2006-07-17 - 15:40
Halkın terör örgütüne sırt dönmesinin terörle mücadelede en yüksek moral güç olduğuna dikkat çeken TBMM Başkanı Arınç;"Vatandaşlarımızın önünde de belediye başkanları olmalıdır. Kanaat önderleri olmalıdır. Halkımızın, sivil toplum örgütlerinin önde gelen kişileri olmalıdır. Onlar devletine bağlılıklarını, bayrağımıza bağlılıklarını, bir ve beraber olduğumuzu en yüksek sesle ortaya koymalıdırlar." dedi.
TBMM Başkanı Arınç "Özellikle Kürt kökenli vatandaşlarımızın terör
örgütüne karşı çıktıklarını yüksek sesle ilan etmelerini bekliyorum." dedi.
Halkın terör örgütüne sırt dönmesinin terörle mücadelede en yüksek moral
güç olduğuna dikkat çeken TBMM Başkanı Arınç;
"Vatandaşlarımızın önünde de belediye başkanları olmalıdır. Kanaat önderleri
olmalıdır. Halkımızın, sivil toplum örgütlerinin önde gelen kişileri olmalıdır.
Onlar devletine bağlılıklarını, bayrağımıza bağlılıklarını, bir ve beraber
olduğumuzu en yüksek sesle ortaya koymalıdırlar." dedi.
Arınç, TRT-2 kanalında katıldığı programda gündemdeki konulara
ilişkin çeşitli soruları cevapladı. Arınç, artan terör olaylarıyla
ilgili soruyu yanıtlarken, çok üzgün olduğunu ifade etti. Bugün 8
şehidin toprağa verildiğini hatırlatan Arınç, Sedat Akça adlı şehidin
Polatlı'daki ailesini dün ziyaret ettiğini ve acılarına ortak olmaya
çalıştığını söyledi. Türkiye'nin çeşitli yerlerinde şehit cenazeleri
kaldırılırken, yeni haberler geldiğini anlatan Arınç, bugün de Van'da
2 polisin şehit düştüğünü öğrendiğini kaydetti.
Arınç, şunları söyledi:
''Üzüntümüz büyüktür. Millet olarak bu üzüntüyü ta can evimizde
hissediyoruz. Özellikle son haftalarda tırmanma eğilimi gösteren
terörden dolayı ocaklarımız sönüyor. Pırıl pırıl gençlerimiz,
memleketimizi, vatanımız, bayrağımızı korumak uğruna, bölücülüğe
fırsat vermemek amacıyla hayatlarını kaybediyorlar.
Tabii kanları yerde kalmayacaktır, intikamları alınacaktır. Bu
olaylara sebep olanlar ölü veya diri ele geçirilecektir. Cezaları
verilecektir. Bu hiç bir şekilde bir geriye gidişi, bir korkuyu
getirmeyecektir. Çünkü, yurt savunmasında bugüne kadar görevlerini hep
kahramanca yapan insanlar bundan sonra da yapacaktır. Bundan en küçük
bir kuşkumuz yok.
Artık terör bitmelidir, sona ermelidir. Bunu hepimiz istiyoruz. Bu
cennet vatanda hepimizin huzur içinde yaşamaya hakkı var. Güvenlik
güçlerimizin asker olsun, polis olsun mücadele için tüm yetkileri
vardır. Tüm araç, gereçleri silahları mevcuttur. İstenen her şey,
helikopter ve ağır silahlar dahil olmak üzere emirlerine verilmiştir.
Bu konuda tek görevleri olan terörle mücadele konusunda kendilerine
hükümetin de milletin de Meclisin de çok büyük desteği vardır.''
TERÖRLE MÜCADELE YASASI
TBMM Başkanı Arınç, Meclisin son çalışma gününde, Terörle Mücadele
Yasasında değişiklik öngören bir yasanın kabul edildiğini
hatırlatarak, ''Bugün itibarıyla 15. gün. Sanıyorum Sayın
Cumhurbaşkanı, bu kadar derin bir inceleme yaptıklarına göre, bugün
akşam Terörle Mücadele Kanununu ya onaylayacaklardır veya eksik
bulduğu hususlar varsa tekrar TBMM'ye göndereceklerdir'' diye konuştu.
Söz konusu kanunun içine konulması gereken konuların Meclis
tarafından yerine getirildiğini bildiren Arınç, bundan sonra gereken
yasal tedbirler yönünden tüm yetkinin güvenlik güçlerine verileceğini
ve terörle mücadelede güvenlik güçlerine en büyük maddi-manevi desteği
sağlayacaklarını söyledi.
Meclisin olağanüstü toplanmasına ilişkin bir soruyu cevaplarken de
Arınç, dün ve bugün Terörle Mücadele Üst Kurulunun olağanüstü
toplandığını hatırlattı. Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile dün
akşam saatlerinde görüştüğünü, görüşmede Dışişleri Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Abdullah Gül, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ve Adalet
Bakanı Cemil Çiçek'in de hazır bulunduğunu bildirdi.
Arınç, şu anda güvenlik güçlerinin ilave olarak herhangi bir
talepte bulunmadıklarını belirterek, ''(her şeyimiz var, bu mücadeleyi
sürdüreceğiz. Bu mücadelede muvaffak olacağız) diyorlar. Yeni
tedbirlere ihtiyaç duyuluyorsa bu konuda Hükümetin talebiyle
Meclisimiz her zaman gereğini yerine getirecektir'' dedi.
''HALK TERÖR ÖRGÜTÜNE SIRT DÖNDÜ''
Bülent Arınç, Tunceli'ye yaptığı ziyareti hatırlatarak, sözlerini
şöyle sürdürdü:
''Ziyaretimden önce de benim gelişimi fırsat bilen PKK veya PKK
yanlılarının eylem yapacaklarından bahsedilmişti. Bunun aslının
olmadığı ortaya çıktı. Tunceli ziyaretimde beni çok memnun eden bir
olay da halkımızın devletine, milletine, hükümetine sahip çıkmasıdır.
'Terörle artık iç içe değiliz, terörü istemiyoruz, huzur içinde
yaşamak istiyoruz' diyorlar. Güvenlik güçleri ve valilikle çok iyi
ilişkiler kurduklarını gözlemledim.
Bu sebeple halkın terör örgütüne sırt dönmesi, onları reddetmesi,
bence terörle mücadele için en yüksek moral güçlerden bir tanesidir.
Bu vesileyle ben özellikle Kürt kökenli vatandaşlarımızın terör
örgütüne karşı çıktıklarını yüksek sesle ilan etmelerini bekliyorum.
Vatandaşlarımızın önünde de belediye başkanları olmalıdır. Kanaat
önderleri olmalıdır. Halkımızın, sivil toplum örgütlerinin önde gelen
kişileri olmalıdır. Onlar devletine bağlılıklarını, bayrağımıza
bağlılıklarını, bir ve beraber olduğumuzu en yüksek sesle ortaya
koymalıdırlar. Terör örgütüne kesinlikle bundan böyle ilgi
duymayacaklarını, geçmişte de böyleydi ama artık bunu ilan etmelerini
bekliyoruz.
Tunceli'de belediye başkanı sayın hanımefendiyi ziyaretimde de bu
konunun özellikle üzerinde durdum. DTP'li belediye başkanlarının çok
önemli bir görev üstlenmeleri gerektiğini ona söyledim.''
DÜNYA BARIŞINI BOZACAK TAVIRLAR...
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Ortadoğu'daki son gelişmelerle ilgili olarak da
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri ve Filistin Yasama Kurulu Başkanı
Abdülaziz El Duveyk'ten birer mektup aldığını söyledi
TBMM Başkanı Arınç, bugün Lübnan Meclis Başkanı Berri ile Filistin
Yasama Kurulu Başkanı El Duveyk'ten birer mektup aldığını belirterek,
Berri'nin mektubunda ''İsrail'in Lübnan'a gerçekleştirdiği saldırılara
son vermesi için baskı yapılmasını ve İsrail'in 1982 yılında başkent
Beyrut'a gerçekleştirdiği saldırılar sonucunda uğradığı bozgundan ders
almasını'' istediğini açıkladı. Mektupta ''İsrail'in Filistin halkına
ve Lübnan'a gerçekleştirdiği saldırgan politikasını durdurmaya yönelik
ikna çabalarına devam edilmesi ile saldırılara, yapılacak parlamenter
girişimlerle son verilmesinin ümit edildiğini'' de anlatan Arınç,
şunları söyledi:
''Daha önce de Filistin Yasama Kurulu Başkanı El Duveyk bize bir
mektup göndermişti. Biz de hem kendisine hem de İsrail Meclis
Başkanı'na yazdığımız mektupla cevap vermiştik. Bugün Abdülaziz El
Duveyk'ten bir mektup daha aldım. Sadece mektup yazmak, sadece bu
saldırıların sona ermesini istemek çok yeterli değil. Bu konuda Sayın
Başbakanın daha büyük çabaları oldu. Hem Filistin kanadıyla hem İsrail
kanadıyla hem Sayın Bush ve hem Sayın Putin ile bu konuları
görüştüğünü biliyorum. Şu ana kadar bir netice almak mümkün olmadı.
İsrail'in saldırganlığına karşı maalesef G-8 zirvesinden de somut
bir netice çıkmadı. Bir-iki askerin kaçırılması bahanesiyle önce
Gazze'de Hamas'a karşı, daha sonra da Lübnan'da Hizbullah'a karşı
bombalar yağdırılmaya başlandı.
Siviller ölüyor, çocuklar ölüyor. Köprüler, Su şebekeleri, yollar
tahrip ediliyor. Lübnan 15-20 yıl sonra tekrar tahrip olma sürecine
girdi. Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora, bütün dünyaya bu saldırıların
durdurulması çağrısında bulunuyor. İsrail'in kural tanımazlığı,
orantısız güç kullanımı ve 'bana karşı yapılan en küçük hadiseyi bile
ben en şiddetli şekilde cevaplandırırım' şeklinde dünyaya meydan
okuyan tavırları, dünya barışını bozacak nitelikte görünüyor.''
SURİYE-İRAN
TBMM Başkanı Arınç, bir taraftan Suriye, bir taraftan da İran'ın
bu olaylarla bağlantılı olarak bir tehdit altında olduklarının
söylenebileceğini ifade ederek, ''Bunun İran'ın nükleer silahlarla
ilgili tutumuna bir gözdağı mı olduğu yoksa Suriye'ye karşı bir başka
tehdit ve şantaj anlamına mı geldiği...Tabi bu senaryolar içinde
konuşulan hususlar'' dedi.
Arınç, hemen ateşkes ilan edilmesi, kan dökülmesinin önlenmesi ve
Filistin tarafının da ellerindeki askerleri bir an önce teslim
etmeleri çağrısında bulundu.
örgütüne karşı çıktıklarını yüksek sesle ilan etmelerini bekliyorum." dedi.
Halkın terör örgütüne sırt dönmesinin terörle mücadelede en yüksek moral
güç olduğuna dikkat çeken TBMM Başkanı Arınç;
"Vatandaşlarımızın önünde de belediye başkanları olmalıdır. Kanaat önderleri
olmalıdır. Halkımızın, sivil toplum örgütlerinin önde gelen kişileri olmalıdır.
Onlar devletine bağlılıklarını, bayrağımıza bağlılıklarını, bir ve beraber
olduğumuzu en yüksek sesle ortaya koymalıdırlar." dedi.
Arınç, TRT-2 kanalında katıldığı programda gündemdeki konulara
ilişkin çeşitli soruları cevapladı. Arınç, artan terör olaylarıyla
ilgili soruyu yanıtlarken, çok üzgün olduğunu ifade etti. Bugün 8
şehidin toprağa verildiğini hatırlatan Arınç, Sedat Akça adlı şehidin
Polatlı'daki ailesini dün ziyaret ettiğini ve acılarına ortak olmaya
çalıştığını söyledi. Türkiye'nin çeşitli yerlerinde şehit cenazeleri
kaldırılırken, yeni haberler geldiğini anlatan Arınç, bugün de Van'da
2 polisin şehit düştüğünü öğrendiğini kaydetti.
Arınç, şunları söyledi:
''Üzüntümüz büyüktür. Millet olarak bu üzüntüyü ta can evimizde
hissediyoruz. Özellikle son haftalarda tırmanma eğilimi gösteren
terörden dolayı ocaklarımız sönüyor. Pırıl pırıl gençlerimiz,
memleketimizi, vatanımız, bayrağımızı korumak uğruna, bölücülüğe
fırsat vermemek amacıyla hayatlarını kaybediyorlar.
Tabii kanları yerde kalmayacaktır, intikamları alınacaktır. Bu
olaylara sebep olanlar ölü veya diri ele geçirilecektir. Cezaları
verilecektir. Bu hiç bir şekilde bir geriye gidişi, bir korkuyu
getirmeyecektir. Çünkü, yurt savunmasında bugüne kadar görevlerini hep
kahramanca yapan insanlar bundan sonra da yapacaktır. Bundan en küçük
bir kuşkumuz yok.
Artık terör bitmelidir, sona ermelidir. Bunu hepimiz istiyoruz. Bu
cennet vatanda hepimizin huzur içinde yaşamaya hakkı var. Güvenlik
güçlerimizin asker olsun, polis olsun mücadele için tüm yetkileri
vardır. Tüm araç, gereçleri silahları mevcuttur. İstenen her şey,
helikopter ve ağır silahlar dahil olmak üzere emirlerine verilmiştir.
Bu konuda tek görevleri olan terörle mücadele konusunda kendilerine
hükümetin de milletin de Meclisin de çok büyük desteği vardır.''
TERÖRLE MÜCADELE YASASI
TBMM Başkanı Arınç, Meclisin son çalışma gününde, Terörle Mücadele
Yasasında değişiklik öngören bir yasanın kabul edildiğini
hatırlatarak, ''Bugün itibarıyla 15. gün. Sanıyorum Sayın
Cumhurbaşkanı, bu kadar derin bir inceleme yaptıklarına göre, bugün
akşam Terörle Mücadele Kanununu ya onaylayacaklardır veya eksik
bulduğu hususlar varsa tekrar TBMM'ye göndereceklerdir'' diye konuştu.
Söz konusu kanunun içine konulması gereken konuların Meclis
tarafından yerine getirildiğini bildiren Arınç, bundan sonra gereken
yasal tedbirler yönünden tüm yetkinin güvenlik güçlerine verileceğini
ve terörle mücadelede güvenlik güçlerine en büyük maddi-manevi desteği
sağlayacaklarını söyledi.
Meclisin olağanüstü toplanmasına ilişkin bir soruyu cevaplarken de
Arınç, dün ve bugün Terörle Mücadele Üst Kurulunun olağanüstü
toplandığını hatırlattı. Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile dün
akşam saatlerinde görüştüğünü, görüşmede Dışişleri Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Abdullah Gül, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ve Adalet
Bakanı Cemil Çiçek'in de hazır bulunduğunu bildirdi.
Arınç, şu anda güvenlik güçlerinin ilave olarak herhangi bir
talepte bulunmadıklarını belirterek, ''(her şeyimiz var, bu mücadeleyi
sürdüreceğiz. Bu mücadelede muvaffak olacağız) diyorlar. Yeni
tedbirlere ihtiyaç duyuluyorsa bu konuda Hükümetin talebiyle
Meclisimiz her zaman gereğini yerine getirecektir'' dedi.
''HALK TERÖR ÖRGÜTÜNE SIRT DÖNDÜ''
Bülent Arınç, Tunceli'ye yaptığı ziyareti hatırlatarak, sözlerini
şöyle sürdürdü:
''Ziyaretimden önce de benim gelişimi fırsat bilen PKK veya PKK
yanlılarının eylem yapacaklarından bahsedilmişti. Bunun aslının
olmadığı ortaya çıktı. Tunceli ziyaretimde beni çok memnun eden bir
olay da halkımızın devletine, milletine, hükümetine sahip çıkmasıdır.
'Terörle artık iç içe değiliz, terörü istemiyoruz, huzur içinde
yaşamak istiyoruz' diyorlar. Güvenlik güçleri ve valilikle çok iyi
ilişkiler kurduklarını gözlemledim.
Bu sebeple halkın terör örgütüne sırt dönmesi, onları reddetmesi,
bence terörle mücadele için en yüksek moral güçlerden bir tanesidir.
Bu vesileyle ben özellikle Kürt kökenli vatandaşlarımızın terör
örgütüne karşı çıktıklarını yüksek sesle ilan etmelerini bekliyorum.
Vatandaşlarımızın önünde de belediye başkanları olmalıdır. Kanaat
önderleri olmalıdır. Halkımızın, sivil toplum örgütlerinin önde gelen
kişileri olmalıdır. Onlar devletine bağlılıklarını, bayrağımıza
bağlılıklarını, bir ve beraber olduğumuzu en yüksek sesle ortaya
koymalıdırlar. Terör örgütüne kesinlikle bundan böyle ilgi
duymayacaklarını, geçmişte de böyleydi ama artık bunu ilan etmelerini
bekliyoruz.
Tunceli'de belediye başkanı sayın hanımefendiyi ziyaretimde de bu
konunun özellikle üzerinde durdum. DTP'li belediye başkanlarının çok
önemli bir görev üstlenmeleri gerektiğini ona söyledim.''
DÜNYA BARIŞINI BOZACAK TAVIRLAR...
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Ortadoğu'daki son gelişmelerle ilgili olarak da
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri ve Filistin Yasama Kurulu Başkanı
Abdülaziz El Duveyk'ten birer mektup aldığını söyledi
TBMM Başkanı Arınç, bugün Lübnan Meclis Başkanı Berri ile Filistin
Yasama Kurulu Başkanı El Duveyk'ten birer mektup aldığını belirterek,
Berri'nin mektubunda ''İsrail'in Lübnan'a gerçekleştirdiği saldırılara
son vermesi için baskı yapılmasını ve İsrail'in 1982 yılında başkent
Beyrut'a gerçekleştirdiği saldırılar sonucunda uğradığı bozgundan ders
almasını'' istediğini açıkladı. Mektupta ''İsrail'in Filistin halkına
ve Lübnan'a gerçekleştirdiği saldırgan politikasını durdurmaya yönelik
ikna çabalarına devam edilmesi ile saldırılara, yapılacak parlamenter
girişimlerle son verilmesinin ümit edildiğini'' de anlatan Arınç,
şunları söyledi:
''Daha önce de Filistin Yasama Kurulu Başkanı El Duveyk bize bir
mektup göndermişti. Biz de hem kendisine hem de İsrail Meclis
Başkanı'na yazdığımız mektupla cevap vermiştik. Bugün Abdülaziz El
Duveyk'ten bir mektup daha aldım. Sadece mektup yazmak, sadece bu
saldırıların sona ermesini istemek çok yeterli değil. Bu konuda Sayın
Başbakanın daha büyük çabaları oldu. Hem Filistin kanadıyla hem İsrail
kanadıyla hem Sayın Bush ve hem Sayın Putin ile bu konuları
görüştüğünü biliyorum. Şu ana kadar bir netice almak mümkün olmadı.
İsrail'in saldırganlığına karşı maalesef G-8 zirvesinden de somut
bir netice çıkmadı. Bir-iki askerin kaçırılması bahanesiyle önce
Gazze'de Hamas'a karşı, daha sonra da Lübnan'da Hizbullah'a karşı
bombalar yağdırılmaya başlandı.
Siviller ölüyor, çocuklar ölüyor. Köprüler, Su şebekeleri, yollar
tahrip ediliyor. Lübnan 15-20 yıl sonra tekrar tahrip olma sürecine
girdi. Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora, bütün dünyaya bu saldırıların
durdurulması çağrısında bulunuyor. İsrail'in kural tanımazlığı,
orantısız güç kullanımı ve 'bana karşı yapılan en küçük hadiseyi bile
ben en şiddetli şekilde cevaplandırırım' şeklinde dünyaya meydan
okuyan tavırları, dünya barışını bozacak nitelikte görünüyor.''
SURİYE-İRAN
TBMM Başkanı Arınç, bir taraftan Suriye, bir taraftan da İran'ın
bu olaylarla bağlantılı olarak bir tehdit altında olduklarının
söylenebileceğini ifade ederek, ''Bunun İran'ın nükleer silahlarla
ilgili tutumuna bir gözdağı mı olduğu yoksa Suriye'ye karşı bir başka
tehdit ve şantaj anlamına mı geldiği...Tabi bu senaryolar içinde
konuşulan hususlar'' dedi.
Arınç, hemen ateşkes ilan edilmesi, kan dökülmesinin önlenmesi ve
Filistin tarafının da ellerindeki askerleri bir an önce teslim
etmeleri çağrısında bulundu.
