2005-05-29 - 14:00
Arınç, Dünya Ticaret Merkezi'nin verdiği yemekte yaptığı konuşmada ''yasama, yürütme ve yargı güçleri birbirine müdahale etmemeli, birbirlerinin sahasına girmemeli''
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Washington'daki temaslarının ardından Cumartesi günü Chicago'ya geçti ve Dünya Ticaret Merkezi'nin Chicago Klubü'nde verdiği akşam yemeğine katıldı. Arınç burada yaptığı konuşmada, yasama, yürütme ve yargı güçlerinin birbirlerine müdahale etmemesi, birbirlerinin sahasına girmemesi, birbirleriyle rekabet etmemesi, altlık ya da üstlük mücadelesi yapmaması gerektiğini söyledi.
Arınç, Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin'in geçen haftalarda başörtüsü konusunda yaptığı açıklamalara dair bir soruya karşılık, ''Anayasımıza göre egemenlik milletindir ve bu demokrasimizin ve cumhuriyetimizin temel bir ilkesidir'' dedi. Türkiye'de başörtüsüyle ilgili bir tartışma olduğunu belirten Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Anayasa Mahkemesi Başkanı bir toplantıda yaptığı konuşmada, başörtüsüyle ilgili herhangi bir yasa çıkarılamayacağını, daha evvel bu konuda yapılan bazı düzenlemelerin Anayasa Mahkemesi kararlarıyla iptal edildiğini söyledi. Bu konuda itiraz ettim. Başörtüsüyle ilgili olarak değil, ancak Meclis'in yasama yetkisine müdahale etme haklarının olmadığını söyledim.
Çünkü bizim anayasamıza göre bu mahkemenin görevi şudur; bu mahkeme Meclis'ten çıkan yasaların anayasaya uygun olup olmadığını denetler. Şayet anayasaya aykırı görürse o kanunun tümünü veya bazı maddelerini iptal eder. Yeni bir kanun yapmak üzere yine yasama organına, yani Meclis'e gönderir. Yoksa kendisi Meclis'in yerine geçip kanun koyamaz. Çünkü Anayasa Mahkemesi pek çok kanunu, pek çok kanun maddelerini iptal etmiş, yeni düzenlemeler yapılması için de Meclis'e süre tanımıştır. Ben Anayasa Mahkemesi'nin görevini söyledim, ama yasama yetkisinin sadece Meclis'e ait olduğunda ısrar ettim.
Anayasa Mahkemesi gibi bir kurum pek çok ülkede vardır. Ama görevleri birbirinden farklıdır. Biz de hem yasaları denetler, hem de başbakan, bakan ve yüksek bürokratları yargılayacak divan sıfatını taşır. Ben, her organın anayasadan aldığı yetkiyi kullanmasını istiyorum, ama bir başka kurumun yetkisine müdahale etmesini de arzu etmiyorum.''
Aklın, bilimin ve toplumun ihtiyaçlarına göre kanun çıkarılabileceğini, dini kaynakların referans alınamayacağını söyleyen Arınç, aksi halde laiklikten bahsedilemeyeceğini vurguladı. Laikliğin bir din olmadığını ifade eden Arınç, ''Dolayısıyla laikliğe iman etmek gerekmez, ama ona uygun hareket etmek gerekir. Onu bir yaşam biçimi olarak elbette sistem içinde uygulamamız gerekir. Lakin dinsizlik de değildir. Toplum hayatının sağlıklı ve güçlü olması için bence, din ve vicdan özgürlüğüne, fikir özgürlüğüne, teşebbüs özgürlüğüne ihtiyacımız var. Ancak bütün bunların hepsini bir arada aldığımızda gerçek laikliği toplum hayatında görebiliriz'' dedi.
Laikliğin kelime ve kavram olarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na bundan hemen hemen yetmiş yıl önce girdiğine dikkati çeken Arınç, ''Aslında Cumhuriyet'in ilanından sonra da laiklik konusunda büyük gelişmeler yaşandı. Bugün Türkiye'yi başka Müslüman ülkelerden ayıran en büyük özellik de, kimlik olarak halkın Müslümanlık dinine sahip olması ve bir dindar olarak bunu yaşaması, ama sosyal hayatta da laikliği bir yaşam biçimi olarak kabul etmesidir. Bence bu çok güzel bir örnektir'' diye konuştu.
Bülent Arınç, AB ile ilişkiler konusuna değinirken de, bazı Avrupa ülkelerinde Türkiye'ye karşı ciddi muhalefet olduğunu, buna rağmen Türkiye'nin bu zorlu süreci başarıyla tamamlayıp tam üye olacağını umduğunu ifade etti. Arınç, ''AB'nin iki kriteri var: siyasi ve yasal kriterler (Kopenhag kriterleri) ve ekonomik kriterler (Maastricht kriterleri). Türkiye Kopenhag kriterlerini yerine getirmek için çok önemli reformlar yaptı. Maastricht kriterlerine uyum konusunda da son üç yılda Türkiye ekonomik alanda çok önemli gelişmeler sağladı'' şeklinde konuştu.
ULUSAL STRATEJİ FORUMU ÜYELERİYLE BİRARAYA GELDİ
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Chicagoı'da ayrıca, Orta-Amerika Kulubü'nde verilen yemekte Ulusal Strateji Forumu üyeleriyle biraraya geldi. Basına kapalı olan yemekten sonra Arınç ve beraberindeki heyet, Chicago Üniversitesi Ortadoğu Araştırmalar Merkezi'ndeki Türk Kürsüsü'nü ziyaret etti. Türk Kürsüsü Başkanı Doç Dr. Hakan Özoğlu'ndan kürsünün çalışmalarıyla ilgili bilgiler alan Arınç, Türkiye ve Türk tarihi üzerine akademik çalışmalar yürüten Türk ve Amerikalı doktora ve yüksek lisans öğrencileriyle sohbet etti.
Arınç daha sonra Chicago Sun gazetesi yayın heyetini ziyaret etti, kaldığı otelde ise Chicago Tribune gazetesine röportaj verdi. Temasları sırasında Arınç'a Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu, TBMM Başkanı Dışişleri Başdanışmanı Büyükelçi Engin Türker ve Chicago Başkonsolosu Naci Koru da eşlik etti.
E-KONSOLOSLUK UYGULAMASINI İLK BAŞLATAN CHICAGO BAŞKONSOLOSU KORU'DAN BİLGİ ALDI
TBMM Başkanı Bülent Arınç, e-konsolosluk uygulamasını ilk başlatan ve diğer konsolosluklara yaygınlaştırılmasında emeği geçen Chicago Başkonsolosu Naci Koru'dan uygulama hakkında bilgi aldı. Türkiye'nin Chicago Başkonsolosluğu'nu ziyaret eden Arınç, Başkonsolosluk görevlileriyle tanıştı ve kendileriyle bir süre sohbet etti. Uygulamaya yakın ilgi gösteren Arınç, Başkonsolos Koru'nun çalışmalarını takdir etti.
Bu arada, Başkonsolosluk'ta Arınç'ı ziyaret eden Türk Amerikan Bilim Adamları Derneği Başkanı Dr. Süleyman Gökoğlu, ABD'deki Türk bilimadamlarının, Türkiye'ye bilimsel katkıda bulunmak amacıyla başkanı olduğu derneğin çatısı altında örgütlendiklerini söyledi. Dernek olarak ABD'de çeşitli bilimsel konferanslar düzenlediklerini ifade eden Dr. Gökoğlu, Türkiye'de de geniş katılımlı bilimsel toplantılar düzenlemek için TBMM Başkanı Arınç'tan destek istedi.
Arınç ise Dolmabahçe Sarayı başta olmak üzere kendisine bağlı bulunan tüm sarayların bu tür bilimsel toplantılara ev sahipliği yapabileceğini ifade ederek, bu konuda her türlü destekte bulunma sözü verdi.
Arınç, Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin'in geçen haftalarda başörtüsü konusunda yaptığı açıklamalara dair bir soruya karşılık, ''Anayasımıza göre egemenlik milletindir ve bu demokrasimizin ve cumhuriyetimizin temel bir ilkesidir'' dedi. Türkiye'de başörtüsüyle ilgili bir tartışma olduğunu belirten Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Anayasa Mahkemesi Başkanı bir toplantıda yaptığı konuşmada, başörtüsüyle ilgili herhangi bir yasa çıkarılamayacağını, daha evvel bu konuda yapılan bazı düzenlemelerin Anayasa Mahkemesi kararlarıyla iptal edildiğini söyledi. Bu konuda itiraz ettim. Başörtüsüyle ilgili olarak değil, ancak Meclis'in yasama yetkisine müdahale etme haklarının olmadığını söyledim.
Çünkü bizim anayasamıza göre bu mahkemenin görevi şudur; bu mahkeme Meclis'ten çıkan yasaların anayasaya uygun olup olmadığını denetler. Şayet anayasaya aykırı görürse o kanunun tümünü veya bazı maddelerini iptal eder. Yeni bir kanun yapmak üzere yine yasama organına, yani Meclis'e gönderir. Yoksa kendisi Meclis'in yerine geçip kanun koyamaz. Çünkü Anayasa Mahkemesi pek çok kanunu, pek çok kanun maddelerini iptal etmiş, yeni düzenlemeler yapılması için de Meclis'e süre tanımıştır. Ben Anayasa Mahkemesi'nin görevini söyledim, ama yasama yetkisinin sadece Meclis'e ait olduğunda ısrar ettim.
Anayasa Mahkemesi gibi bir kurum pek çok ülkede vardır. Ama görevleri birbirinden farklıdır. Biz de hem yasaları denetler, hem de başbakan, bakan ve yüksek bürokratları yargılayacak divan sıfatını taşır. Ben, her organın anayasadan aldığı yetkiyi kullanmasını istiyorum, ama bir başka kurumun yetkisine müdahale etmesini de arzu etmiyorum.''
Aklın, bilimin ve toplumun ihtiyaçlarına göre kanun çıkarılabileceğini, dini kaynakların referans alınamayacağını söyleyen Arınç, aksi halde laiklikten bahsedilemeyeceğini vurguladı. Laikliğin bir din olmadığını ifade eden Arınç, ''Dolayısıyla laikliğe iman etmek gerekmez, ama ona uygun hareket etmek gerekir. Onu bir yaşam biçimi olarak elbette sistem içinde uygulamamız gerekir. Lakin dinsizlik de değildir. Toplum hayatının sağlıklı ve güçlü olması için bence, din ve vicdan özgürlüğüne, fikir özgürlüğüne, teşebbüs özgürlüğüne ihtiyacımız var. Ancak bütün bunların hepsini bir arada aldığımızda gerçek laikliği toplum hayatında görebiliriz'' dedi.
Laikliğin kelime ve kavram olarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na bundan hemen hemen yetmiş yıl önce girdiğine dikkati çeken Arınç, ''Aslında Cumhuriyet'in ilanından sonra da laiklik konusunda büyük gelişmeler yaşandı. Bugün Türkiye'yi başka Müslüman ülkelerden ayıran en büyük özellik de, kimlik olarak halkın Müslümanlık dinine sahip olması ve bir dindar olarak bunu yaşaması, ama sosyal hayatta da laikliği bir yaşam biçimi olarak kabul etmesidir. Bence bu çok güzel bir örnektir'' diye konuştu.
Bülent Arınç, AB ile ilişkiler konusuna değinirken de, bazı Avrupa ülkelerinde Türkiye'ye karşı ciddi muhalefet olduğunu, buna rağmen Türkiye'nin bu zorlu süreci başarıyla tamamlayıp tam üye olacağını umduğunu ifade etti. Arınç, ''AB'nin iki kriteri var: siyasi ve yasal kriterler (Kopenhag kriterleri) ve ekonomik kriterler (Maastricht kriterleri). Türkiye Kopenhag kriterlerini yerine getirmek için çok önemli reformlar yaptı. Maastricht kriterlerine uyum konusunda da son üç yılda Türkiye ekonomik alanda çok önemli gelişmeler sağladı'' şeklinde konuştu.
ULUSAL STRATEJİ FORUMU ÜYELERİYLE BİRARAYA GELDİ
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Chicagoı'da ayrıca, Orta-Amerika Kulubü'nde verilen yemekte Ulusal Strateji Forumu üyeleriyle biraraya geldi. Basına kapalı olan yemekten sonra Arınç ve beraberindeki heyet, Chicago Üniversitesi Ortadoğu Araştırmalar Merkezi'ndeki Türk Kürsüsü'nü ziyaret etti. Türk Kürsüsü Başkanı Doç Dr. Hakan Özoğlu'ndan kürsünün çalışmalarıyla ilgili bilgiler alan Arınç, Türkiye ve Türk tarihi üzerine akademik çalışmalar yürüten Türk ve Amerikalı doktora ve yüksek lisans öğrencileriyle sohbet etti.
Arınç daha sonra Chicago Sun gazetesi yayın heyetini ziyaret etti, kaldığı otelde ise Chicago Tribune gazetesine röportaj verdi. Temasları sırasında Arınç'a Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu, TBMM Başkanı Dışişleri Başdanışmanı Büyükelçi Engin Türker ve Chicago Başkonsolosu Naci Koru da eşlik etti.
E-KONSOLOSLUK UYGULAMASINI İLK BAŞLATAN CHICAGO BAŞKONSOLOSU KORU'DAN BİLGİ ALDI
TBMM Başkanı Bülent Arınç, e-konsolosluk uygulamasını ilk başlatan ve diğer konsolosluklara yaygınlaştırılmasında emeği geçen Chicago Başkonsolosu Naci Koru'dan uygulama hakkında bilgi aldı. Türkiye'nin Chicago Başkonsolosluğu'nu ziyaret eden Arınç, Başkonsolosluk görevlileriyle tanıştı ve kendileriyle bir süre sohbet etti. Uygulamaya yakın ilgi gösteren Arınç, Başkonsolos Koru'nun çalışmalarını takdir etti.
Bu arada, Başkonsolosluk'ta Arınç'ı ziyaret eden Türk Amerikan Bilim Adamları Derneği Başkanı Dr. Süleyman Gökoğlu, ABD'deki Türk bilimadamlarının, Türkiye'ye bilimsel katkıda bulunmak amacıyla başkanı olduğu derneğin çatısı altında örgütlendiklerini söyledi. Dernek olarak ABD'de çeşitli bilimsel konferanslar düzenlediklerini ifade eden Dr. Gökoğlu, Türkiye'de de geniş katılımlı bilimsel toplantılar düzenlemek için TBMM Başkanı Arınç'tan destek istedi.
Arınç ise Dolmabahçe Sarayı başta olmak üzere kendisine bağlı bulunan tüm sarayların bu tür bilimsel toplantılara ev sahipliği yapabileceğini ifade ederek, bu konuda her türlü destekte bulunma sözü verdi.
