2005-12-03 - 17:00
Arınç: "Tüm dünya, 21. yüzyılın en büyük problemi olan kültürler arası çatışmaları engellemek için formül ararken, biz binlerce yıldır adeta farklı kültürlerin renklerinden oluşan bir vadide yaşıyoruz. Bu medeniyetler vadisinin adı Türkiye'dir."
İstanbul'da düzenlenen Tarihi Kentler Birliği Uluslararası Buluşması'na katılan TBMM Başkanı Arınç, bir konuşma yaptı. Konuşmasına Avrupa Tarihi Kentler Birliği girişiminin ülkemizin kültürel mirasının korunmasına önemli katkılar sağladığını söyleyerek başlayan Arınç, bu girişimin eşsiz tarihi zenginliğe sahip kentlerimizin dünya ölçeğinde tanıtılmasına da yardımcı olduğunu belirtti.
Arınç'ın Tarihi Kentler Birliği Uluslararası İstanbul Buluşması'nda yaptığı konuşma şöyle:
"Tarihi Kentler Birliği'nin "İstanbul Buluşması" nedeniyle sizlerle birlikte olmaktan dolayı büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Dünya tarihi ve kültürel zenginliğin gelecek kuşaklara aktarılması amacıyla altı yıl önce Avrupa Konseyi'nin öncülüğünde başlatılan Avrupa Tarihi Kentler Birliği girişiminin ülkemizin kültürel mirasının korunmasına önemli katkılar sağladığını düşünüyorum.
Bu anlamlı girişim tarafından yürütülen çalışmalar, ülkemizin eşsiz tarihi zenginliğe sahip kentlerinin dünya ölçeğinde tanıtılmasına da yardımcı olmuştur. Özellikle Avrupa Birliği'ne üyelik müzakerelerine başladığımız bugünlerde yürütülen faaliyetlerin önemi daha da artmıştır.
Türkiye'de, çok yararlı çalışmalar yapan bu birliğe üye yerel yönetimlerin gelecekte daha da etkin olacağına inanıyorum. TBMM'nin Tarihi Kentler Birliği'yle kültür zenginliklerimizin korunması amacıyla bir araya gelmesi çok anlamlı ve yararlıdır.
Büyük Atatürk'ün Milli Sarayları Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bağlamış olması, tarihi mirası koruma ve yaşatma anlamında Meclisimize düşen önemli görevin ifadesidir. Bugüne kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında Milli Saraylarımızın yaşatılması adına yaptığımız çalışmalar, Tarihi Kentler Birliği ile aynı ortak misyona sahip olduğumuzun açık göstergesidir.
Milli Saraylarımızın Tarihi Kentler Birliği'nin bu toplantısına ev sahipliği yapması ve böylesine önemli bir toplantının bu tarihi mekanda yapılması bizim için memnuniyet vericidir.
Elbette ki; Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin tarihi ve kültürel mirasımızı koruma ve gelecek kuşaklara aktarma yolundaki gayretleri sadece Milli Saraylarımızda yapılan çalışmalarından ibaret değildir.
Meclisimizin çıkarmış olduğu yasalar, özellikle "Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu" ülkemizin tarihi mirasına duyarlı olduğumuzun en güzel örneğidir.
Tarihi ve kültürel değerlerimizin korunması, kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra sivil toplum örgütleri ve vatandaşlarımızın ortak sorumluluğundadır. Bu yüzden, zengin bir geçmişi olan ve her köşesinden tarih fışkıran ülkemizdeki kültürel varlıkların korunması için hepimize önemli görevler düşmektedir.
Toplantımızın yapıldığı bu tarihi şehir, yani İstanbul, kanaatimce kültürel mirasların en evrenseli ve en güzelidir. Geçtiğimiz hafta, Barselona'da yapılan Avrupa Akdeniz Parlamento Başkanları toplantısında bir hususu dile getirdim. Medeniyetler çatışmasına değil medeniyetler ittifakına en iyi örnek ülke Türkiye'dir. Bizim topraklarımız adeta bir medeniyetler vadisidir. Doğu'dan batıya, güneyden kuzeye; bu topraklardan geçen ve huzur içinde tarihteki yerini alan onlarca medeniyetin ektiği "bir arada yaşama" tohumları, bugün halkımızda tezahür ediyor.
Tüm dünya, 21. yüzyılın en büyük problemi olan kültürler arası çatışmaları engellemek için formül ararken, biz binlerce yıldır adeta farklı kültürlerin renklerinden oluşan bir vadide yaşıyoruz. Bu medeniyetler vadisinin adı Türkiye'dir. Burada yaşayan her farklı renk, Türkiye'nin bir parçasıdır ve Türkiye'nin kendisidir.
Bu vadinin en güzel şehri, aynı zamanda medeniyetlerin başkenti olan İstanbul'dur. Bu şehrin sokaklarında ne dinlerin, ne kültürlerin, ne de etnik unsurların çatıştığını görürsünüz. Eyüp'ten gelen ezan seslerine, Galata'dan gelen çan sesleri karışır. Beyoğlu'nda bir Levanten'den kalan hatıralara, Rum lokantasında bir şarkıya, Mevlevi dervişlerinin seması eşlik eder.
Bu yüzdendir ki, Türkiye medeniyetlerin ev sahibidir, İstanbul da başkenti. Tüm dünyanın görmesi, aydınlarının incelemesi gereken bir mirasın ev sahibi olarak sizlere kapımızın her zaman açık olduğunu belirmek isteriz.
Bu tür etkinliklerle tarihi mirasımızın gelecek kuşaklara aktarılması konusunda çok faydalı adımlar atabileceğimize inanıyorum.
Bu vesileyle, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak tarihi ve kültürel varlıkların yaşatılması adına üstümüze düşen görevi en iyi şekilde yapacağımızı da bir kez daha hatırlatıyorum.
Toplantı vesilesiyle yurt içinden ve yurt dışından gelen tüm değerli misafirlerimize saygılarımı sunuyorum."
Arınç'ın Tarihi Kentler Birliği Uluslararası İstanbul Buluşması'nda yaptığı konuşma şöyle:
"Tarihi Kentler Birliği'nin "İstanbul Buluşması" nedeniyle sizlerle birlikte olmaktan dolayı büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Dünya tarihi ve kültürel zenginliğin gelecek kuşaklara aktarılması amacıyla altı yıl önce Avrupa Konseyi'nin öncülüğünde başlatılan Avrupa Tarihi Kentler Birliği girişiminin ülkemizin kültürel mirasının korunmasına önemli katkılar sağladığını düşünüyorum.
Bu anlamlı girişim tarafından yürütülen çalışmalar, ülkemizin eşsiz tarihi zenginliğe sahip kentlerinin dünya ölçeğinde tanıtılmasına da yardımcı olmuştur. Özellikle Avrupa Birliği'ne üyelik müzakerelerine başladığımız bugünlerde yürütülen faaliyetlerin önemi daha da artmıştır.
Türkiye'de, çok yararlı çalışmalar yapan bu birliğe üye yerel yönetimlerin gelecekte daha da etkin olacağına inanıyorum. TBMM'nin Tarihi Kentler Birliği'yle kültür zenginliklerimizin korunması amacıyla bir araya gelmesi çok anlamlı ve yararlıdır.
Büyük Atatürk'ün Milli Sarayları Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bağlamış olması, tarihi mirası koruma ve yaşatma anlamında Meclisimize düşen önemli görevin ifadesidir. Bugüne kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında Milli Saraylarımızın yaşatılması adına yaptığımız çalışmalar, Tarihi Kentler Birliği ile aynı ortak misyona sahip olduğumuzun açık göstergesidir.
Milli Saraylarımızın Tarihi Kentler Birliği'nin bu toplantısına ev sahipliği yapması ve böylesine önemli bir toplantının bu tarihi mekanda yapılması bizim için memnuniyet vericidir.
Elbette ki; Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin tarihi ve kültürel mirasımızı koruma ve gelecek kuşaklara aktarma yolundaki gayretleri sadece Milli Saraylarımızda yapılan çalışmalarından ibaret değildir.
Meclisimizin çıkarmış olduğu yasalar, özellikle "Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu" ülkemizin tarihi mirasına duyarlı olduğumuzun en güzel örneğidir.
Tarihi ve kültürel değerlerimizin korunması, kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra sivil toplum örgütleri ve vatandaşlarımızın ortak sorumluluğundadır. Bu yüzden, zengin bir geçmişi olan ve her köşesinden tarih fışkıran ülkemizdeki kültürel varlıkların korunması için hepimize önemli görevler düşmektedir.
Toplantımızın yapıldığı bu tarihi şehir, yani İstanbul, kanaatimce kültürel mirasların en evrenseli ve en güzelidir. Geçtiğimiz hafta, Barselona'da yapılan Avrupa Akdeniz Parlamento Başkanları toplantısında bir hususu dile getirdim. Medeniyetler çatışmasına değil medeniyetler ittifakına en iyi örnek ülke Türkiye'dir. Bizim topraklarımız adeta bir medeniyetler vadisidir. Doğu'dan batıya, güneyden kuzeye; bu topraklardan geçen ve huzur içinde tarihteki yerini alan onlarca medeniyetin ektiği "bir arada yaşama" tohumları, bugün halkımızda tezahür ediyor.
Tüm dünya, 21. yüzyılın en büyük problemi olan kültürler arası çatışmaları engellemek için formül ararken, biz binlerce yıldır adeta farklı kültürlerin renklerinden oluşan bir vadide yaşıyoruz. Bu medeniyetler vadisinin adı Türkiye'dir. Burada yaşayan her farklı renk, Türkiye'nin bir parçasıdır ve Türkiye'nin kendisidir.
Bu vadinin en güzel şehri, aynı zamanda medeniyetlerin başkenti olan İstanbul'dur. Bu şehrin sokaklarında ne dinlerin, ne kültürlerin, ne de etnik unsurların çatıştığını görürsünüz. Eyüp'ten gelen ezan seslerine, Galata'dan gelen çan sesleri karışır. Beyoğlu'nda bir Levanten'den kalan hatıralara, Rum lokantasında bir şarkıya, Mevlevi dervişlerinin seması eşlik eder.
Bu yüzdendir ki, Türkiye medeniyetlerin ev sahibidir, İstanbul da başkenti. Tüm dünyanın görmesi, aydınlarının incelemesi gereken bir mirasın ev sahibi olarak sizlere kapımızın her zaman açık olduğunu belirmek isteriz.
Bu tür etkinliklerle tarihi mirasımızın gelecek kuşaklara aktarılması konusunda çok faydalı adımlar atabileceğimize inanıyorum.
Bu vesileyle, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak tarihi ve kültürel varlıkların yaşatılması adına üstümüze düşen görevi en iyi şekilde yapacağımızı da bir kez daha hatırlatıyorum.
Toplantı vesilesiyle yurt içinden ve yurt dışından gelen tüm değerli misafirlerimize saygılarımı sunuyorum."
