısında Sayın Baykal'ın ifade ettiği konulara aynen katılıyorum.''
Yapılacak çalışmanın kişiye özel, onun cezasını ve tazminat yükümlülüğünü kaldıracak bir nitelikte olmaması gerektiğine yönelik sözlerini yineleyen Arınç, gelen kanun tekliflerinin de bunu gösterdiğini belirtti. Arınç, ''Hiçbir arkadaşımız sevelim veya sevmeyelim, Ali, Veli, Hakan, Hüseyin için tek başına özel bir düzenlemeyi buraya getirmez. Hiçbir komisyon da çıkarmaz, Genel Kurul'un önüne getirmez'' diye konuştu.