2005-06-07 - 14:32
CHP GENEL BAŞKANI BAYKAL: "TERÖR TEHDİDİNİN YENİDEN HORTLAMAYA BAŞLADIĞINI ÜZÜNTÜ İLE GÖRÜYORUZ"
Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmaya, Bingöl'de yaşanan depremden duyduğu üzüntüyü dile getirerek başladı.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, terör tehdidinin yeniden hortlamaya başladığını bildirerek, ''Yeniden askeri önlemlere başvurmak zorunda kalmamız, bir şeylerin iyi gitmediğini, alınması gereken diğer önlemlerin yeterince alınmadığını, uluslar arası odaklara karşı önlem almakta zafiyet gösterildiğini, çevremizin terörü beslemeye devam ettiğini, bize acı bir şekilde gösteriyor'' dedi.

Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmaya, Bingöl'de yaşanan depremden duyduğu üzüntüyü dile getirerek başladı. Bingöl halkına ''Geçmiş olsun'' dileğinde bulunan Baykal, bölgede bir süredir herkesi rahatsız eden bir jeolojik hareketlilik yaşandığını ve sıkıntının daha da artabileceğine ilişkin endişeleri bulunduğunu söyledi. Daha büyük bir deprem olasılığına karşı hazırlık yapılması gerektiğini belirten Baykal, ''Etkin önlemler alınmadı. Bölgede yolsuzluk uygulamaları, deprem evlerinin ihalelerindeki yolsuzluk tartışmaları devam ediyor'' dedi.

TERÖR HAREKETLENMESİ
Bölgede bir terör hareketlenmesi ile karşı karşıya bulunulduğuna da dikkati çeken Baykal, Türkiye'nin terör tehdidini aşan bir ülke olduğunu, ancak yeniden böyle bir tehdidin ortaya çıkmaya başladığını söyledi. Baykal, terörün sadece askeri önlemlerle önlenemeyeceğini belirterek, ''Yeniden askeri önlemlere başvurmak zorunda kalmamız, bir şeylerin iyi gitmediğini, alınması gereken diğer önlemlerin yeterince alınmadığını, uluslararası odaklara karşı önlem almakta zafiyet gösterildiğini, çevremizin terörü beslemeye devam ettiğini, bize acı bir şekilde gösteriyor'' diye konuştu.

MAVİ AKIM
''Mavi Akım'da Türkiye'ye zarar veren bir anlaşma yapıldı'' iddiasını ortaya attıklarını anımsatan Baykal, bu görüşlerine önce bazı resmi kurumların da katıldığını söyledi. ''Sonra araya Rufailer girdi, iyi olduğunu iddia ettikleri yeni bir model geliştirdiklerini açıkladılar'' diyen Baykal, ancak incelediklerinde bu modelin de iyi olmadığını, fiyatların inmediğini gördüklerini bildirdi.

Yaptırdıkları araştırmalar sonunda Türkiye'nin ciddi biçimde zarar ettirildiğini anladıklarını kaydeden Baykal, bununla ilgili yapılan gensoru görüşmeleri sırasında Bakan Hilmi Güler'in ''Suçluların yaklaşımı'' içinde, konuyu ''kaydırdığını'' savundu. Baykal, böylece Bakan Güler'in de konuyu iyi bildiğini anladıklarını belirterek, şunları söyledi:

''Bu işler bir gensoru ile bitmez. Bugünü, yarını var. Siyaset bir günün işi değil. Bu parlamento konuşur, gelecek parlamento konuşur. Gensoru olarak konuşur, soruşturma olarak konuşur. İlgili herkesi uyarıyorum, bu konuda geçmişte de çeşitli zamanlarda iddialar söylemiş ve söylediği iddiaların tümü haklı çıkmış birisi olarak uyarıyorum; aklınızı başınıza alın. Bu Mavi Akım işinin altında kalırsınız, bunu örtbas edemezsiniz, kapatamazsınız.''

EPDK ÜYELERİNE UYARI
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun (EPDK) yeni modeli inceledikten sonra ''Hazine zararına yol açmayacaksa olabilir'' dediğini ifade eden Baykal, ''Bunda Hazine zararı olup olmadığını senden daha iyi kim bilecek, bunu bize sen söyleyeceksin'' diye konuştu. Baykal, aradan zaman geçtikten sonra EPDK'ya, Hazine zararı olup olmadığını bir yazı ile sorduklarını ve hala cevap beklediklerini bildirdi. Bu cevabın ''Sadece kendilerine değil, dünyaya, üyelerin vicdanlarına, yarınki parlamentoya, yarınki hukuk ve ceza davalarına verilecek bir cevap olduğunu'' belirterek, ''Bu cevabı bekliyorum. Bunu etkilemek için her türlü olanağın seferber edildiğini biliyorum. Dikkatle izliyor ve bekliyorum. EPDK tarihi bir sınav verecek'' dedi.

''TARIM BAKANI DEĞİŞTİREREK...''
Hükümetin buğday konusundaki politikasını eleştirmeyi de sürdüren Baykal, buğday üreticisinin gözden çıkarıldığını ve kendi kaderi ile başbaşa bırakıldığını söyledi.

Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''çiftçinin mağduriyetini Tarım Bakanı değiştirerek gizlemesinin'' mümkün olmadığını, öncelikle hükümetin tarım politikasının değişmesi gerektiğini ifade etti. Rusya'nın Türkiye'den meyve-sebze ithalatını durdurmasının altında hükümetin tüm uyarılara karşın önlem almamasının yattığını savunan Baykal, bunun, temel bir siyasi zafiyet olduğunu kaydetti. Sorunun en kısa zamanda çözülmesini isteyen Baykal, yılların emeğinin bir anda boşa gittiğini söyledi.

KADROLAŞMA
Baykal, ''kadrolaşma'' tartışmalarına değindi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''Biz iktidarız, istediğimiz atamayı yaparız'' dediğini belirten Baykal, iktidarın kendi politikalarını uygulamaya yardımcı olacak kadroları işbaşına getirmesine kimsenin bir itirazı olmadığını, ancak belirli görevlerde yer alacak insanlarda aranan koşullar bulunduğunu söyledi.

Bu görevler için yasada öngörülen bir atama süreci bulunduğu ve üçlü kararname gerektiğini anlatan Baykal, ''Yani Cumhurbaşkanı bir iktidarı başarısız kılmak için, Türkiye'ye gerçekten yararlı olacak insanlar belirli görevlere gelmesin diye bir kişisel mücadele içinde olabilir mi? Elbette yetki sende, sen tayin edeceksin. Ama rica ederim yapacağın tayinlerde bir ölçü, bir anlayış olsun'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın ''Devletin memurlarını atıyoruz, uzaydan adam getirmiyoruz'' dediğini kaydeden Baykal, ''Doğru, uzaydan adam getirmiyorsunuz, devlet memurları sınavında 0 puan alanları tayin edip, 120 puan alanı tayin etmiyorsunuz'' dedi.

''AĞLARSIN, ÜZÜLÜRSÜN...''
Avrupa Birliği(AB) ile ilgili sıkıntıların giderek arttığını belirten Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Türkiye'yi buraya kim getirdi? Türkiye'yi buraya getiren adımları atarken sana bunun yanlış olduğunu, böyle sürüklenilmemesi gerektiğini söylemedik mi? Yanlışları yaptın, şimdi canın sıkılıyor. Sıkıntı içinde, Cumhurbaşkanı'na yakışmayan bir üslupla hitap ediyorsun. Dinleyecektin bizim sözümüzü, dinleyecektin.

Bak şimdi de yanlış yapıyorsun. Çiftçinin hakkını yeme, Seydişehir'i, Erdemir'i kaptırma. Bunlar yanlış, bunları yaparsan sonra ağlarsın, üzülürsün. Sertleşmeye kalkarsın, sertleşemezsin de. Şimdiden yanlıştan dön.''

Baykal, konuşmasında Erdemir'in ardından Türkiye açısından önem taşıyan Seydişehir Tesisleri'nin de özelleştirilmesi için harekete geçildiğini kaydederek, ''Bugüne kadar neyi özelleştirdiniz de Türkiye için yararlı oldu?'' diye sordu.

TİSK Genel Başkanı'nın Erdemir'in özelleştirilmesinin yanlış olacağı yönünde bir açıklama yaptığını anımsatan Baykal, Ereğli Ticaret Odası'nın özelleştirme kararıyla ilgili olarak yürütmeyi durdurma davası açtığını kaydetti. Baykal, ''Kim bu davayı açan, işadamı, tüccar. Ama tüccar siyasetçi değil, başka ülkelerin çıkarlarına hizmet eden anlayışta değil. Türkiye'nin çıkarlarına hizmet ediyorlar'' dedi.

Baykal, Seydişehir'den gelen bir grup vatandaşın toplantıya katıldığını belirterek, halkın bu konudaki mücadelesini kutladığını ve tesislere hep birlikte sahip çıkacaklarını söyledi.

ERDOĞAN'IN KIBRIS'LA İLGİLİ AÇIKLAMASI
Baykal, Başbakan Erdoğan'ın Kıbrıs'la ilgili açıklamasına değinerek, ''Başbakan öyle bir hata yaptı ki 'hata' lafı onu ödüllendirmek olur'' diye konuştu. Türkiye'nin Kıbrıs'la ilişkisinin Suriye'nin Lübnan'la ilişkisine benzetilmesinin Türkiye'ye ve tarihine haksızlık olduğunu kaydeden Baykal, şöyle konuştu:

''Başbakan Kıbrıs konusunda övünecek ya, çıktı dedi ki 'Biz 30 yıldır uygulanan politikaları uygulasaydık. Nasıl Suriye'ye Lübnan'dan çık dedilerse bize de birileri Kıbrıs'tan çık derdi. Biz de hık, mık ederdik ama sonunda kuzu kuzu çıkardık.' Bunun neresine dokunayım. Her tarafı kanıma dokunuyor. Türkiye'yi Suriye ile aynı konuma getirmesi, Kıbrıs'ı Lübnan'la bir tutması. Höt deyince kuzu kuzu çıkma iması, iddiası... Bize yapıyor, Türkiye'ye yapıyor.

Sen Türklerin 'höt' denince hakları olan bir şeyden vazgeçtiklerini ve kendi vatanlarını kuzu kuzu terk ettiklerini ne zaman gördün? Çanakkale'ye yazık, tarihimize yazık. Bu ne biçim bir zihin haritasıdır, ne biçim bir ulusallık topografyasıdır, ne biçim bir anlayıştır? Ne kadar vahim ki bu anlayış Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığındadır. Yunanlılar, Rumlar diyemiyor ama Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı sanki Türk ordusu Kıbrıs'ta işgalciymiş gibi konuşuyor.''

''DİN TARTIŞMASINA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ''
Baykal, TCK'nın, kanunsuz eğitim kurumlarının kapatılmasını, cezalandırılmasını öngören 263. maddesinin, AK Parti tarafından bir olup bittiyle, değiştirildiğini bildirerek, ''Sayın Başbakan çok tehlikeli bir tartışma biçimi denedi ama umarım bunun çıkar bir yol olmadığını görmüştür ve artık bu işin peşini bırakır'' dedi.

''Kanunsuz'' olduğu belirlenen eğitim kurumlarına verilecek cezanın fiilen hiçbir önem taşımayacak bir noktaya çekildiğini kaydeden Baykal, Başbakanın konuyu bir din tartışmasına dönüştürdüğünü ileri sürdü. Türkiye'nin ve Türklerin geçmişten bu yana Müslümanlıkla bir sorunu olmadığını ve bundan sonra da olmayacağını vurgulayan Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Başbakan birden bire bu konuyu bir din tartışmasına çekmek istedi. Ortada bir kanunsuz eğitim kurumu tartışması var, din tartışması yok. Başbakan, 'muhalefet lideri Mescidi Aksa'da namaz kılıyor, sonra geliyor burada din öğretecek kurumlara karşı çıkıyor' dedi.

Türkiye'de vatandaşlarımız için her türlü ibadet olanağı vardır. Burada Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı çıkıyor kanunsuz eğitim kurumlarının kapatılmamasını, 'İslamiyet'in savunulması' diye bize takdim ediyor ve yapay bir din tartışmasını tahrik ediyor. Sen kim oluyorsun? Senin ne haddine, sana mı kaldı İslamiyeti kurtarmak? Sen daha ananın karnındayken bu ülke Müslümandı ve sen gittikten sonra da Müslüman olmaya devam edecek. Dinin senin sahipliğine ihtiyacı yok. Daha önce de o role kalkışanları gördük, hepsinin sonu ortada.

Ben bunlara karşı çıkıyormuşum, tabi çıkarım, sende çıksana... Sen niye karşı çıkmıyorsun? Orada namaz kılıyormuşum. Tabi kılarım, orası İslamiyet'in en kutsal yerlerinden biri, bu doğal değil mi? Orada namaz da kılarım, gelip burada Türkiye Cumhuriyeti'ne ve devlete sahip de çıkarım. Orada namaz kılmak için Hizbullahcı mı olmak lazım.''

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in TCK'nın 263. maddesini veto ederek çok doğru bir yaklaşım sergilediğini ifade eden Baykal, ''Sayın Cumhurbaşkanı bu tertibi bozmuştur'' diye konuştu.

Deniz Baykal, CHP olarak artık yanlışları düzeltmenin kendilerine yetmediğini belirterek, sözlerini, ''Artık iktidara gelerek doğruları yapmak istiyoruz''diye tamamladı.