2025-11-27 - 23:15
ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANLIĞININ 2026 YILI BÜTÇESİ TBMM PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONUNDA
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 2026 yılı bütçesinin görüşmeleri başladı.

Komisyon, AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplandı.

Komisyonda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 2026 yılı bütçesinin yanı sıra Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün, Meteoroloji Genel Müdürlüğünün ve İklim Değişikliği Başkanlığının bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporları, Kentsel Dönüşüm Başkanlığının özel bütçe, bütçe, kesin hesap, Sayıştay raporu, Türkiye Çevre Ajansının Sayıştay raporu görüşülecek.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının 2026 yılı bütçelerine ilişkin sunum yaptı.

Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde 10 Ağustos'ta meydana gelen depremin ardından afet konutlarının inşasına başlandığını belirten Kurum, 1 yıl içinde konutların anahtarlarının teslim edileceğini bildirdi.

6 Şubat 2023'te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ilk dakikasından itibaren, afetzedelerin yanından bir an bile ayrılmadıklarını vurgulayan Kurum, "Afetin 15'inci gününde ilk temelleri attık, 45'inci günde ilk anahtarları teslim ettik." diye konuştu.

Deprem bölgesinde saatte 23, günde 550 konut üretildiğine dikkati çeken Kurum, bölgede dünyanın en hızlı ve en büyük konut seferberliği gerçekleştirildiğini ifade etti.

Kurum, depremden etkilenen 11 ilde yapılan çalışmalara değinerek, bölgede başka bir şehircilik rekorunu altyapı yatırımlarıyla kırdıklarını dile getirdi.

Şu ana kadar deprem bölgesindeki 4 bin 333 köyde 46 bin köy evini teslim ettiklerini anlatan Kurum, bu sayıyı 63 bine tamamlayacaklarını söyledi.

Bakan Kurum, 13 yıl önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul'da başlattığı "Türkiye'nin her yerinde kentsel dönüşüm seferberliğiyle" Türkiye'nin geleceğini inşa etmeye devam ettiklerini ifade etti.

Bu anlayışla 2 milyon 252 bin ev ve iş yerini yenileyerek yaklaşık 10 milyon kişiyi sağlıklı yuvalara taşıdıklarını belirten Kurum, şu anda 81 ilde, 258 bin ev ve dükkanın yenileme çalışmalarını süratle tamamladıklarını aktardı.

Türkiye'de yapılan her 2 dönüşüm projesinden birini İstanbul'da gerçekleştirdiklerine dikkati çeken Kurum, "İstanbul'da bugüne kadar 924 bin ev ve iş yerimizi dönüştürme başarısını gösterdik, 175 bin bağımsız bölümün yapımına da devam ediyoruz. 'Yarısı Bizden' kampanyamızla dönüşüme aldığımız 78 bin ev ve işyerimiz hızla yapılıyor. 2026'da da İstanbul'u depreme hazırlamaya devam edecek ve hiçbir farklı gündemin İstanbul'un güvenli geleceğinin önüne geçmesine müsaade etmeyeceğiz." diye konuştu.

- "Haksız ve yersiz konut kiralarını ve fiyatlarını en aşağı seviyelere çekeceğiz"

TOKİ eliyle bugüne kadar 1 milyon 750 bin konutun hak sahiplerine teslim edildiğini bildiren Kurum, 81 ilde 1615 şantiyede, 410 bin yuva, park, bahçe, cami, okul ve sosyal donatının inşasını kararlılıkla sürdürdüklerini söyledi.

Bakan Kurum, 81 ilde hayata geçirilecek Yüzyılın Konut Projesi'ne de değinerek, şunları kaydetti:

"Başvuruların başladığı 10 Kasım'dan bugüne, iftiharla söylüyorum ki 5 milyon 314 bin kardeşimiz projemize müracaat etmiştir. Yüzyılın Konut Projesi bu katılım sayısıyla, Cumhuriyet tarihi boyunca kamu eliyle başlatılan projeler arasında, en yüksek başvuruya mazhar olan proje olarak şehircilik tarihindeki yerini almıştır. Çünkü milletimiz devletinin, hükümetinin ve liderinin sözüne sonuna kadar güvenmekte ve yanında durmaktadır. İlk kuramızı 29 Aralık'ta çekeceğiz. Hemen temelleri atacak ve 500 bin yuvamızın ilk anahtarlarını Mart 2027'de sahiplerine sunacağız. Projemiz, 1,5 trilyon liralık bir ekonomik büyüklüğüyle 300 ayrı sektörde görülmemiş bir ticari hareketliliği ortaya çıkaracak ve hem ekonomimize katkı sağlayacak hem üretimimizi ve istihdamımızı artırıp yüzbinlerce kardeşimize iş imkanı sunacak. Bu projeyle milletimizin canına tak eden haksız ve yersiz konut kiralarını ve fiyatlarını en aşağı seviyelere çekeceğiz."

İklim değişikliği nedeniyle yaklaşık 900 milyon insanın kuraklık, sel ve hava kirliliği gibi olumsuz etkileri aynı anda yaşadığını söyleyen Kurum, "2025 yılının ilk yarısında doğal afetlerden kaynaklanan toplam ekonomik kayıp, yaklaşık 131 milyar doları geçmiştir ve bu kayıpların yüzde 88'i meteorolojik kaynaklıdır." diye konuştu.

Türkiye'de her yıl ortalama 2 bin civarında orman yangınının çıktığına dikkati çeken Kurum, "İklim kaynaklı olarak yaşadığımız bu afetlere karşı topraklarımızı ve milletimizi korumak için 2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Kalkınma hedefimizi titizlikle yürütüyoruz." açıklamasını yaptı.

-"Dünya, çevre politikaları konuşulurken Türkiye'nin sesini daha güçlü duyacak"

Türkiye'nin 2026 yılında düzenlenecek COP31'e ev sahipliği yapacağını anımsatan Kurum, şöyle devam etti:

"Bu, yalnızca küresel bir organizasyona ev sahipliği yapmak değildir. Türkiye'nin uluslararası arenada çevre ve iklim diplomasisinde kazandığı itibarın, örnek alınan stratejik vizyonunun, uzun yıllar süren gayretlerin ve en çok da gençlerimizin ısrar ve fikirlerinin bir sonucudur. Bugün COP31 başkanlığıyla Türkiye, gençlerin hayalini bir adım daha ileriye taşımış, dünyanın çevre politikalarını belirleyen en büyük platformun direksiyonuna geçmiş, küresel iklim gündemini yönlendirme fırsatını eline almıştır. İklim değişikliğiyle mücadelede yol gösteren, öncülük eden bir aktör haline gelmiştir. Bundan böyle dünya, çevre politikaları konuşulurken Türkiye'nin sesini daha güçlü duyacak, verilen kararların merkezinde Türkiye'nin vizyonunu bulacaktır."

Şu anda İklim Kanunu'nu tamamlayacak ikincil mevzuat hazırlığının hızla devam ettiğini bildiren Kurum, "2026 yılında hayata geçireceğimiz Türkiye Emisyon Ticaret Sistemi'yle sera gazı emisyonlarını azaltacak, dış ticaretteki rekabet gücümüzü artıracak, çevresel ve ekonomik çıkarlarımızı koruyacağız." dedi.

Her geçen gün daha fazla kuvvetli meteorolojik hadiselerin yaşandığını ifade eden Kurum, "Meteorolojik mobil erken uyarı sistemlerimizle, milletimizin can ve mal emniyeti için çalışmaya devam ediyoruz. Doğal kaynaklarımızı korumak için çölleşmeyle mücadele çabalarımızı da her geçen gün artırıyoruz. Tahrip olmuş hazine arazilerinde 2021'den bu yana 8,5 milyon metrekarelik alanı ağaçlandırdık." değerlendirmesinde bulundu.

Ulusal Depozito Yönetim Sistemi'yle yeni bir aşamaya geçildiğini dile getiren Kurum, sistemin Samsun, Erzurum, Konya, İzmir, Gaziantep ve Mersin'de devreye alındığını, 2026 yılında ise her ilde depozitolu sisteme geçileceğini söyledi.

Kurum, sistem sayesinde ekonomiye yıllık 350 milyar lira katkı sunulacağını ve 100 bin kişiye yeni iş imkanı sağlanacağını bildirdi.

-"1000 metreküp ve üzeri arıtma tesislerini 7/24 online takibe aldık"

Marmara Denizi'nde izleme noktalarının sayısını 150'ye çıkardıklarını belirten Kurum, "1000 metreküp ve üzeri tüm arıtma tesislerini 7/24 online takibe aldık. Şu anda İzmit Körfezi'mizde Avrupa'nın en kapsamlı çevre ve denizcilik projesini yürütüyoruz. Körfezde, 1 milyon 850 bin metrekare denizel alanı taradık ve 1 milyon 620 bin metreküp dip çamurunu Marmara Denizi'nden uzaklaştırdık. Mapa-Şamandıra Projemize, pilot bölge olarak belirlediğimiz Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi'nde başladık. 90 kilometrekare alandaki 17 koyda sistemi kuracak, yüzlerce tekneye hizmet vereceğiz." bilgisini paylaştı.

Bakan Kurum, yağmur suyu toplama sistemlerinden yıllık 6,2 milyon, gri su toplama sistemlerinden ise yıllık 4 milyon metreküp tasarruf etmeyi hedeflediklerini vurguladı.

Ülke genelinde 82 milyon metrekare alandaki 543 millet bahçesinin yapımına başladıklarını, bunların 313'ünü hizmete sunduklarını bildiren Kurum, "En son İstanbul'umuzda 1 milyon 215 bin metrekare genişliğiyle Türkiye'nin en büyük millet bahçesi unvanını taşıyan Atatürk Millet Bahçemizi hizmete sunduk. Allah korusun bir afet olduğunda, yüzbinlerce İstanbulluyu barındıracak 40 bin çadırın ve 2 bin konteynerin kurulacağı, hastaneden aşevlerine kadar her türlü ihtiyaca cevap verecek bir afet toplanma alanı olarak tasarladığımız millet bahçemiz milletimize hayırlı olsun." dedi.

Vatandaş ile devlet arasında mülkiyet sorunu kalmaması için 2B ile Hazine'ye ait tarım arazilerinin satışıyla 1 milyon 176 bin hak sahibine tapu sevincini yaşattıklarını dile getiren Kurum, 81 ilde 2B alanlarının tamamının mülkiyet haklarının belirleneceğini, kullanıcıların tespit edileceğini ve yıllardır bekleyenlere tapularını kazandıracaklarını söyledi.

-"Mevcut sığınakları bir yıl içinde mevzuata uygun hale getireceğiz"

Yeni Sığınak Yönetmeliğine değinen Kurum, şunları kaydetti:

"Yeni Sığınak Yönetmeliğimizle de artık yeni metro tünelleri, büyük millet bahçeleri, stadyumlar, alışveriş merkezleri, otoparklar, hastaneler, yurtlar ve 10 bağımsız bölüm üzerindeki konutlarda sığınakları zorunlu hale getirdik. Mevcut sığınakları da bir yıl içinde mevzuata uygun hale getireceğiz. Bakanlığımızın tüm bu çalışmalarını daha da verimli hale getirmek için kadromuzu da güçlendiriyoruz. Buradan gençlerimize müjdemizi veriyorum. 2026 yılında tam 500 kardeşimizi daha ekibimize dahil edeceğiz. Şimdiden gençlerimiz için hayırlı olsun diyorum."

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 2026 yılı bütçesi üzerinde gruplar adına konuşmalar tamamlandı.

CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, eksiklerin eleştirilebileceğini, ancak yapılan doğru işlere de teşekkür edilmesi gerektiğini söyledi.

Erol, Elazığ depreminin ardından TOKİ konutlarının şehrin dışına yapıldığını ve "şehrin bütünlüğünü bozacağı" eleştirisinde bulunduklarını anımsatarak, "Mevcut yerleşim alanlarını ayağa kaldırmaktan ziyade yeni yerleşim bölgelerinde TOKİ konutlarının yapılarak kentte nüfus yoğunluğunun dağıtılmasının bir deprem anında yaşanabilecek riskleri düşürmesi için doğru bir karar olduğunu gördük." diye konuştu.

Deprem sürecini yönetmenin kolay olmadığını dile getiren Erol, "Elazığ'da 3 bina yıkıldı, 37 can kaybımız oldu. Bütün devlet oradaydı. Sayın Bakanım 45 gün süre boyunca Elazığ dışına çıkmadı, müthiş bir performans gösterdi." dedi.

Kahramanmaraş merkezli depremlerdeki can kayıplarını ve yıkılan binaları hatırlatan Erol, "Bunları planlamak kolay işler değil. Sizi ve Bakanlık bürokrasisini kutluyorum. Deprem konutlarının bu kadar kısa sürede, bu kadar büyük miktarda yapılmış olmasını ben bir başarı hikayesi olarak görüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın, Türkiye'nin, çevresel, sosyal ve ekonomik kırılganlıklarının iç içe girdiği bir dönemden geçtiğini kaydetti.

Deprem riski, su krizi, kırılganlık, tarımsal gerileme, hava kirliliği, maden faciaları ve son günlerde zehirlenmelerin de yer aldığı ölümleri anımsatan Akın, "Böylesine kırılgan bir dönemde yaşarken bizim geçmiş dönemdeki rutin politikalarımızı tekrar etmemizin doğru olmadığını, bu tarihsel önemde ciddi bir süreçle karşı karşıya kaldığımızın bilinciyle yeni dönemin siyasetinin de kurulması gerektiğini düşünüyoruz." ifadesini kullandı.

İYİ Parti Bursa Milletvekili Hasan Toktaş, Bakanlığın 2026 yılı bütçesinin hayırlara vesile olmasını diledi.

Vatandaşa sunduğu dijital çalışmalar dolayısıyla Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünü tebrik eden Toktaş, çevre denetimlerinde sanayicilere kesilen cezaları, "yüksekliği" nedeniyle eleştirdi.

Toktaş, hobi bahçelerine yönelik ise "Özellikle pandemi dönemi ve ardından yaşanan büyük depremlerle bu hobi bahçesi artık vatandaş için ihtiyaç haline gelmiştir. Belli bir gelir grubunun üzerindeki vatandaşımız hobi bahçesi ihtiyacı duymaktadır. Bu konuda özel bir imar uygulaması yapılamadığından dolayı neredeyse gördüğümüz bütün hobi bahçeleri aslında kaçak konumdadır." görüşünü paylaştı.

Yeni Yol Partisi Bursa Milletvekili Mehmet Atmaca, deprem bölgesinde yapılan çalışmaları "büyük oranda" takdir ettiğini dile getirdi.

Verilen sözlerle gerçekleştirilenler arasında "farklar olduğunu" savunan Atmaca, "Bu işin tamamen siyasi polemik konusu edilmesi son derece rahatsızlık verici çünkü orada hala devam etmekte olan birçok sorunun örtülmeye çalışıldığını görmekteyiz." dedi. Atmaca, buna rağmen gelinen noktanın küçümsenmemesi gerektiğini belirtti.

- "Yerinde iyileştirme ve sosyal sürdürülebilirlik ilkelerinin güçlü bir örneğidir"

MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy, deprem bölgesinde yürütülen çalışmaların, devletin kriz anlarındaki gücünü ve kararlılığını ortaya koyduğunu vurguladı.

"Yerinde Dönüşüm"ün, Türkiye'nin afetlere karşı şehirleşme anlayışında bir dönüm noktası olduğunu belirten Ersoy, "Vatandaşlarımızın kendi mahallelerinde, kendi parsellerinde, güvenli ve modern yapılara kavuşmasını sağlayan bu model, sosyal dokuyu koruyan, şehirlerin kültürel kimliğini yaşatan ve toplumun psikolojik direncini güçlendiren son derece değerli bir yaklaşımdır. Bu politika, modern şehircilikte esas alınan 'yerinde iyileştirme ve sosyal sürdürülebilirlik' ilkelerinin güçlü bir örneğidir." sözlerini sarf etti.

Bakanlığın yalnızca deprem odaklı değil, diğer pek çok alandaki çalışmalarıyla da kapsamlı bir dönüşüm yürüttüğünün altını çizen Ersoy, "2053 Net Sıfır Emisyon" hedefinin gelecek nesillere daha yaşanabilir bir ülke bırakmayı amaçlayan büyük bir vizyon olduğunu aktardı.

TOKİ'nin ürettiği konutların önemine vurgu yapan Ersoy, şöyle devam etti:

"Yüzyılın Konut Projesi kapsamında hedeflenen 500 bin sosyal konut, Türkiye Yüzyılı vizyonunun insan merkezli şehircilik anlayışının en güçlü yansımasıdır. Gençlere, emeklilere, engellilere, şehit yakınlarına ve dar gelirli vatandaşlara öncelik verilerek yürütülen bu projeler, sosyal devlet ilkesinin en somut karşılığıdır. Kiralık sosyal konut modeli, ilk kez ev sahibi olacak vatandaşlar için getirilen finansman kolaylıkları, uygun ödeme seçenekleri ve yerinde dönüşüm yaklaşımıyla birlikte bakanlığın konut politikaları hem erişilebilir hem sürdürülebilir bir nitelik kazanmıştır."

AK Parti Osmaniye Milletvekili Seydi Gülsoy, Kentsel Dönüşüm Başkanlığının Osmaniye'deki 9 rezerv yapı alanında büyük bir dönüşümün yürütüldüğünü hatırlatarak, projeler tamamlandığında şehre 1889 konut, 982 iş yeri ve 103 ofis kazandırılacağını ifade etti.

"Yüzyılın Konut Projesi" ile Türkiye'nin en büyük sosyal devlet projelerinden birini daha hayata geçirdiklerini anlatan Gülsoy, "Bu program kapsamında, 81 ilimizde 500 bin sosyal konutu vatandaşlarımıza takdim edeceğiz. Bu proje ile niyetimiz, milyonlarca insanımızın ev sahibi olma hayaline ortak olmak ve kira sorununu çözüme kavuşturmaktır. Bir yandan güvenli ve modern kentsel dönüşümlerimize devam ederken, diğer yandan da herkesin erişebileceği sosyal konut üreterek vatandaşlarımızı yeni yuvalarına inşallah kavuşturacağız." dedi.

Gülsoy, Bakanlığın "Sıfır Atık" projesi ile küresel bir başarı hikayesi yazdığını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu proje, sadece geri dönüşüm oranlarını artırmakla kalmamış, aynı zamanda vatandaşlarımızın çevre bilincini de kökten değiştirmiştir. Denizlerimizin, göllerimizin ve akarsularımızın korunmasına yönelik 'Mavi Vatan' stratejimizle uyumlu politikalar, su ekosistemlerimizin geleceğini güvence altına almaktadır. Ülkemiz, Türkiye Yüzyılı vizyonu ile uyumlu, çevreyi koruyan, rekabet gücü yüksek ve 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi doğrultusunda ilerlemektedir. Hazırlamış olduğumuz 'Ulusal Döngüsel Ekonomi Stratejisi ve Eylem Planı' uluslararası ticaretimizi güçlendirerek dünyadaki büyük ekonomiler arasında yer almamızda önemli bir rol oynayacaktır."

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekilleri, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 2026 yılı bütçesi üzerinde görüşlerini dile getirdi.

CHP İzmir Milletvekili Ümit Özlale, konut stokunun hızla arttığını, bunun iyi bir gelişme olduğunu dile getirdi.

Ülkelerin büyüme dinamiğinde inşaat sektörünün önemine değinen Özlale, "Bizim de şu anda nüfusa oranla konut sayımız AB ortalamasının üzerinde. Dolayısıyla inşaat sektörünün bir itici güç olduğundan bahsedebiliriz. Özellikle inşaat altyapı, taahhüt sektöründe de dünyanın önemli şirketlerini kendi bünyemizde barındırdığımız için de mutluluk duymalıyız. Peki, sorun nerede? Sayın Bakan, sorun burada işte. O kadar fazla konut artmasına rağmen TÜİK rakamları konut sahipliğinin hızla gerilediğini gösteriyor. 2014'ten bu zamana bizim konut sahipliğimiz yüzde 5 azalmış." değerlendirmesinde bulundu.

Yeni Yol Partisi Adana Milletvekili Sadullah Kısacık, devletin, 6 Şubat 2023'teki Kahramanmaraş merkezli depremlerin ilk anında ve sonrasındaki günlerde milletin yanında olmada geç kaldığını savundu.

Bakanlığın bütçe görüşmesinde bu konudaki karamsarlığının daha da arttığını belirten Kısacık, "Devlet kurumlarının hala şu anda ileride yaşanacak herhangi bir depreme müdahale anlamında hazır olmadığını gördük." dedi.

Kısacık, ülkenin en büyük riskinin "kuraklık" olduğunun altını çizerek, "Şu anda bırakın tarımsal sulamayı, kullanma suyunu, çoğu ilimizde eğer hava bu şekilde giderse belki bir ay, iki ay içerisinde içecek bir bardak su bulamayacağımız günler geliyor. Su yoksa hiçbir şeyin anlamı yok. Sayın Bakanım, su bitti, su bitti." ifadelerini kullandı.

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, kent planlaması ve gelişiminde "imar" konusunun haksız kazancın yoğunlaştığı alan olarak öne çıktığını kaydetti.

İmar yetkisinin, kullanımda yer yer keyfi uygulamalara ve haksız rantın oluşmasına yol açıldığını belirten Aksu, "Bu istismarın önlenmesi için planlama süreçlerinde şeffaflık ve merkezi denetimin artırılması gerekmektedir." diye konuştu.

Barınma hakkının en temel insan haklarından biri olduğuna dikkati çeken Aksu, şunları kaydetti:

"Konut sektöründeki aşırı fiyat artışlarının önüne geçilmesi, sürdürülebilir konut finansman politikalarının geliştirilmesi ve dar gelirli grupların konuta ulaşılabilirliğinin kolaylaştırılması amacıyla Bakanlığınızın koordinasyonunda kamunun düzenleyici, denetleyici ve yönlendirici rolü üzerindeki eksiklikler giderilmeli, varsa yetki geçişkenlikleri önlenmelidir. Başta arsa olmak üzere, konut maliyetini düşürücü enstrümanlarla alternatif finansman modelleri ve desteklerle konuta erişim artırılabilecektir."

- "Hekimhan adına size teşekkür etmek istiyorum"

CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, kendisine "İlk Evim Arsa" projesinin akıbetinin sorulduğu bir mektubu okudu. Bakan Kurum da bunun üzerine, "Alalım dilekçeyi, dönelim hemen." dedi.

Konuşmasına devam eden Ağbaba, Hekimhan'da başlatılan kentsel dönüşüm uygulamasına ilişkin, "Size çok teşekkür ediyoruz, hiç kırmadınız Hekimhan'ı. Burada huzurlarınızda Hekimhan adına size teşekkür etmek istiyorum. İnşallah, biraz önce konuştuk, o da hızlanır. 2026 Ocak ayında ihaleye çıkacağınız söyleniyor. Hekimhan için önemli bir şey olacak." ifadesini kullandı.

Ağbaba, Yüzyılın Konut Projesi'nde Malatya'ya ayrılan kontenjanın artırılmasını istedi.

Malatya İkizce'de yapılan konutların olduğu bölgede sosyal alanların eksik olduğunu belirten Ağbaba, Malatya'da rezerv alanlarda cami yapımlarına başlanmadığını dile getirdi. Kurum, araya girerek, 12 caminin yapıldığını, 6'sının bittiğini, diğer 6'sının ise 2-3 ay içinde teslim edileceğini bildirdi.

Ağbaba, Malatya'ya katkıları dolayısıyla Bakan Kurum'a teşekkür etti.

DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya, bütçe teklifinin ranta odaklı, sermayeyi güçlendiren ve merkeziyetçi bir anlayış üzerine inşa edildiğini öne sürdü.

Kaya, "Söz konusu programla ne afetlere dirençli kentler kurulabilir ne de ekolojik dengeyi gözeten bir yaşam inşa edilebilir. Bu bütçe Türkiye'nin deprem gerçeği ve derinleşen ekolojik krizi karşısında bir çözüm politikası sunmuyor." dedi.

Bakanlığın temel görevlerinden birinin "çevresel yıkımı önleyici tedbirler almak" olduğunu dile getiren Kaya, Çevre Etki Değerlendirmesi süreçlerinin "çevreyi koruyucu" işlevini yitirdiğini savundu.

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Erhan Usta, kira ve konut sahipliği konusunun Türkiye'nin en güncel meselelerinden biri olduğunu kaydetti.

Hane başına düşen konut sayısı artarken konut sahipliği oranının düştüğünü aktaran Usta, "Bunun anlamı şu, yani ilk konut edinimi zor, yeni haneler, özellikle yeni evlenenler, yeni hane olanlar, aile olanlar konut elde edemiyor. Fakat Türkiye'de hane başına düşen konut sayısı artıyor, çünkü birden fazla olanlar çok rahat bir şekilde 2'nci, 3'üncü, 5'inci konutlarına sahip oluyorlar. Dolayısıyla burada sosyal adalet açısından ciddi bir problem olduğunu görmek lazım." diye konuştu.

Seçim dönemleri öncesi "Yüzyılın Konut Projesi" gibi projelerin başlatıldığını kaydeden Usta, "O zaman ister istemez bir güvensizlik oluşuyor değil mi? Önceki, 1 Milyon Konut Projesi efendim, sözü ne oldu? Orayla ilgili hiçbir gelişme yokken şimdi 500 binin yapılacağına biz nasıl inanacağız?" ifadelerini kullandı.

- "Kapasitemizin ve toparlanma hızımızın somut göstergesidir"

AK Parti Adıyaman Milletvekili Resul Kurt, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ilk anından itibaren yalnızca yaraların sarılması değil, şehirlerin yeniden ayağa kaldırılması ve yaşamın normalleşmesi için tarihin en büyük konut ve kentleşme hamlesi başlatıldığına dikkati çekti.

Deprem bölgesinde yapılan çalışmaları hatırlatan Kurt, "Bu rakamlar sadece yapı üretiminin değil, millet, devlet kenetlenmesinin, afet yönetim kapasitemizin ve toparlanma hızımızın somut göstergesidir." şeklinde konuştu.

Kurt, Adıyaman için ayrılan sosyal konut kontenjanının artırılması, deprem bölgesine başvuru ve hak sahipliği süreçlerinde öncelik verilmesi ve ödeme koşullarında kolaylık sağlanmasını talep etti.

AK Parti Kırşehir Milletvekili Necmettin Erkan, iktidara geldikleri ilk günden itibaren şehirlerdeki düzensiz göç, çarpık kentleşme, gecekondulaşma ve "hazine arazilerinin işgali" gibi kronik sorunların üzerine gittiklerini vurguladı.

Erkan, altyapı sorunlarını önemli ölçüde çözdüklerini kaydederek, şunları kaydetti:

"Kentsel dönüşüm, konut seferberliği, dirençli kentleşme konusunda tarihi adımlar attık. Karşılaştığımız bütün engellere rağmen 2 milyonun üzerinde bağımsız birimi dönüştürmeyi başardık. TOKİ projelerimiz sayesinde insanlarımız sadece ev sahibi değil, aynı zamanda iş sahibi oldu, bu projelerde binlerce insanımız istihdam edildi. AK Parti dönemini öncekilerden farklı kılan eser ve hizmet siyaseti vatandaşlarımızın hayat kalitesini yükseltti."

EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca Demir, "Bütçenin içinden müteahhidi koruma politikası çıkıyor. 2019'da başvuran hak sahiplerine halen teslim yapılmadı. 'TOKİ' mağdurları diye toplumsal kesim var artık bu memlekette. Sizin bakış açınız deprem güvenliği değil patron sevindirme operasyonudur." dedi.

Komisyonda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Kurum, milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtlıyor.