2006-05-10 - 12:00
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Fransa'da, sözde Ermeni soykırımının inkarını suç sayan yasa teklifini, ''Bu, hukukun çıldırmış olduğunu ortaya koyar. Bu, sadece Türkiye'nin AB içindeki ilerlemesini durdurmaya yönelik değildir, iç politika hesaplarıyla da yapılmış olabilir'' diye değerlendirdi.
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Fransa'da, sözde Ermeni soykırımının inkarını suç sayan yasa teklifini, ''Bu, hukukun çıldırmış olduğunu ortaya koyar. Bu, sadece Türkiye'nin AB içindeki ilerlemesini durdurmaya yönelik değildir, iç politika hesaplarıyla da yapılmış olabilir'' diye değerlendirdi.
Arınç, İsveç'te ikamet ettiği Grand Otel'de Türk basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya geldi.
Toplantıya, İsveç ziyaretini değerlendirerek başlayan Arınç, burada büyük bir konukseverlikle karşılandıklarını söyledi.
İsveç Parlamentosundaki konuşmasının çok ilgi çektiğini ifade eden Arınç, başta İsveç Kralı 16. Carl Gustaf olmak üzere yetkililer ile bir araya geldiklerini, Türk Gençlik Federasyonu ve Avrupa Süryani Birliği temsilcileriyle görüştüklerini anımsattı.
Arınç, İsveç'in, Türkiye'nin AB üyeliğine gerçek ve samimi desteğini her zaman dile getirdiğini söyledi. İsveç'in, Türkiye'deki demokratikleşme ve insan hakları konusundaki gelişmelere olumlu baktığını ifade eden Arınç, ancak Türkiye'nin, AB üyeliğinde gerçekleştirmek zorunda olduğu bazı konuların bulunduğunu da Türkiye'ye ilettiğini kaydetti.
Türkiye ile İsveç arasındaki 2 milyar dolarlık ticaret hacminin, Kral Gustaf'ın Türkiye ziyaretiyle daha da artacağını umduklarını dile getiren Arınç, eski bir İsveç Kralı'nın, Osmanlı döneminde Türk topraklarında 5-6 yıl kalmasının, İsveç'in Türkiye'ye olan ilgilerini
artırdığını anlattı.
Arınç, ziyaretinin, iki ülke arasındaki parlamento ilişkilerini daha da güçlendireceğine olan inancını dile getirdi.
''HUKUKUN ÇILDIRMASI''
TBMM Başkanı Arınç, bir gazetecinin ''Türkiye'deki siyaseti özlediniz mi? sorusuna, ''Biz Türkiye'deki siyasi tartışmaların ortasında değiliz. Görevimiz, konumumuz bunu gerektiriyor. Uzak da değiliz ama bizzat içinde olmak istemiyoruz'' karşılığını verdi.
Fransa Parlamentosunda görüşülecek olan sözde Ermeni soykırımının ''inkarını'' suç sayan yasa teklifine ilişkin soru üzerine Arınç, içinde soykırım olsa da olmasa da bu konuda bazı ülkelerde kararlar alındığına işaret etti.
Türkiye'nin bunlara karşı tezlerini ortaya koyduğunu dile getiren Arınç, bu konuda geçmişte çok da olumlu çalışmalar yapılmadığını kaydetti. Arınç, Türkiye'nin, ortak bir komisyon kurularak iki ülke arşivlerinin açılması talebini Ermenistan'ın kabul etmediğini anımsattı.
Fransa'nın sözde Ermeni soykırımı konusunda bugüne kadar olanları birkaç derece ileri götürerek, soykırımı kabul etmeyenlere ve bunu söyleyenlere hapis ve para cezası getirmeye çalıştığına işaret eden Arınç, ''Bu, hukukun çıldırmış olduğunu ortaya koyar. Bu sadece
Türkiye'nin AB içindeki ilerlemesini durdurmaya yönelik değildir, iç politika hesaplarıyla da yapılmış olabilir'' dedi.
''BU TEKLİF, TÜRKİYE'Yİ RENCİDE ETMİŞTİR''-
TBMM Başkanı Arınç, Fransa'da böyle bir kanunun çıkmayacağını umut ettiğini ve çıkmaması gerektiğini dile getirdi.
Türk parlamenterlerin, teklifin yasalaşmaması için girişimlerde bulunduğunu hatırlatan Arınç, düzenlemenin meclisten çıkması halinde bile Fransız Senatosu tarafından onaylanmayacağını düşündüğünü söyledi. Arınç, ''Böyle bir teklifin verilmesi, Türkiye'yi rencide etmiştir, üzmüştür. Bu ilişkilerimizde mutlaka dikkate alınacaktır'' diye konuştu.
Bir ülke parlamentosunun, başka bir ülkeyi ilgilendiren konularda tek taraflı düşünmemesi gerektiğini kaydeden Arınç, ''Tarihte, geçmişte kalmış konular ne kadar da üzücü olsa da parlamentoların başka bir ülkeye yaptırım uygulamaması gerekir'' görüşünü dile getirdi.
ATATÜRK EVİ'NİN ŞEREF DEFTERİNE YAZILAN YAZI
Erdoğan'ın, Selanik ziyareti sırasında, ''Atatürk'ün evinde bulunan ziyaretçi defterindeki bir sayfayı yırtarak aldığına'' ilişkin bir soru üzerine Arınç, yazının içeriği itibariyle bir ''küfürnameden'' ibaret olduğunu söyledi. Böyle bir yazının Atatürk'ün doğum yeri olan bir evde, bir defterin içinde bulunmasının doğru olmadığına işaret eden Arınç, şöyle konuştu:
''Bunun tartışılacak başka bir tarafı yok. O yazının içinde başka türlü, yine Türkiye'den herhangi bir kesime, kişiye yönelik küfürler olsaydı, herhalde onu da hiçbirimiz tasvip etmezdik. Bu anı defterlerinin içerisinde güzel şeyler yazılır. Ben, buradaki ziyaretim sırasında defterlere güzel şeyler yazdım. Bu defterler, önemli kişilerin ileriye yönelik olarak notlarını taşıyan hatıra defterleridir. Bu defterler, siyasi bildirileri taşıyan kişi ve
kurumlara hakaret eden yazıların bulunduğu defterler değildir.
Herhalde gözden kaçmış olmalı... Bir insan, gönlünden ne geçerse geçsin, bunu her yerde söylemesi, her yerde yazması, başka bir kişinin
kişilik haklarına saldırı olarak düşünülebilir. 'Oh ne iyi oldu, ne kadar güzel bir yazıydı' diyecek bir akıl sahibi olduğunu düşünmüyorum. Kim kastedilirse kastedilsin, kime hitaben yazılırsa yazılsın eleştiri olabilir, düşünceler ifade edilebilir ama bunların yerini, zamanını çok iyi tespit etmek lazım.''
Arınç, İsveç'te ikamet ettiği Grand Otel'de Türk basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya geldi.
Toplantıya, İsveç ziyaretini değerlendirerek başlayan Arınç, burada büyük bir konukseverlikle karşılandıklarını söyledi.
İsveç Parlamentosundaki konuşmasının çok ilgi çektiğini ifade eden Arınç, başta İsveç Kralı 16. Carl Gustaf olmak üzere yetkililer ile bir araya geldiklerini, Türk Gençlik Federasyonu ve Avrupa Süryani Birliği temsilcileriyle görüştüklerini anımsattı.
Arınç, İsveç'in, Türkiye'nin AB üyeliğine gerçek ve samimi desteğini her zaman dile getirdiğini söyledi. İsveç'in, Türkiye'deki demokratikleşme ve insan hakları konusundaki gelişmelere olumlu baktığını ifade eden Arınç, ancak Türkiye'nin, AB üyeliğinde gerçekleştirmek zorunda olduğu bazı konuların bulunduğunu da Türkiye'ye ilettiğini kaydetti.
Türkiye ile İsveç arasındaki 2 milyar dolarlık ticaret hacminin, Kral Gustaf'ın Türkiye ziyaretiyle daha da artacağını umduklarını dile getiren Arınç, eski bir İsveç Kralı'nın, Osmanlı döneminde Türk topraklarında 5-6 yıl kalmasının, İsveç'in Türkiye'ye olan ilgilerini
artırdığını anlattı.
Arınç, ziyaretinin, iki ülke arasındaki parlamento ilişkilerini daha da güçlendireceğine olan inancını dile getirdi.
''HUKUKUN ÇILDIRMASI''
TBMM Başkanı Arınç, bir gazetecinin ''Türkiye'deki siyaseti özlediniz mi? sorusuna, ''Biz Türkiye'deki siyasi tartışmaların ortasında değiliz. Görevimiz, konumumuz bunu gerektiriyor. Uzak da değiliz ama bizzat içinde olmak istemiyoruz'' karşılığını verdi.
Fransa Parlamentosunda görüşülecek olan sözde Ermeni soykırımının ''inkarını'' suç sayan yasa teklifine ilişkin soru üzerine Arınç, içinde soykırım olsa da olmasa da bu konuda bazı ülkelerde kararlar alındığına işaret etti.
Türkiye'nin bunlara karşı tezlerini ortaya koyduğunu dile getiren Arınç, bu konuda geçmişte çok da olumlu çalışmalar yapılmadığını kaydetti. Arınç, Türkiye'nin, ortak bir komisyon kurularak iki ülke arşivlerinin açılması talebini Ermenistan'ın kabul etmediğini anımsattı.
Fransa'nın sözde Ermeni soykırımı konusunda bugüne kadar olanları birkaç derece ileri götürerek, soykırımı kabul etmeyenlere ve bunu söyleyenlere hapis ve para cezası getirmeye çalıştığına işaret eden Arınç, ''Bu, hukukun çıldırmış olduğunu ortaya koyar. Bu sadece
Türkiye'nin AB içindeki ilerlemesini durdurmaya yönelik değildir, iç politika hesaplarıyla da yapılmış olabilir'' dedi.
''BU TEKLİF, TÜRKİYE'Yİ RENCİDE ETMİŞTİR''-
TBMM Başkanı Arınç, Fransa'da böyle bir kanunun çıkmayacağını umut ettiğini ve çıkmaması gerektiğini dile getirdi.
Türk parlamenterlerin, teklifin yasalaşmaması için girişimlerde bulunduğunu hatırlatan Arınç, düzenlemenin meclisten çıkması halinde bile Fransız Senatosu tarafından onaylanmayacağını düşündüğünü söyledi. Arınç, ''Böyle bir teklifin verilmesi, Türkiye'yi rencide etmiştir, üzmüştür. Bu ilişkilerimizde mutlaka dikkate alınacaktır'' diye konuştu.
Bir ülke parlamentosunun, başka bir ülkeyi ilgilendiren konularda tek taraflı düşünmemesi gerektiğini kaydeden Arınç, ''Tarihte, geçmişte kalmış konular ne kadar da üzücü olsa da parlamentoların başka bir ülkeye yaptırım uygulamaması gerekir'' görüşünü dile getirdi.
ATATÜRK EVİ'NİN ŞEREF DEFTERİNE YAZILAN YAZI
Erdoğan'ın, Selanik ziyareti sırasında, ''Atatürk'ün evinde bulunan ziyaretçi defterindeki bir sayfayı yırtarak aldığına'' ilişkin bir soru üzerine Arınç, yazının içeriği itibariyle bir ''küfürnameden'' ibaret olduğunu söyledi. Böyle bir yazının Atatürk'ün doğum yeri olan bir evde, bir defterin içinde bulunmasının doğru olmadığına işaret eden Arınç, şöyle konuştu:
''Bunun tartışılacak başka bir tarafı yok. O yazının içinde başka türlü, yine Türkiye'den herhangi bir kesime, kişiye yönelik küfürler olsaydı, herhalde onu da hiçbirimiz tasvip etmezdik. Bu anı defterlerinin içerisinde güzel şeyler yazılır. Ben, buradaki ziyaretim sırasında defterlere güzel şeyler yazdım. Bu defterler, önemli kişilerin ileriye yönelik olarak notlarını taşıyan hatıra defterleridir. Bu defterler, siyasi bildirileri taşıyan kişi ve
kurumlara hakaret eden yazıların bulunduğu defterler değildir.
Herhalde gözden kaçmış olmalı... Bir insan, gönlünden ne geçerse geçsin, bunu her yerde söylemesi, her yerde yazması, başka bir kişinin
kişilik haklarına saldırı olarak düşünülebilir. 'Oh ne iyi oldu, ne kadar güzel bir yazıydı' diyecek bir akıl sahibi olduğunu düşünmüyorum. Kim kastedilirse kastedilsin, kime hitaben yazılırsa yazılsın eleştiri olabilir, düşünceler ifade edilebilir ama bunların yerini, zamanını çok iyi tespit etmek lazım.''
