2005-04-23 - 16:10
DYP GENEL BAŞKANI AĞAR: ''BU ÜLKE İÇİN SADECE BÖLÜCÜ EĞİLİMLERİ DEĞİL, YERLİ YERSİZ BÖLÜCÜLÜK KAYGILARI DUYMAK DA TEHDİT EDİCİDİR''
Ağar, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla özel gündemle toplanan TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, TBMM'nin ilk açılışından sonra çalışmalarını nasıl yürüttüğüne bakmanın her dönem için ilham verici olduğunu belirtti.
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, ''ilk Meclisin, Türkiye'nin meselelerini enine boyuna tartışmak, görüşlerini hiçbir kısıtlama ve baskı olmaksızın ortaya koymak bakımından, son dönem Meclislerinden kat be kat ileri olduğunu'' söyledi. Ağar, ''Bu ülkenin yönetimi, ne ölçüde sorumluluk taşıdıkları belli olmayan son derece dar bir kadroyla istişareye bırakılamaz'' dedi.

Ağar, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla özel gündemle toplanan TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, TBMM'nin ilk açılışından sonra çalışmalarını nasıl yürüttüğüne bakmanın her dönem için ilham verici olduğunu belirtti.

O döneme ilişkin zabıtları incelediğini anlatan Ağar, şunları söyledi:

''Hiç abartmadan söylüyorum ki o günün Meclisi, ülkenin meselelerini enine boyuna tartışmak, görüşlerini hiçbir kısıtlama olmaksızın ortaya koymak bakımından, son dönem Meclislerimizden kat be kat ileridedir. Üstelik o gün Türkiye'nin içinden geçtiği şartlar bugünlü kıyaslanamayacak ölçüde ağırdır. Ortada savaş, isyanlar, yokluk, yoksulluk vardır.

Buna rağmen, o devirde yönetim, açık veya gizli şekilde olağanüstü şartların arkasına saklanarak Meclis'ten uzakta bir memleket yönetimine asla tevessül etmemiştir. Çünkü Meclis, milletin meclisidir ve millet kaderini belirleyen her adımın, her kararın, her imzanın Meclis'te tartışması ve görüşülmesinden daha doğal ne olabilir.

Meclis'i, onun kuruluş felsefesine, varoluş amacına uygun bir biçimde değerlendirmeme, Meclis'in yol göstericiliğine başvurmama hastalığı maalesef günümüzde de görülmektedir.

Bu ülkenin yönetimi, ne ölçüde sorumluluk taşıdıkları belli olmayan son derece dar bir kadroyla istişareye bırakılamaz.

Meclis, ülke yönetimini elinde tutan bir avuç insanın görünmez ilişkilerine meşruiyet kazandırma yeri değildir.''

Milletin, vekilini seçip Meclis'e, ''git Türkiye'nin yönetiminde beni temsil et'' diye gönderdiğini ifade eden Ağar, ''Hiçbir makam, hiçbir kudret milletin vermiş olduğu bu yetkiyi gölgeleyemez, onu bir halk rızasının aksesuarı düzeyine çekemez'' diye konuştu.

''MAYINLI ARAZİ GİBİ''
Bazı konularda milletin tek vücut olarak davranması gerektiğini ve dünya kamuoyunun önüne öyle çıkması gerektiğini ifade eden Ağar, ''Hükümet'in bunu yapması için sözde Ermeni soykırımı gibi iddiaların mayınlı arazi gibi bu ülkenin önüne konmasını beklemek gerekmezdi'' dedi.

Ağar, vatandaşların bugün AB üyeliğine geçmişe nispetle daha soğuk baktığını da savunarak, Meclis desteği olmadan AB yolunda yürünemeyeceğini söyledi.

''BU GEMİ KARAYA OTURURSA''
DYP Genel Başkanı Ağar, son dönemlerde bazı kentlerde yaşanan olaylara da değinerek, ''Millet hassas olduğu değerler konusunda tepkisini ortaya koydu'' dedi.

Türkiye'nin artık bu gerginlikleri geride bırakması gerektiğini ifade eden Ağar, şöyle konuştu:

''Türkiye'de sokak gösterilerini önlemek resmi görevi olmayan insanların işi değildir. Bu konuda yetki, güvenlik güçlerindedir ve bu konuda sağduyu hakim olmuştur. Çünkü, bundan sonrası, artık o değerlere zarar verir. İnanıyorum ki özgürlüklerin yerleştiği bir toplumda insanlar daha sorumluluk sahibi olacaklar, gerginliklerin yerini diyalog ve asgari müştereklerdeki işbirlikleri alacaktır. Bu tür gerginliklerin durmadan tekrar edildiği bir ülkede kazanan kimse olamaz. Bu gemi karaya oturursa içinde kimin zafer kazandığının, kimin yenildiğinin ne önemi var?

Bu ülke için sadece bölücü eğilimleri değil, yerli yersiz bölücülük kaygıları duymak da tehdit edicidir.

Bu ülkede en büyük milliyetçilik, en büyük vatanseverlik, ülkenin birlik şartlarını sağlama milliyetçiliği, vatanseverliğidir. Milliyetçiliğin misyonu, Türkiye'yi küçültmek değil, büyütmektir. Milliyetçilik, bu ülkeyi medeni dünyanın gelişmiş ülkeleri seviyesine çıkartmak, onların da önüne geçirmektir.''

Ağar, Osmanlı döneminde ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında çıkarılan kanunların ülkede yaşan insanları ırk, din ayrımı yapmadan vatandaş saydığını anlatarak, ''Meclis'in 85. yılında daha az temsil sağlamak isteyenlerle ülkenin bazı insanlarının bu Meclis'te temsil edilmesine mani olmak isteyenler şunu bilmelidirler ki Meclis tarihi ile iftihar etmektedir. Bu Meclis, etnik menşeine, fikrine, mezhebine, meşrebine bakmaksızın tüm milletin fertlerinin meclisi olmuştur ve öyle de kalacaktır'' diye konuştu.