İsrail'in İşgal Altinda Tuttuğu Doğu Kudüs, Batı Şeria Ve Abluka Altındaki Gazze'de Yaşayanlarla Bir Bütün Halinde Filistinlilere Uyguladığı Ayrımcılık Politikaları, İnsan Hakları Ve Uluslararası İnsancıl Hukuk İhlallerinin İncelenmesi Alt Komisyonu

2021 yılı Ramazan ayı boyunca İsrail polisinin desteğindeki fanatik Yahudi grupları sürekli olarak Müslümanların üçüncü Harem-i Şerif olarak kabul ettiği Mescid-i Aksa’ya saldırmış, teravih namazı kılan cemaate karşı polis tarafından göz yaşartıcı bomba, kauçuk kaplı çelik mermiler ve körlüğe yol açabilen saçmalı silahlar kullanılmıştır. Bu tahrikler artırılarak sürdürülürken Doğu Kudüs’ün Filistinlilerin yaşadığı üç mahallesinden biri olan Şeyh Cerrah Mahallesi’ndeki 13 ev mahkeme kararıyla boşaltılarak Yahudi yerleşimcilere teslim edilmek istenmiştir. Doğu Kudüs’ü Yahudileştirme ve Mescid-i Aksa’ya el koymaya dönük bu kolonyal politikalar, İsrail’in Arap nüfuslu bölgelerinde, Doğu Kudüs’te, Batı Şeria’da ve Gazze’de protesto edilmiştir. Bu süreçte Filistinliler Mescid-i Aksa’yı boşaltmayarak koruma nöbeti tutmaya başlamış, Filistinlilerin sivil direnişi sürekli artan polis şiddeti ve fanatik Yahudilerin saldırılarıyla karşılaşmıştır. Bu saldırılar ve sivil direnişlerdeki can kaybının sürekli artmasını 10 Mayıs 2021’de İsrail’in Gazze’ye başlattığı hava saldırıları takip etmiştir. Bu saldırılarda şimdiye kadar içinde çok sayıda çocuğun da bulunduğu 300 dolayında Filistinli şehit düşmüş, binlercesi yaralanmıştır.

İsrail, saldırılarında Gazze’de sivil yerleşim yerlerini askerî hedef olarak görmüş, iki uluslararası basın kuruluşunun bulunduğu çok katlı bir binayı yok ederek basın hürriyetini ve haber verme özgürlüğünü de yok saydığını göstermiştir. Bu saldırılar devam ederken Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin toplantıları neticesiz kalmıştır. ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri İsrail saldırganlığına destek vermiştir. Buna rağmen, bu ülkeler dâhil dünyanın her tarafında sivil gruplar protesto gösterileri düzenlemiştir.

İsrail’in Filistinlilere dönük olarak ayrımcılığı kurumsallaştırdığı, işgal altında tuttuğu yerlerin demografik yapısını değiştirmek için Yahudi yerleşimcilerin iskânına dayalı bir kolonyal politika uyguladığı, 2000’li yıllardan itibaren benimsediği yasal çerçeve ve politikalarla Yahudi üstünlükçülüğüne dayalı bir apartheid ve zulüm devleti hâline geldiği, Ocak ayında, İşgal Altındaki Topraklardaki İnsan Hakları için İsrail Enformasyon Merkezi (B’Tselem) tarafından hazırlanan bir raporla ortaya konmuştur. Aynı bulguları, İsrail’in Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin statüsünde “insanlığa karşı suçlar” kategorisini oluşturan 11 suç içinde yer verilen “aparteid ve zulüm” suçlarını sistematik bir devlet politikası olarak benimsediğini tespit eden Nisan ayındaki İnsan Hakları İzleme Örgütü Raporu da ortaya koymuştur.

Bu çerçevede İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu tarafından İsrail’in işgal altında tuttuğu Doğu Kudüs, Batı Şeria ve abluka altındaki Gazze’de yaşayanlarla bir bütün hâlinde Filistinlilere uyguladığı ayrımcılık politikaları, insan hakları ihlalleri ile saldırı suçu, savaş suçları ve insanlığa karşı suçları içeren uluslararası insancıl hukuk ihlallerini inceleyerek raporlaştırmak ve Doğu Kudüs’ün çok dinli kimliğinin korunması konusundaki hassasiyetin bir kez daha teyit edilmesi amacıyla bir Alt Komisyon kurulması gerekli görülmüştür.

Yukarıda açıklanan gerekçelerle İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Kanunu’nun 4. maddesinin (f) bendindeki “Gerektiğinde dış ülkelerdeki insan hakları ihlallerini incelemek ve bu ihlalleri o ülke parlamenterlerinin dikkatlerine doğrudan ya da mevcut parlamenter forumlar aracılığıyla sunmak” hükmüne ve 6. maddesinin ikinci fıkrasındaki “Komisyon, incelemelerini alt komisyonlar kurmak suretiyle de yapabilir.” hükmüne istinaden “İsrail’in İşgal Altında Tuttuğu Doğu Kudüs, Batı Şeria ve Abluka Altındaki Gazze’de Yaşayanlarla Bir Bütün Hâlinde Filistinlilere Uyguladığı Ayrımcılık Politikaları, İnsan Hakları ve Uluslararası İnsancıl Hukuk İhlallerinin İncelenmesi Alt Komisyonu” kurulmasına karar verilmiştir. Alt Komisyon, 27. yasama dönemi, 4. yasama yılında İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun 20 Mayıs 2021 tarihli toplantısında kurulmuştur.