2004-03-01 - 00:00
Saygıdeğer Başkan,
Ülkemizi resmen ziyaret eden ilk Avrupa Parlamentosu Başkanı olarak sizi ulusumuzun temsilcisi Büyük Millet Meclisimizde ağırlamaktan büyük mutluluk duyuyorum. Türk kamuoyunun sevgi ve saygısını kazanmış seçkin bir şahsiyet olmanız bu ziyarete özel bir anlam ve önem katmakta.
Değerli konuklar,
2004 yılının, Avrupa Birliği'yle ilişkilerimiz açısından çok önemli bir dönemeç olduğunun hepimiz bilincindeyiz. Kopenhag siyasi kriterlerine uyum yönünde yapmış olduğumuz atılımların tüm dostlarımız tarafından takdir edildiğini biliyoruz.
Reformlarla sağlanan zihniyet değişimi, artık geri dönülmez bir aşamaya erişmiştir. Hukukun üstünlüğü ve insan hakları bağlamında hızla çağdaş standartlarda bir Avrupa ülkesine dönüşmektedir.
Mevzuat alanında kritik eşiği aştığımız inancındayız. Kopenhag siyasi kriterlerine uyumu, yalnızca Aralık 2004'e uzanan dönemde değil, müzakereler boyunca, hatta üyelik sonrasında da devam edecek bir süreç olarak algılıyoruz.
Hükümetimiz, reformların etkin bir şekilde uygulamaya geçirilmesine de büyük önem ve öncelik vermekte, bu yönde yoğun gayret göstermektedir. Ayrıca müzakerelerin açılması için bir ön şart olmamakla birlikte, ekonomik kriterlere uyumda da önemli mesafe katetmiş bulunuyoruz.
Bu aşamaya, halkımızın ab üyeliğine verdiği güçlü destek ve bu yöndeki iradenin Meclisimiz ve Hükümetimizce. Türkiye, demokrasi, siyasi kararlılıkla somut icraata dönüştürülebilmesiyle ulaşabildik.
Saygıdeğer Başkan,
Türkiye'nin tam üyelik hedefi doğrultusunda kaydettiği ilerleme, AB çevrelerinde genellikle kabul görmektedir. Ancak, maalesef, Türkiye bu yönde ileriye yürüdükçe, belirli çevrelerden kaynaklanan Türkiye-AB ilişkilerini ahdi ve doğal mecrasından saptırmaya yönelik söylemler de kuvvet kazanmaktadır.
Türkiye-AB ilişkileri karşılıklı çıkarlara dayanmaktadır. bu tür olumsuz girişimlerin temelinde aslında bilgi eksiklikleri ile önyargıların yattığını düşünüyoruz. Ahde vefa kuralı izinde, akılcı yaklaşımla, etkin ve yapıcı işbirliğiyle, bu yöndeki yıkıcı çabaları akamete uğratmamızın kolaylaşacağına inanıyorum.
Önümüzdeki Avrupa Parlamentosu seçimleri ortamının, bazı çevrelerce, Türkiye'nin AB üyeliğine karşıt söylemlerin dile getirilmesi için bir vesile olarak istismar edileceği anlaşılmaktadır.
Bu çevrelere, Türkiye'nin laik, modern devlet yapısıyla, İslamı çağdaşlıkla bağdaştıran, topraklarında medeniyetleri buluşturan eşsiz kimliğini iyice anlatabilmeliyiz. Üstelik bu gerçeğin yanı sıra, dinamik nüfusu ve ekonomisiyle, AB'yi Kafkasya ve Orta Asya ile Ortadoğu'ya bağlayan ticaret ve enerji hatlarının kavşak noktasındaki özel siyasi ve stratejik konumuyla, Türkiye'nin birliğe getireceği katkıları da elbirliğiyle izah edebilmeliyiz.
Sayın Başkan, Değerli Konuklar,
Bu bağlamda, Türkiye'nin Birliğe üyeliğine karşı çıkan çevrelerce kullanılan "kültürel farklılık" savının yanlışlığına özellikle dikkat çekmek isterim. Kültür farklılıklarını dışlayıcı bir politika tartışması olarak kullanmak, kanımızca tehlikeli bir yaklaşımdır. Uluslararası alanda bugün karşılaşılan gerginliklerin kaynağında, farklı halkları, dinleri ve kültürleri "öteki" olarak gören anlayış yatmaktadır. Kaldı ki, kültürel farklılıklara saygı, ortak değerlerle birlikte AB'nin temelini yaratan zenginliği oluşturmaktadır.
Birlik içinde geliştirilmekte olan "çeşitlilik içinde birlik" anlayışı bu nedenle sağlıklı ve akılcı bir yaklaşımdır. Türkiye'nin tam üyeliği, bu inancın somutlaştırılmasının en iyi örneğini oluşturacak ve uluslararası ortamın evrimine olumlu yönde katkıda bulunacaktır.
Sayın Başkan,
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri önümüzdeki haziran seçimleriyle yenilenecek olan Avrupa Parlamentosu temsilcileriyle yakın temas ve artan işbirliği içinde olmayı arzu etmektedir. Biz sizi, Avrupa Parlamentosu'ndaki konumunuzun ötesinde, ilerici, uzak görüş sahibi bir devlet adamı olarak görüyoruz.
Ülkemizin AB'ye katılım hedefi yolunda görüş ve tavsiyelerinizle bize ışık tutmayı sürdüreceğinize güveniyoruz. Türkiye'nin AB üyeliğini köstekleyip engelleyici önyargıların üstesinden birlikte gelebilmemiz için etkin yardım ve desteğinizin daima yanımızda olmasını diliyoruz.
Bu duygularla, sizi ülkemde ağırlayabilmekten duyduğum özel mutluluğu ve Avrupa Birliği ile Avrupalı Türkiye'nin parlak geleceğine güvenimi yineleyerek sizi ve seçkin heyetinizi saygılarımla selamlarım.
Hoşgeldiniz.
