Kasapoğlu, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Gürcistan-Azerbaycan sınırında düşen askeri kargo uçağında şehit olan askerlere Allah'tan rahmet, ailelerine ve Türk milletine başsağlığı diledi.
Engelliliğin emeğin, üretimin, hakkaniyetin ve toplumsal barışın tam merkezinde bulunan ortak konu olduğunu belirten Kasapoğlu, Türkiye'de engelli istihdamına ilişkin güçlü yasal çerçeve bulunduğunu vurguladı. Bu hukuki çerçevenin kıymetli olduğuna değinen Kasapoğlu, "Elbette kağıt üzerinde var olan kota, bununla birlikte sahada karşılaştığımız tablo bizlere çok daha gerçekçi bilgiler sunuyor. Aslolan engelli bireylerin işe erişimini ve işte kalıcı olmasını sağlamak ve sadece giriş kapısını açmak değil, içerideki tüm koridorları da engelliler için erişilebilir hale getirmek." dedi.
Kasapoğlu, engelli bireyin performansına uygun pozisyonda istihdam edilmesi, eğitim ve yükselme imkanlarına erişmesi, çalışma arkadaşlarıyla sağlıklı iletişimi ve insan kaynakları politikalarında ayrımcılığa maruz kalmamasını "güvenli çalışma ikliminin olmazsa olmazları" şeklinde niteledi.
Kota sisteminin ruhunun korunmasının ve "toplumun her alanında engelli bireylerin yeri vardır" iradesinin diri olmasının önemine işaret eden Kasapoğlu, "Bazı iş yerlerinde karşılaştığımız durum, kotanın bazen mecburen doldurulan bir tablo satırına dönüşmesi. Biz istiyoruz ki bu anlayış değişsin ve engelli çalışan iş yerinde statü gereği değil, katkısıyla, yetkinliğiyle, emeğiyle var olsun." ifadelerini kullandı.
- "25 bine yakın boş kontenjan var"
HAK-İŞ Konfederasyonu Danışmanı Ahmet Sarıtaş da Kişisel Verileri Koruma Kanunu (KVKK) çerçevesinde sendikaların Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından net rakamları alamadıklarını söyledi.
Kendi tespitleriyle ulaştıkları veriye göre yüzde 1'in üzerinde engelli üyeleri bulunduğunu bildiren Sarıtaş, "İŞKUR'dan aldığımız verilere göre 25 bine yakın boş kontenjan olduğunu, bununla beraber dün aldığımız rakam, 92 binin üzerinde engelli vasfı ile iş arayan İŞKUR'a kayıtlı işçi var." açıklamasında bulundu.
Örgütlü oldukları iş yerlerinde imzalanan toplu iş sözleşmelerinde engellilere özel maddeler koydurma gayreti içerisine girdiklerini anlatan Sarıtaş, engelli işçilerin sendikalı olması için de çalışmalar yaptıklarından bahsetti.
Mevcut kota sisteminin özellikle özel sektörde uygulanmadığını ve yaptırımların caydırıcılıktan uzak olduğunu dile getiren Sarıtaş, şöyle konuştu:
"Kota noktasında yükümlülüğünü yerine getirmeyen işletmelere ciddi yaptırımlar ve bunun yanında bu yaptırımların uygulanabilmesi için gerek sendikalar ve diğer kamu kurumları tarafından da bunun etkin ve izlenebilir hale getirilmesini talep ediyoruz. Yine korumalı iş yerleri sayısının artırılması, bununla ilgili mesleki rehabilitasyonu da teşvik edecek bir uygulama noktasına geçmek ve yeni kurulan işletmelerin korumalı iş yeri statüsü alabilmesi için kriterleri önceden tamamlamasının sağlanmasının gerekliliğini savunuyoruz."
Sarıtaş, sendika olarak açık kontenjanların hangi alanlarda olduğuna ve mesleki dağılımına ilişkin verilere ulaşamadıklarını da sözlerine ekledi.
DİSK Sendika Uzmanı Gökmen Mumcular ise bir çalışma yaparken en temel eksikliği "veri bulmada" yaşadıklarını kaydetti.
KVKK nedeniyle üyelerin engelli olup olmadığı bilgisine erişemediklerini aktaran Mumcular, Genel İş Sendikası olarak örgütlü oldukları belediye ve iştiraklerindeki toplu iş sözleşmelerine engellilere ilişkin maddeler eklendiğini söyledi.
Engelli işçilerin iş yerindeki koşullarının iyileştirilmesine yönelik tüm sorumluluğun işverene ait olduğunu vurgulayan Mumcular, "Olumsuz hava koşulları olduğu günlerde giriş ve çıkış saatlerinde engelli bireylere ayrıcalık tanınmasını talep ediyoruz." dedi.
- "TİSK ekosistemi bünyesinde 300 engellinin istihdam edilmesini hedefliyoruz"
TİSK Eğitim ve Gelişim Direktörü Gürhan Höke de Avrupa Birliği (AB) hibesiyle yürüttükleri Mesleki Eğitim Alanında Kapsayıcı Uygulamalar Projesi'nde, iş gücü piyasasında yer alan, özellikle de kurumsal şirketlerin engelli istihdam ve gelişimi konusundaki iyi uygulamalarının yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalar yaptıkları bilgisini paylaştı.
İŞKUR'la imzaladıkları nitelikli iş gücü yetiştirilmesine yönelik işbirliği protokolü kapsamında engelli bireylerin mesleki gelişim ve istihdamı projesini yürüttüklerini bildiren Höke, "Bu kapsamda binlerce çalışan ve çalışan adayı engellinin mesleki eğitimini desteklemeyi ve proje sonuna kadar da yasal yükümlülüklerin üzerinde TİSK ekosistemi bünyesinde 300 engellinin istihdam edilmesini hedefliyoruz." şeklinde konuştu.
Bir kişinin engelli kadrosunda istihdam edilmesi için en az yüzde 40 oranında bir ya da birden fazla türde engele sahip olması gerektiğine işaret eden Höke, engel oranları arttıkça istihdam edilme şanslarının da azaldığını dile getirdi.
Bu durumdaki kişilerin engelli yükümlülüğünü karşılama katsayılarını artırarak istihdamlarının özendirilmesi gerektiğini vurgulayan Höke, "Zihinsel ve ruhsal engelliler gibi istihdamda ekstra zorluk çekilen engel türleri içerisinden istihdam eden iş yerleri için de benzer yaklaşım benimsenerek, iş gücü piyasasında engel türleri açısından çeşitlilik ve kapsayıcılığın desteklenmesi gerekiyor." değerlendirmesini yaptı.
