2005-06-16 - 13:52
TBMM BAŞKANI ARINÇ: ''ÜMİT EDİYORUM Kİ SAYIŞTAY'IMIZIN, ARZU ETTİĞİ BİÇİMDE, YENİ KANUNU GECİKMEKSİZİN ÇIKARILACAK''
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Sayıştay'da düzenlenen ''Sayıştay'ın Denetim Kapasitesi'nin Güçlendirilmesi'' projesi kapsamında hayata geçirilecek, AB Eşleştirme Projesi'nin başlatılmasına ilişkin toplantının açılışında konuştu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Bülent Arınç, Sayıştay'ın yeni kanununun, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu ile ilgili yerlerde görüşülmekte olduğunu belirterek, ''Ümit ediyorum ki, Sayıştay'ımızın, arzu ettiği biçimde, yeni kanunu gecikmeksizin çıkarılacak'' dedi.

TBMM Başkanı Bülent Arınç, Sayıştay'da düzenlenen ''Sayıştay'ın Denetim Kapasitesi'nin Güçlendirilmesi'' projesi kapsamında hayata geçirilecek, AB Eşleştirme Projesi'nin başlatılmasına ilişkin toplantının açılışında konuştu.

Arınç, TBMM tarafından 30 Temmuz 2003'te, 4963 sayılı kanun çıkarılarak 832 sayılı Sayıştay Kanunu'na 12. maddenin eklendiğini hatırlattı. Arınç, bu madde ile getirilen düzenlemeyi şöyle anlattı:

''TBMM Araştırma, Soruşturma ve İhtisas Komisyonları'nın kararına istinaden, TBMM Başkanlığı'nın talebi üzerine Sayıştay, talep edilen konuyla sınırlı olmak kaydıyla, denetimine tabi olup olmadığına bakılmaksızın, özelleştirme, teşvik, borç ve kredi uygulamaları dahil olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşlarının hesap ve işlemleri ile aynı usule bağlı olarak, kullanılan kamu kaynak ve imkanlarından yararlanma çerçevesinde, her türlü kurum, kuruluş, fon, işletme, şirket, kooperatif, birlik, vakıf ve dernekler ile benzeri teşekküllerin hesap ve işlemlerini denetleyebilir. Denetim sonuçları, ilgili komisyonlarda değerlendirilmek üzere TBMM Başkanlığına sunulur.''

TEK YÜKSEK DENETİM KURULU
Meclis Başkanı Arınç, ayrıca, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından bir daha görüşülmek üzere geri çevrilen Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri ve Yeniden yapılandırılması Hakkında Kanun ile Yüksek Denetleme Kurulu'nun lağvedilerek personelinin ve görevlilerinin Sayıştay'a aktarılmasının kabul edildiğini de hatırlatarak, ''Böylece Uluslararası Yüksek Denetleme Kurumları Birliği'nin, (tek bir yüksek denetim kurulu bulunması gerekir) ilkesi yerine getirilmiş olmaktadır'' dedi.

Arınç, AB müktesebatının kabulüne ilişkin ulusal programın mali kontrol bölümünde yer alan ''Dış Denetimin AB ve Uluslararası standartlara uygun bir şekilde geliştirilmesi için mevzuat değişikliği'' ve ''Sayıştay'ın dış denetim kapasitesinin güçlendirilmesi'' konularının öncelikler tasnifi altında yer aldığını söyledi. Bu nedenle, söz konusu önceliklerin hayata geçirilebilmesi için 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Sistemi Kanunu'nun çıkarıldığını anlatan Arınç şöyle dedi:

''Böylece Sayıştay denetiminin kapsamına tüm kamu kesimi alınmış ve Sayıştay'ın da harcamalarını dış denetime açması sağlanmıştır. Sayıştay'a, bugüne kadar yapmadığı bazı denetim görevleri yüklenmiş ve Sayıştay denetimine tabi olmayan çok sayıdaki kurumun denetime alınması, fonların bütçe kapsamına alınması gibi uygulamalar, saydamlık ve hesap verme sorumluluğu açısından çok önemli adımlar olup, böylece bu kurumların parlamentoya karşı hesap verme yükümlülüklerini yerine getirmelerinin yolu açılmıştır.

Ayrıca Sayıştay'ın özel ihtisas daireleri de kurabileceği öngörülmüştür. Aynı yasanın 7. maddesinde saydamlık konusu, mali saydamlık şeklinde ele alınmıştır.''

Saydamlığın, devletin hedefleri ve bu hedeflere ulaşmak için hayata geçirdiği politikaları ve bu politikaların yarattığı sonuçları izlemek için gerekli olan bilgiyi düzenli, tutarlı ve güvenilir bir biçimde sunması olduğunu belirten Arınç, devlet yapısında bilginin bir yerlerde mevcut olmasının saydamlığı gösteremeyeceğini kaydetti.

Arınç, bilginin vatandaş tarafından etkin bir biçimde kullanılabilmesini sağlayacak şekilde düzenli ve tutarlı olması gerektiğini söyledi.

''SAYIŞTAY, SIRADAN BİR YÜKSEK MAHKEME DEĞİL''
Anayasanın 160. maddesinde düzenlenen, Anayasal bir kuruluş olan ve Anayasaca kendisine hem idari hem de yargısal görev verilen Sayıştay'ın, sıradan bir yüksek mahkeme olmadığını belirten Arınç, Sayıştay'ın aynı zamanda idari bir organ olduğuna dikkati çekti. Meclis Başkanı Arınç, Sayıştay'ın bir yönüyle, genel ve katma bütçeli dairelerin bütün gelir ve giderleriyle mallarını TBMM adına inceleyen ve denetleyen bir kurum olduğunu hatırlattı. Arınç, bu inceleme ve denetleme görevinin de idari bir görev olduğunu bildirdi.

HUKUKA AYKIRILIK İDDİALARINI ÇÖZÜME BAĞLIYOR
Anayasanın 160. maddesine göre Sayıştay'ın bir de yargısal görevi bulunduğunu anlatan Arınç, bunun da genel ve katma bütçeli dairlerin bütün gelir ve gider sorumluluklarının hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak olduğunu kaydetti. Arınç, yapılan inceleme ve denetlemeler sonucunda, kanuna aykırılıkları ortaya çıkan sorumluların tazmine mahkum edildiğini ifade ederek, bu karar aleyhine idari yargı yoluna başvurulamadığını söyledi. Arınç, ''Bu da gösteriyor ki Sayıştay, hukuka aykırılık iddialarını kesin olarak çözüme bağlamaktadır'' dedi.

Halk adına bütçe yapma ve bütçe gelirlerinin nereye harcanacağını tespit etme ve bu konuda hükümeti yetkilendirme görevinin TBMM'ye ait olduğunu anımsatan Arınç, her yılın sonunda hazırlanan kesin hesabın ise TBMM'nin kendisine verdiği yetkiye dayanarak bütçenin yine TBMM'ce tayin edildiği şekilde kullanıldığını gösteren hükümet beyanı olduğunu kaydetti. Arınç, ''TBMM, Kesin Hesap Kanunu'nu kabul ederse Hükümet, bütçenin harcanması konusunda ibra edilmiş olur'' dedi.

SAYIŞTAY KANUNU
Konuşmasının son bölümünde Sayıştay Kanunu'na da değinen Arınç, bugünlerde Sayıştay'ın yeni kanununun TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda ve ilgili yerlerde görüşüldüğünü belirterek, Sayıştay Başkanı'nın birkaç kez kendisini ziyaret ederek kanunda yapılması düşünülen değişikliklerden olumsuz olanlarına dikkati çektiğini söyledi. Arınç, ''Ümit ediyorum ki, Sayıştay'ımızın arzu ettiği biçimde, yeni kanunu da gecikmeksizin çıkarılacak ve bugünkü bu projesiyle daha da güçlenen Sayıştay, Anayasamızda belirtilen fonksiyonlarını en iyi şekilde yerine getirecektir'' dedi.