2005-04-07 - 13:05
CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ ANADOL: ''İNCİRLİK ÜSSÜ İLE İLGİLİ BİR EMRİVAKİ YAPILMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ''
Anadol, Parlamento'da düzenlediği basın toplantısında, Kuzey Irak'taki gelişmeler, Suriye, İran, Kafkasya ve Balkanlar'daki durumun Türkiye'nin stratejik önemini artırdığını ve İncirlik Üssü'nün de dünyanın gündemine oturduğunu söyledi
CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, ''İncirlik'in NATO amaçları dışında kullanılmasına ilişkin Meclis'i devre dışı bırakarak, ABD ile bir anlaşma yapılacağına'' dönük haberlere dikkati çekerek, ''Böyle bir anlaşma yapma yetkisi Anayasamıza göre yalnızca Meclis'e aittir. Anayasa'nın 92. maddesini deldirmeyeceğiz. İncirlik Üssü ile ilgili bir emrivaki yapılmasına izin vermeyeceğiz'' dedi.

Anadol, Parlamento'da düzenlediği basın toplantısında, Kuzey Irak'taki gelişmeler, Suriye, İran, Kafkasya ve Balkanlar'daki durumun Türkiye'nin stratejik önemini artırdığını ve İncirlik Üssü'nün de dünyanın gündemine oturduğunu söyledi. İncirlik Üssü'nün askeri önemi dışında enerji yolları üzerinde bulunması dolayısıyla öneminin bir kat daha arttığını dile getiren Anadol, ancak her gün Türkiye ve dünya medyasında İncirlik Üssü ile ilgili olarak haber ve yorumlar çıktığı halde hükümetin, ''derin bir sessizlik içinde'' olduğunu ifade etti.

Hükümetin, İncirlik gibi Türkiye'nin ulusal çıkarları bakımından önem taşıyan bir konuda dahi bugüne kadar ne ana muhalefet partisine, ne Dışişleri Komisyonu'na ne de Genel Kurul'a bilgi verdiğini belirten Anadol, bunun, parlamenter sistemin işlerliği, saydamlık ve açıklık bakımından son derece kaygı verici bir durum olduğunu söyledi.

1980'de Demirel Hükümeti'nin, Meclis'i devre dışı bırakarak Bakanlar kurulu kararıyla SEİA diye adlandırılan Savunma ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması'nı yaptığını; bugün bu durumun emsal gösterilmek istendiğini öne süren Anadol, şöyle dedi:

''Ne ilginçtir ki o zaman 'Bu anlaşma niye Meclis'e gelmedi' diye Demirel hakkında Meclis Soruşturması açılmasını isteyen milletvekilleri arasındaydım, bugün de yine muhalefetteyim. 1980'de yapılan bu anlaşmanın 2005'e yansıtılmak istenmesi akla, mantığa ve hukuka terstir. Bir kere o zaman 2 kutuplu bir dünya vardı. NATO başka bir anlam içeriyordu. Bugün NATO'nun görev alanı değişmiş ve çok daha genişlemiştir. 1980 ile bugüne kıyaslamak aşırı zorlamadır ve olmayacak iştir.''

İncirlik Üssü'nün NATO amaçlı kullanılmasının başka şey, NATO amacı dışında birtakım askeri müdahaleler için lojistik destek amaçlı kullanılmasının başka şey olduğunu ifade eden Kemal Anadol, ''Bu, anayasaya aykırıdır. Türkiye'nin ulusal çıkarlarını ilgilendiren İncirlik, parlamentodan kaçırılmak istenmektedir'' diye konuştu.

Hukukçu veya dış politika uzmanı olmaya gerek bulunmadığını, Anayasa'nın 92. maddesinin gayet açık olduğunu ifade eden Anadol, yurtdışına asker gönderme ve yurda asker kabul etme yetkisinin tamamenMeclis'e ait olduğunu vurguladı.

CHP olarak bu konunun peşini bırakmayacaklarını belirten Anadol, yasama organının yetkisinin elinden alınmasına izin vermeyeceklerini söyledi. Anadol, ''İncirlik Üssü ile ilgili bir emrivaki yapılmasına izin vermeyeceğiz. Anayasa'nın 92. maddesini deldirmeyeceğiz'' dedi.

Kemal Anadol, bir gazetecinin, ''Demirel hakkında, anayasanın hangi maddesine dayanarak soruşturma istedikleri ve sonucun ne olduğu'' yolundaki sorusu üzerine, ''TCK'nın 125. maddesine dayanarak soruşturma istedik. 125. maddede 'Türk topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancıların egemenliğine terk etmek' suçu düzenleniyordu. 125. maddenin içeriği sonra biraz değişmiştir. Soruşturmayı verdikten sonra ise 12 Eylül darbesi oldu. Önerge elbette bir sonuca ulaşamadı''dedi.

Anadol, İncirlik Üssü'nün lojistik destek amaçlı ABD'nin kullanımına açılması durumunda, ''yarın İran veya Suriye'ye yapılacak bir tecavüzde kullanımına meydan verecek bir yorum yapılabileceğini'' söyledi. Anadol, ''O nedenle böyle susmakla konu geçiştirilemez.

Hükümetin bir an evvel Meclis'e bilgi vermesi lazım. Unutulmamalıdır ki bu konuda karar vermeye yetkili tek organ Meclis'tir'' diye konuştu.

Kemal Anadol, dün bildiri dağıtmak isteyen üç kişinin bir grup vatandaş tarafından linç edilmek istenmesiyle ilgili olarak da ''Çok tehlikeli bir gerginlik'' ifadesini kullandı.

Hükümetin görevinin gerginlikleri tırmandırmak yerine toplumsal barışı sağlamak olduğunu dile getiren Anadol, Mersin'deki bayrak olayından sonra toplumda gelişen hassasiyetin, uluslararası bazı emrivakiler karşısında hükümetin sessiz kalması sonucu patlama noktasına geldiğini iddia etti.

Anadol, Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç'un Rus turistlerle ilgili değerlendirmesinin de çok üzücü olduğunu ifade etti. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 15-22 Nisan tarihle arasında gerçekleştirmeyi planladığı Turizm Haftası'nı Bakan Koç'un bir hafta önce bir kahvede,
üstelik bir de ''gaf yaparak'' başlattığını ifade eden Anadol, dost bir halkı aşağılamaya kimsenin hakkı bulunmadığını söyledi. Bakan Koç'u ''Rus halkından özür dilemeye ve sözlerini geri almaya'' çağıran Anadol, ''Sayın Bakan, mikrofondan söyleyip sonra da 'duymasınlar' diyor. Kendisini ciddiyete davet ediyorum'' dedi.