2005-08-03 - 14:25
AK PARTİ GRUP BAŞKANVEKİLİ KAPUSUZ: ''GÜMRÜK BİRLİĞİNİN ALTINDA SAYIN BAYKAL'IN İMZASI VARDIR''
Kapusuz, TBMM?de düzenlediği basın toplantısında 22. Dönem 3 Yasama Yılı çalışmalarına ve gündemdeki konulara ilişkin görüşlerini açıkladı.
AK Parti Grup Başkanvekili Salih Kapusuz, Türkiye'nin imzaladığı ek protokolün, Gümrük Birliği anlaşmasının yeni üyelere de uygulanmasını öngördüğünü belirterek, Gümrük Birliği'ni imzalayanların ek protokole karşı çıkmalarının tutarsızlık olduğunu söyledi.

Kapusuz, bu dönem, 608 tasarı ve teklifin yasalaştığını belirterek, önemli düzenlemeler içeren yasaların çıkmasında iktidar ve muhalefetin büyük özveri ve performans sergilediğini sözlerine ekledi.

Ek protokolün imzalanması nedeniyle muhalefetin yönelttiği eleştirileri değerlendirirken; sergilenen ''agresif'' yaklaşımın Türkiye'nin çıkarına olmadığını, kaydededen Kapusuz sözlerini şöyle sürdürdü:

''AB üyesi ülkelerden hiçbiri tam üye olmadan gümrük birliği kapısını açmadı. Biz Türkiye olarak bunu ilk defa yaptık. O dönemde bu işin başında kimler vardı, altına imza koyanlar kimlerdi? 6 Mart 1995 tarihinde DYP-SHP Hükümeti var, Tansu Çiller Başbakan, Murat Karayalçın Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı. Çalışmaları yürütülüyorlar. SHP-CHP birleşmesi sonrasında Çiller-Baykal Hükümeti kuruluyor. Gümrük Birliği'ne, 1 Ocak 1996 tarihinde Sayın Baykal'ın Dışişleri Bakanı olduğu dönemde attığı imza ile girilmiştir. Hiçbir ülkenin uygulamadığı ilk defa Türkiye'nin kapılarını AB'ye, Gümrük Birliği olarak açtığı kararın altında bugün ana muhalefet lideri olan sayın Baykal'ın imzası var. Bugün Genel Başkan Yardımcısı sıfatını taşıyan ve o gün AB ile ilgili görüşmelerin, özellikle de Gümrük Birliği görüşmelerinin Dışişleri tarafından yürütüldüğü dönemde Dışişleri Müsteşarı koltuğunda oturan da büyükelçi sayın Onur Öymen'dir.

Siz ana metni hayata geçireceksiniz, uygulamaya koyup imza atacaksınız. Bugün uygulamada ve yürürlükte olan metne yeni üyeleri ek olarak ilave eden konuya gelince kıyameti koparacaksınız.''

AB'YE ADAY ÜLKE
Kapusuz, Gümrük Birliği Anlaşması'nın imzalandığı dönemde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin AB'ye aday ülkeler arasında yer aldığını ve büyük olasılıkla da üye olacağının bilindiğine dikkati çekerek, ''O zaman anlaşmaya imza atanlar bunu istismar konusu haline getiriyorlarsa ben bunun cevabını halkımızın vicdanlarına bırakıyorum. İmzalanan ek protokol zaten yürürlükte olan protokolün eki haline getirilmiştir'' dedi.

Türkiye ek protokolü imzalarken, ''Türkiye'nin Kıbrıs Deklarasyonu diye bir ek yaptığını hatırlatan Kapusuz, bu metnin resmi kayıtlara da konulduğunu belirtti. Kapusuz, ek protokol TBMM'de onaya sunulurken bu ekle beraber geleceğini, Meclis'in de bu eke istinaden kararını vereceğini bildirdi.

AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu yetkililerinin, deklarasyonun müzakere sürecine engel olmaması gerektiğinden söz ederek bunun bir tanıma olmadığını açık açık ifade etmelerine karşın muhalefetin ''Bu bir tanımadır diye ısrar ettiğini'' vurgulayan AK Parti Grup Başkanvekili Kapusuz, Hükümet'in AB üyelik sürecindeki politikaları ve müzakereleri, Türkiye'nin bugünkü ve gelecekteki çıkarlarını da gözeterek ve ''nakış gibi çalışarak'' yürüttüğünü söyledi.

?DARBE DAVETÇİSİ GİBİ ANLAŞILACAK SÖYLEMLER?
Kapusuz, iddiaların aksine, Türkiye'nin limanları ve havaalanlarının Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne açılmasının söz konusu olmadığını bildirirken, gümrük birliğinde sanayi mallarının serbest dolaşımının esas olduğuna işaret etti. Kapusuz, Yunanistan'ın tam üye olduktan 3 yıl sonra liman ve havaalanlarını AB ülkelerine tam olarak açtığını anımsattı.

Muhalefet olmadan mecliste siyasette olamayacağını ancak Türkiye'deki muhalefet anlayışının tuhaf olduğunu savunan Kapusuz, Türkiye ve dünyadaki önemli gelişmelerle ilgili olarak muhalefetten alternatif bir yaklaşım göremediklerini söyledi. Kapusuz, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Sanki kurultaylardaki, kongrelerdeki hızını alamamış yaklaşım, stresini iktidardan çıkarmak gibi bir tarzla muhalefet yapmaya gayret ediyor ki toplum bu kavgacı anlayışı tasvip etmiyor. Herkes nesi varsa masanın üzerine koysun, projelerini anlatsın, toplumu ikna etsin, işbaşına, iktidara gelsin.

Şu anda ''siyasette ne var?'' diye sorulduğunda 'AK Parti'nin alternatifi yok' deniliyor. Doğru, AK Parti'nin alternatifi olmaz. Alternatif olabilmek için şartlarını oluşturacaksınız; yoksa birtakım çağrılar yaparak, insanları sokağa davet ederek, darbe davetçisi gibi anlaşılacak söylemlerle bir yere gitmek, bir şey başarmak mümkün değil. Biz güçlü bir iktidarın yanında güçlü bir muhalefetin olmasını arzu ediyoruz.''

Kapusuz, AB üyesi bazı ülkelerin yöneticilerinin, Türkiye'nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni tanımaması halinde müzakerelerin başlayamayacağı yolundaki tavırlarının hatırlatılması üzerine, Türkiye'nin 17 Aralık zirvesindeki kararlarda öngörülen taahhütlerini yerine getirdiğine dikkati çekti. Kapusuz, ''Şu anda sorumluluk ve görev o kararı alanlara düşmektedir. Biz de onu gözlemleyip bakacağız'' dedi.

AB'nin her genişleme sürecinde sorunlar yaşandığını, ancak bu sorunların müzakerelerle iknalarla aşıldığını anımsatan Kapusuz, Türkiye ile ilgili süreçte de sağduyunun hakim olacağına inandığını söyledi. Kapusuz, ''Türkiye 17 Aralık'ta kendisinden istenilenlerin gereğini yapmış orta yere koymuştur. Bugün onların samimiyetini ve kararlılığını biz de bekliyoruz. Ben bu konuda bir problemin yaşanmamasını temenni ediyorum. Bu, ülkemizin de AB'nin de lehinedir diye düşünüyorum'' görüşünü dile getirdi.

KADIN MİLLETVEKİLLERİNİN MECLİS ÇALIŞMALARI
AK Parti Grup Başkanvekili Salih Kapusuz, ''Milletvekilleri izleme komitesi'' tarafından parlamenterlerin çalışmalarıyla ilgili açıklanan istatistiklerde kadın milletvekillerinin geri planda kaldıkları yolundaki sonuçlara ilişkin görüşlerini de bir soru üzerine dile getirdi.

Grup Başkanvekili sıfatıyla Genel Kurul çalışmalarının sürekli yakından gözlemlediğini belirten Kapusuz, açıklanan sonuçların doğru olmadığını söyledi. AK Parti'li 10 kadın milletvekilinin grup adına defalarca görüşlerini dile getirdiğini, ayrıca komisyonlarda ve denetim faaliyetlerinde kadın milletvekillerinin etkin olarak görev aldıklarını belirten Kapusuz, kadın parlamenterlerin oranı dikkate alındığında, erkeklerden daha fazla çalışmalara katıldıklarının bile söylenebileceğini vurguladı.