2004-11-29 - 12:00
TBMM Başkanı Arınç 2. Tarım Şurası"nın açılışında yaptığı konuşmada gıda güvenliği konusunda TBMM'nin de üzerine düşen görevi yapmakta olduğunu söyledi.
TBMM Başkanı Bülent Arınç, "Tarımın içerisinden gelen birisi olarak, tarım sektörüne destek olmayı vicdani bir görev sayıyorum" dedi.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından Ankara'da gerçekleştirilen "2. Tarım Şurası"nın açılışında konuşan Arınç, AB'ye tam üyelik müzakerelerinin başlamasıyla birlikte en ciddi dönüşümün tarım sektöründe yaşanacağını hatırlattı ve TBMM'nin tarımla ilgili yasal düzenlemeleri hayata geçirmeye başladığını kaydetti.
Bülent Arınç, AB'ye tam üyelik müzakerelerinin başlamasıyla birlikte en ciddi dönüşümün tarım sektöründe yaşanacağını hatırlattı ve TBMM'nin tarımla ilgili yasal düzenlemeleri hayata geçirmeye başladığını söyledi.
Arınç, Türkiye nüfusunun yüzde 35'nin geçimini sağladığı tarımın, geçmişten bugüne ülkenin lokomotif sektörlerinden biri olduğunu, sahip olduğumuz eşsiz kaynakların ve iklim koşullarının tarımın, nüfusumuzun önemli bir bölümünün vazgeçilemez geçim kaynağı olmasını sağladığını belirtti. Sanayi toplumu olma yolunda hızla ilerleyen Türkiye'nin, halen bir tarım ülkesi olma özelliğini sürdürdüğünü kaydeden Arınç, şöyle dedi:
"Türkiye, geçmişten beri sanayi toplumu olmak ya da tarım toplumu kalmak gibi bir ikilem içerisinde gereksiz tartışmalar yaşıyor. Yapmamız gereken, tarımı, gelişmenin önünde bir engel olarak görmek yerine, sanayi toplumu için gerekli olan yapıya dönüştürmektir.
Türkiye'nin kalkınmasının yolu, tarımın çağdaş imkanlarından yararlanarak bir endüstri ülkesine dönüşmesinden geçmektedir. Yaşanan Avrupa Birliği süreci ve değişen dünya koşulları, eski usullerle yapılan geleneksel tarımın yerini, teknolojinin imkanlarından faydalanan modern tarımın almasını zorunlu kılmaktadır."
Verimliliği artırmaya çalışırken en çok hassas olunması gereken konunun insan sağlığını tehdit eden tarımsal üretim teknikleri konusunda gerekli önlemlerin alınması olduğunu vurgulayan Arınç, son günlerde sıkça tartışılan gıda güvenliği konusunda Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın gerekli dikkat ve özeni gösterdiğini belirterek, "Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak biz de, başlattığımız kısa adı HACCP olan gıda güvenliği denetim sistemi çalışmalarıyla, bu konudaki hassasiyetimizi ortaya koyduk." dedi.
Arınç, Avrupa Birliği süreciyle birlikte Türkiye'de bir çok alanda tam bir dönüşüm yaşandığına işaret ederek, bu tarihi dönüşümün gerçekleşmeye başladığı alanlardan birisinin de tarım sektörü olduğunu söyledi. Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Başta çiftçilerimiz ve üreticilerimiz olmak üzere sektörün tüm temsilcileri bu duruma hazır olmalıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, son dönemde tarım alanında büyük önem taşıyan Gıda Kanunu, Mera Kanunu, Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu gibi bir dizi yasal düzenlemeyi hayata geçirmeye başlamıştır. Nitekim bu hafta Meclis Genel Kurulu'nda Organik Tarım ve Tohumculuk Yasa Tasarıları üzerinde görüşmeler yapılacak. Yani üç gün boyunca burada tarımın sorunları tartışılırken, Meclis Genel Kurulu'nda da tarımla ilgili yasal çalışmalar sürecek.
Meclisimiz bu yasal alt yapı çalışmalarının yanı sıra milletvekillerimizin ortak gayretleriyle, Türkiye'nin tüm bölgelerindeki tarımsal sorunların tartışıldığı demokratik bir platform haline de gelmiştir. Tarım sektörünün yaşadığı tüm sorunları yakından takip ettiğimizi ve çözüm için çalışmalar yaptığımızı bilmenizi isterim.
Ben, Meclis Başkanı olarak, geçimini büyük ölçüde tarım ağırlıklı üretimden sağlayan bir bölgenin insanıyım. Üzümün, tütünün, pamuğun ve diğer ürünlerin ne zahmetlerle yetiştirildiği ve pazarladığını çok iyi biliyorum. Tarımın içerisinden gelen birisi olarak tarım sektörüne destek olmayı vicdani bir görev sayıyorum."
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından Ankara'da gerçekleştirilen "2. Tarım Şurası"nın açılışında konuşan Arınç, AB'ye tam üyelik müzakerelerinin başlamasıyla birlikte en ciddi dönüşümün tarım sektöründe yaşanacağını hatırlattı ve TBMM'nin tarımla ilgili yasal düzenlemeleri hayata geçirmeye başladığını kaydetti.
Bülent Arınç, AB'ye tam üyelik müzakerelerinin başlamasıyla birlikte en ciddi dönüşümün tarım sektöründe yaşanacağını hatırlattı ve TBMM'nin tarımla ilgili yasal düzenlemeleri hayata geçirmeye başladığını söyledi.
Arınç, Türkiye nüfusunun yüzde 35'nin geçimini sağladığı tarımın, geçmişten bugüne ülkenin lokomotif sektörlerinden biri olduğunu, sahip olduğumuz eşsiz kaynakların ve iklim koşullarının tarımın, nüfusumuzun önemli bir bölümünün vazgeçilemez geçim kaynağı olmasını sağladığını belirtti. Sanayi toplumu olma yolunda hızla ilerleyen Türkiye'nin, halen bir tarım ülkesi olma özelliğini sürdürdüğünü kaydeden Arınç, şöyle dedi:
"Türkiye, geçmişten beri sanayi toplumu olmak ya da tarım toplumu kalmak gibi bir ikilem içerisinde gereksiz tartışmalar yaşıyor. Yapmamız gereken, tarımı, gelişmenin önünde bir engel olarak görmek yerine, sanayi toplumu için gerekli olan yapıya dönüştürmektir.
Türkiye'nin kalkınmasının yolu, tarımın çağdaş imkanlarından yararlanarak bir endüstri ülkesine dönüşmesinden geçmektedir. Yaşanan Avrupa Birliği süreci ve değişen dünya koşulları, eski usullerle yapılan geleneksel tarımın yerini, teknolojinin imkanlarından faydalanan modern tarımın almasını zorunlu kılmaktadır."
Verimliliği artırmaya çalışırken en çok hassas olunması gereken konunun insan sağlığını tehdit eden tarımsal üretim teknikleri konusunda gerekli önlemlerin alınması olduğunu vurgulayan Arınç, son günlerde sıkça tartışılan gıda güvenliği konusunda Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın gerekli dikkat ve özeni gösterdiğini belirterek, "Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak biz de, başlattığımız kısa adı HACCP olan gıda güvenliği denetim sistemi çalışmalarıyla, bu konudaki hassasiyetimizi ortaya koyduk." dedi.
Arınç, Avrupa Birliği süreciyle birlikte Türkiye'de bir çok alanda tam bir dönüşüm yaşandığına işaret ederek, bu tarihi dönüşümün gerçekleşmeye başladığı alanlardan birisinin de tarım sektörü olduğunu söyledi. Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Başta çiftçilerimiz ve üreticilerimiz olmak üzere sektörün tüm temsilcileri bu duruma hazır olmalıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, son dönemde tarım alanında büyük önem taşıyan Gıda Kanunu, Mera Kanunu, Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu gibi bir dizi yasal düzenlemeyi hayata geçirmeye başlamıştır. Nitekim bu hafta Meclis Genel Kurulu'nda Organik Tarım ve Tohumculuk Yasa Tasarıları üzerinde görüşmeler yapılacak. Yani üç gün boyunca burada tarımın sorunları tartışılırken, Meclis Genel Kurulu'nda da tarımla ilgili yasal çalışmalar sürecek.
Meclisimiz bu yasal alt yapı çalışmalarının yanı sıra milletvekillerimizin ortak gayretleriyle, Türkiye'nin tüm bölgelerindeki tarımsal sorunların tartışıldığı demokratik bir platform haline de gelmiştir. Tarım sektörünün yaşadığı tüm sorunları yakından takip ettiğimizi ve çözüm için çalışmalar yaptığımızı bilmenizi isterim.
Ben, Meclis Başkanı olarak, geçimini büyük ölçüde tarım ağırlıklı üretimden sağlayan bir bölgenin insanıyım. Üzümün, tütünün, pamuğun ve diğer ürünlerin ne zahmetlerle yetiştirildiği ve pazarladığını çok iyi biliyorum. Tarımın içerisinden gelen birisi olarak tarım sektörüne destek olmayı vicdani bir görev sayıyorum."
