2004-12-07 - 10:45
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Funda Sadık Ahmet'in Batı Trakya Türk Birliği Derneği tarafından Ankara Ticaret Odası Salonu'nda gerçekleştirilen Resim Sergisi ve "Kardan Kız" şiir kitabının tanıtım törenine katıldı.
TBMM Başkanı Bülent Arınç, törende yaptığı konuşmada, Sadık Ahmet'i seven insanlarla bir araya gelmekten mutluluk duyduğunu söyledi.
ATO'nun büyük bir kadirşinaslık göstererek Sadık Ahmet'in kızının şiirlerini bir kitapta topladığını belirten Arınç, ''Böyle bir atmosferde duygulanmamak, mutlu olmamak mümkün değil'' dedi.
''Biz Türk milliyetçisiyiz. Milletimize, milletimizin değerlerine, Anadolumuzun inancına, tarihine, kültürüne bağlıyız'' diye konuşan Arınç, ancak bunu siyasi olayların zemininde kullanmak ve başka sınırlara taşırmamak gerektiğini söyledi.
Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Josep Borrell'in Türkiye ziyaretine değinen Arınç, ''Kendisi benim konuğum olarak Türkiye'ye geldi. 17 Aralık öncesinde Türkiye'yi ziyaretinde yarar gördüğümüz için, Türkiye'yi yakından tanıma imkanı bulması için bu ziyareti çok önemsemiştik'' dedi.
Türkiye'nin dışarıda yanlış tanındığını veya hiç tanımadığını belirten Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Hiç tanınmaması biraz affedilir, ama yanlış tanınması çok kötü. Türkiye hakkında olumsuz düşüncelere sahip olanların bütün kanaatleri, yanlış düşünceye dayalı. Biz, iki yıldan bu yana, parlamenter diplomasiye çok önem verdik. Halkları, milletleri temsil eden parlamentolardır. Türk milletinin temsilcisi Parlamentonun karşı muhatap ülkenin parlamentosuyla görüşmesi, iki ülke halkının birbirini tanıması anlamına gelir. Bu iki yıllık dönemde biz, parlamento başkanlarıyla, dostluk guruplarıyla, parlamentolarda bulunan komisyonlarla sıkı bir ilişki içerisine girdik, kendimizi daha iyi tanıtma fırsatı bulmaya çalıştık. Bunun faydalı olduğunu düşünüyorum. Hükümetler arası ilişkiler ne kadar önemliyse, parlamentolar arası ilişkiler de o kadar önemlidir.''
TBMM Başkanı Arınç, Avrupa Parlamentosu Başkanı Borrell'in Türkiye'ye gelmeden önce, ''Kürdistanı da ziyaret edeceğim'' sözlerinin yansıdığını hatırlatarak , şöyle konuştu:
''Ben kendisiyle özel görüşmemde, bu sözünü ne maksatla söylediğini, neyi kast ettiğini sordum. Zaten buraya gelmeden önce de bir açıklamada dil sürçmesi olduğunu, 'yanlış yaptım' dediğini duymuştum. 'Ben Kürdistan diye bir yeri tarif etmedim. Kürt kökenli Türk vatandaşlarının çoğunlukla yaşadığı Diyarbakır'ı ziyaret edeceğimi kast etmek için bunu söyledim' dedi.''
Borrell'in ziyareti sırasında kendisine bir yemek verdiğini ve bu yemek sırasında misafirine bir not iletildiğini bildiren Arınç, ''ETA yine Madrid'e bombalar koydu, bombalar patladı. Meraklandı, yakınlarından bilgi topladı. 4-5 bomba patlamıştı ama can kaybı yoktu. Bu vesileyle İspanya'nın siyasi durumu söz konusu oldu. Bask diye ayrı bir bölge var. İspanya'yı Türkiye zannediyor. Türkiye'yi yanlış tanımak ve Türkiye'yi hiç tanımamanın ne kadar kötü sonuçlar doğurabileceğini bir vesileyle yakından da görmüş olduk'' diye konuştu.
Arınç, Borrell'in Diyarbakır ziyareti sırasında hiçbir yabancı heyetin yapmadığını yaparak şehit ailelerini ziyaret ettiğine dikkati çekerek, ''Bu, bizim açımızdan önemlidir. Şehit ailelerini ziyaret eden ve batıdan gelen parlamento başkanı nezdinde bir ziyaret yapılmışsa bu herhalde Türkiye hakkında edindiği faydalı bilgilerin bir sonucu olmalıdır'' dedi.
Arınç, Borrell'in Diyarbakır ziyareti sırasında ve Türkiye'den ayrılırken, Türkiye'nin AB üyeliği için çok olumlu şeyler söylediğini belirtti.
Türkiye'nin son iki yıldır dış politikada çok dinamik bir yapı içinde olduğunu ifade eden Arınç, ''Türkiye'nin buna ihtiyacı var, kendi içine kapanık, başı önde bir toplum olmak yerine, başı dik, tarihinden güç alan, milletinin inancının, kültürünün, örf, adet ve geleneklerini yaşattığı bir büyük ülke olarak bu yanlışlıkları çatır çatır düzeltmek mecburiyetinde. Yanlışlıkları düzeltmek bizim görevimizidir, doğruları büyütmek, doğruları paylaşmak ve Türkiye'nin geleceği noktasında çok güzel şeyler yapmak amacındayız'' diye konuştu.
''SADIK AHMET'İN HATIRASINA SAHİP ÇIKIYORUZ''
Doktor Sadık Ahmet'i hiç görmediğini ifade eden Arınç, onun kişiliğini, mücadelesini, cesaretini, kararlılığını bildiğini ve takdir ettiğini söyledi.
Doktor Sadık Ahmet'in şehit olduğunu ve şehitlerin ölmediklerini vurgulayan Arınç, ''Sadık Ahmet'in bir davası vardır. Batı Trakya halkı için büyük bir cesaretle mücadele etmiş, kendisine her zaman zulüm edilmiştir, mazlum ve mağdur edilmiştir'' dedi.
Arınç, Sadık Ahmet'in ölümünden sonra onun davasına eşi ve evlatlarının sahip çıktığını ifade ederek, ''Türkiye'de milyonlarca insan onun hatırasına sahip çıkıyor. Biz burada, sadece Sadık Ahmet'i değil, Batı Trakya'nın her yerinde ayakta durabilmek için mücadele eden, Türkiye ile bağlantısını kesmeyen, inancından kopmayan, Türklüğünü inkar etmeyen insanları da hatırlamış oluyoruz'' diye konuştu.
Arınç, konuşmasının ardından, Funda Sadık Ahmet'in ''Kardan Kız'' isimli şiir kitabından iki şiir seçerek okudu.
Arınç, daha sonra, Funda Sadık Ahmet'in resim sergisini açarak, sergiyi gezdi.
ATO'nun büyük bir kadirşinaslık göstererek Sadık Ahmet'in kızının şiirlerini bir kitapta topladığını belirten Arınç, ''Böyle bir atmosferde duygulanmamak, mutlu olmamak mümkün değil'' dedi.
''Biz Türk milliyetçisiyiz. Milletimize, milletimizin değerlerine, Anadolumuzun inancına, tarihine, kültürüne bağlıyız'' diye konuşan Arınç, ancak bunu siyasi olayların zemininde kullanmak ve başka sınırlara taşırmamak gerektiğini söyledi.
Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Josep Borrell'in Türkiye ziyaretine değinen Arınç, ''Kendisi benim konuğum olarak Türkiye'ye geldi. 17 Aralık öncesinde Türkiye'yi ziyaretinde yarar gördüğümüz için, Türkiye'yi yakından tanıma imkanı bulması için bu ziyareti çok önemsemiştik'' dedi.
Türkiye'nin dışarıda yanlış tanındığını veya hiç tanımadığını belirten Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Hiç tanınmaması biraz affedilir, ama yanlış tanınması çok kötü. Türkiye hakkında olumsuz düşüncelere sahip olanların bütün kanaatleri, yanlış düşünceye dayalı. Biz, iki yıldan bu yana, parlamenter diplomasiye çok önem verdik. Halkları, milletleri temsil eden parlamentolardır. Türk milletinin temsilcisi Parlamentonun karşı muhatap ülkenin parlamentosuyla görüşmesi, iki ülke halkının birbirini tanıması anlamına gelir. Bu iki yıllık dönemde biz, parlamento başkanlarıyla, dostluk guruplarıyla, parlamentolarda bulunan komisyonlarla sıkı bir ilişki içerisine girdik, kendimizi daha iyi tanıtma fırsatı bulmaya çalıştık. Bunun faydalı olduğunu düşünüyorum. Hükümetler arası ilişkiler ne kadar önemliyse, parlamentolar arası ilişkiler de o kadar önemlidir.''
TBMM Başkanı Arınç, Avrupa Parlamentosu Başkanı Borrell'in Türkiye'ye gelmeden önce, ''Kürdistanı da ziyaret edeceğim'' sözlerinin yansıdığını hatırlatarak , şöyle konuştu:
''Ben kendisiyle özel görüşmemde, bu sözünü ne maksatla söylediğini, neyi kast ettiğini sordum. Zaten buraya gelmeden önce de bir açıklamada dil sürçmesi olduğunu, 'yanlış yaptım' dediğini duymuştum. 'Ben Kürdistan diye bir yeri tarif etmedim. Kürt kökenli Türk vatandaşlarının çoğunlukla yaşadığı Diyarbakır'ı ziyaret edeceğimi kast etmek için bunu söyledim' dedi.''
Borrell'in ziyareti sırasında kendisine bir yemek verdiğini ve bu yemek sırasında misafirine bir not iletildiğini bildiren Arınç, ''ETA yine Madrid'e bombalar koydu, bombalar patladı. Meraklandı, yakınlarından bilgi topladı. 4-5 bomba patlamıştı ama can kaybı yoktu. Bu vesileyle İspanya'nın siyasi durumu söz konusu oldu. Bask diye ayrı bir bölge var. İspanya'yı Türkiye zannediyor. Türkiye'yi yanlış tanımak ve Türkiye'yi hiç tanımamanın ne kadar kötü sonuçlar doğurabileceğini bir vesileyle yakından da görmüş olduk'' diye konuştu.
Arınç, Borrell'in Diyarbakır ziyareti sırasında hiçbir yabancı heyetin yapmadığını yaparak şehit ailelerini ziyaret ettiğine dikkati çekerek, ''Bu, bizim açımızdan önemlidir. Şehit ailelerini ziyaret eden ve batıdan gelen parlamento başkanı nezdinde bir ziyaret yapılmışsa bu herhalde Türkiye hakkında edindiği faydalı bilgilerin bir sonucu olmalıdır'' dedi.
Arınç, Borrell'in Diyarbakır ziyareti sırasında ve Türkiye'den ayrılırken, Türkiye'nin AB üyeliği için çok olumlu şeyler söylediğini belirtti.
Türkiye'nin son iki yıldır dış politikada çok dinamik bir yapı içinde olduğunu ifade eden Arınç, ''Türkiye'nin buna ihtiyacı var, kendi içine kapanık, başı önde bir toplum olmak yerine, başı dik, tarihinden güç alan, milletinin inancının, kültürünün, örf, adet ve geleneklerini yaşattığı bir büyük ülke olarak bu yanlışlıkları çatır çatır düzeltmek mecburiyetinde. Yanlışlıkları düzeltmek bizim görevimizidir, doğruları büyütmek, doğruları paylaşmak ve Türkiye'nin geleceği noktasında çok güzel şeyler yapmak amacındayız'' diye konuştu.
''SADIK AHMET'İN HATIRASINA SAHİP ÇIKIYORUZ''
Doktor Sadık Ahmet'i hiç görmediğini ifade eden Arınç, onun kişiliğini, mücadelesini, cesaretini, kararlılığını bildiğini ve takdir ettiğini söyledi.
Doktor Sadık Ahmet'in şehit olduğunu ve şehitlerin ölmediklerini vurgulayan Arınç, ''Sadık Ahmet'in bir davası vardır. Batı Trakya halkı için büyük bir cesaretle mücadele etmiş, kendisine her zaman zulüm edilmiştir, mazlum ve mağdur edilmiştir'' dedi.
Arınç, Sadık Ahmet'in ölümünden sonra onun davasına eşi ve evlatlarının sahip çıktığını ifade ederek, ''Türkiye'de milyonlarca insan onun hatırasına sahip çıkıyor. Biz burada, sadece Sadık Ahmet'i değil, Batı Trakya'nın her yerinde ayakta durabilmek için mücadele eden, Türkiye ile bağlantısını kesmeyen, inancından kopmayan, Türklüğünü inkar etmeyen insanları da hatırlamış oluyoruz'' diye konuştu.
Arınç, konuşmasının ardından, Funda Sadık Ahmet'in ''Kardan Kız'' isimli şiir kitabından iki şiir seçerek okudu.
Arınç, daha sonra, Funda Sadık Ahmet'in resim sergisini açarak, sergiyi gezdi.
