2006-04-21 - 17:24
SAVCI SARIKAYA'NIN MESLEKTEN İHRAÇ EDİLMESİ...
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın meslekten ihraç edilmesine ilişkin kararı değerlendirirken, ''Öncelikle bu kararın çok ağır olduğunu söylemeliyim ve üzüntü duyduğumu ifade etmeliyim'' dedi.
Arınç, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Türkiye'de bulunan çocukları kabul ettikten sonra gazetecilerin Van
Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın meslekten ihraç edilmesine ilişkin sorusunu yanıtladı.

Sarıkaya'nın Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kararıyla meslekten ihraç edildiğini, karar kesinleşinceye kadar görevden
alındığını duyduğunu ifade eden Arınç, şunları söyledi:

''Kanunumuz gereği, mevzuat gereği hakkında yapılan soruşturma Adalet Bakanlığı tarafından HSYK'ya sevk edilmiş, orada 7 üyenin
katılımıyla yapılan toplantıda bir üyenin muhalefetine karşı oy çoğunluğu ile meslekten ihraç kararı verilmiş.

Öncelikle bu kararın çok ağır olduğunu söylemeliyim ve üzüntü duyduğumu ifade etmeliyim.

Ben de yargının bir parçası olan avukatlık mesleğini 25 yıl süreyle yaptım. Dolayısıyla yargının sorunlarını, yargıda diğer
konumları taşıyan Cumhuriyet savcısı ve hakimlerin içinde bulunduğu şartları, mevzuatı az çok biliyorum. Fakat, bu karar açıklandıktan
sonra Meclis'teki bazı bilgilere başvurdum.

Meclis'te daha önce milletvekillerimiz tarafından Adalet Bakanlığı'na yöneltilmiş soru önergeleri var. Mutlaka siz de merak
etmişsinizdir. Bu soru önergelerinden güncel olanları seçtim ve Sayın Bakanın verdiği cevapları inceledim. 2000 yılından 2005 sonuna kadar
takriben 5 yıllık dönemde 10 bine yaklaşan müracaat yapılmış. Hakim ve savcılar ile idari yargı olmak üzere... Bunlardan önemli bulunanlar,
ilk incelemeden sonra üzerinde durulması gerektiğine inanılanlar da HSYK'ya gönderilmiş. Bu 5 yıllık süreç içinde meslekten ihraç
edilenlerin sayısı 20'yi geçmiyor. 10 bine yakın şikayetten sadece 20'si meslekten ihraç olarak sonuçlandırılmış.''

TBMM Başkanı Bülent Arınç, Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın meslekten ihraç edilmesiyle
ilgili kararı değerlendirirken, ''Bu, vicdanları yaralayan, adalet duygusun zayıflatan ve maalesef bazı mercileri yıpratacak olan bir
karardır. 'Oh ne iyi oldu' diye zil takıp oynayanlara, 'yapmayın' demek istiyorum'' diye konuştu.

Arınç, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Türkiye'de bulunan çocukları kabul ettikten sonra gazetecilerin Van
Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın meslekten ihraç edilmesine ilişkin sorusunu cevapladı.

Yargı mensupları ile ilgili uyarma, kınama, kademe ilerlemesinin durdurulması, aylıktan kesme ve benzeri cezaların da verilebileceğini
hatırlatan Arınç, en ağır cezanın meslekten ihraç olduğunu ifade etti.

Arınç, şunları söyledi:

''Her ne kadar bunun kesin bir karar olmadığını, itiraz mercileri olduğunu biliyoruz. Ancak ilk bakışta, işlediği iddia edilen suçla
orantılı olarak bir ceza verilmiş diye baktığımızda, bunu göremiyoruz. Göremediğimiz için de fevkalade üzülüyoruz. Çünkü, karar açıklandıktan
sonra şu söylenmiştir: 'Savcının eylemi başlı başına bir suç teşkil etmemektedir. Buna rağmen mesleğin vakar ve haysiyetine ilişkin bir
maddeden dolayı meslekten ihraç edilmiştir.' Ölçüsüz ve orantısız bir ceza ile karşı karşıyayız.

Mademki tek başına bir suç teşkil etmiyor, sadece mesleğin vakarına yakışmayan bir hareket olarak nitelendirilmiştir, bunun en
ağır cezasının ya uyarma ya kınama olması gerekir. Ben HSYK üyesi değilim, görevlerine de karışacak değilim. Ama ceza adaletinde önemli
olan şey, yapılan eylemle karşılığındaki sonucun birbiriyle orantılı olmasıdır.''

Daha önceki ihraçların rüşvet gibi, para almak gibi, gayri ahlaki durum gibi, sahte karar yazmak gibi işlemler nedeniyle olduğunu
bildiklerini ifade eden Arınç, ''Bunlar gerçekten ağır eylemlerdir ve sonunda vatandaşı mağdur eden, adalete, yargıya güveni sarsan ve
yargının kendi içinde en büyük sorun olarak gördüğü cüzden meselesiyle ilgili konulardır'' diye konuştu.

''İDDİANAMEDE ADIM GEÇTİ''
Van Cumhuriyet Savcısı Sarıkaya'ya yöneltilen bütün itirazların, onun iddianamesine konu ettiği olaylarla ilgili olduğunu hatırlatan
Arınç, bu konuda açıklama yaptıklarını söyledi. Arınç, şöyle devam etti:

''Suçlanan kişilerin kendilerini savunma durumunda olduklarını, aynı zamanda bir ön mekanizma olarak Sayın Genelkurmay Başkanı'nın
izin verip vermeme yetkisine sahip olduğunu ifade etmiştik. Hatta Sayın Kara Kuvvetleri Komutanımızın 'ben gerekirse yargılanırım hatta
avukata bile ihtiyaç duymam. Kendim gider savunmamı yaparım' sözünü takdire değer bulduğumuzu, bu ifade sebebiyle kendisiyle gurur
duyduğumuzu da ifade etmiştim.

Siyasi hayatım boyunca pek çok iddianamede ismim geçti. Bu iddianamelerden bizi yaralayanlar da üzenler de oldu. RP'nin kapatılma
davasındaki iddianamenin içinde Bülent Arınç, arkadaşlarıyla beraber 'metastaz yapan habis urlar' diye nitelendirilmişti. O zamanın savcısı
hakkındaki şikayetlerimiz ise 'ne var bunda' denilerek geçiştirilmişti. Pek çok iddianameden memnun olmayabilirsiniz. Ama
iddianame sadece yargının bir tarafıdır ve iddia eder. Sanığın lehinde aleyhinde olan delilleri toplar, mahkemenin önüne çıkarır. Asıl
yargılamayı yapacak olan hakimlerdir. Hakimler, iddianame ile bağlı değildir. Soruşturmayı genişletebilirler, başından iddianameyi geri
gönderebilirler, suç vasfını değiştirebilirler, ağırlaştırılmış müebbet hapis talebiyle gelen bir iddianameye beraat kararı
verebilirler.''

Arınç, bir savcının iddianamesinin içindeki unsurlar bakımından eleştirilebileceğini belirterek, ''savcı böyle düşünmüş ve yazmıştır.
İddianamesini düzenlerken bilerek, farkında olarak, isteyerek yaptığı eylemi suç teşkil eden bir olay varsa bunun karşılığının da bulunması
gerekir'' dedi.

''BAZI MERCİLER''
Arınç, şöyle konuştu:

''Ama 'hem eylem suç değildir' diyeceksiniz, sübjektif bir tanımlama ile Van Cumhuriyet Savcısını meslekten ihraç edeceksiniz. Bu
vicdanları yaralayan, adalet duygusunu zayıflatan ve maalesef bazı mercileri yıpratacak olan bir karardır. Çünkü, bu konuda siyasetçiler
konuştur, Sayın Cumhurbaşkanımız konuşmaların içinde vardır, Genelkurmay Başkanı'nın açıklamalarının içinde vardır. Şimdi 'onlar
bunu konuştular da savcı meslekten ihraç edildi' diye bir kanaat sokaktaki vatandaşa hakim olursa, bundan Van Cumhuriyet Savcısı kadar
yargı da büyük ve ağır bir darbe almış olur.

Çok üzüldüğümü ifade edeyim. 'Oh ne iyi oldu' diye zil takıp oynayanlara 'yapmayın' demek istiyorum.
Savcılar amme adına iddia ederler. İddianamelerini beğenmek zorunda değilsiniz. Her şey sonunda hakimlere kalır. Hakimlerin
karaları da temyiz mercilerinden geçer ve kesinleşir. Bir savcının iddianamesi bahane edilerek bu kadar gürültü koparmanın, orantısız bir
ceza vermenin Türkiye'de adalete, bağımsız yargıya olan inancı zayıflatacağından endişe ediyorum.''

''GEÇMİŞ OLSUN''
Bu ve buna benzer konularla ilgili Meclis'te 23 Nisan'da yapılacak özel oturumunda bir konuşma yapacağını bildiren Arınç, sözlerini şöyle
sürdürdü:

''Dolayısıyla bazı konulara orada temas etmek istiyorum. Türkiye ilerliyor, büyüyor, güçleniyor. Bunu zedeleyecek, örseleyecek,
gölgeleyecek hiç bir davranışa müsaade etmemek gerekir. Geçmiş olsun diyorum. İnanıyorum ki itirazlar sonucunda savcı hak ettiği cezayı
almalıdır. Şu anda verilen ceza hak etmediği, ağır bir cezadır. Bundan dolayı kendisine de ailesine de geçmiş olsun diyorum. Yargı sonucunu
hepimiz merakla bekliyoruz.''

Arınç, bir gazetecinin, ''HSYK'nın kararı, psikolojik baskı altında aldığını düşünüyor musunuz?'' sorusunu yanıtlarken de HSYK'da
şahsen tanıdığı, çok beğendiği arkadaşları bulunduğunu söyledi. Kurulun verdiği kararın hangi gerekçelerle alındığını sorma veya
tartışma konumunda bulunmadığını belirten Arınç, ''Bu o Kurula da Kurul üyelerine de saygısızlık olur'' dedi.

''TOKAT'IN KARŞILIĞI 20 YIL DEĞİL''
Verilen kararın ölçüsüz olduğunu ifade eden Arınç, bunu da hem Adalet Bakanı'nın milletvekillerine verdiği cevapların içerisinde hem
de hayatın olağan akışı, yargı mekanizmasının içinde bulunduğu durum itibarıyla söylediğini kaydetti. ''Bir insan bir başkasına tokat atsa
bunun karşılığı 20 yıl hapis cezası değildir'' diyen Arınç, hakaret suçlarının bile para cezasıyla karşılandığını söyledi. Arınç, ''Bir
insan diğerine tokat atmayı bırakın sadece kötü bir sözle hakaret etmişse bunun cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis değildir. Bunu
söylemek istiyorum. 'tecride koyalım, F tipinde saklayalım' bu eylemle sonuç arasında doğru bir orantı olması gerekir'' diye konuştu.

HAFTANIN DERBİSİ
Arınç, bir gazetecinin, ''Beşiktaşlı biri olarak Fenerbahçe-Galatasaray maçıyla ilgili bir tahmininiz var mı?''
sorusuna, ''Beşiktaş'ın şampiyonluğunun konuşulmadığı bir maç için değerlendirmede bulunmam abesle iştigal olur'' karşılığını verdi.