2006-03-14 - 11:15
Arınç, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla Ufuk Üniversitesi'nde düzenlenen törende yaptığı konuşmada,''Sınavıyla, mülakatıyla, usul ve esaslarıyla bundan önceki 10 hükümet döneminde hiç tartışma olmadan uygulanmış bazı işlerin bu dönemde uygulanıyor olmasına, 'cumhuriyet, laiklik, rejim elden gidiyor' diye karşı çıkmanın bilimsel bir mantığı yoktur'' dedi.
Cumhurbaşkanı Vekili ve TBMM Başkanı Bülent Arınç, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla Ufuk Üniversitesi'nde düzenlenen törene katıldı.
Cumhurbaşkanı Vekili ve TBMM Başkanı Bülent Arınç, ''Sınavıyla, mülakatıyla, usul ve esaslarıyla bundan önceki 10 hükümet döneminde hiç tartışma olmadan uygulanmış bazı işlerin bu dönemde uygulanıyor olmasına, 'cumhuriyet, laiklik, rejim elden gidiyor' diye karşı çıkmanın bilimsel bir mantığı yoktur'' dedi.
Arınç, sağlık sektöründeki sorunların çözümü konusunda bir diyalog eksikliği bulunduğuna dikkati çekerek, ''Sıkılı yumrukla el sıkışılmaz. El sıkışmak için yumrukları açmak lazım. Herkes kendini kontrol etsin, kimin eli yumruk halindeyse lütfen onu açsın, karşısındakinden de aynısını beklesin'' diye konuştu.
Bülent Arınç, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla Ufuk Üniversitesi'nde düzenlenen kutlama programında yaptığı konuşmada, insan hayatının vazgeçilmez unsuru olan sağlıkla ilgili yapılan çalışmaların ülkelerin gelişmişlik düzeyinin en önemli göstergelerinden olduğunu belirtti.
''Sosyal devlet olmanın vazgeçilmez bir gereği olan sağlık hizmetleri, aynı zamanda en temel insan haklarından biridir. Bir nefes sıhhat, her birimiz için en büyük nimet ve huzur kaynağıdır'' diyen Arınç, TBMM'nin, Türkiye'nin bilimsel alandaki saygınlığını tüm dünyada artıran isimlerden biri olan Prof. Dr. Gazi Yaşargil'e ''TBMM Milli Egemenlik Onur Ödülü''nü takdim ederek, tıp alanındaki çalışmalara verdiği önemi gösterdiğini söyledi.
Arınç, Tıp Bayramı nedeniyle düzenlenen törenlerin, sağlık sektörünün içerisinde bulunduğu sorunların kapsamlı şekilde ele alınmasına ve çözüm önerilerinin üretilmesine imkan sağladığını söyledi.
-''TÜRKİYE SONUNCU DURUMDA''-
Sağlık alanında önemli gelişme ve ilerlemeler sağlanmasına rağmen Türkiye'nin içinde bulunduğu durumun istenilen düzeylerde olmadığına
dikkati çeken Arınç, şöyle devam etti:
''Sağlık hizmetlerinin ülke genelinde dengeli bir şekilde yaygınlaştırılması ve bundan tüm vatandaşlarımızın eşit olarak yararlanması konusundaki sorunlar aşılamamıştır. İnsan yaşamını her şeyin üstünde tutarak fedakarca görevlerini yapan doktorlarımızın ve tüm sağlık çalışanlarının çözüm bekleyen önemli sorunları olduğu da bir gerçektir.
OECD'nin 2005 yılı verilerine göre kişi başına düşen 452 dolarlık sağlık harcamasıyla Türkiye, 30 ülke arasında sonuncu durumdadır. Kişi
başına en fazla harcamanın yapıldığı Amerika'da bu rakam 5 bin 635 dolar seviyesindedir.
Yapılan araştırmalara göre 104 bin civarında doktorun görev yaptığı Türkiye, nüfus başına düşen hekim sayısı bakımından, Avrupa'daki 52 ülke arasında sonuncu durumdadır.
Yine AB ülkelerinde hekim başına düşen günlük hasta sayısı 8 ile 12 arasında değişirken, ülkemizde ortalama 30 hasta düşmektedir. Bu rakamlar maalesef bazı illerde çok daha yüksek oranlardadır. Tüm toplumu derinden etkileyen sağlık sorunlarının çözümü konusunda yaşanacak gecikmelerin bedelinin insan yaşamı olduğunu da biliyoruz.
Bu nedenle sağlık alanında yaşanan sorunların çözümü için siyasetçisinden akademisyenine, doktorundan sağlık çalışanına kadar
hep birlikte hareket etmemizin gerektiğine inanıyorum.''
-''SAĞLIK ALANINDA GEREKLİ ADIMLAR ATILMALI''-
Arınç, ülkenin her köşesine kalitesi yüksek, çağın gereklerine uygun sağlık hizmetlerini ulaştırmak için toplumun tüm kesiminin anlayış birliği içerisinde elbirliğiyle gayret etmesi gerektiğini söyledi.
Yılların birikmiş, adeta kangren olmuş sorunlarının çözümünün zaman aldığına işaret eden Arınç, yıllar önce yapılması gereken, hastanelerin birleştirilmesi, sosyal güvenlik kuruluşlarının tek çatı atında toplanması, aile hekimliği uygulaması ve genel sağlık sigortası gibi uygulamaların yeni yeni hayata geçirildiğini ifade etti. Arınç, Türkiye'nin geleceği yakalayabilmesi ve gelişme seviyesini artırabilmesi için sağlık alanında gerekli adımları atması gerektiğinikaydetti.
TBMM'nin sağlık alanında çok duyarlı olduğunu, toplumdaki sağlık bilincini artırmak amacıyla ''Anne ve Bebek Ölümlerinin Azaltılması'' ve madde bağımlılığının azaltılması konularında projeler hazırlandığını anlatan Arınç, milletvekillerine yönelik organ bağışı, şeker, kolesterol, tansiyon, kalp hastalıkları ve göz muayenesi gibi konularda da kampanyalar düzenlendiğini anımsattı.
-''KARŞIDAN EL SALLAMAKLA VAKİT GEÇİRMİŞ OLACAĞIZ''-
Sağlık konusunun en hayati konu olduğunu, bunun için her türlü fedakarlığın yapıldığını belirten Arınç, kendisinin, yılda asgari 40 trilyon lira sağlık harcaması olan bir kurumun başında olduğunu, bu nedenle görevi gereği Türkiye'nin sağlık konusunda geldiği noktayı yakından takip ettiğini belirtti.
Türkiye'nin, hasta tedavisi, hastanelerin geliştirilmesinde ve çağdaş araç gereç kullanımı, tedavi hizmetlerinin çeşitlendirilmesinde
son yıllarda çok önemli adımlar attığını vurgulayan Arınç, hekimlerin ise geleceğe güvenle bakamadığı, mevzuat değişikliklerin hekimlerin
aleyhine düzenlemeler içerdiği, Sağlık Bakanı ile bir araya gelemediklerini ifade ettiklerini anımsattı.
Arınç, şöyle devam etti:
''Bu konuda haklılıklar var. Görüyorum ve üzülüyorum ki bir diyalog ve iletişim noksanlığı ve işin daha kötüsü karşılıklı önyargılar var. Dolayısıyla bunların giderilmesi lazım. Bunlar giderilmediği müddetçe sağırlar ve körleri oynamakla, birbirimize karşıdan el sallamakla belki çok vakit geçirmiş olacağız.''
-''TARAFLAR İFRAT VE TEFRİTİN İÇERİSİNDE''-
Sivil toplum örgütlerinin yasama ve yürütmeyle, ilgili kuruluşlarla sıkı işbirliği yapmaları halinde tüm sorunların çözülebileceğini kaydeden Arınç, ''Buradaki diyalog eksikliğinin hangi taraftan geldiğini ölçüp tartacak değilim ama gerçek odur ki böyle bir noksanlık var ve taraflar ifrat ve tefritin içerisinde. Yani en uç ekstrem noktayla en alt ekstrem nokta arasındayız. Ortak paydayı bulmamız gerekiyor'' dedi.
Her dönemde uygulanmış bazı uygulamaların bu dönemde uygulanıyor olmasına doğrudan karşı çıkmanın sağlam bir dayanağının bulunmadığını
ifade eden Arınç, ''Bunu açıklıkla ifade edeyim. Sınavıyla, mülakatıyla, usul ve esaslarıyla bundan önceki 10 hükümet döneminde hiç tartışma olmadan uygulanmış bazı işlerin bu dönemde uygulanıyor olmasına, 'cumhuriyet, laiklik, rejim elden gidiyor' diye karşı çıkmanın bilimsel bir mantığı yoktur. Önemli olan 70 milyonun sağlık hizmetinin en güzel şekilde yerine getirilmesidir'' diye konuştu.
Arınç, Manisa Devlet Hastanesi'nde Kulak Burun Boğaz doktorunun cezaevine girdiğini anımsatarak, her meslekte mesleğine ihanet
edenlerin bulunduğunu, edilen yemine uygun hareket edilmesi için cesaretlendirmek gerektiğini kaydetti.
Doktorların sorun kabul edilen konularının çözümünde ne varsa yapmaya çalışacaklarını belirten Arınç, ''Ama sıkılı yumrukla el sıkışılmaz. El sıkışmak için yumrukları açmak lazım. Herkes kendini kontrol etsin, kimin eli yumruk halindeyse lütfen onu açsın, karşısındakinden de aynısını beklesin'' dedi.
Sağlık çalışanlarının bayramını kutlayan Arınç, kutlama pastasını da kesti.
ANAYASA MAHKEMESİ'NİN KARARI
Arınç, törenden ayrılırken gazetecilerin, Anayasa Mahkemesi'nin doktorların zorunlu hizmetiyle ilgili kararına ilişkin sorusu üzerine,
''Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararı ben de duydum ama hukuki açıdan irdelemedim. Konu burada da tartışıldı. Söyleyecek başka bir sözüm
yok. Konuyu çok fazla bilmiyorum'' dedi.
Cumhurbaşkanı Vekili ve TBMM Başkanı Arınç'ın, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla Ufuk Üniversitesi'nde düzenlenen törende yaptığı konuşmanın tam metni "İLGİLİ DOKÜMANLAR" bölümünde yer almaktadır.
Cumhurbaşkanı Vekili ve TBMM Başkanı Bülent Arınç, ''Sınavıyla, mülakatıyla, usul ve esaslarıyla bundan önceki 10 hükümet döneminde hiç tartışma olmadan uygulanmış bazı işlerin bu dönemde uygulanıyor olmasına, 'cumhuriyet, laiklik, rejim elden gidiyor' diye karşı çıkmanın bilimsel bir mantığı yoktur'' dedi.
Arınç, sağlık sektöründeki sorunların çözümü konusunda bir diyalog eksikliği bulunduğuna dikkati çekerek, ''Sıkılı yumrukla el sıkışılmaz. El sıkışmak için yumrukları açmak lazım. Herkes kendini kontrol etsin, kimin eli yumruk halindeyse lütfen onu açsın, karşısındakinden de aynısını beklesin'' diye konuştu.
Bülent Arınç, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla Ufuk Üniversitesi'nde düzenlenen kutlama programında yaptığı konuşmada, insan hayatının vazgeçilmez unsuru olan sağlıkla ilgili yapılan çalışmaların ülkelerin gelişmişlik düzeyinin en önemli göstergelerinden olduğunu belirtti.
''Sosyal devlet olmanın vazgeçilmez bir gereği olan sağlık hizmetleri, aynı zamanda en temel insan haklarından biridir. Bir nefes sıhhat, her birimiz için en büyük nimet ve huzur kaynağıdır'' diyen Arınç, TBMM'nin, Türkiye'nin bilimsel alandaki saygınlığını tüm dünyada artıran isimlerden biri olan Prof. Dr. Gazi Yaşargil'e ''TBMM Milli Egemenlik Onur Ödülü''nü takdim ederek, tıp alanındaki çalışmalara verdiği önemi gösterdiğini söyledi.
Arınç, Tıp Bayramı nedeniyle düzenlenen törenlerin, sağlık sektörünün içerisinde bulunduğu sorunların kapsamlı şekilde ele alınmasına ve çözüm önerilerinin üretilmesine imkan sağladığını söyledi.
-''TÜRKİYE SONUNCU DURUMDA''-
Sağlık alanında önemli gelişme ve ilerlemeler sağlanmasına rağmen Türkiye'nin içinde bulunduğu durumun istenilen düzeylerde olmadığına
dikkati çeken Arınç, şöyle devam etti:
''Sağlık hizmetlerinin ülke genelinde dengeli bir şekilde yaygınlaştırılması ve bundan tüm vatandaşlarımızın eşit olarak yararlanması konusundaki sorunlar aşılamamıştır. İnsan yaşamını her şeyin üstünde tutarak fedakarca görevlerini yapan doktorlarımızın ve tüm sağlık çalışanlarının çözüm bekleyen önemli sorunları olduğu da bir gerçektir.
OECD'nin 2005 yılı verilerine göre kişi başına düşen 452 dolarlık sağlık harcamasıyla Türkiye, 30 ülke arasında sonuncu durumdadır. Kişi
başına en fazla harcamanın yapıldığı Amerika'da bu rakam 5 bin 635 dolar seviyesindedir.
Yapılan araştırmalara göre 104 bin civarında doktorun görev yaptığı Türkiye, nüfus başına düşen hekim sayısı bakımından, Avrupa'daki 52 ülke arasında sonuncu durumdadır.
Yine AB ülkelerinde hekim başına düşen günlük hasta sayısı 8 ile 12 arasında değişirken, ülkemizde ortalama 30 hasta düşmektedir. Bu rakamlar maalesef bazı illerde çok daha yüksek oranlardadır. Tüm toplumu derinden etkileyen sağlık sorunlarının çözümü konusunda yaşanacak gecikmelerin bedelinin insan yaşamı olduğunu da biliyoruz.
Bu nedenle sağlık alanında yaşanan sorunların çözümü için siyasetçisinden akademisyenine, doktorundan sağlık çalışanına kadar
hep birlikte hareket etmemizin gerektiğine inanıyorum.''
-''SAĞLIK ALANINDA GEREKLİ ADIMLAR ATILMALI''-
Arınç, ülkenin her köşesine kalitesi yüksek, çağın gereklerine uygun sağlık hizmetlerini ulaştırmak için toplumun tüm kesiminin anlayış birliği içerisinde elbirliğiyle gayret etmesi gerektiğini söyledi.
Yılların birikmiş, adeta kangren olmuş sorunlarının çözümünün zaman aldığına işaret eden Arınç, yıllar önce yapılması gereken, hastanelerin birleştirilmesi, sosyal güvenlik kuruluşlarının tek çatı atında toplanması, aile hekimliği uygulaması ve genel sağlık sigortası gibi uygulamaların yeni yeni hayata geçirildiğini ifade etti. Arınç, Türkiye'nin geleceği yakalayabilmesi ve gelişme seviyesini artırabilmesi için sağlık alanında gerekli adımları atması gerektiğinikaydetti.
TBMM'nin sağlık alanında çok duyarlı olduğunu, toplumdaki sağlık bilincini artırmak amacıyla ''Anne ve Bebek Ölümlerinin Azaltılması'' ve madde bağımlılığının azaltılması konularında projeler hazırlandığını anlatan Arınç, milletvekillerine yönelik organ bağışı, şeker, kolesterol, tansiyon, kalp hastalıkları ve göz muayenesi gibi konularda da kampanyalar düzenlendiğini anımsattı.
-''KARŞIDAN EL SALLAMAKLA VAKİT GEÇİRMİŞ OLACAĞIZ''-
Sağlık konusunun en hayati konu olduğunu, bunun için her türlü fedakarlığın yapıldığını belirten Arınç, kendisinin, yılda asgari 40 trilyon lira sağlık harcaması olan bir kurumun başında olduğunu, bu nedenle görevi gereği Türkiye'nin sağlık konusunda geldiği noktayı yakından takip ettiğini belirtti.
Türkiye'nin, hasta tedavisi, hastanelerin geliştirilmesinde ve çağdaş araç gereç kullanımı, tedavi hizmetlerinin çeşitlendirilmesinde
son yıllarda çok önemli adımlar attığını vurgulayan Arınç, hekimlerin ise geleceğe güvenle bakamadığı, mevzuat değişikliklerin hekimlerin
aleyhine düzenlemeler içerdiği, Sağlık Bakanı ile bir araya gelemediklerini ifade ettiklerini anımsattı.
Arınç, şöyle devam etti:
''Bu konuda haklılıklar var. Görüyorum ve üzülüyorum ki bir diyalog ve iletişim noksanlığı ve işin daha kötüsü karşılıklı önyargılar var. Dolayısıyla bunların giderilmesi lazım. Bunlar giderilmediği müddetçe sağırlar ve körleri oynamakla, birbirimize karşıdan el sallamakla belki çok vakit geçirmiş olacağız.''
-''TARAFLAR İFRAT VE TEFRİTİN İÇERİSİNDE''-
Sivil toplum örgütlerinin yasama ve yürütmeyle, ilgili kuruluşlarla sıkı işbirliği yapmaları halinde tüm sorunların çözülebileceğini kaydeden Arınç, ''Buradaki diyalog eksikliğinin hangi taraftan geldiğini ölçüp tartacak değilim ama gerçek odur ki böyle bir noksanlık var ve taraflar ifrat ve tefritin içerisinde. Yani en uç ekstrem noktayla en alt ekstrem nokta arasındayız. Ortak paydayı bulmamız gerekiyor'' dedi.
Her dönemde uygulanmış bazı uygulamaların bu dönemde uygulanıyor olmasına doğrudan karşı çıkmanın sağlam bir dayanağının bulunmadığını
ifade eden Arınç, ''Bunu açıklıkla ifade edeyim. Sınavıyla, mülakatıyla, usul ve esaslarıyla bundan önceki 10 hükümet döneminde hiç tartışma olmadan uygulanmış bazı işlerin bu dönemde uygulanıyor olmasına, 'cumhuriyet, laiklik, rejim elden gidiyor' diye karşı çıkmanın bilimsel bir mantığı yoktur. Önemli olan 70 milyonun sağlık hizmetinin en güzel şekilde yerine getirilmesidir'' diye konuştu.
Arınç, Manisa Devlet Hastanesi'nde Kulak Burun Boğaz doktorunun cezaevine girdiğini anımsatarak, her meslekte mesleğine ihanet
edenlerin bulunduğunu, edilen yemine uygun hareket edilmesi için cesaretlendirmek gerektiğini kaydetti.
Doktorların sorun kabul edilen konularının çözümünde ne varsa yapmaya çalışacaklarını belirten Arınç, ''Ama sıkılı yumrukla el sıkışılmaz. El sıkışmak için yumrukları açmak lazım. Herkes kendini kontrol etsin, kimin eli yumruk halindeyse lütfen onu açsın, karşısındakinden de aynısını beklesin'' dedi.
Sağlık çalışanlarının bayramını kutlayan Arınç, kutlama pastasını da kesti.
ANAYASA MAHKEMESİ'NİN KARARI
Arınç, törenden ayrılırken gazetecilerin, Anayasa Mahkemesi'nin doktorların zorunlu hizmetiyle ilgili kararına ilişkin sorusu üzerine,
''Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararı ben de duydum ama hukuki açıdan irdelemedim. Konu burada da tartışıldı. Söyleyecek başka bir sözüm
yok. Konuyu çok fazla bilmiyorum'' dedi.
Cumhurbaşkanı Vekili ve TBMM Başkanı Arınç'ın, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla Ufuk Üniversitesi'nde düzenlenen törende yaptığı konuşmanın tam metni "İLGİLİ DOKÜMANLAR" bölümünde yer almaktadır.
