2004-11-02 - 14:45
ARINÇ: ''DEVLET VE MİLLET PARASINI HASSASİYETLE KULLANMA ANLAYIŞIMIZ, 2005 YILI BÜTÇESİ HAZIRLANIRKEN DE GEÇERLİ OLDU''
TBMM Başkanı Bülent Arınç, bütçeyi sunuş konuşmasında, 2004 yılı bütçesinin 248 trilyon 918 milyar lira olarak yasalaştığını anımsattı.
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Meclis'in 2005 Mali Yılı Bütçe teklifinin 283 milyon 275 bin YTL olduğunu bildirerek, ''Devlet ve millet parasını hassasiyetle kullanma anlayışımız, 2005 yılı bütçesi hazırlanırken de geçerli oldu'' dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Cumhurbaşkanlığı, TBMM Başkanlığı, Sayıştay ve RTÜK bütçelerinin görüşülmesine başlandı.

TBMM Başkanı Bülent Arınç, bütçeyi sunuş konuşmasında, 2004 yılı bütçesinin 248 trilyon 918 milyar lira olarak yasalaştığını anımsattı. Bütçe Yasası'nda yapılan değişiklikle yaklaşık 13 trilyonluk blokeden sonra bu yılki bütçenin önceki yıla göre yüzde 4 oranında bir artışla
236 trilyon 6 milyar lira olarak kesinleştiğini belirten Arınç, bu bütçenin 160 trilyon 900 milyar liralık kısmının 30 Eylül 2004 itibariyle harcandığını söyledi. Bunun, bütçenin yüzde 70'i olduğunu ifade eden Arınç, yıl sonu itibariyle de bütçenin yüzde 95 oranında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini bildirdi.

Kurumdan emekli olanlar nedeniyle personel sayısında azalma olduğunu belirten Arınç, bu nedenle personel giderlerindeki harcamanın 2004 yılı için ayrılan ödeneklerin altında gerçekleştiğini söyledi.

Arınç, mal ve hizmet alımları için 2003 yılındakinden daha az bir ödenekle yıla başladıklarını kaydederek, ''Buna rağmen hem ihtiyaçlarımızı minimize ederek, hem açık ihale usulüyle alım yaparak, hem de gereksiz kullanımlara son vererek fotokopi kağıdı, basın bülteni gibi, az ödenekle gereken hizmeti alma ve sunmayı başardık'' dedi.

Bu yıl 9 ay içinde hiç büro eşyası alınmadığını belirten Arınç, mevcut olanların bakımı ve tamiratının yapılıp tekrar kullanıma sunulduğunu söyledi.

Sağlık giderlerinde, önceki yıllarda yüzde 38-60'lara varan artışlar olduğuna dikkati çeken Arınç, bu yıl, geçen yıllara oranla yüzde 10 gibi çok düşük bir oranda artış olacağının sanıldığını bildirdi.

ESKİ VEKİLLERİN SAĞLIK HARCAMALARI
Cari Transferler tertibinde yer alan en önemli bölümün 40 milyon YTL ile eski vekillerin sağlık ve ilaçları için ayrılan tutar olduğunu ifade eden Arınç, tedavi kurumlarından gelen faturaların titizlikle incelenmesi sonucunda Ekim ayı itibariyle yaklaşık 9 trilyon tutarında
daha az ödeme yapıldığını söyledi. Arınç, sağlık yönetmeliğinin değiştirildiğini, tedavi kurumlarıyla sözleşmeler yapıldığını, bundan sonraki dönemde sağlık giderlerinin daha da az olmasının beklendiğini belirtti.

YASAMA VE DENETİM FAALİYETLERİ
Arınç, yasama ve denetim faaliyetlerine ilişkin olarak da bilgi verdi. Buna göre, 1. yasama yılında 114 birleşim, 2. yasama yılında 124 birleşim, 3. yasama yılında 11 birleşim olmak üzere toplam 249 birleşim yapıldı. 14 birleşim hariç tüm birleşimlerde toplantı yeter
sayısı bulundu.

21. ve 22 dönemde, Cumhurbaşkanı tarafından bir kez daha görüşülmek üzere geri gönderilen ve hükümsüz sayılmayan 44 yasa dahil TBMM'ye 653 yasa tasarısı gönderildi. Bunlardan 452'si yasalaştı.

TBMM Başkanlığı'na geçen dönemden 262 KHK intikal etti, bunlardan 16'sı birleşerek yasa oldu.

Bu dönemde Başkanlığa 325 yasa teklifi sunuldu, bunlardan 50'si birleşerek 24 yasaya dönüştü.

TBMM'de güven oylaması, Başkanlık Divanı üye seçimi, komisyonların üye seçimi, Meclis araştırması ve soruşturması komisyonlarının kurulması, Yüce Divan'a sevk gibi konularda 67 karar alındı.

TBMM'ye yasama dokunulmazlıkları konusunda 21. dönemden intikal eden 15 adet ve 22. dönemde gelen 169 adet olmak üzere toplam 184 adet Başbakanlık tezkeresi geldi. Bunlardan 131'i hakkında Karma Komisyon Raporu ile kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenme kararı verildi, 46'sı halen Karma Komisyonda bulunuyor.

Genel Kurul'da okunmuş bulunan 40 adet yasama dokunulmazlığı raporuna, İçtüzüğün 133. maddesi gereğince itiraz edildi.

Başkanlığa 1329 sözlü soru önergesi verildi.

TBMM Başkanlığı'na verilen komisyon raporlarından 3'ü Genel Kurul'ca görüşülerek Yüce Divan'a sevk kararı verildi, l komisyon raporu milletvekillerine dağıtıldı, l komisyon raporu da basım aşamasında bulunuyor. Milletvekilleri bu dönemde 225 adet Meclis Araştırması önergesi, l gensoru önergesi verildi.

KİT Komisyonu'nda 58 birleşim yapıldı. Bu toplantılarda 126 kuruluş ve bağlı ortaklıkları ve müesseselerinin hesapları görüşüldü. Bunlardan 41'i ibra edildi, 29'u ibra edilmedi, 4'ü şartlı ibra edildi, 52'si genel görüşmeye sunuldu.

CUMHURBAŞKANLIĞI 2005 MALİ YILI BÜTÇE TEKLİFİ 31 MİLYON 253 BİN YTL..

Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kemal Nehrozoğlu, Cumhurbaşkanlığı 2005 bütçesinin 31 milyon 253 bin YTL olarak teklif edildiğini bildirerek, ''2005 Mali Yılı Bütçemizin hazırlanmasında, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik durum ve uygulanan istikrar programı ile verimlilik ve tutumluluk ilkeleri göz önünde bulundurulmuştur'' dedi.


SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI BÜTÇESİ
Sayıştay Başkanı Mehmet Damar, Sayıştay'ın 2005 Bütçesi'ni Komisyona sunuş konuşmasında, AB normlarına ve uluslararası standartlara uygun olarak Sayıştay'ın denetim yetkisini düzenleyen taslak konusunda bilgi verdi. Damar, belge denetimi yerine içerik denetimini öne çıkaran, yargı yetkisini daha da işlevsel hale getiren,denetimin amaç ve kapsamını genişleten bir düzenleme hazırlandığını söyledi.

''ŞİDDETLE MÜCADELE DÖNEMİ''-
RTÜK Başkanı Fatih Karaca, RTÜK Yasası'nın bazı maddelerinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğini anımsatarak, önümüzdeki dönemde konuyla ilgili yasal düzenlemenin gündemde olacağını belirtti.

''MECLİS'İ, MECLİS BAŞKANI ÇALIŞTIRIR''
CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, verdikleri soru önergelerinden bazılarının ''kişisel olduğu gerekçesiyle'' TBMM Başkanlığı tarafından iade edildiğini anımsattı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelttiği ve ''oğlunun düğününde ne kadar armağan verildiğine'' ilişkin soru önergesinin iade edildiğini belirten Kılıçdaroğlu, ''Oysa konu son derece önemli... Sayın Başbakan, malvarlığını bir önceki düğündeki armağanlarla açıklamıştı'' diye konuştu.

AK Parti Ankara Milletvekili Zekai Özcan, TBMM'nin kurumsal kimliğine yönelik eleştirilerin parlamentonun itibarını yıpratmaya yönelik olduğunu söyledi. Özcan, TBMM'nin Kurtuluş Savaşı'nı yapan, 600 yıllık saltanatı ve ardından hilafeti kaldıran Meclis olduğunu, halkın iradesinin Meclis'te temsil edildiğini vurgulayarak; bu kurumu yıpratmaya yönelik eleştirilerden kaçınılması gerektiğini ifade etti.

CHP Mersin Milletvekili Mustafa Özyürek, TBMM'nin onurunu korumanın herkesten önce Meclis Başkanı ve milletvekillerine düşen ödev olduğunu belirtti. Özyürek, milletvekili maaşlarının herkesi ilgilendirdiğini, kamuda milletvekilinden kat kat fazla maaş alanlar olmasına karşın milletvekilinin maaşlarının eleştirildiğini; bir yandan milletvekili maaşlarını ''bahşiş'' olarak nitelendiren köşe yazarlarının, diğer yandan köşelerinde bu maaşların fazla olduğunu yazdıklarını anımsattı.

TBMM'nin övünülecek bir performans gösterdiğini, bunun devam etmesi halinde itibarının artacağını kaydeden Özyürek, ancak seçim meydanlarında söz verilmesine karşın dokunulmazlıkların sınırlandırılmamasının itibara zarar verdiğini bildirdi.

GÜVENLİK ÖNLEMLERİ
AK Parti Balıkesir Milletvekili Ali Osman Sali, TBMM Yerleşkesi'ne girişte uygulanan güvenlik önlemlerinin sıkılığından yakındı. Sali, ana binanın korunabileceğini ancak Halkla İlişkiler Binası'na girişlerde de yoğun güvenlik önlemleri uygulanmasının yanlış olduğunu söyledi.

CHP İstanbul Milletvekili Ali Kemal Kumkumoğlu konuşmasında, iktidarın, devletin en üst kurumlarında çatışma görüntüsü yarattığını söyledi. Hükümet'in milletvekillerinin lojmanlara taşınmasını engelleyerek bundan prim yapmaya çalıştığını da savunan Kumkumoğlu, ''Milletvekilleri tinercilerin bir köşede kafasına sopayı vurup yere yıkacağı durumdadır. Milletvekillerini savunmasız bıraktınız'' diye konuştu.

TBMM Başkanı Bülent Arınç'a, dün düzenlediği basın toplantısında Meclis Muhafız Taburu Gazinosu'ndaki ''Sakal, türban yasağı'' ile ilgili açıklamayı yapmasının nedenini soran Kumkumoğlu, ''Bundan ne yarar umuyorsunuz? Hedefleriniz doğrultusunda birtakım noktalara ulaşılabilmesine yönelik bir anlayışınız mı var?'' dedi.

CHP Antalya Milletvekili Osman Kaptan da konuşmasında yasama konusundaki tüm inisiyatifin hükümetin elinde olduğunu, milletvekillerinin sadece oy vermekle yetindiğini ifade ederek, TBMM Başkanı Arınç'a, ''Meclis Başkanı siz misiniz, Recep Tayyip Erdoğan mı? Bu soru sizi üzüyor ama bu durum da bizi üzüyor'' dedi.

CHP Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncü ise siyasete saygınlık kazandırmanın siyasetçinin elinde olduğunu belirttiği konuşmasında, ''Halk siyasetçi denince 10 adım geriye çekiliyor. Halk, Parlamento'yu işaret edip, (Balık baştan kokar) diyor. Bunu biz engelleyebiliriz'' dedi.

TBMM Başkanı Arınç'ın personel fazlalığından yakındığını vurgulayan Tütüncü, ancak açıktan veya çeşitli kamu kuruluşlarından 200'den fazla personelin TBMM'ye alındığı söylentileri bulunduğunu ifade etti.

AK Parti Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya, radyo ve televizyon yayınlarında içki ve sigara kullanımının özendirildiğini ifade ettiği konuşmasında, ''TRT'de bile içki içilmeyen film yok'' dedi.

Uzunkaya da milletvekili lojmanları ile ilgili kararı eleştirerek, bu kararın ciddi sorunlara yol açtığını söyledi. Uzunkaya, bu konutların kamu kurumlarında çalışanlara kira ile verilmesi önerisinde bulundu.

CHP Ordu Milletvekili Kazım Türkmen de yaptığı konuşmada, Genel Kurul'da milletvekillerinin çoğunun telefonlarının açık olduğunu, seyirci localarının zaman zaman yarısına kadar türbanlılar tarafından doldurulduğunu söyledi. TBMM Genel Kurulu'nda siyasi amaçlı kıyafetler giyilmemesi gerektiğini ifade eden Türkmen'e, AK Parti'li Uzunkaya, ''Bu tarifi nasıl yapıyorsunuz?'' diye müdahale etti.

AK Parti Nevşehir Milletvekili Osman Seyfi konuşmasında, tarafsızlık kuralının Cumhurbaşkanı'nı da bağladığını, ancak çeşitli konulardaki uygulamalarının ideolojisinin bir yansıması olduğunu savundu. CHP milletvekilleri bu konuşmaya ''Biz de Cumhurbaşkanı gibi Cumhuriyet'in temel değerleri konusunda tarafız'' sözleriyle tepki gösterdi.

AK Parti Muğla Milletvekili Orhan Seyfi Terzibaşıoğlu ise radyo ve televizyon yayınlarında kullanılan Türkçe'nin bozukluğundan yakınarak, bunun genç nesilleri olumsuz etkilediğini söyledi. Senaryoların bu doğrultuda gözden geçirilmesini isteyen Terzibaşıoğlu, ''İçinde yahu ya da oha geçmeyen cümle yok'' dedi.